Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Soru Cevap Arşivi (https://www.forum.medineweb.net/650-soru-cevap-arsivi)
-   -   Allah (c.c) kâinatı niçin altı günde yaratmıştır? (https://www.forum.medineweb.net/soru-cevap-arsivi/6904-allah-cc-kainati-nicin-alti-gunde-yaratmistir.html)

Belgin 12 Ekim 2008 11:03

Allah (c.c) kâinatı niçin altı günde yaratmıştır?
 
Soru: Allah’ın (c.c) kâinatı birden yaratmayıp da, yaratma sürecini altı güne yaymasının hikmeti nedir?
Cevap: Öncelikle yaratmanın manasını bilmek lâzımdır. “Halk” kelimesi Arapça’da, Türkçemizdeki yaratmanın karşılığıdır. “Halk” dediğimiz zaman, biz umumiyet itibariyle bir şeyin temel maddelerini, materyalini, asli zerrelerini ve sonra terkibini hepsini yaratmayı kastederiz.
Allah'ın çeşit çeşit yaratmaları vardır. Bir, temel unsurlarıyla yaratır. İki, yarattığı şeyleri ibdâ ve inşâ tarîkiyle yapar. Allah'ın bu ikinci derecede yaptığı şey devam etmektedir. “Külle yevmin hüve fî şe’n (Allah her an yaratmaktadır)”. (Rahman Suresi, 29/55) Her saniye güneşte beş yüz altmış dört milyon ton hidrojeni helyuma döndürmektedir. Her saniye küre üzerinde bir sürü ışık yaratmaktadır. Her saniye bu ışıklara müvekkel bir sürü melâike yaratmakta, her saniye sistemleri ayrı bir görünüme, ayrı bir tezahüre mazhar etmektedir. Bu tasarruflardan da anlaşıldığı gibi esasen Allah’ın kudretinin her şeye yettiğinde hiçbir şüphe yoktur. Yani O, bir çiçekle bir baharı aynı kolaylıkla yaratabilir. Ve dünyayı altı günde değil de bir anda da yaratabilirdi.
Demek ki, “Fa’âlün limâ yürîd” olan Allah, daima Fa’âl, daima Hallâk’tır. Yaratma işini bitirmiş, kanunlara, sistemlere, tabiattaki prensiplere terk etmiş değildir.
Cenab-ı Hakk, kâinatta icraatının cereyan ettiği hadiseleri, esbabı perde yaparak yapıyor. Âlem-i şahadete müteallik her mesele kâinatta cereyan ederken, perde ile cereyan ediyor. Güneşlerin, sistemlerin, küre-i arzın ve semaların yaratılması âlem-i şahadete (görünen aleme) mahsus bir şeydir. Âlem-i şahadete taalluk eden her şeyi Allah (celle celâlühû) perde ile yaratıyor. Yani sebepler Allah'ın icraatına perde oluyor.
Meselâ bu âleme taalluk ettiği için Cenâb-ı Hakk, isterse, hiç bir zamana tâbî tutmadan güneşin içindeki bu infilâkları, hidrojenin helyuma dönmesi meselesini bu zaman parçası içinde değil de, daha kısa zamanda yapar. Ama sebepler dairesinde, belli güce sahip olan, şu kadar merkezî bir çekim gücü bulunan, şu kadar merkezkaç durumu olan bir şeyde, şu kadar hidrojen, şu kadar helyuma dönecektir.
Cenabı Hak belli prensipler vaz etmiştir. Bu prensipleri Allah koymasaydı, ilimler meydana gelemeyecekti. Eğer böyle sabit prensipler olmasaydı ne atom bombası patlatılabilirdi, ne de uranyumun hakkından gelinebilirdi. Bunun için sabit prensiplerin olması zorunludur.
İşte bu sabit prensipler yani fiziğin, kimyanın, atom fiziğinin, astronominin rahatlıkla ilim olarak tekevvün etmesi, kitaplara girmesi ve onun talebelere anlatılması için bunların belli kanun ve prensiplere bağlanması gerektir.
Meselâ aksini düşünelim. Allah -celle celâlühû- ben şu semaları yıktım dese, o semalar hemen yıkılır. Hemen yaptım dese, fevkalâdeden yine meydana gelir. Küre-i arz, hâlihazırdaki şekle gelsin dese gelir. Fakat, hiç bir kanun ve prensibe bağlı olmayan küre-i arzın böyle gitmesinden, gelmesinden ayın denizlere tesir etmesinden, meddinden ve cezrinden hiç bir kanun çıkarılamayacaktır.
Binaenaleyh şu âlem-i şehadet ve tasavvufi dille âlem-i kevn-u fesatta değişip duran her şey, esbap perdesi arkasında olmaktadır. Allah izzet ve azametine perde yaptığı bu sebepleri ilk yaratılışta vaz’ etmiştir. Bu prensiplere tutunarak küre-i arzın ve güneşlerin ne zaman yaratıldığı hakikatine gidilebilir.
İkinci olarak Allah -celle celâlühû-, yapacağı her şeyi mehille yapar ve bununla da insanlara ders verir. Her şey belli bir seyir takip ettikten sonra kemâle erer. Birden bire bir kemâl olmaz. Bu prensibi sabit olarak vaz’ etmiştir. Onun için bir çocuk birden bire hemen büyük adam hüviyetine gelemez. İnsanlarda fikren, ruhen bir tekâmül olabilir. Fakat insanları birden bire kemâle erdirmek için onlara dış bir müdahale yapılsa hepsi ölecektir. Aynen öyle de insanların iç ve dış yapısı belli bir seyir takip ederek kemâle, olgunlaşmaya doğru gitmektedir.
Allah celle celâlühû- kâinatın yaratmasını belli bir süreye yayarak işte bize bunu gösteriyor. Acele etmeden böyle aheste aheste, mehilli bu işleri takip ettiğini gösteriyor. Ahlâk-ı âliyey-i ilâhîye ile ahlâklanıp, kendisi gibi hareket etmemizi bizden istiyor. Yani böyle hareket ederseniz maksadınıza ulaşırsınız diyor.
Son olarak şöyle bir hikmet daha gösterilebilir: Allah'ın en küçük âlemi yaratmasında kendi azamet ve ulûhiyetinin görünmesi bakımından, ayrı bir husus vardır, insanın yaratılmasında ayrı bir husus vardır, meleğin yaratılmasında ayrı bir husus vardır. Kâinatların, sistemlerin, nebülozların yaratılmasında da ayrı bir husus vardır.
Bu da ancak o büyük nebülozların, o ateş parçalarının, sıvı halindeki o gazların meydana gelmesi, azamet ve ulûhiyeti gösterir. Meselâ, bu sistemlerin şu haldeki şekle gelebilmesi için trilyonlarca sene takip ettiği bir yol vardır. İşte bu yolda Allah -celle celâlühû- daima zat, sıfat ve esmasına ait ayrı ayrı manaları müşahede etmiştir.
Bir diğer husus, kâinat bir ağaç halinde meydana gelmiştir. Ağaç biter, büyür sonra meyve verir. Bize göre semere, bizim istifademize baktığı için faydalıdır. Halbuki o ağacın her döneminde Allah'a bakan yönleri de vardır. Veya bizim meyveye baktığımız gibi Allah her dönemde o ağaca bakar. Meyve bizim için nasıl mühimdir, ondan istifade ediyoruz. Azamet ve ulûhiyetini göstermesi bakımından, tohumun rüşeymini çıkarması gibi faaliyetler de Allah için o kadar mühimdir.
Hülâsay-ı kelâm bir şeyin insana bakar gayesi, hikmeti bir ise, Hâlik'e bakan bindir. Allah eşyayı kendi ulûhiyet ve rububiyetinin tezahürü için yaratmıştır. Fakat Hakîm olan Allah -celle celâlühû- bu arada bin türlü iş de çevirmiş, bin türlü iş de yapmıştır. Bunlardan bir tanesi de bizim maslahatlarımıza, bizim için fayda sayacağımız şeylere bakıyor.
İşte bunun için Cenab-ı Hakk, kâinatı İlâhî ve Kur’ânî gün olarak altı günde yaratmıştır.


SAAT: 11:01

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321