![]() |
Hutbe: Sen kimsin Muhterem Müminler! Ümmetler ve milletler hayatlarını huzur içinde devam etti ve bilmeleri için yüzlerini tevhidin ilahi nuru ile aydınlatmaları, kalplerini Allah ve Resulünün aşkı ile doldurmaları ve nasıl bir ümmet ve millet olduklarını çok iyi bilmeleri lazımdır. Bu yaşamın ve ayakta dura bilmenin tek şartıdır. Çünkü; aslını, esasını, cevherini bilmeyen bir millet geleceğinden emin olamaz. Şu halde müslüman kardeşim sen kimsin? Aslın, esasın, cevherin nedir senin? Sen Allah’ü Tealanın “Muhakkak biz insanı en güzel bir şekilde yarattık.” Hitabıma muhatap olan ve bu ilahi kitabın hakkını veren en sevgili kulsun. Sen, dehşetli kıyamet gününde peygamber dahil herkesin “nefsi nefsi dediği ve secdelere kapandığı o günde, ümmetimi isterim yarab bağışlamadıkca secdeden kalkmam yarab” diye feryat edecek olan Habibi Kibriyanın ümmetisin . Sen Hz. Resulullahın ashabına “orduya yardım edin dediği zaman” bütün servetini alıp getiren ve Resulullahın “çoluğuna çocuğuna ne bırakrın” sorusuna “Allah ve Resulunu bıraktım” cevabını veren Hz. Ebu Bekir’in yolundasın. Sen devlet reisi olduğu halde içi su dolu tulumu yüklenerek halk içerisinde dolaşan ve oğlunun “Babacığım ne yapıyorsun ?” sorusuna “Kendimi biraz beğenir gibi oldum onu zelil etmek için böyle yapıyorum” diyen Hz. Ömer’in izndesin. Sen müslümanlar arasında açlığın ve kıtlığın hüküm sürdüğü bir zamanda Şamdan gelen, kendisine ait erzak yüklü bin deveyi yükleriyle beraber müminlere dağıtan Hz. Osman’ın ardındasın. Sen cebindeki dört dirhen servetinin birini gizli, birini açıkça, birini gece ve kalan bir dirhemide gündüz kimsesizlere veren ve Allah Resulünün “niçin böyle yaptın “ sorusuna “Belki Allah bunlardan birisini kabul eder diye böyle yaptım” diyen Hz. Ali’lerin peşindesin. Sen Allah yolunda cihada çıkan ve karşısında Atlas okyanusunu görünce atını dizlerine kadar suya süren ve kılıcını çekip “Yarabbi! Şahit ol önüme şu uçsuz bucaksız derya çıkmamış olsaydı şanını daha ileriye götürecektim” diye feryat edip göz yaşı döken Mücahitlerin peşindesin. Sen Resulullahın müjdesine nail olup küfrün doğu kalesi İstanbul’u fethedip islama teslim eden ve bu zaferle yeni bir çağ açan Fatihlerin, dünyayı müslümandan başkasına dar gören Yavuzların, karaların ve denizlerin sultanı Kanunilerin neslisin. Sen İstanbul’da okumaya başladığı ezanı Çaldıran ovasında bitiren, Tuna da aldığı abdestin namazını Afrika çöllerinde kılan, Hazal kıyıların da getirdiği tekbir seslerinin yankılarını Viyana kapılarında duyan kahramanların, şehitlerin torunusun. Ve kısaca şairin ifadesiyle sen; Malazgirt’te arslan, surlarda Ulubatlı Hasan, Niğboluda Yıldırım,Kosovada Murat, Mohaç’ta Süleyman, Sensin Çanakkale’de diş dişe gırtlak gırtlağa boğuşan, Sen Hakk’ın kılıncı, Allah’a vurulmuşsun, Sen şehitler çocuğu, kefensiz doğmuşsun. |
SAAT: 11:10 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.