Konu Başlıkları: Yimach Shemam/İsimleri Silinsin
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16 Mayıs 2021, 23:48   Mesaj No:4

Mihrinaz

Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Mihrinaz isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:68
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:44
Mesaj: 12.406
Konular: 1270
Beğenildi:11863
Beğendi:8994
Takdirleri:26311
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

.

İşgalci Siyonistleri desteklemenin dini bir görev ve sorumluluk olduğuna dair geliştirdikleri teolojik argümanla kendilerine bağlı milyonlarca Hıristiyanı sorgusuz sualsiz Siyonistlerle iş birliğine ve onlara destek vermeye kanalize etmişlerdir/etmektedirler.

ABD siyasetinde de etkili olan evanjelikler, bu özellikleri nedeniyle "Hıristiyan Siyonistler" olarak tanımlanmaktadır.

Peki, Siyonist işgalcilerin zulmüne ve barbarlığına kör ve sağır olan yalnızca Batılı siyasal güçler ve Hıristiyan Siyonistler mi?

Müslüman dünya ve örneğin İslam İşbirliği Teşkilatı (OIC) ve Arap Birliği de dahil Müslüman dünyadaki organizasyonların ya da bölge ülkelerinin tavrı farklı mı?

Maalesef bölgede Türkiye ve Katar gibi birkaç örnek hariç tutulursa bölgedeki aktörlerin hatırı sayılır kısmının yaşanan hadiselere yönelik yaklaşımı Batı ülkelerinden fazla farklı değil.

Tabi burada bugün uluslararası ortamda sesini en fazla yükselten Türkiye'nin zamanında İsrail işgal devletini ilk tanıyan ülkeler arasında olduğunu da hatırda tutmak gerekir.

OIC ve Arap Birliği gibi organizasyonlar ise cılız bazı sesler dışında bugün yaşananlara kör ve sağır…


Aslında Siyonist işgalcilerin pervasızlıklarındaki bir diğer dayanakları bölge ülkelerinin bu tavrı…

Hayli sınırlı imkanlarıyla Hamas'ın direnişi istisna edilirse, bölgede kendilerine karşı çıkacak, güçlü bir karşılık verecek bir gücün olmadığı kanaatinden güç alıyorlar.

Daha önce sayısız kere başvurdukları katliamlara, işgallere, haydutluklara bölgeden herhangi bir kayda değer karşılığın gelmemesi bu fütursuz saldırılarının en önemli dayanaklarından birisi.


Hatta bölgede işgalci Siyonistlere karşı çıkmak bir tarafa, bölgenin kukla yönetimleri kendi çıkar ve menfaatlerinin işgalci Siyonistlerin açıktan ya da üstü örtük desteklenmesinden geçtiğini düşünüyorlar.

Geleceklerinin buna bağlı olduğunun hesabını yapıyorlar. Zira Filistin'de gelişip başarılı olacak bir özgürlük hareketinin, hak hukuk mücadelesinin eninde sonunda kendilerini de tehdit edeceğini düşünüyorlar.

Bu nedenle olsa gerek ki Siyonist işgalcilere ve destekçisi olan Batı ülkelerinin plan ve projelerine arka çıkıyorlar.


Nitekim şu son yaşanan hadiselerle ilgili Emirlikler ve Suudiler gibi Arap ülkelerinin önde gelen medyasına bakıldığında olayları nasıl işgalci Siyonist perspektifinden okudukları ve yansıttıkları açıkça anlaşılır.

Bu nedenledir ki ABD'nin Kudüs'ü tamamıyla Yahudileştirme, Filistinlileri yaşadıkları bölgeden sürüp başka bir bölgede iskan etmeye dayalı şeytani planına Bahreyn, Emirlikler başta olmak üzere çeşitli Arap ülkeleri balıklama atlamışlardır.

Geçmişte Osmanlının mirası üzerine bölgeye yönelik Fransız ve İngiliz çıkar hesapları doğrultusunda kurulmuş olan bu kukla yönetimler, bir süre Filistin ve Kudüs meselesini Arap meselesi olarak görmüşlerdi ve işgalcilere karşı Arap ulusal kimliği etrafında bir kamp oluşturmuşlardı.

Bu yaklaşımdaki temel motivasyon, Filistin meselesine Arap milliyetçiliği bağlamında yaklaşmanın kendi iktidarlarının yararına olacağı düşüncesiydi.

Ancak özellikle 1970'li yılların sonlarından günümüze birçok Arap yönetimi, mevcut iktidarlarını devam ettirmenin imkanının Batılı güçlerle sıkı iş birliğinden geçtiği noktasına geldi.

Bu bağlamda Filistin ve Kudüs meselesinin artık kendi çıkar ve menfaatleri karşısında bir handikap olduğunu düşündüler.

Dolayısıyla bu konuda işgalci Siyonistlerle ve bunların destekçisi olan güçlerle açıktan ya da kapalı kapılar ardında iş birliğine girdiler.


Bu durum içinde yaşadığımız bölgede Siyonizm kavramı açısından yeni bir durum ortaya çıkardı.

Filistin'in Yahudi ulusal vatanı ve Kudüs'ün de bu vatanın merkezi olduğu tezinin ifadesi olan Siyonizme kendi siyasal çıkarları doğrultusunda destek veren Batılı ülkeler ve dini gerekçelerle bunlara arka çıkan Hıristiyan Siyonistler gibi, bölge ülkeleri de Siyonist politikalara ve planlara kendi dar çıkar ve menfaat hesapları açısından destek vermeyi gerekli gördüler.

Dolayısıyla Batı dünyasındaki Hıristiyan Siyonistlere benzer şekilde Müslüman dünyada da abdestli, agalli Siyonistler teşekkül etti.

Hıristiyan Siyonistlerin temel kutsalları dini değerleri iken, bu abdestli, agalli Siyonistlerin temel kutsalları iktidarlarının devamına dair ihtiraslarıdır.


Bugün bölgede İsrail işgal gücünün yöredeki en büyük destekçileri bu abdestli, agalli Siyonistlerdir.

Siyonist güçlerin gerçekleştiği barbarlığa ve yaptığı katliama karşı durmaları bir tarafa, izledikleri tutum ve tavırla bunu meşrulaştırmakta, yapılan zulme ve haksızlığa açıktan ya da üstü örtük destek vermektedirler.

İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği gibi organizasyonların amasız fakatsız net bir tavır almasını engelleyen de bunlardır.

Dolayısıyla Kudüs'ün ve Filistin'in özgürlüğü mücadelesinde Siyonist işgalcilerle birlikte bunlara arka çıkan bu kukla yönetimlerin de dikkate alınması gerekir.
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla