![]() |
Ebu Hanife’den Hazır Cevaplar Ebu Hanife’den Hazır Cevaplar Üç kişi Ebu Hanife’ye birer soru sordu: 1- Bize Allah’ı gösterebilir misin? 2- Cehennem ateş olduğuna göre, ateşten yaratılan cinler ve şeytanlar orada nasıl azap göreceklerdir? 3- Hem kaza ve kadere inanmamızı istiyorsun, hem de insanın iradesinden bahsediyorsun. Halbuki insan her şeyi mecburen yapmaz mı, insanın kendi iradesi var mı ki? Bu soruları alan büyük imam, eline aldığı bir avuç toprağı soranların yüzlerine attı. Üçü de bu davranışa tepki gösterdi. Ebu Hanife bunun üzerine şöyle dedi: “Allah’ı göremediği için inkâr etmeye çalışan adam! Toprağın yüzünde meydana getirdiği acıyı görebildin mi? Daha yüzündeki acıyı göremezken Allah’ı göremediğin için nasıl inkâr edersin? Ya sen ikinci sorunun sahibi! Bildiğin gibi insan topraktan yaratılmıştır. Ama bu bir avuç toprak senin yüzünü acıtmaya yetti. Demek ki cehennemin ateşi de ateşten yaratılan varlıklara acı verebilir. İnsanın iradesini inkâr eden adam! Madem benim iradem yok, ne diye yüzüne attığım toprak için benden şikâyetçi oluyorsun?”[/size] ALINTI |
RE: Ebu Hanife’den Hazır Cevaplar Allah razı olsun |
—Allah hangi senede doğdu? —Kur’ân’da “lemyelid velemyuled” buyuruluyor. Yâni; O, ne doğmuş, ne de doğurulmuştur. — Peki hangi sene var oldu? —O, zamandan önce vardı, hiçbir şey onun varlığına sebep olmamıştır. —Misâlle anlat bunu. — Üçten önce iki var. İki’den önce de bir. Birden önce... Sayı yok (Çünkü sıfır sayı değildir). Sayı olan birden önce hiçbir şey olmadığı gibi, gerçek mânâda BİR olan Allah’tan önce, O’nu yaratacak bir şey yoktu. —Allah hangi cihete bakıyor? — Karanlık bir yerde bir fener olsa nereye bakar? Her tarafa bakar değil mi? Yerlerin ve göklerin nuru olan Allah, da, öyle her tarafa... .......... Üç kişi, İmâm-ı Â’zam’ın bu cevapları karşısında son olarak birer suâl sordular. Bu üç suâle imamların en büyüğü harika bir cevap verdi. Suâller şunlardı. Birincisi: “Bize Allah’ı göster”. İkincisi: “Cehennemde cezayı ateş verecektir. Halbuki cinler ateşten yaratılmışlardır. Ateş ateşten müteessir olur mu?”. Üçüncüsü: “Her şey kaza ve kaderledir diyorsun, halbuki görüyoruz ki, herkes yaptığını mecburiyetle yapıyor. Ne dersin?” İmâm-ı Â’zam, yerden bir avuç toprak aldı. Bu üç kişinin suratına serpti. Bu hareketi kadıya şikâyet ettiler. İmâm-ı Âzam ise “Ben üç suâle bu tek hareketimle cevap verdim” dedi. Birincisinin attığım toprakla gözü ağrıdı. Ama ağrıyı göremedi. O’na Allah’ı gözle görmenin imkânsız olduğunu, daha ağrıyı göremezken Allah’ı görmeye kalkmaması gerektiğini anlatmış oldum. İkincisi ise, topraktan yaratılmış olduğu halde, benim attığım bir avuç topraktan müteessir oldu, ateşin ateşten müteessir olabileceğini anladı. Üçüncüsü ise, cebriyeci idi. “Herkes yaptığını mecburen yapıyor” diyor, insanlardaki cüz’î iradeyi unutuyordu. Amma benim cüz’î irademi unutmadı ve “mecburen toprağı attı” demedi, beni şikâyet etti. Kendisini tekzip etti” dedi. |
SAAT: 18:17 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.