| |||||||
Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda) |
| 03 Eylül 2011 15:52 | ||
| YASEMİN ATAMAN | Cevap: İSLAM DAVETÇİSİ OLDUĞUMUZU UNUTMAYALIM!!  Bir hareketin başarıya ulaşabilmesi için; -Fikri altyapının sağlam olması -Ameli üst yapının da sağlam olması -Metotun doğru tesbit edilmesi -Hareketin lideri/liderlerinin örnek yaşantıya sahip olmaları -Hareketin üyelerinin dosdoğru olmaları -Hedefe ulaşmadaki araçların da uygun seçilmesi - Tebliğ uslübunun güzel seçilmesi gerekir. | |
| 25 Ağustos 2009 10:29 | ||
| namzet davadar | RE: İSLAM DAVETÇİSİ OLDUĞUMUZU UNUTMAYALIM!! bana göre sorun şu bizler tanımadan tanımlamaya kalkışıyoruz. dolayısıyla haddimizi aşıyoruz. tanımak bizim işimiz ama tanımlamak ALLAH"ın işidir. dolayısıyla tanımlamaya kalkışanlar hadlerini aşıyorlar. haddimizi bilelim yoksa rahman bizi haddimizi bildirecektir. vesselam. | |
| 25 Ağustos 2009 09:07 | ||
| sevginin_bedeli | RE: İSLAM DAVETÇİSİ OLDUĞUMUZU UNUTMAYALIM!! Alıntı:
ancak bizler bir konu hakkında tartıştığımızda şöyle bir yanılgıya da düşüyoruz... hepimizin mutlaka aynı düşünsel sonuca ulaşmamız gerektiği yanılgısı... bunun böyle olmaması gerektiğini uzun yıllar sonra ancak anlayabildim... bu uzun yıllar sürecinde elbette çok yanlışlarım olmuştur allah affede... sanırım şunu ifade etmem gerekiyor kimse kızmasın ama hz. peygamber efendimizle gençliği de dahil yıllarını geçiren hz. ebubekir, yine en çok yanında bulunan hz. ali hz. osman ve hz. ömer; diğer adıyla hulefai raşidin hz. peygamberden kaç hadis rivayet etmişler. allah için oturup düşünelim selim bir kafa ile...eğer bütün sahabe içinde peygamberi en iyi anlayan ebu hureyre olsaydı inanıyorum ki o ilk halife seçilirdi sahabe tarafından... peki peygamberin getirdiği dini en iyi özümseyenlerin 4 halife olduğunu kabul ettiğimizde bu insanlar neden az hadis rivayet ettiler ya da neden hz. peygambere nisbet edilerek hadis nakledilmesine karşı çıktılar diye düşünme ihtiyacı/zorunluluğu hissediyorum. kaldı ki bu ve benzeri problemlerin yaşanabileceğini hz. peygamber önceden farketmiş ve kendine ait sözlerin yazılmasını yasaklamıştır. bütün bunlardan sonra derim ki kuranı kerimde hz. ibrahimin -ki tarih akışı içinde en önemli peygamberlerden biridir- allahı bile sorguladığını görüyoruz. 2/260- Hani İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” demişti. (Allah ona) “İnanmıyor musun?” deyince, “Hayır (inandım) ancak kalbimin tatmin olması için” demişti. “Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır. Sonra onları parçalayıp her bir parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır. Sana uçarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”kuranı kerim. yüce rabbimizin bu örneği vermesini çok ama çok manidar buluyorum. dolayısıyla araştırarak inanmanın her zaman körü körüne inanmaktan evla olduğu kabul edile gelmiştir. bir konu da tartışıyorsak eğer birbirimize zorla hakaretle bir şeyleri dayatmak yerine delillerimizi ortaya koyalım isteyen istediği gibi inansın veya devam etsin .... yani kızmanın hiçbir anlamı yok derim. vesselam | |
| 24 Ağustos 2009 23:47 | ||
| Yitiksevda | RE: İSLAM DAVETÇİSİ OLDUĞUMUZU UNUTMAYALIM!! Herkes katkı sağlama adına fikir beyan edebilir yanlız önemli olan verilen fikirlerin veya delillerin KURAN'a ve Sünnete ters düşmemesi kimi b yi sever kimileri a yı sever önemli olan ikisininde ittifak ettikleri hususlarda birleşebilmektir. Sunduğumuz herhangi bir konunun doğruluğu ve yanlışlığından sorumlu olduğumuzu unutmayalım çünkü konudan bilgisi olmayan biri belki yanlış verdiğimiz bilgiyi doğru olarak algılar ve uygular işte bizler bu noktada Allahın huzurunda sorumlu duruma düşeriz. | |
| 24 Ağustos 2009 23:38 | ||
| Yitiksevda | RE: İSLAM DAVETÇİSİ OLDUĞUMUZU UNUTMAYALIM!! Sitede tartışmaların geneline baktığımda 1400 yıldır alimlerin tartıştığı ve çoğunluğunun sonuca bağlayamadığı konular bunlar Alimlerin yapacağı İctihadlardır bizler bir parça birikimimiz ile Alimlere dahi meydan okuyacak kadar kendimizi alim görmeye başlamışız buda hataya düşmemize sebep oluyor Çağdaşlık ve gelenekselcilik adı altında olan tartışmalar kimseye fayda sağlamıyor bize düşen KURAN ile hayatımıza şekil verebilmektir.... | |
| 24 Ağustos 2009 23:32 | ||
| kurtmehmet | RE: İSLAM DAVETÇİSİ OLDUĞUMUZU UNUTMAYALIM!! Bizler İnsanları davet ettiğimizde en önemli olan SABRI gözardı etmeden yapmalıyız Çilesi olmayan hiçbir davet yoktur çilesi çekilmeden bir olgunluğa erişemez. Her işte sabretmek kişiyi mutlaka hedefine ulaştırır. | |
| 24 Ağustos 2009 23:17 | ||
| Yitiksevda | İSLAM DAVETÇİSİ OLDUĞUMUZU UNUTMAYALIM!! İslama davet tek yoldur ,Peygamberler Salihler islamın davetçisi olanların tümü tek yolda yürüdüler ve Allah’ın izni ile bizlerde bu yolda Adil şahidler ve tebliğ görevlileri olarak yürümeye devam edeceğiz.Allah Resullerinin davet metoduna baktığımızda öncelikle İman edip amel etmeyi sonrada kalplerini sevgi ve saygı ile birleştirmeye davet ettiklerini görürüz. İslam dininin temel öğretilerini kendimize örnek alarak Kuran’ın bizden istemiş olduğu davetçi örnekliğini temel öğretilere uyarak en güzel biçimde sunabilmeliyiz.Müslüman olarak İslam dininin davetçileri olarak şu başlıklar altında görevimizi ifaa edebilmeliyiz. 1:Hayra davet edenler olabilmek 2:İyiliği emreden kötülükten Nehyeden 3:Sağlıklı Kurani bir bilgi 4:Kuran ile özdeşleşmiş bir hayat yapısı Kuran’i kerimde Emri bil Maruf nehyi anil münkeri terk etmek küfürle aynı tutulmuştur.İşte bu küfür ithamına maruz kalmamak için güzel bir dil ile güzel öğütler vererek insanları kendinden uzaklaştırmadan yerine göre İNZAR yerine göre Müjde ile davet edebilmeyi şiar edinenlerden olabilmeliyiz.Allah’u teala Musa ve Harun Peygamberleri Firavuna tebliğ için görevlendirdiğinde ayette şöyle buyurmaktadır. 42- Sen ve kardeşin ayetlerimle gidin ve Beni zikretmede gevşek davranmayın 43- İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor. 44- Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp düşünür veya içi titrer korkar (TAHA Suresi 42-43-44) Bu tebliğ görevini bu bilinç ile yapmaktaidiler Bizler İnsanları davet ettiğimizde en önemli olan SABRI gözardı etmeden yapmalıyız Çilesi olmayan hiçbir davet yoktur çilesi çekilmeden bir olgunluğa erişemez. İslam davetini üstlendiğimiz! Vakit sabır,tahammül,tahayyül,tevekkül,tefekkür vs olarak bunları öncelikle kendi hayatımıza aksettirerek davetimizi yapmaya çalışmalıyız,Kuran’i öğretiler çerçevesinde Peygamberi bir davet metodu ile Cehaletten uzak bir söylem ile hareket edebilmeliyiz. Özellikle DİKKAT’imi çeken hususlardan biri Kişiler tebliğ görevini yerine getirelim azmi ile insanlara faydalı olma namına yaptıkları bir çok şeyde KURAN’i bir ölçü ile değilde HİSSİYAT ile davranmaktadırlar. Bizler MUHAMMED (a.s) ümmeti olduğumuzu unutmadan Adilane Şahidler olarak Rasüllerin davet yöntemini kendi hayatımızda yaşayarak davet edeceğimiz kişilere örnekliğimiz ile enaniyetten uzak bir şekilde sunabilmeliyiz Emri bil Mrauf nehyi anil münkeri şiar edinenlerden olma duası ile lütfen İSLAM davetçileri olduğumuzu ve ona layık olmak zorunda olduğumuzu unutmayalım kırıp dökmek ile bir sonuca varamayız ALLAH’A EMANET OLUNUZ YitikSevda | |
Yetkileriniz
|
| .::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|
Medineweb
Sosyal Medya Gruplarımız: |
