31 Ocak 2012 23:53 | ||
Yitiksevda | Cevap: Peygamber sevdalısı ''ebu talib'' hakikatleri Hayri abim konuyu incelersin selametle kal... | |
08 Ocak 2011 15:44 | ||
islamoğlu | Bu araştırma hakikatleri çok güzel yansıtmakta... Teşekkürler. | |
12 Eylül 2010 21:45 | ||
serpil | Alıntı:
![]() ![]() ![]() ![]() | |
12 Eylül 2010 19:56 | ||
Araz |
Onlar arasında öyleleri var ki (ey Peygamber) seni dinler (görünür)ler: Ama kalplerinin üstüne, onları hakikati kavramaktan alıkoyan perdeler yerleştirdik, kulaklarına da sağırlık. Ve (hakikatin) bütün işaretleri(ni) görselerdi yine de ona inanmazlardı; o kadar ki, onlar tartışmak için sana geldiklerinde, hakikati inkara şartlanmış olanlar, "Bu, eski zamanların masallarından başka bir şey değil!" derler (En’am-25) Diğerlerini ondan alıkoyar ve kendileri de ondan uzaklaşırlar: Ama (bu şekilde) yalnız kendilerini mahvederler ve (üstelik) bunu da idrak etmezler. (En’am-26) ![]() | |
10 Eylül 2010 14:32 | ||
Emekdar Üye |
pişşttt... HAZRETİ EBU SUFYAN RADIYALLAHU ANH. HAZRETİ HİNT RADIYALLAHU ANH. HAZRETİ MUAVİYE RADIYAHULLAH ANH 'A LAF ETMEYİN ... ONLAR SAHABEDİR ONLAR CENNETLİKTİR. BOŞVERİN EBU TALİPİ BOŞVERİN HZ.ALİYİ BOŞVERİN HZ.HASANI, HÜSEYİNİ ONLARI ŞİA UÇURUYOR BİZ UÇURMAYIZ... BİZİMKİSİ SAHABE SAYGISI... AMR BİN AS ODA SAHABEYDİ ONADA LAF ETMEYİN TEKFİR EDERİZ SİZİ... DEMEZLER Mİ SİZE SA'LEBEDE SAHABEYDİ EFENDİMİZ ONA NİYE YAZIK OLDU SALEBEYE DEDİ. MADEM HEPSİ GÜNAHSIZLAR..(TORPİLLİLER TÖVBE TÖVBE) GELELİM EBU TALİP MESELESİNE: İSLAM TARİHİNDE UHUD SAVAŞINDA ŞEHİTLERİN ARASINDA BİRİ VARDIR İSMİ MUHAYRIK. ONUNDA MÜSLÜMAN OLUP OLMADIĞI MUALLAKTADIR. O DÖNEMDEKİ ALİMLERDE BU KONUDA DEĞİŞİK GÖRÜŞLER SUNMUŞTUR AMA ALLAHIN HÜKMÜ TEKTİR KİME NE YAPACAĞINI EN İYİ BİLEN O'DUR. ONUN ADALETİNE GÜVENELİM GERİSİNİ BOŞVERELİM. not:büyük harf olayını sonradan farkettim ama artık çok geçti.. üşendim düzeltmeye. gereğinin yapılmasını arz ederim. (banlamayın yani) | |
09 Eylül 2010 11:21 | ||
Yitiksevda | Kuşkusuz, (bu ilahi kelama) iman edenler ile Yahudi inancının takipçilerinden, Hıristiyanlardan ve Sabiilerden Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanmış, doğru ve yararlı işler yapmış olanların tümü Rablerinden hak ettikleri mükafatları alacaklardır; ve onlar ne korkacak, ne de üzüleceklerdir. (Bakara-62) Ayeti kerimede özellikle Allah'a ve Ahirete iman esası ve Salih ameli gözardı etmeden Allah'ın isimlerinin tecelli hakkı Allah'a aittir Adil olan Allah en güzel şekilde hükmü verecek olandır .Allah sizdende razı olsun İnşaallah faydalı olabilmişimdir.. | |
08 Eylül 2010 18:00 | ||
Abdulhamit 1 | Alıntı:
Yapmış olduğunuz bu çalışmalarınız için teşekkür eder, Allah razı olsun. | |
08 Eylül 2010 03:26 | ||
Emekdar Üye |
Muhsin abim kaynaklarda çelişki yoktur bunu belirteyim. Asıl çelişki sünni kaynaklara emevi hizbi tarafından sokulmuş olan uydurma rivayetlerdedir. Ebu Talibin imanlı olması veya olmaması bana bir şey kazandırmaz herkes hesabını Allah'a verecektir. Yalnız bilinçli olarak İslam tarihini gölgelemeye ve Ehli Beyte karşı düşmanlık sergileyen emevinin kirli söylemleri üzerinde durup düşünmek ve hakikati vermek gerekli idi bu çalışmam sadece bu amaç güdülerek yapılmıştır. Emevi hususunda eğer ister isem bütün mikropluklarını en sağlam deliller ile verebilirim lakin tarihte yaşanmış ve bitmiş olaylar üzerinde durmak fazla fayda vermiyor.Ama eğer bu delillere rağmen halen birileri Ebu Talib'e haşa müşrik diyorsa onlarıda Allah'a Hakk ve Batılın ayrıştığı güne havale ediyorum... | |
08 Eylül 2010 03:09 | ||
Emekdar Üye | Sünni kaynaklarda geçen dehdah hadisi SÜNNİ KAYNAKLARDA GEÇEN DEHDAH HADİSİ Peygamber (s.a.a)’in amcası Abbas o hazrete sordu: “Acaba Ebu Talib’in sana olan dostluğunun, ona bir faydası varmıdır” Peygamber (s.a.a) buyurdu: “Evet onu şiddetli bir azap halinde buldum, oradan cehennemin üst tabakasına yakın bir yere (ki azabı daha hafiftir) çıkardım. Eğer ben olmasaydım o cehennemin en alt derecesinde yer alacaktı.” Ebu Said Hudri der ki: Peygamber (s.a.a)’in yanında söz Ebu Talib’den açıldı. O hazret buyurdu: “Sanki benim şefaatim onda faydalı gibidir. O kaynar sudadır ki ateş ayağının altını kavurarak yukarı doğru şiddetlenir ve beyni kaynamaya başlar.” (Müslim c.1 Babı Şefaat’un Nebi Ebi Talib Buhari c.2 Babı Gusseti Ebu Talib) Konunun başlangıcında belirtmiş olduğumuz gibi Sadece Sünni kaynaklarda geçen rivayetler ile ‘’Ebu Talib’’ hakkında fikir beyan edilmiştir. Bu vermiş olduğum rivayet Sünni Kaynaklı olup bunu nakleden ravilerin güvenilmez ve itibar edilmez şahıslar olarak kaydedilmişlerdir. Seyyid Fehhar İbn’i Mu’ed ‘’El Hücceti Ala’z Zaheb’’ kitabında bu rivayet ile alakalı araştırmasında sened açısından Muğiret İbni Şube Buğz ve düşmanlığıyla meşhurdur ve onun zina hadisesi bilinmektedir diye nakletmekte. İslam âlimlerinden İbni Ebil Hadid, Ebu Ferec Isfahani, Taberi ve İmamı Azam Ebu Hanife Deynuri gibi büyük âlimler onun fasık oluşunda tereddüt etmemişlerdir. İftira ve yalan uydurma hususunda sınır tanımayan Muaviye ve satın almış olduğu kişiler İbni Abbas ve Ebu Said Hudri gibi iki büyük sahabenin ismini kullanmaktan çekinmemişlerdir. İbni Abbas’a dayandırılarak nakledilen bir rivayet bu tutarsız ve çelişkili olduğunu ispatlamaktadır. ”Kardeşim Ebu Talib ‘in ölüm anında Allah’ın birliğine ve Peygamber (s.a.a)’in risaletine şahadet ettiğini işittim.” (Ebu Talib-Abdullah Huneyzi s.380) Kıyamet senaryolarını hazırlamaktan çekinmeyen gizli ve kirli eller. Allah’ın hesap mizan gününü beklemeden sorgu ve suale tabi tutarak. Allah adına sorgulama yapmışçasına hemen cehenneme göndermekte ve halini bilebilmekteler! Şefaat hususu Yalnız ve Yalnız Allah’ın indinde iken Allah adına şefaat dağıtmayı ilke edinmiş anlayışlar, kimine yetmiş bin kimine daha farklı rakamlar üzerinde şefaat yetkisi vererek sözde şefaat edilecek kişilerin sorgu ve suale tabi olmadan cennete girecekleri garantisini vermektedirler. Şefaat Allah’ın indindedir Allah ister ise istediğine vereceğini beyan ediyor iken onun adına birilerine vermek gaybı taşlamak, Allah’ın ilmindeki hususa müdahale etmektir. Şunu da belirtmek gerekir ki Allah’ın izin vermesi ile alakalı olan ‘’Şefaat’’ Müminler için geçerli olacağı düşünülmelidir. (Allah’u A’lem) Onların bu cezaları süreklidir. Ne azapları hafifletilir ve ne de yüzlerine bakılır. (A’li İmran-88) Bu ayeti kerime sözümüzü doğrulamaktadır. Zor ve Zerre köle olan satılmış din simsarları yalan ve uydurmalarından ibaret olan birçok rivayet İslam tarihi içerisinde tefsir kaynaklarından tutunda hadis kaynaklarına kadar sahih olarak yerleştirilmiş ve kendi istemiş oldukları din anlayışının oluşmasında etkili olmuştur. Emevi hizbinin, yapmış olduğu ihanetler saymak ile bitmez. İmam Ali’ye, seksen yıl boyunca, hutbelerde lanet ettiren bir anlayıştan, babası Ebu Talib hakkında adalet beklemek Adalete hakaret olur. Kur’ani kerimde Kişinin kurtuluşa ermesi için iki önemli ölçü belirtilmiştir. İman-Salih Amel Ebu talibin Salih amel hususunda hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekildeki yaşamı bunun ispatıdır. Ebu Talib'in Şiirleri: Ebu Talib'in imanını gösteren şiirleri oldukça fazladır. Varsın bilsin ki En iyi insan Muhammed'dir. Musa ve Meryem oğlu İsa için halef, Muhammed'dir. Yemin olsun ki Muhammed 'in dini! Din cihetinden en iyi dinlerdendir. Nebidir ki, rabbinden vahiy ile donanmış, Aksini iddia eden kör pişmanlığına kapılmış. Bilmez misin bulmuşum ben o Resulü Muhammed'i. Ki, her kitabın hattı evvelidir, tıpkı Musa gibi… Allah resulünü ve pak dini yalanlayan bir kişiliğin bu şiiri yazması kendisi ile çelişme demektir. Yine başka bir olayda İmam Ali ve Allah resulünün namaz kıldığını görmesi ve oğlu Caferi onlara katılması için yanlarına göndermesi. Peygambere karşı duyduğu aşırı sevgi ve koruma içgüdüsü Ebu talibin iman ettiğine delildir. Sünni kaynaklarda Rivayete dayalı olarak Yine Ebu Talib Hakkında inen ayetleri siyak ve sibakına göre ele alalım: Onlar arasında öyleleri var ki (ey Peygamber) seni dinler (görünür)ler: Ama kalplerinin üstüne, onları hakikati kavramaktan alıkoyan perdeler yerleştirdik, kulaklarına da sağırlık. Ve (hakikatin) bütün işaretleri(ni) görselerdi yine de ona inanmazlardı; o kadar ki, onlar tartışmak için sana geldiklerinde, hakikati inkara şartlanmış olanlar, "Bu, eski zamanların masallarından başka bir şey değil!" derler (En’am-25) Diğerlerini ondan alıkoyar ve kendileri de ondan uzaklaşırlar: Ama (bu şekilde) yalnız kendilerini mahvederler ve (üstelik) bunu da idrak etmezler. (En’am-26) Ayeti kerimeler umuma seslenen tüm müşrikleri kapsamaktadır. İnatlarında ayak direyen ve ‘’Onlar’’ zamiri birden fazla olan gruba işarettir Tekil olarak Ebu talibe işaret etmesi Kur’an hitabına aykırıdır. Özellikle bu ayetin ebu talib’e işaret ettiğini iddia edenler yine kendi düzmcelerini Mümtaz sahabe İbni Abbas’a dayandırmaları kendi uydurmalarını onaylatmak sahih olduğu görüşünü ispat etmek adınadır. Kendi kirli emellerine hiç kimseyi alet etmekten çekinmeyenlerin uydurmasıdır. En’am suresini nüzul olarak incelediğimizde Ebu Talibin vefatından çok sonraları indiği bu görüşün asılsız ve yanlış olduğunu ispatlar. Ebu Hureyre'den nakledilen rivayetlere gelince, Ebu Hureyre'nin hicretin yedinci yılında İman ettiği açık iken hadisin ondan nakledildiğini düşünmek bile mürsel olduğunun delilidir. İbni Abbas’a dayandırılan rivayetlere gelince Ebu Talib vefat ettiğinde o mümtaz şahsiyet daha çocuk yaşlarında olması o söylenen şeyleri anlaması ve aktarması bir çocuğun yapabileceği iş değildir. Sonuç olarak: Ebu Talib Allah resulüne karşı olan sevgi ve himayesi müşriklere karşı her daim koruması, Biricik oğulları İmam Ali ve Caferi ona emanet eden, Allah resulünün onun vefat ettiği yıla ‘’Hüzün Yılı’’ demesi onun iman ettiğine delildir. Emevi hizbinin Ehli Beyte olan düşmanlığının eseri olan rivayetlerin çelişki ve tutarsızlığı, ne tür kirli oyunların oynandığına delildir. Muaviyenin para karşılığı satın almış olduğu hadis uydurma uzmanlarından semure bin cündub gibiler her daim hakkı batıl ile örtmeye çalışmışlardır. Semure bin cündubun para karşılığı nüzul sebebini tahrif etmeye çalıştığı Bakara 204-205 ayeti kerimelerinin İmam Ali hakkında indiğini iddia edebilecek kadar aşağılaşması ve devamında Bakara-207 ayetin İbni Mülcem hakkında nazil olduğunu ve İmam Ali’yi şehid eden bir karaktersizi övmekten çekinmemiştir. (İbn Ebil Halid Şerhu Nehcül Belağa) Semurenin valilikten azledilmesi ve neticesinde söylediği sözler: ‘’Allah Muaviye’ye lanet etsin! Eğer ben, Muaviye’ye itaat ettiğim kadar Allah’a itaat etseydim bana ebediyyen azab etmezdi’’ (Taberi tarih 53. yıl olayları İbnul Esir el kâmil 3/195 Askeri Aişe 1/376) Allah resulünün semure ve bazıları hakkındaki rivayeti: ‘’Bunların en son öleni Cehenneme gidecektir’’ Sözü tarihçilerin kaydı ile en son ölenin semure olduğu kaynaklarca bildirilmektedir. (Belazuri Ensabul Eşraf 13/185) Bu tür ahlaksız dünya malına tapan şahsiyet(siz)’lerden adalet, doğruluk beklenemez? Abdulmuttalib’i dahi insafsızca Müşrik ilan eden anlayışların utanması için Ebrehe ordusunun Kâbe’yi yıkma hadisesi tek başına Mümin ve Hanif dini üzere olduğunun ispatıdır. Zemzem kuyusunu kazma hadisesi ve Sam’ın yakıcı topraklarında devesinin ayağının altından su kaynaması da onun yüce makamını açıkça ortaya koyuyor. Bir gün Peygamber namaz kılmak için Kâbe’nin yanına gitti. Namaz kılmaya başladığında Ebu Cehil orada hazır bulunan müşriklere söyle seslendi:” Kim gidip su adamın namazını bozabilir?” Müşriklerden Abdullah İbni Zeb’eri adli birisi bu is için hazır olduğunu ilan etti, aynı anda yerinden kalkıp bir miktar kan ve işkembe parçasını eline alarak Peygamber’in yanına geldi ve elindekileri Peygamber’in yüzüne sürdü. Peygamber namaz kılmayı bıraktı, o vaziyette Ebu Talibin yanına giderek söyle buyurdu: “Ey amca! Acaba görmüyor musun? Bana neler yaptılar?” Ebu Talib söyle sordu:”Bu işi kim yaptı?” Peygamber buyurdu: ”Abdullah İbni Zeb’eri böyle yaptı.” Ebu Talib ayağa kalktı ve kılıcını aldı. Hz. Peygamber ile birlikte Müşriklere doğru hareket etti. Müşriklerin gözleri Ebu Talibi görünce kasmak istediler fakat Ebu Talib feryat etti: Allah’a yemin ederim! Eğer içinizden bir kişi ayağa kalkarsa onu kılıcımla vururum!” Onlar korkudan oturdukları yerden kalkmadılar. Ebu Talib Peygamber’e dönerek “Ey oğul sana bunlardan hangisi böyle yaptı?” Peygamber İbni Zeb’eri’yi işaret ederek buyurdu: “Bu yaptı” Ebu Talib bir miktar kan ve işkembe parçasını eline alarak İbni Zeb’eri’nin ve diğer müşriklerin yüzüne, sakalına, elbiselerine sürdü ve onlara şiddetle sitem etti. (Kurtubi Tefsiri ve ayni ibare El Gadir c.7, s.359 da.) Müşrikler Hz. Muhammed’in yoluna devam ettiğini ve günden güne ilerleme kaydettiğini gördüler. Bir gün onların önde gelenleri Ebu Talibin yanına geldiler ve söyle dediler: “Sen aramızda yaşlı ve şerefli bir şahsiyetsin. Biz senden yeğenine engel olmanı istedik. Fakat sen ona engel olmadın. Artik sabrımız taştı. Muhammed’in atalarımızın dinini hatalı bulmasına, bizlere akılsız ve cahil demesine, ilahlarımıza kötü söz söylemesine artık tahammül edemeyiz; Onu bize bırak aksi takdirde seninle ve onunla iki gruptan biri helak oluncaya dek savaşacağız.” Daha sonra müşrikler evlerine döndüler. Ebu Talib için kavminden ayrı olmak, onlara düşman olmak ağır ve zor bir durumdu. Öte yandan Muhammed (s.a.a)’i de yalnız bırakamazdı. Peygamber (s.a.a)’i çağırdı ve ona durumu arz etti: “Kavminin önde gelenleri yanıma geldiler ve böyle dediler. Kendi canını ve benim canımı koru. Ve beni kudretim olmayan bir şeyin arasına atma.” Peygamber (s.a.a) Ebu Talibin yeni bir tercih aşamasında olduğunu ve kendisini himaye etmekten vazgeçmek istediğini gözlerinin önüne getirdi. Ebu Talib’e dönerek söyle buyurdu: “Ey amca! Eğer müşrikler güneşi sağ elime ve ayı’da sol elime verseler, İslam zafere ulaşıncaya dek ya da bu yolda öldürülünceye kadar, İslam’ın tebliğinden asla el çekmeyeceğim.” O anda Peygamber gözyaşlarını tutamadı, ağladı. Sonra yerinden kalktı ve hareket etti. Henüz Ebu Talib’den bir kaç adım uzaklaşmamıştıki Ebu Talib seslendi: “Ey yeğenim! Geri dön.” Peygamber amcasının yanına geri döndü, Ebu Talib o anda Peygamber’e şöyle dedi: “Ey yeğenim! Git söylemek istediklerini söyle (islamı tebliğ et) seni hiç bir şeye asla teslim etmem ve ortada bırakmam.” (Siyeri İbni Hişam c.1, s.284-285) Ardından müşriklere hitaben söyle dedi: “Allah’a yemin ederim! O asla yalan söylememiştir. Bundan dolayı teslim olmayacaktır. Gidin ve İslam’la hidayet olmuş bir halde geri dönün.” (Dikkat ediniz) bu cümle baştanbaşa Ebu Talibin imanının açıklayıcısıdır. İbnul Esir Cami ul Usul adli kitabında konu hakkında söyle der: ”Peygamber (s.a.a)’in Ehl-i Beyt’inin görüsüne göre; Peygamber’in amcaları arasında Hamza, Ebu Talib ve Abbas dışında hiç biri Müslüman olmadı.” MEVLÜT HÖNÜL [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] MALAZGİRT 08.09.2010 | |
07 Eylül 2010 19:17 | ||
Medine-web |
kaynaklar çelişkilide olsa ,vermiş olduğun kaynaklar mutmain ediyor. ebu talibin müslüman olması bize bir şey kazandırmaz,küfürde gitmesi üzer elbette.gönlümüz bu fedakar insanın rahmetlik olmasını arzular.Kolsuz kanatsız savunmasız kalan Resulullahı koruyan kollayan bu muhterem insan saygıdeğerdir.Resulullah sav :"anamdan sonra anamdır" dediği bu zatın muhterem eşidir. "ben ilmin şehriyim ali kapısıdır " buyurduğu muhteremin babasıdır. amca bir elimde güneşi verseler diğerine ayı verseler davamdan vazgeçmem diyen resulullaha:"oğlum seni koruyacağım sonuna kadar,işine bak arkandayım "diyen bu muhterem zattır. onun vefatıyla huzun yılı ilan edilmiştir.bu yılda resulullahın iki kanadı kırılmıştır:"hz hatice,ebutalib"... İnşaallah ebu talib iman üzere gitmiştir demekten başka elimizden bi şey gelmiyor. çalışman için teşekkür ederiz.. | |
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|