Konu Başlıkları: 59.Haftanın Misafiri Hakikat
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Şubat 2010, 23:02   Mesaj No:21

HakikaT

Medineweb Aktif Üyesi
HakikaT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:HakikaT isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10886
Üyelik T.: 04 Ekim 2009
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Memleket:ArzdaN SeMaYa ÜmmeTiN OlmaK İçiN DuaDayıM...
Yaş:37
Mesaj: 203
Konular: 22
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: 59.Haftanın Misafiri Hakikat

Alıntı:
YitikSevda Üyemizden Alıntı
Asrımızda Davet metodu nasıl uygulanmalıdır ?

Evet birer Müslüman olarak bizler de Efendimiz'i örnek almalıyız. Dünyevi makam ve mevkiler mal ve mülkler insanı şımartmamalı ve ona kendini unutturmamalıdır. İnsanın üzerine tevdi edilen mükellefiyetin keyfiyeti onu başka bir varlık haline getirmez. Dolayısıyla da insan her zaman ve zeminde kendisini insanlardan bir insan olarak kabul etmelidir.
Başta Resulullah olmak üzere birçok sahabenin ve o günden bugüne İslam ahlakıyla ahlaklanmış Allah dostlarının kişiyi hayran bırakacak sayısız misafirperverlik örnekleri vardır. Burada asrısaadet döneminden, çoğunuzun bildiğini düşündüğüm ve beni de çok etkileyen örneklerden bir tanesini vermek istiyorum.
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle dedi:
Peygamber Efendimize s.a.v.bir adam geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Ben acım" dedi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz s.a.v.hanımlarından birine haber gönderdi. O da: "Seni hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki yanımda sudan başka bir şey yoktur" dedi. Sonra Peygamber Efendimiz s.a.v. başka bir hanımına haber yolladı. O da yanında hiçbir şey olmadığını söyledi. Nihayet bütün kadınları: Hayır! Seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki yanımda sudan başka bir şey yok, diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz s.a.v. "Bu adamı bu gece misafir edecek yok mu? Allah ona rahmet eylesin" dedi. Derhal Ensar'dan bir kişi kalktı: "Ben varım Ey Allah'ın Resulü!" diye cevap verdi. Hemen o adamı alıp evine götürdü. Karısına “Allah’ın Resulünün misafirini ağırlamak için evde bir şey var mı” dedi. Kadın: "sadece küçük çocuklarımın yiyeceği kadar var" dedi. "O halde sen, çocukları bir şeyle avutup eğlendir. Misafirimiz içeriye girdiği zaman kandili söndürüver de o bizim de yediğimizi zannetsin. O, yemeğe uzandığında sen kandile doğru kalk ve onu kır" diye talimat verdi. Nihayet sofraya oturdular ve misafir yedi. Ev sahibi sabah olup da Peygamber Efendimizin s.a.v. huzuruna varınca: "Bu gece ne yaptınız? Allah her ikinizin misafirinize karşı yaptığınız muameleden çok hoşnut oldu" buyurdu. (Sahih-i Müslim 3829)


Günümüze baktığımızda söylem çok ama eylem yok sizce bu ne tür bir karakterdir?

Buna en güzel örnek namaz ibadetimizden bahsedebilirim..Çoğumuz namazın üzerimizdeki yükümlülüğünü biliriz ama bunu hangimiz tam dört dörtlük manasiyla yerine getirebiliyoruz..Kuarn-ı Kerimi Okuyan kardeşlerimiz vardır ama okumuş oldugu kuranı kerimi hayatına tam manasıyla kim geçirebiliyor..Belki geçiren salih kullar vardır ama bundan bizim haberimiz yoktur..Dilin söylediğini kalp tastiklemdiği müddetçe söylenenler nice olur bunu duyan gönüllerde..