Yeşil başörtüme siyah bone taksam olurmu

[TufeyL]

Yeşil başörtüme siyah bone taksam olurmu

Anne rock müzik dinlemek günah mı? Yeşil başörtüme siyah bone taksam olur mu? Bu sefer kelebek mi bağlayayım yoksa bluzumun içine mi koyayım başörtümü...
Bu renk makyaj açmamış başörtünü, pastel tonlar kullanmalıydın.Rock dinle ama başını çok sallama, ne o öyle zikir çeker gibi... düşük bel eteğin üstüne degaje yaka mor bir süveter gider değil mi? Hayatım iki hafta oldu değiştireli parfümümü fark etmedi bile! Ben sana söylemiştim şu pahalı olan parfümü al daha kalıcı olur diye.. Bu saç spreyini sıkıyorsun başörtün kalıp gibi oluyor, gün içinde hiç bozulmuyor. Msn de tanıştık, yüz yüze hiç görüşmedik ama yıllarca tanıyor gibiyiz birbirimizi ve ciddi(!) düşünüyoruz, caiz mi bu durumumuz yoksa engelleyip sileyim mi onu...
Çocuklarımızdan, en yakınlarımızdan bazen kendimizden yükselen bu çetin sorular, bu absürd dialoglar hangi sürecin meyveleri? Hiç düşündük mü? Alnı belki de hala aynı seccadede secdeye değen bizler sadece aşınan seccadelerimizi mi koruyabildik, biz belki bir namaz vaktinde iken, ya da tesbihat çekerken birileri geldi ve bizden habersiz her şeyimizi çaldı ve yerine bu suni bu yapmacık hayatı mı bıraktı? Kimi suçlayabiliriz...
Kimliğimiz sorulduğunda hemen hemen hepimiz hiç de tereddütsüz tek nefeste "Müslüman" diye tanımlıyoruz kendimizi, ama şöyle bir bakınca bir yerlerde ters giden bir şeyler olduğunu hissetmemek mümkün mü?
Biliyoruz..
21. yüzyıl müslümanıyız , belki de kullandığımız jargon kendimize atfettiğimiz ''dindar'' yaftası aslında bizim görüntü resmimiz, msn kutucuklarında kendimizi ifade etmek amacı ile kullandığımız bir avatar ve nefsimizden çok uzak, kimbilir! Bu satırlar ürküttü değil mi bizi...

Popüler İslam gençliği...
Ve gençler...
Neslin ne denli çağa entegre olduğunu belki de en iyi onlara bakarak anlamak mümkün, 20 yıl önce doğan genç delikanlılar, hanım kızlar.
Adları, mücahid yasir, sümeyye, sevde, fatımatüzzehra olan bu genç hanım ve delikanlılar adları ile kendilerine yüklenen ağır misyonun ne kadar farkında, isimleri ile sembolize edilen kahramanların ne kadar yakınında? Orta sınıfın üzerinde bir aileye mensup müslüman, imam hatipli delikanlı(!) son model jipi ve seçkin arkadaşları ile sabah ezanında eğlence mekanlarından evine pekala dönebilmekte ve bunda gayri ahlaki hiçbir tutarsızlık görmemektedir, bir şehir efsanesi haline gelen "fethi paşa korusu" hikayelerine burada değinmeye, çoğumuzu demoralize etmeye çok de gerek yok herhalde...

Hayatımızın tam merkezine damdan düşer gibi gelip kurulan internetle tanışan muhafazakar gençlik, ne yazık ki ilerleyen süreçle bu bilinci de layıkıyla oturtamayacak, insani ilişkileri bu minvalde sürdürecek, bu sanal ortamlarda kavga edip, burada aşık olacak, burada ayrılacak,burada evlenecektir..

[inzar]

bizleri sarsan bu paylaşım için ALLAH razı olsun..

bizlerinde içinde olduğu ve kimimizin kendine bile ifade etmeden, oldukça doğalmış gibi kabul görerek yaptığı bu işler,kullandığı bu terimler ve illede müslümanım diye ispatlamaya çalıştığı bu din in aslına ulaşmak şöyle bir kenarda dursun..
sadece an be an bu değişimin seyrindeyiz..oysa daha henüz tam anlamı ile öğrenemedik bu dini..inancımızı kuvvetlendirecek,ufkumuzu ve maneviyatımızı güzelleştirecek bu din öğretilmeden; popiler,ılıman ve yenilikçi bir sürece teslim olmamalı..değişim ve biz.biz ve din.
eylemsizce yakınlarımız,sevdiklerimiz ve biz..kendimiz..kaybolup benziyoruz bu zamanın dayatmacı sürecine..
inşaallah kendimizi düzelterek önüne geçebiliriz bu değişimin..

[NUR]

ne acı bir durum aslında...bence ilk önce sorunu ortaya koymak gerekli.sorun,bir yandan islami yaşama arzusu diğer yandan arkadaş çevresi,popüler kültür arasında kalmış bir gençlik .hani derler ya ne isa ya yaranmış ne musa ya... ne islamı yaşayabilmiş, ne de o diğer kültürü...ikisi arasında sıkışmış bocalayan bir gençlik...
sorun buysa çözümde bellidir:din eğitimi.ama üstünkörü,sorgulamayan, bir eğitim değil;sevdirme usulüyle ,kişinin kendisinin doğruları görmesine imkan sağlayacak bir din eğitimi.tabi bu eğitim önce ailede başlar. ne yazık ki bir çocuk cahil anne babasından daha bu dünyayı yeni yeni sorgulamaya başlarken yok Allah seni yakar,cehennemde şöyle yanarsın böyle yanarsın.gibi telkinlerle dini zor,ulaşılmaz ,sıkıcı bulmaktadır.zaten bir din terbiyesi almayan çocuk okula başlayınca da pek birşey öğrenemiyor.ihl ye giden gençlerimiz bile inanın dini açıdan çok zayıflar. okullarda da din eğitimi veriliyor ama bence ilk önce çocuğu buna ısındırmak,sevdirmek lazım bence biz bu noktada tökezliyoruz.ağacın yaşken eğildiğini unutuyoruz.

[inzar]

Hayatımızın tam merkezine damdan düşer gibi gelip kurulan internetle tanışan muhafazakar gençlik, ne yazık ki ilerleyen süreçle bu bilinci de layıkıyla oturtamayacak, insani ilişkileri bu minvalde sürdürecek, bu sanal ortamlarda kavga edip, burada aşık olacak, burada ayrılacak,burada evlenecektir..
en önemli noktalardan ve hayatlarımız üzerindeki etkisi kaçınılmaz olan bir gerçektir bu..internet ve sanal ile yaşamak..belkide günümüzde kapladığı zamanın çokluğu kadar gerçek hayatımızda o oranla sanallaşıyordur..yani aslı varmı yok mu pek belli olmuyor amellerimizin,söylemlerimizin...etkisinin çok fazla olduğuna inanıyorumm..o yüzden bu noktada seçiçi olmamız gerktiğini düşünüyorum...aman dikkat..

ama medineweb i ve içindekilerini seviyorum o ayrı..:-)))))))

[NUR]

bu durum sınırları bilmemekten kaynaklanıyor.sınırı bilen bir kimse zaten bunlara kalkışmaz. o sınırı da ancak eğitimle ; din eğitimiyle verebiliriz...

[inzar]

verebileceğimiz bu din eğitimi aileleri ve kişilerin kendi bilgilerinden ibaret olacaktır..bildiğimiz kadarıyla anlata biliriz....oysa ahlak ve din iç içe bir bütünlük teşkil etmektir..ahlaki değerlerin yozlaştığı bir sistem içerisinde din in incelikleri artık gözardı ediliyor.buna etken olan büyük bir çoğunlukla dini eğitimdeki eksikliklerdir..aile kavramı,okul dönemi ve gençlik yılları ile bu eğitim süreci bilirli bir plan program içinde olmalıdır..
ama çoğumuz ilmi açıdan ve dini yaşamdan çok haberdar olmayan aileler ve toplumlar içinde yaşamlarımızı idame etmekteyiz..
ve bunlarla hayatıız bir bütün..iç içe..
hayatlar farklı farklı yerlerde şekillensede..ahalakı temiz,helal ve harama dikkat ederek yaşayan ve bazı değerlerin kutsallıklarına inanmanın en büyük görev olduğu öğretilmiş çocukların ilerki yaşlarda vicdani muhasebeleri ile islami yaşama yönelmerei ve ilim ile alakadar olmaları kaçınılmazdır..

[NUR]

aslında benim anlatmak istediğimde buydu.o zaman bu sorunun ilacı ilk önce ahlak eğitimi diyebiliriz.ahlak ve maneviyat olmadan verilen bir eğitimden zaten fayda gelmez.

[inzar]

bir binanın sağlam olması temeli ile lakadır ya..ahlakta bir insanın ruh binasının en sağlam duracağı merkez noktasıdır..üzerini inşaya başlamakta inşaallah Allahın izniyle en güzel cihazatlarla,malzemelrle olur..ahlak temizliği ile yükselen binanın görünümüde sağlamlığıda o dercede kişiye kul olma bilinciyle şerefli kıldırcaktır..
o yüzden insan ilişkilerinde göz ardı edemeyeceğimiz en öenmli nokta ahlaki değerlerine olan bağlılığırdır..
belki konuyla çok alakalı değil ama.
bir arkadaşımızın imzasıydı sanırsam..kullandığı bir yazı oldukça dikkatimi çekti..diyorduki bir inanmamış yada dini hayatta uzak birini görürsen bunun hali ne olur veya ne kötü müslümandır deme..deki bundan ne güzel bir müslüman olur..bundan ne güzel bir inanmış olur..inşaallah..

[MERVE DEMİR]

Dindarlıkta düşünce boyutu kadar, ahlak boyutu da son derece önemlidir.
Bir bakıma ahlak, dindarlığı tamamlayan ve taçlandıran üst değerdir.

Peygamber efendimizin bir güzel hadisi var; “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” ..

[Medine-web]

deve kuşuna;
-uç desem
deveyım,
-kaç desem kuşum...

vahh vahh