Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Sorularla Esmaül Hüsna (https://www.forum.medineweb.net/812-sorularla-esmaul-husna)
-   -   Er Reşîd- Es Sâdık Esmalarını Tanıyalım (https://www.forum.medineweb.net/sorularla-esmaul-husna/36873-er-res%EEd-es-sadik-esmalarini-taniyalim.html)

Mihrinaz 05 Kasım 2020 10:01

Er Reşîd- Es Sâdık Esmalarını Tanıyalım
 
98) ER-REŞÎD

Bütün işleri ezelî takdîrine göre yürütüp, bir nizam ve hikmet üzere âkıbetine ulaştıran; Her şey'i yerli yerine koyan, en doğru şekilde nizama sokan...

*

Reşîd isminde iki mâna vardır:

1. Doğru ve selâmet yolu gösteren. Bu mânada Hâdî ismiyle eş mânaya gelir.

2. Hiçbir işi boş ve faydasız olmayan, hiçbir tedbîrinde yanılmayan, hiçbir takdîrinde hikmetsizlik bulunmayan zât mânasındadır.

*

...Allah kime hidâyet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır. Kimi de hidâyetten mahrum ederse artık onu doğruya yöneltecek bir dost bulamazsın!” (18/Kehf, 17)*

*
Er-Reşid: İnsanları hayırlı yollara irşad eden demektir.İnsanların hidâyete ermesi tamamen Allah’ın iznine bağlıdır. Çünkü kalpler Allah’ın elindedir. Peygamber de dâhil hiçbir davetçi edip, alim, profesör ve büyücü; insanlara hidâyeti sağlayamazlar. Eğer hidâyet insanların elinde olsaydı, Resulullah’ın (sav) yoğun daveti neticesinde amcası müslüman olurdu.

*
Dâvete 950 yılını veren Nuh (as.), küfür üzerine boğulan evladı dahil gemiyi insanlarla doldurmak isterdi...
Hidâyetin tamamen Allah’ın elinde olmasının yani ‘El-Reşid’ isminin tecellisini; ‘Müslümansanız kendi nefsinizde görmeniz mümkün.’

Mihrinaz 05 Kasım 2020 10:04

Yüce Allah’ın sıfatı olarak er-Reşid; sözünde en doğru olan, fiillerinde isabetli olan, en adil hakim, doğru yolu gösteren, hakkı tam olarak öğreten, tedbirli olan, her şeyi yerli yerince koyan, İrşad için delile muhtaç olmayan ve en güzel bir şekilde yönetendir.

Yüce Allah’ın er-Reşid ismi şerif-i Kur’an-ı Kerimde bazı ayet-i kerimelerde geçmektedir. Raşid, mürşid, reşid ve ruşd şeklinde geçen kelimelerde genel olarak ruşd, doğru yol manasını ifade etmektedir. Doğru yola da ancak Allah (c.c) iletir. Mutlak İrşad etme sadece Allah’dan olur. Kur’an, peygamber ve alimlerin irşadı Yüce Allah’ın gösterdiği istikametle mümkün olur. Yüce Allah’ın irşadına muhalif veya hükümlerinden birine muhalif irşadlar, irşad değil ayrıldığı noktadan sonra mefsedet olurlar.

Yüce Allah insanlara akıl ve idrak vermek suretiyle peygamberler gönderip, kitaplar nazil ederek insanları doğru yol “sebilur reşad”a yöneltir ve kavuşturur. Allah’ın doğru yola eriştirdiğini kimse haktan saptıramaz. Allah’ın doğru yola eriştirmediğini de kimse hakka İrşad edemez.

Mihrinaz 06 Kasım 2020 18:34

er Reşîd


Kur’an-ı Kerim’de doğrudan Allah Reşid’dir şeklinde bir kelime lafzen bulunmamakla birlikte mana olarak Yüce Allah’ın İrşad etmesiyle ilgili birçok ayet-i kerime mevcuttur. Ancak er-Reşid ism-i şerifi lafzen esma-ul hüsna ile ilgili İbni Mace ve Tirmizi’nin Sünenlerindeki hadislerde bulunmaktadır.



إِذْ أَوَى الْفِتْيَةُ إِلَى الْكَهْفِ فَقَالُوا رَبَّنَا آتِنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ أَمْرِنَا رَشَدًا


O (yiğit) gençler mağaraya sığınmışlar ve: Rabbimiz! Bize tarafından rahmet ver ve bize, (şu) durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla! Demişlerdi.”( Kehf suresi: 10)

Rüşd kelimesi ile hidayet kelimesi birbirine çok yakın anlamlar ifade etmektedir. Hatta bazı alimler eş anlamlı olarak kullanmışlardır. Bazıları ise biraz farklı tanımlamışlardır. Kimisi rüşdü; eğriliğin, sapıklığın ve saçmalığın zıddı olan doğruluk olarak tanımlamışlardır. Bu tarife göre Reşid; sözlerinde, fiillerinde ve istikametinde eğrilik, yanlışlık, saçmalık ve çelişki bulunma yandır.

Yüce Allah dilediği kulunu doğruluğa ve saadete eriştirir.

Dilediğini de rüşdden uzaklaştırarak şaki ve bedbaht eder. Yüce Allah kullarını rüşde erdirirken bütün işlerinde olduğu gibi hiç kimsenin rehberliğine ihtiyacı yoktur. Çünkü O bundan münezzehtir. Fakat her mürşid O’nun yol göstermesine muhtaçtır. Buna göre kulun rehberliğinin isabetli olması Yüce Allah’ın gösterdiği yolun doğruluğuna uyması nisbetindendir.

Yüce Allah’ın er-Reşid ism-i şerifi ile ilgili olarak okuduğumuz bu ayet-i kerimeden sonra bir de hadis-i şerif okuyalım;

Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:

“İmam kendisine güvenilen “uyulan”, müezzin de sözüne uyulandır. Allahım, insanlarımızı İrşad et, müezzinlere de mağfiret buyur. “( Ebu Davud, Salat 32, (517); Tirmizi, Salat 153)

Mihrinaz 06 Kasım 2020 18:37

Allahu Teala (cc)’nın “er*Reşid” ismi “bütün işleri ezeli takdirine göre yürütüp dosdoğru ve bir nizam ve hikmet üzere akıbetine ulaştıran” manalarını da içermektedir. Allahu Teala (cc)’nın her işi ve kanunu sapasağlamdır. O’nun kanunları kemale ermiştir. O’nun kanunlarından daha iyi bir kanun bulmak mümkün değildir.

Yüce Allah’ın er-Reşid ismini bilen kişi, irşadın ancak Allah’ın kitabıyla ve O’nun peygamberiyle ve O’nun izinden zerre kadar sapmayıp Kur’an ve Sünnetle doğruluğa ulaşılacağını kabul eder ve bu irşada zerre kadar muhalif olan irşadlarda fıskın, zulmün ve küfrün olduğunu bilip, bunlardan sakınır.

Mihrinaz 12 Kasım 2020 08:11

Es SÂDIK:

Mutlak doğru, eşsiz ve benzersiz dürüst, sözü, işi ve vaadi hep doğru olan, sonsuz ve mutlak olan demektir.

Kuran'da yer alan esma hüsnadandır. Kuran'da bir yerde yüceltme çoğulu formunda (Sâdıkûn) Allah'a nispetle isim olarak kullanılır.

Sıdk doğruluk dürüstlük demektir. Fıkıhçılara göre sıdk, birşey nasılsa öylece haber vermektir. Sıdk şöyle de tarif edilebilmiştir: Helak olacağını bilse bile, kişinin doğruluktan ayrılmamasıdir. Bir başka tarifi: Dilin kalple uyumudur. Bu yüzden olsa gerek Sıdk, hak ve hakikat yerine kullanılmıştır. ( 19:50)

Es Sadık, mutlak ve sonsuz doğru, dürüst, doğrulukta eşi benzeri bulunmayan demektir. Es Sâdık olan yalnızca Allah'tır. Zira yalnızca O "mutlak doğrudur". O'nun dışındaki sadıkların doğruluğu mutlak ve sonsuz değil, kayıtlı ve sınırlıdır.


1. Allah el Hak olan es Sâdık'tır

İnsanda sadık olabilir. Fakat Allah'ın Sâdık olmasıyla insanın sadık olması arasında mahiyet farkı vardır.

İnsanın sadık oluşu mutlak değil mukayyettir. İnsani sadakatin dört menzili vardır:
~1. Tasavvur ve niyette sadakat.
~2. Akıl ve mantıkta sadakat.
~3. Söz ve söylemde sadakat.
~4. İş ve eylemde sadakat.

Allah'ın Sâdık oluşu mutlaktır. İlahi sadakat bölünemez, parçalanamaz ve cüzlerine ayrılamaz. Zira Allah es Samed'dir. O'nun sözüyle işi birbirinden kopuk değildir.

es Sâdık olan Allah aynı zamanda el Hak'tır. El Hak olandan nasıl ki "batıl" sadır olmazsa, es Sâdık'tan da "yalan" sadır olmaz.

Sadakat ile hakikat aynıdır. Bu yüzden hakkı tasdik etmek, kişiyi hakka sadık yapar. Hakkı tekzip etmek, kişiyi hakka hain yapar.

Sadık olmak Allah'ın zati bir òzelliğidir. İnsan için sadık olmak farklıdır. İnsan düşünür taşınır, doğru olmanın yararına olduğuna inandığında doğru olmaya karar verir. Bu kararında kusur gòsterebileceği gibi, sebat gösterip göstermeyeceği de meçhuldür.

Fakat Allah her daim Sâdık'tır. O'nun sadakati el Hak olan zatının gereğidir. O özünde Sâdık, sözünde Sâdık işinde Sâdık'tır.

Mihrinaz 12 Kasım 2020 08:39

2. Allah Sâdık'tır

Kuran'da bu maddeden160 küsür kelime yer alır ve 56 sı "sâdıkûn/sâdıkîn" formunda gelir. Enam Suresi 146.Ayette Allah'a nispetle Sâdıkûn şeklinde gelir.

Sâdık isminin Kuran'da yer aldığı tek âyet olan Enam 146. Ayet, ilahi risalete tabi her ümmet gibi ònceden Müslüman olduğu halde sonradan Yahudileşen İsrailoğullarıyla alakalı bir pasajdır.

وَعَلَى الَّذ۪ينَ هَادُوا حَرَّمْنَا كُلَّ ذ۪ي ظُفُرٍۚ وَمِنَ الْبَقَرِ وَالْغَنَمِ حَرَّمْنَا عَلَيْهِمْ شُحُومَهُمَٓا اِلَّا مَا حَمَلَتْ ظُهُورُهُمَٓا اَوِ الْحَوَايَٓا اَوْ مَا اخْتَلَطَ بِعَظْمٍۜ ذٰلِكَ جَزَيْنَاهُمْ بِبَغْيِهِمْۘ وَاِنَّا لَصَادِقُونَ ﴿١٤٦

Yahudilere tırnaklı hayvanların hepsini haram kıldık. Sığır ve koyunların ise, sırtlarında veya bağırsaklarında bulunanlar, ya da kemiklerine karışanlar dışındaki içyağlarını (yine) onlara haram kıldık. İşte böyle, azgınlıkları sebebiyle onları cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz.

İmtihan ve cezalandırıma amaçlı haram kılma ile Allah'ın Sâdık olması arasındaki bağ nedir?
●İsrailoğulları Allah'a söz vermişlerdi. Allah onlardan sözlerinde durmlarini istedi: "Ey İsrailoğulları! Bir dönem sizlere verdiğim nimetlerimi hatırlayın! Siz bana verdiğiniz sözde durun ki bende size olan vaadimi tamamalayayım ve kaygınızın merkezinde sadece Ben olayım!"(Bakara-40)

İsrailoğullarına verilen nimetlerin başında peygamberler ve kitaplar gelir. Ayrıca Allah onlara, vahyin insanlara taşıma gibi kutsal bir görev tevdi etti; çölde su, men,selva ve onları gölegeleyen bulut verdi.
Allah'ın İsrailoğullarından itaat,bireysel ve sosyal arınmak temsil eden namaz ve zekat, iyiliği emir kötülükten nehiy ve peygamberlere, òzellikle Tevrat'ta geleceği haber verilen Ümmi Peygsmber'e ve ona indirilen Nûr'a iman konusunda söz aldığını, buna karşılık onların geçmiş günahlarının üzerini örtmek, hatalarını affetmeyi, dünya ve ahiret saadeti vaad ettiğini Kuran'dan òğreniyoruz. (5:12- 7:156-157)

İsrailoğulları verdikleri söze rağmen haddi aşınca ilahi cezaya çarptırıldılar. İşte bu cezalardan biri de bazı yiyeceklerden mahrum edilmeleridir.Ayette ki "haram" kılınması "mahrum" kılınma vuruşunu taşımaktadır.


SAAT: 23:14

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321