Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Muhtelif Konular (https://www.forum.medineweb.net/657-muhtelif-konular)
-   -   Nefis (https://www.forum.medineweb.net/muhtelif-konular/29107-nefis.html)

ayel 30 Ağustos 2007 17:57

nefis...
 
Nefis Azgın Arslan Gibidir!..
Uçsuz bucaksız bir ormanda azılı bir arslan yaşamaktadır. Ormandaki bütün hayvanlar korku içindedirler. Böyle yaşamaktansa bir çare ararlar. Düşünür, taşınır, aralarından bir heyet seçerek arslana gönderirler:
- "Ey ormanların şahı arslan!. Her gün içimizden birini yakalıyor, yiyorsun!. Buna bir diyeceğimiz yok, fakat bu zahmet niye? Sen tahtında otur, biz, sana her gün içimizden birini yollarız, sen de rahatça yersin! Böylece, biz de, sen de huzur içinde ömrümüzü geçiririz!." derler. Bu teklif arslanın hoşuna gider. Kabul eder. Artık her sabah bir hayvan kendi ayağı ile gelip arslana teslim olmaktadır.
Günlerden bir gün, sıra tavşana gelir. Hayvanlar:
- "Eh ne yapalım, kısmet böyle!. Çoğumuzun rahatı için birimizin ölmesi gerek!. Haydi vakit geçirmeden yola düş!. Arslanı kızdırmayalım." derlerse de tavşan işi ağırdan alır, pek aldırmaz. Hayvanlar telaş içindedirler. Nihayet yalvara yakara tavşanı yola düşürürler...
Tavşan, kayıtsız, seke oynaya arslanın huzuruna gelir ama, vakit de bir hayli ilerlemiştir.
Açlıktan ateş püsküren arslan, kükrer:
- "Nerede kaldın? Bu gecikmene sebep ne?"
Tavşan, yalancı bir telaşla terlerini siler, boynunu büker:
- "Aman efendim, ben saygıda kusur etmedim. Sabah erken yola çıktım ama, diğer bir arslan yolumu kesti, elinden kurtuluncaya kadar neler çektiğimi bilemezsiniz?"
Arslanın öfkesi büsbütün başına vurur:
"Kim bu küstah? Bu ormanda yalnız benim hükmüm geçer. Kimmiş o, çabuk söyle?"
Tavşan durumdan memnun, hep öteki arslanı över, böylece arslanın haysiyetini tahrik eder. Arslan dayanamaz:
- "Düş önüme, göster bu alçağı!." der, yola düşerler. Tavşan arslanı bir kuyunun başına getirir:
- "İşte sultanım, bu kuyunun içinde!. Bakınız nasıl da kurulmuş."
Arslan hırsla kuyunun içine bakar. Suda aksini görür. Hırlamaya başlar, kuyudaki aksi de hırlar. Tavşan fırsatı kaçırmaz:
- "Görüyor musunuz efendim? Size nasıl da meydan okuyor." der.
Arslan büsbütün hiddetlenir, gözleri döner. "Bir diyarda iki sultan olamaz, parçalamalıyım onu!." diye mırıldanır. Ardından da: "Gümm.." diye kuyuya atlar.
Her şey bitmiştir artık. Tavşan yemyeşil çayırlarda seke seke hayvanlara kurtuluşlarını müjdeler.
MESNEVİ: -"Ey kişi... Sen bu dünya kuyusunun dibine, hırsla, tamahla atlamış, mahpus bir arslansın. Nefsini yen de tavşan gibi hür dolaş... Senin tavşan nefsin, sahrada yiyip içmekte, zevk ve safa etmekte. Sen ise şu dedikodu ve münakaşa kuyusunun dibindesin!" (Beyit: 1350-1351)
Ebu Mücahid (r.a.) buyurur:
"Allah'ın (c.c.) yarattığı en ahmak mahluk nefistir." Çünkü, hep kendi aleyhine olanı ister.
(alıntı)

Seyyid 05 Aralık 2008 00:01

Cvp: nefis...
 
Ey nefsim!Sana şaşıyorum!!
İçerisinde rahatlık olmayan bir evde rahatlık istiyorsun. Fani olduğunu bildiğin dünyanın tadını çıkarmak istiyorsun.Zevk ve eğlence istiyorsun olayların akıbetine bakmıyorsun.
Ey nefs!
Neden insanların önünde takvalı,saf ve iffetli görünmeye uğraşıp karanlık kaplayıpta insanların evlerine çekildikleri vakit sanki seni görmüyormuş gibi Allah’a isyan etmeye cüret ediyorsun.
Subhanallah!!!Allah’ı sana bakanların en basitimi kıldın?
Rabbine yakarıp,onun sınırları içerisinde duracağın halde birde bakmışsınki iman elbisesini çıkarıyorsun insanlarla biraraya geldiğinde ise onu giyiyorsun.
İnsanlar sana karşı Rabbinden daha cömert olmayacaklar.
Bu durumu bir düşün ey nefs!İçini dışın gibi yap ve her zaman şunu tekrar et: ”Allah beni gözetleyendir.” ”Allah beni izleyendir.” ”Allah beni görendir.
Ey nefs!
Sana ne oluyorda sanki ondan emin olmuşsun gibi dünyaya güveniyorsun.
Öncekilerin durumlarını hatırlamaz mısın?
Onlar hayatlarını dünyaya hibe etmişler ve dünyayı en büyük kaygıları yapmışlardı birde baktılar ki dünya onlara ecellerini getirmiş ve nimetleri ateşe çevirmiş.
Bilmiyormusun ki dünya aldatıcıdır,gayeleri ve durumları değiştiricidir.Bu halde ona nasıl güvenirsin?
Herhangi bir anda ölüm sana hucüm edip seni içinde bulunduğun şeyden çıkarabilir ve seni bir diyardan onun için hazırlanmadığın başka bir diyara götürür.
Orada senin durumun ne olur ey nefs! Aaaahhh nefs!
Cenneti istediğini iddia ediyorsun ama onun için hiç çalışmadın.
Ateşten korktuğunu iddia ediyorsun ama ondan hiç kaçmadın!
Eğer Cennete girersen orada nimetlendirileceğini,eğer Cehenneme girersen orada azaba uğrayacağını öğrenmedin mi?
Ey nefs!!!Neden seni her itaate zorladığımda tembelleşip benden kaçıyor,yorgunluk ve meşakkati bahane ediyor bir günah gördüğünde ise ona koşuyorsun?
Ey nefs!
Bana doğruyu söyle!
Ne istiyorsun?
Mutluluk mu mutsuzluk mu?
Refah mı azap mı?
Ey nefs!
Sana yemin ederim ki mutluluk ve refah ancak Allah’a itaatte vardır. Mutsuzluk ve azap ise günahlarda vardır.
Bana katılmaz mısın?
Senden ümit ettiğim şey budur..

İslaminesil 03 Mayıs 2014 17:29

Nefis
 
Yüce Rabbimiz Allah, Kuran' ı Kerim' de birçok ayetle nefsimizin bizi daima kötülüğe çağıracağını bildirmiştir. Nefis insana hem her türlü kötülüğü hem de ondan sakınmayı ilham eder.

Nefse ve ona ' bir düzen içinde biçim verene; sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). (Şems Suresi, 8)

Ayetten de anlaşıldığı gibi nefsimiz bize sınır tanımadan günah ve kötülüğü emrettiği gibi vicdanımız da günah ve kötülükten sakınmayı ilham eder. Böyle bir durumda insana düşen Allah' ın vicdanına ilham ettiğine göre hareket etmektir. Allah' ın hoşnutluğunu, sevgisini kazanmaya hangisinin uygun olduğunu anlamak da hiç zor değildir.

Kişi Allah' a karşı son derece samimi olursa hangisinin en doğru olacağı konusunda hiç tereddüt etmez.

Allah' ı dürüstçe ve samimi seven insan hayatının her anında en dürüst hareketin hangisi olduğunu bilir. Nefsini tatmin etmeye değil aksine ezmeye çalışır. Her şeyde Allah' ın rızasını arar. Kur’an' ı Kerim' i samimi olarak okuyan bir kişi, Cenab-ı Allah' ın Kur’an' da yaptığı birçok uyarının, nefsin terbiyesi için olduğunu anlayacaktır. Allah, Kendisi' nden gerektiği gibi korkmamızı emreder çünkü nefislerine uyanların sonunun hüsran olacağını da bizlere bildirmektedir.

...Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır. (6/12)

Dediler ki: "Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız." (7/23)

İnsan acz içinde olan bir varlıktır. Yemek yemeden, uyumadan, temizlenmeden yaşayamaz. En ufak bir virüs hastalanmasına hatta ölmesine sebep olabilir. Bunu çok derin düşünen bir insan, asla Allah' a karşı büyüklenerek nefsine uyamaz. İçi korkuyla titreyerek Rabbine teslim olur. Her an Allah' a muhtaç olduğunun bilincinde olur.

Peygamberimiz Efendimiz (s.av)' de “Allah’ım! Göz açıp kapayıncaya kadar dahi beni nefsimle baş başa bırakma!” diye Rabbimize dua etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) böyle derin bir korkuyla Allah' tan korkup, O' na sığınmıştır. Bizim de nefsimizi terbiye etme konusunda Peygamberimiz (s.a.v)' i örnek almamız gerekir.

Bediüzzaman Hazretleri de Risale' ler de hep nefsine seslenmiştir. "Ey nefs-i emmarem! Sana tabi değilim. Sen istediğin şeye ibadet et ve istediğin şeyin peşine düş. Ben ancak ve ancak beni yaratıp şems ve kameri ve arzı bana musahhar eden Fatır-ı hakim-ı Zülcelal’e abd olurum”


Kısacası nefis, insanın en büyük ve en tehlikeli düşmanıdır. İnsan bu tehlikeli düşmanına karşı imanını daima diri tutmalıdır. Bunun için de Kuran-ı Kerim' i rehber edinip, iman hakikatlerini öğrenerek Allah korkusunu arttırmalıdır.
alıntı

İslaminesil 03 Mayıs 2014 18:09

Cevap: Nefis
 
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
(Nefsini bilen Rabbini bilir) hadis-i şerifinin sırrına eren, nefsini sokakta gördüğü köpekten aşağı bilir. Nefsinin ayıplarını, kusurlarını görmeyen kimse, doğru yoldan ayrılır.

İstikamet yani doğruluk üzere olmalıdır; çünkü en büyük keramet, istikamet üzere olmaktır.

Nice küçük amel, niyetle büyük amel olur, nice büyük amel de, niyetle küçülür. İlmin öncesi niyet, sonra anlamak, sonra yapmak, sonra muhafaza, sonra da yaymaktır. Kim ilmi ararsa öğrenir. İlmi öğrenen, günah işlemekten korkar. Günahtan korkan ondan kaçar. Ondan kaçansa kıyamette hesaptan kurtulur.

Din kardeşinin bir ihtiyacını görmek, bir sene nafile ibadet etmekten daha önemlidir.

İlimde cimrilik yapan kişiye, Allahü teâlâ üç beladan birini verir:
1- Ölür, ilmi gider.
2- Unutarak ilmi gider
3- Kendine ilmi unutturacak kimseyle dostluk kurar, öylece ilmi gider.

İnsandaki en üstün haslet, kâmil akıldır. Eğer o yoksa güzel edebdir. O da yoksa kendisiyle istişare edilecek şefkatli bir kardeştir. O da yoksa devamlı sükûttur. O da bulunmazsa, ölmektir.

Bir âlimin sakınması gereken en önemli husus, Allahü teâlânın haram kıldığı şeylerden uzak durması ve dünyaya gönül bağlamamasıdır. Dünya sevgisi ve günahların istila ettikleri kalbden, hayır beklenmez.

Bir kimse, Allahü teâlâya isyan ederken, Onu sevdiğini açıklar. Buysa, kıyasta acayiptir. Eğer sevgisi doğru olsaydı, Ona itaat ederdi; çünkü seven, sevdiğine itaat eder.

Güzel ahlakın, bir kelimeyle özü, kızmamaktır.

Ölümden sonrası için ölmeden önce hazırlık yapmalıdır.

Kişi için en güzel süs; sükût, doğruluk ve vakardır.

Allahü teâlâdan korkanlarla beraber olmalı. Bid' at sahipleriyle oturmaktan sakınmalıdır.

Çoluk çocuklu bir kimse, onların ihtiyacı için çalışsa, geceleri kalkıp üzeri açık olarak gördüğü evladının üzerini bir şeyle örtse veya benzeri bir yardımda, bulunsa, gaza ve cihaddan daha üstündür.

Kişinin kendi beğendiği şeyi, başkası için de beğenmesi güzel olur. Kendine layık gördüğünü başkasına da, layık görmeli, kendine layık görmediğini, başkasına da layık görmemeli. Kendisine faydası olmayanın, başkasına faydası olmaz.

Ölüleri, iyi veya kötü halde görmek, cenab-ı Hakkın bazı kullarına ihsan ettiği bir keşif ve keramettir. Dirilere müjde vermek, onlara doğru yolu göstermek veya ölüler için hayırlı bir iş yapılmasına, borçlarının ödenmesine yaraması içindir. Ölüleri görmek, daha çok rüyada olmaktadır. Uyanıkken görenler de vardır. Evliya ve hal sahipleri için, bu bir keramettir.

İslaminesil 04 Mayıs 2014 15:44

Cevap: Nefis
 
Nefis ne sağın var ne solun,ne altın var nede üstün ,ne önün var ne arkan,sen heryerden gelirsinde İnanan mümin heryerden tıkamıştır ,çekmiştir setlerini duvarlarını,aralayacak acık delik ararsın,lakin sen delik bulamassın girmeye ,adamı öyle edersin kıblegaıhını değiştirirsin ...

Nefis sen daima fenalık peşindesin,Sucu sana yükleriz suçlu sensin,sen dile gelsen belkide açıklarımızı dersin,İnanan mümin emir ve yasaklara uğradığı süre icersinde dilinde olsa ne fayda,gözünde olsa ne fayda...

Sen harama yöneltmek için tetiklersin ,sen yalan konuşmak için tetiklersin,sana uyan senden bile uzak dır çünkü sen kendine bile düşmansın..eRkam

su damlası 23 Ekim 2023 09:45

Kişinin kendi beğendiği şeyi, başkası için de beğenmesi güzel olur. Kendine layık gördüğünü başkasına da, layık görmeli, kendine layık görmediğini, başkasına da layık görmemeli. Kendisine faydası olmayanın, başkasına faydası olmaz.


SAAT: 01:02

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321