|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Esma_Nur,Açılış Tarihi: 24 Mart 2016 (15:25), Konuya Son Cevap : 25 Şubat 2022 (15:05). Konuya 75 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
13 Temmuz 2017, 23:17 | Mesaj No:51 |
Enes bin Mâlik anlatıyor: Bir gün adamın biri Peygamber Efendimizin huzuruna geldi ve kendisinden bir binek hayvanı istedi. Peygamberimiz ona; ''Peki, sana bir dişi deve yavrusu vereyim mi?'' diye takıldı. Adamcağız, Yâ Resulallah, ben sizden bir binek istiyorum, dişi deve yavrusunu ne yapayım? Peygamber Efendimiz gülerek: ''Bütün develer dişi deve yavrusu değil midir?'' buyurdu.
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | |
13 Temmuz 2017, 23:18 | Mesaj No:52 |
Peygamberimizin dadısı ve Zeyd bin Hârise'nin hanımı Ümmü Eymen, bir gün Peygamber Efendimize gelir ve onu evine davet eder: Yâ Resulallah, beyim sizi davet ediyor. ''O da kim, hani şu gözlerinde beyazlık olan adam mı?'' Beyimin gözlerinde beyazlık yok yâ Resulallah! ''Evet, gözlerinde beyazlık var.'' Vallahi yok yâ Resulallah. ''Hiçbir insan yoktur ki, gözlerinde beyazlık bulunmasın.''
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | |
13 Temmuz 2017, 23:19 | Mesaj No:53 |
Hasan-ı Basrî Hazretleri rivayet ediyor: Bir gün yaşlı bir kadın Peygamberimize gelerek: Yâ Resulallah! Cennete girmem için bana dua eder misiniz? dedi. Peygamber Efendimiz: ''Yaşlı kadınlar Cennete giremez'' diye ona takıldı. Bunun üzerine kadın ağlayarak oradan ayrıldı. Peygamber Efendimiz, Sahabîlere: Gidin ona söyleyin, Sen Cennete yaşlı olarak giremezsin. Cenab-ı Hak, Biz onları yepyeni bir yaratılışla yarattık da, eşlerine sevgi ile düşkün hep aynı yaşta genç kızlar yaptık' buyurmuyor mu? (Vakıa Sûresi, 36.) deyin. buyurdu.
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | |
13 Temmuz 2017, 23:22 | Mesaj No:54 |
Enes bin Mâlik ten dinleyelim: Çöl halkından Zahir adında bir adam vardı. Zahir Peygamberimize her gelişinde kendi yetiştirdiği ürünlerden hediyeler getirirdi. Şehirden çöle döneceği zaman da, Peygamber Efendimiz ihtiyacı olan şeylerle onun heybesini doldururdu. Gelen hediyelere bu şekilde karşılık verdikten sonra da şöyle buyururdu: ''Zahir bizim çölümüz, biz de onun şehriyiz.'' Peygamberimiz Zahir'i çok severdi. Halbuki Zahir hiç de güzel değildi. Fizikî olarak son derece çirkin bir adamdı. Bir gün pazarda çölden getirdiği malları satmaya çalıştığı bir sırada Peygamber Efendimiz gitti, sessizce yaklaştı, Zahir i arkasından kucakladı ve elleriyle gözlerini kapadı. Zahir tutanın kim olduğunu göremiyordu. Tutan kimse bıraksın diye çabalamaya başladı. Bu arada göz ucuyla arkasından tutanın Efendimiz olduğunu anlayınca sırtını Peygamberimizin göğsüne iyice dayamaya başladı. Zahir'in bu neşeli hareketinden hoşlanan Peygamber Efendimiz yüksek sesle: ''Bu köleyi satıyorum, var mı alan?'' diye seslenmeye başladı. Zahir boynu bükük, mahzun bir halde: Yâ Resulallah, benim gibi değersiz bir köleye vallahi kuruş veren olmaz, deyince Peygamber Efendimiz: ''Hayır, yâ Zahir, sen Allah katında hiç de değersiz değilsin'' buyurdu.
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | |
13 Temmuz 2017, 23:24 | Mesaj No:55 |
Avf bin Mâlik anlatıyor: Tebuk savaşında Peygamberimizin huzuruna gittim. Deriden yapılmış bir çadırın yanındaydı. Kapıdan selâm verdim. Selâmımı aldı ve bana: ''Buyur, gir'' dedi. Bütün vücudumla mı gireyim? dedim. ''Bütününle gir'' dedi ve girdim. Çadır küçük olduğu için Avf şakayla, Bütün vücudumla mı gireyim? demişti. Böylece Peygamberimiz şakaya şakayla karşılık vermişti.
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | |
13 Temmuz 2017, 23:27 | Mesaj No:56 |
Sahabîlerin içinde Nuayman adında çok şakacı birisi vardı. Yaptığı şakalar bazen aşırıya kaçardı. Fakat yine de Peygamberimiz onu anlayışla karşılardı. Bir gün çölde yaşayan bedevi Araplardan birisi Peygamberimizi ziyarete gelmişti. Devesini Mescidin avlusuna bağlayıp içeri girmişti. Sahabîlerden birisi deveyi görünce Nuayman'a: Şu deveyi kessen de etini yesek, eti çok özledik. Nasıl olsa Peygamberimiz devenin parasını ödeyecektir. Nuayman da itiraz etmedi ve deveyi yere yatırdı, kesti ve başladı yüzmeye. Devenin sahibi Peygamberimizin huzurundan çıkınca bir de ne görsün, devesinin derisi yüzülüyor. Eyvah! Devemi kesmişler diye feryada başladı. Peygamber Efendimiz dışarı çıktı: ''Bunu kim yaptı?'' diye sordu. Nuayman yaptı dediler. Nuayman kaçmıştı. Peygamber Efendimiz Nuayman ın peşine düştü, aramaya koyuldu. Sonunda Duabaa adında bir kadının evinin bahçesinde buldu. Nuayman evin avlusundaki çukura girmiş, üzerini de hurma ağacı yaprağı ile örtmüştü. Peygamberimiz eve girince birisi bir taraftan yüksek sesle, biz onu görmedik diyor, bir taraftan da parmağıyla Nuaymanın saklandığı çukura işaret ediyordu. Peygamberimiz gitti, onu çukurdan çıkardı. Nuayman'ın yüzü gözü toz toprak içinde kalmıştı. Peygamberimiz sordu: ''Niçin böyle yaptın?'' Nuayman: Yâ Resulallah, size burada olduğumu söyleyenler yaptırdılar bana. Peygamber Efendimiz bir yandan Nuayman'ın yüzünü gözünü siliyor, diğer yandan da gülüyordu. Peygamberimiz daha sonra deve sahibine devesinin parasını ödedi ve işi tatlıya bağladı...
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | |
13 Temmuz 2017, 23:30 | Mesaj No:57 |
Vedâ haccı yolculuğunda, develerle, kâfileler halinde yol alınır. Peygamber hanımlarının da bulunduğu kadınlar kafilesinin develerini Enceşe adında bir siyah köle, erkekler kâfilesinin develerini de Enes b. Mâlik'in kardeşi Berâ b. Mâlik sürer. Sürücülerin her ikisi de güzel seslidir. Onların sesine, musikinin ahengine ayak uyduran develer, bir ara heyecana gelip koşturmaya başlarlar. Bu hâli gören iki cihân güneşi peygamber efendimiz, Enceşe'yi tatlı bir şekilde ikaz eder: "-Enceşe! Develeri yavaş sür de taşıdıkları cam şişeler kırılmasın!"
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | |
13 Temmuz 2017, 23:31 | Mesaj No:58 |
Ebû Hureyre'nin naklettiğine göre, Ashâb-ı kirâm, Peygamber Efendimize gelerek: "-Ey Allah'ın sevgilisi! Siz, bizlerin şaka yapmasını yasaklıyorsunuz; fakat kendiniz, bizlere şaka yapıyorsunuz!" dediklerinde: "-Evet, ancak ben, gerçek olandan başkasını söylemem!" cevabını vermişlerdi.
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | |
13 Temmuz 2017, 23:32 | Mesaj No:59 |
Latife yapan ve hoş latifeleri de müsamaha ile karşılayan Allah Rasûlü'nün çevresinde de nükteyi seven insanlar vardı. Bunların en meşhuru Nuayman idi. Bu zât, oldukça fakir olmasına rağmen, Peygamberimize karşı aşırı bir muhabbeti vardı. Medine çarşısında gezer, yeni bir meyve gelir gelmez, satıcısından ücretini ödemeden, o malı satın alır, Peygamberimize getirip: "-Yâ Rasûlallâh, Bunu sana hediye ediyorum!" derdi. Satıcı parasını almak için geldiğinde de, onu Rasûlullâh'a götürür ve: "-Yâ Rasûlallah! Bu adama malının parasını ver!" derdi. Rasûlullah'ın: "-Onu bana hediye etmemiş miydin?" diye sorması üzerine, Nuayman: "-Yanımda para yoktu. Onu yemeni arzuladım, sana getirdim." derdi. Allah Rasûlü tebessüm eder ve satıcıya parasını öderdi.
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | |
13 Temmuz 2017, 23:36 | Mesaj No:60 |
Hazret-i Ebû Bekir, Rasûlullah(sav) efendimizin vefatından bir yıl önce, ticaret için Basra'ya gitti. Beraberinde Nuayman ile Süveybit b. Harmele de bulunuyordu. Bu ikisi de Bedir savaşına katılmış kimselerdi. İkisi de şakacılığı ile tanınmıştı. Nuayman kervanın azık işleri ile vazifelendirilmişti. Bir gün Süveybit, Nuayman'a geldi ve: "-Bana biraz yiyecek ver!" dedi. Nuayman, itiraz ederek: "-Ebû Bekir gelmedikçe vermem." dedi. Süveybit kızdı ve: "-Gör bak, başına ne işler açacağım." diyerek ortalıktan kayboldu. Bir müddet sonra birkaç kişiyle birlikte geri döndü. Süveybit'in getirdiği adamlardan birisi, eliyle kervandaki Nuayman'ı işaret ederek: "-Bu mu?" diye sordu. Süveybit de: "-Evet, bu! Aman söylediklerimi unutma. Ne derse yalan söylüyor. Kendisini hür zannediyor!" diye tenbih etti. Adam: "-Tamam, merak etme!" diyerek, beraberinde getirdiği adamlara: "-Şu köleyi tutup getirin!" diye emretti. Nuayman'ın ellerini, ayaklarını bağlamaya başladılar. Nuayman, olanlara şaşırmış bir yandan da feryat ediyordu: "-Bırakın beni, ben hür birisiyim. Bu adam size şaka yapmış, bırakın beni!" Adam: "-Efendin, seni bize anlattı! Hadi yürü!" diye bağırdı. Adamlar önde, Nuayman arkada uzaklaşıp gittiler. Bir müddet sonra Hazret-i Ebû Bekir geldi. Süveybit'e Nuayman'ı sordu. O da olanları anlattı. Nuayman'ı on tane genç deveye, esir tâcirlerine sattığını söyledi. Hazret-i Ebû Bekir develeri götürüp, Nuayman'ı onlardan aldı. Medine'ye vardıklarında, Allah Rasûlü'ne bu olayı anlattılar. Allah Rasûlü ve ashabı zaman zaman bu olayı hatırlayıp tebessüm ederlerdi.
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Islami sözlük | AŞK'ÜL İSLAM | Eserler/Yazarlar | 5 | 11 Kasım 2022 13:53 |
Islamî şahsiyet | EyMeN&TaLhA | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 06 Mart 2015 21:38 |
Islami kişisel gelişim | Esma_Nur | Kişisel Gelişim | 1 | 07 Şubat 2014 00:49 |
Islami rap | tevhid_ | Videolar/Slaytlar | 19 | 01 Nisan 2013 10:32 |
Islami mücadelede tağut.... | bilinmez | Tevhid Ve Şirk Konuları | 0 | 14 Temmuz 2012 19:24 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|