Konu Başlıkları: Sahâbînin hangi özelliği?
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17 Temmuz 2019, 02:24   Mesaj No:13

nurşen35

Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:60
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.475
Konular: 1144
Beğenildi:4422
Beğendi:3685
Takdirleri:14319
Takdir Et:
Standart

Alıntı:
Ebu Ömer Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Abdullah bin revaha
Resulullahın şairidir.
Abdullah Bin Revaha (r.a.) İslâm’ın Medine’ye taşınmasında ve hicret-i Nebevi’nin hazırlanmasında önemli hizmetler görmüştür. Küba Mescid’i inşa edilirken hem bizzat çalışmış hem de şiirler söyleyerek ashab-ı kiramın yorgunluğunu hafifletmiştir. O konuşmalarını daima şiir şeklinde söylerdi.

OKTAN DAHA TESİRLİ SÖZ

Hudeybiye antlaşmasından sonra yapılan kaza umresinde sevgili Peygamberimizin devesinin yularını tutan İbni Revaha (r.a.) Mekke-i Mükerreme’ye girerken şu şiiri okuyordu:

“Ey kafirler! çekilin Peygamberin yolandan
Ki Allah Teala, O’na gönderdi Kur’anı
Her hayır ve iyilik vardır O’nun dininde
Bu din için ölmektir, en hayırlı ölümde…”

Kabe-i Muazzama’yı tavaf ederken de şiir okuyan İbni Revaha’ya Hz. Ömer (r.a.) dayanamayıp: “Ey İbni Revaha! Sen Resûlullah’ın (s.a.) huzurunda ve Harem-i Şerif’te nasıl şiir okuyabiliyorsun?” diye serzenişte bulunmuştu. Fahr-i Kainat (s.a.) Efendimiz de Hz. Ömer’e (r.a.):

“Ya Ömer! O’na mani olma. Allah’a yemin ederim ki, onun sözleri, müşriklere ok yağdırmaktan daha tesirlidir. Ey İbni Revaha devam et!” buyurdu. Hz. Ömer (r.a.) sustu. O da:

“Allah u Teala’dan yoktur başka ilah
Yoktur O’nun şeriki, la ilahe illallah
O’dur Müslümanların askerlerine güç veren
Ve O’dur kafirleri, dağıtan, mağlub eden…” diye devam etti.

CENNET’İ ÖZLEYEN ŞAİR

Şiirleriyle olduğu kadar, savaşlardaki kahramanlığı, yiğitliği ve cesaretiyle de meşhur olan Abdullah Bin Revaha (r.a.) dünya malına ve rütbesine kıymet vermemiştir. Allah ve Resulü’nün emirlerini yerine getirmekte ölümü hiçe saymış, adeta ona aşık olmuştur. “Ey nefis! eğer öldürülmezsen ölürsün!..” sözü onun parolası idi.

Bedir, Uhud, Hendek ve Hayber gazalarında bulunmuş, Mute savaşında da baş komutanlık yapmıştır. Mute onun destanı olmuştur. İki yüz bin Bizans ordusu karşısında sayıya bakarak ümitsizliğe düşen bir kısım İslâm mücahidini şu hitabesiyle kendine getirmiştir:

“Ey kavmim! Vallahi biz, düşmanlarımızla, sayıca çok olduğumuzdan savaşmadık hiçbir an. Biz ancak şerefimizi yükselten İslâm için savaştık. Haydi ilerleyiniz. Ya gazi oluruz, ya da şehit.’

İbni Revaha (r.a.) çarpışırken parmağı yaralanmıştı. Kılıcını savurmasına mani olan bu sallanan parmağını atından inip ayağının altına koyarak: “Sen ancak kanayan bir parmak değil misin? Bu kazaya Allah yolunda uğramış bulunuyorsun…” diye çekip koparmıştır. Bir ara kendi nefsine karşı da:

Ey nefsim! bana boyun eğeceksin elbette,
Bugün şehit olurum, yemin ettim bu harpte,
Ya sen kendiliğinden, razı olursun buna,
Ya kabul ettiririm bunu ben zorla sana”

Suriye’de Belka topraklarında savaş devam ederken, Medine’de Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimiz, ashabıyla oturuyordu. Birdenbire sevgili Peygamberimiz sustu ve gözlerini kapattı. Bir süre sonra üzgün bakışlarla gözlerini açtı:

“Sancağı Zeyd bin Harise aldı. Şehit düşünceye kadar savaştı.” buyurdular. Bir müddet daha sustular ve “Sonra onu Abdullah aldı ve o da şehit edilinceye kadar savaştı.” dedi. Uzun bir sükunetten sonra: “onlar Cennet’te benim yanıma yükseltildiler!…” buyurdu.

Ne şerefli bir yolculuktu
Ne mutlu bir anlaşmaydı
Savaşa hep birlikte gitmişlerdi
Cennet’e hep birlikte yükselmişlerdi.




ABDULLAH İBN ZÜBEYR
__________________
O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR
Alıntı ile Cevapla