Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   Kapatın Gözlerinizi İç Aleminize Yolcu Olun!! (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/22280-kapatin-gozlerinizi-ic-aleminize-yolcu-olun.html)

Ravza'm 24Haziran 2012 14:28

Kapatın Gözlerinizi İç Aleminize Yolcu Olun!!
 
Şöyle dizlerinizin üzerine oturun.
Ellerinizi göğsünüzün altında birbirine bağlayın.
Gözleri açmak yok ama.
Boş verin nedeni-niçini.
Başınız sol omzunuzun üstünden kalbinize doğru bükülsün haydi.



Şimdi düşünün, bir ALLAH dostunun huzurundasınız.
O asla tarif edemiyeceğiniz kokuyu duyuyor musunuz?
İçeride sizden başka yedi-sekiz kişi daha var.

Bakışlarınız öne doğru düşmüş.
Sanki bir siz varsınız, bir O.
Başınızı kaldırıp etrafa bakmaya çekiniyorsunuz.
Sessizlik müthiş. Siz hiç konuşmuyorsunuz, fakat kalbiniz hiç susmuyor.
Bir yandan layık olamayışın mahcubiyeti ile kızarıyor yüzünüz. Bu bir lutuf.
ALLAH dostu girişte hemen sağda oturmuş. Sol kolunun altında biraz yüksekçe bir yastık var. Yastığın arka kısmında bir GÜL demeti.

Sağ yanında gümüş bir şekerlik. Çayını yudumluyor. Sol işaret parmağını sol kaş ucuna dayamış. Görünüşte burada, bu odada ama aslında başka bir yerde gibi.Y alnızca onun görebildiği bir şeyleri seyreder gibi…
Bir ara başınızı kaldırıp bakıyorsunuz. Ayak parmaklarının arasındaki pamuklara takılıyor gözünüz. Kapının önünde pür-edep duran biri var. Bir ara ona bakıyor göz ucuyla. Anlıyor adam. Bu başka bir dil olmalı. Adam yaklaşıyor. Şekerlikten üç şeker alıp adamın avucuna bırakıyor. Bir şeyler söylüyor.

Şimdi sesini duyuyorsunuz, aman ALLAH’ım…

Sözler hacim kazanıyor dudaklarında. Bu kelimeler o an yaratıldı sanki.
Hafifçe tebessüm ediyor.
Bakışlarınızı kaçırıp, sehpanın arkasına biraz daha saklanıyorsunuz şimdi. Daha önce tebessüm eden birini hiç görmemiş olduğunuzu düşünüyorsunuz.
Okuduğunuz menkıbeler kalbinize hücum ediyor.
O elleri birbirine kenetliyor.
Odaya ondan yayılan,dalga dalga yayılan tevazu… Bakışlarını yerden kaldıramıyor gibi.
Sanki mahcup bir ifade var yüzünde.
Siz biraz daha saklanıyorsunuz yanınızdakinin arkasına doğru. Ne zamandır burada olduğunuzu düşünüyorsunuz.
Bir cevabınız yok.
Burada, bu anda ruhunuzu teslim etmek istiyorsunuz.
Edebin,tevazunun tarifi ondan önce nasıl yapılıyordu acaba, diye soruyor içiniz de bir ses.
Gözlerini kapatıyor birden.

Sanki bir şeyler söyleyecek. Sol elini sağ avucunun içine alıyor. Kapıdaki adam bir tepside çay bırakıyor sağ yanına. Bakışları yerde hala. Bakışını kaldırıp tebessüm ediyor. Hoşgeldiniz, diyor, kainat o sözden ibaret kalıyor .Fısıltıyla hoş bulduk demeye çalışıyorsunuz. Ama dudaklarınız sizi dinlemiyor. Ne dediğinizi, nasıl dediğinizi bilmiyorsunuz .
O'nun elleri kenetli hala. Parmaklarına takılıyor gözünüz.
Dikkatinizi toplamaya çalışıyorsunuz. Söylediği hiçbir şeyi unutmamalıyım, diyorsunuz. O sohbete devam ediyor. Bundan önce söylediklerini düşünüyorsunuz, sahi ne demişti?

Aklınızda hiçbir şey yok. Vazgeçiyorsunuz hatırlamaya çalışmaktan. Orada olmanın hazzına bırakıyorsunuz kendinizi.
O anlatmaya devam ediyor, niyetten bahsediyor. Söz veriyorsunuz kendinize. Her sabah evden çıkarken…nasıldı o cümle? Hatırlamaya çalışıyorsunuz, kalbiniz susmuyor. Ellerini arkadan bağlamış bir adam geldi,diyor. Mahşeri düşünüyorsunuz. Onu çıkartıp asfalta koydu… Ağlamaklı oluyorsunuz birden, kalbinizi bildiğini biliyorsunuz, kalbiniz bunu bilmiyor. Mahşerde nasıl tanıyacak bizi diyor.

Sus diyorsunuz içinize, susmuyor. O çayından bir yudum daha alıyor. Kalbinizdeki o ses bağırmaya devam ediyor.
Milyarlarca insanın içinde bizi nasıl bulacak? Bir kutuyu tarif ediyor o sıra. Yüzünüz kızarıyor.
Halının altına girmek istiyorsunuz. Başınız omuzlarınıza gömülü ama size baktığını biliyorsunuz. Ses devam ediyor:Mahşerde nasıl tanıyacak bizi?
Ani bir sessizlik…O birden susuyor. Siz kalbinizi söküp atmak istiyorsunuz. Sessizlik müthiş. Yeniden tane tane anlatmaya başlıyor:

Bir adam vardı. Garip,kimsesiz bir adam.
Bağ-bahçe işleriyle uğraşır,sebze-meyva yetiştirirdi. Şehir pazarı oldu mu, mahsulünü devesine yükler, satmaya götürürdü. Nehrin üstünde ki köprüden geçer, pazara gelirdi. Akşama kadar satabildiğini satar, satamadığını devesine yükler, evine dönerdi. Bir gün adamın devesi yavruladı.
Artık pazara giderken yavru deveyi de yanlarına alıyorlardı. Köprüden geçerken yavru deve nehre yuvarlanıp öldü. Annesi orada feryat edip inlemeye başladı.
Ne zaman o köprüden geçseler deve orada durur, feryat ederdi.
Adam devesinin haline üzülür, bu kadar figan ediyor, ciğerleri hasretten yandı, delindi derdi. Bir gün deve ortadan kayboldu.

Köylü yükünü omzuna alıyor, pazara böyle gidip geliyordu.
Bir zaman sonra devesini bir başka adamın yanında görünce sevindi, bu deve benimdir, dedi. Ama adam oralı olmuyor, devenin sahibi benim, diyordu. Münakaşa ettiler, anlaşamadılar.
Mahkemelik oldular. Kadı efendi devenin gerçek sahibini anlamaya çalışıyordu.

Köylü dedi ki: Benim devemin bir yavrusu vardı, köprüden düşüp öldü. Yavrusunun ardından öyle feryat ederdi ki ben ciğeri delinmiştir derdim. Deveyi keselim. eğer ciğeri delikse bu adam bana bir deve alsın, değilse ben ona bir deve alırım. Kadı efendi diğer adama baktı. Adam olur deyip kabul etti. Deveyi kestiler, baktılar ciğeri deliktir. Devenin sahibinin kim olduğunu anladılar.


Aşıkların ciğerleri de deliktir, maşuk onları nerede olursa olsun, bilir tanır.

O sözünü bitirirken, siz kan-ter içinde kalıyorsunuz. Kaçmak,kaybolmak, yok olmak istiyorsunuz. Ellerinizi ciğerleriniz üzerinde kavuşturmuşsunuz. O size hiç bakmıyor. Kalbinizden utanıyorsunuz.
Çayından bir yudum daha alıyor.
Ellerine sarılmak istiyorsunuz.
Dudaklarınızda ki teri siliyorsunuz ellerinizle.

Boğazınıza bir hıçkırık düğümleniyor.
Başınızı hiç kaldıramıyorsunuz, ama her şeyi görüyorsunuz sanki. Yanında bir adam var, elindeki kağıtları gösteriyor.
O bir şeyler soruyor adama.
Her şey bir hayal gibi. Bir şey tarif ediyor.
Parmakları kağıdın üzerinde. Ben burada mıyım, diye düşünüyorsunuz.
Adam kağıtları toplayıp kalkıyor. Siz dizlerinizin üzerinde daha bir toparlanıyorsunuz. Üç şeker veriyor adama. Başınızı kaldırıp etrafa bakıyorsunuz, sizinle gelenlerden kimse yok orada!Hıçkırarak ağlamaya başlıyorsunuz.
Biri sarsıyor sizi. Ezan sesi geliyor uzaklardan.
Kan-ter içindesiniz. Bir feryat yükseliyor ta ciğerinizden.
Biri daha hızla sarsmaya başlıyor sizi. Aç artık gözlerini, dediğini duyuyorsunuz.

Ezan sesi berraklaşıyor.
Yatağınızın üzerindesiniz.
Titriyor hıçkıra hıçkıra ağlıyorsunuz.
Elleriniz göğsünüzde bağlı.
Ezan sesi geliyor uzaklardan…

JAZARİ 24Haziran 2012 15:09

Cevap: Kapatın Gözlerinizi İç Aleminize Yolcu Olun!!
 
ALLAH razı olsun...çok etkileyici...ilk kez bir mesajı tam ve eksiksiz bir şekilde okuma gereği duydum..

Esma_Nur 24Haziran 2012 23:04

Cevap: Kapatın Gözlerinizi İç Aleminize Yolcu Olun!!
 
Dokunaklı paylaşım emeğine sağlık


SAAT: 20:47

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321