|
Konu Kimliği: Konu Sahibi kamer34,Açılış Tarihi: 02 Mayıs 2011 (20:02), Konuya Son Cevap : 18 Ocak 2021 (13:25). Konuya 28 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
10Haziran 2011, 01:59 | Mesaj No:11 |
Cevap: “Oy Vermeyinde/Koy Mu Verin Diyeyim:”
kamer 34 kardeşim çok doğru ve güzel şeyler söylemişsin Allah razı olsun. ama şunları da söylemek istiyorum. biz oy kullanmazsak meydanı kimlerre bırakacağız? bizim gibi düşünen insaların hiçbiri sandığa gitmezse başımza kimler geçecek? o zaman bizi ve ülemizi nasıl bir felaket bekler? işte bunlar aklıma geldiği için oy kullanmayı düşünüyorum. en azından Allah diyen birisinin orda olması için bile oy kullanmak bir sebep olamaz mı?
| |
10Haziran 2011, 18:02 | Mesaj No:12 |
Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 | Cevap: “Oy Vermeyinde/Koy Mu Verin Diyeyim:” Selamun aleykum ey Medineweb ahalisi Rabbimin izni ile seyahatımı tamamladım ve dünyadaki mekanım olan İstanbul’a sağ selamet varmış bulunmaktayım. Sizlerden ayrı geçen yaklaşık bir aylık zaman zarfında konulara katılım sağlama imkanı fazlaca bulamadım bundan dolayı sizlerden özür diliyorum ve aramıza yeni katılan arkadşlarada hoş geldiniz diyorum...... 2 gün sonra Türkiyede yeni bir anayasa ve yeni bir yönetimin başa gelmesi için genel seçimler yapılacaktır... Burada herkes hesabını muhakkak Allah’a verecektir. Şimdi kısaca Merve bacımın dile getirmiş olduğu söylemlerine cevap verecek olursak. Merve bacım sizden Allah’ın Rasulunun hayatını okumanızı tavsiye ederim..Daha evvel birçok yazımda dile getirdim “Bu din nasıl rabbani ise bu dinin hareket metoduda rabbanidir” Yani peygamber dahi kendi kafasına göre dini hakim kılma yolunu seçememiştir.. Mekki suerelere bakacak olursak peygamber efendimiz (sav) nerede,nasıl,ne söyleceği,nasıl davranacağı ile ilgili cenabbi Allah’ın emirleri doğrultusunda hareket ettiğini göreceksiniz.... Hiçbir peygamber Allah’ın şeriati dışında başka mercilere kanun koyma ve yönetme yetkisini asla ama asla vermemiştir. Hiçbir müslümanda bunu yapmaz...Bugün Allah’ın hükümleri üstüne hüküm koyanlar yada Allah’ın hükümleri dışında hüküm koyanlar şunu söylemekteler... Bizler ileride yavaş yavaş şeriati hakim kılacağız ...Bende diyorumki sizlerin ileride yada beş dakikaka sonra yaşacağınıza dair elinizde sağlam bir belgenizmi vardır...Bizler yaşadığımız heranı müslüman olarak yaşamak zorundayız ...Tuğyan etmiş (yoldan çıkmış) sistemlerin yada kişilerin boş kuruntuları bizler için hiçbir delil teşkil etmediği gibi hiçbir bağlayıcılığıda yoktur... Velayet yetkisini adı islam olmayan tağuti rejimlere vermek hiçbir mazareti kabul etmez.Tağutların ülkesinde yaşamak onların bir takım dünyalık imkanlarından yararlanmak ayrı birşey...Onlara şeriat yetkisi vermek onlara itaat etmek onlarında Cenabbi Allah gibi kanun koyabileceklerine inanmak ayrıbirşeydir...Bunları birbirlerine karıştıranlar şüphesiz hakkı batıla karıştıranlardır.... Allah’ın rasulunun onüç yıllık mekke hayatı içerisinde eğer deiklerinize bir delil çıkarabiliyorsanız lütfen o delilinizi yazın...Yok eğer aklınızı ön plana çıkaraıp şer-i delillerin önüne koyuyorsanız bu davaranışın islamdaki tanımı nefsini ilahlaştırmaktır... Akıl ne nefis ancak islam dinini en iyi şekilde kavramak ve çıkan hükme teslim olmaktır. YOKSA aklını dinin önüne koymak değildir... kamer 34 kardeşim çok doğru ve güzel şeyler söylemişsin Allah razı olsun. ama şunları da söylemek istiyorum. biz oy kullanmazsak meydanı kimlerre bırakacağız? bizim gibi düşünen insaların hiçbiri sandığa gitmezse başımza kimler geçecek? o zaman bizi ve ülemizi nasıl bir felaket bekler? işte bunlar aklıma geldiği için oy kullanmayı düşünüyorum. en azından Allah diyen birisinin orda olması için bile oy kullanmak bir sebep olamaz mı? Elih ankara adlı üyeden alıntı Elif bacım öncelikle şunu belirtmek isterim “Dinede zorlama yoktur” ben 20 yıla yakın okuduklarımdan çıkarmış olduğum bilgilerin sonucunu yazdım dileyen dilediği gibi düşünebilir ve dilediği gibi hareket edebilir... Elif bacım sebep ne olursa olsun bizler Allah’ın dinine ayıkrı harket edemeyiz bizler için örnek bir peygamber vardır... Eğer bu peygambere iman etmiş isek bizlerde onun müşriklerle ehli kitap ile nasıl mücadele ettiğini bilmek zorundayız. Meydan boş kalmasın diye bir tağuttan yetki alıp başka bir tağuta yetki vermek ne dine uygundur nede Allahın rasulunun yaptıklarına.. Selametle kalın
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |
23Haziran 2011, 15:25 | Mesaj No:13 |
Durumu: Medine No : 13867 Üyelik T.:
24 Mayıs 2011 | Cevap: “Oy Vermeyinde/Koy Mu Verin Diyeyim:” Batıda, din-devlet ilişkisi ile ilgili olarak birbirinden farklı iki terim kullanılmaktadır: Lâisizm, sekülerizm. Türkiye'de ise bunlardan birincisi daha yaygın olarak ve aynı zamanda ikincisinin de yerine kullanılmakta, bu bakımdan da bazı anlaşmazlık ve karışıklıklar meydana gelmektedir. Kavram ve uygulama olarak lâiklik ve sekülerizmin tarihini Roma İmparatorluğu devrine kadar götüren araştırmacılar vardır. Ancak sekülerizm uygulaması bu eski devirlerden beri bazen güçlü, bazen zayıflayarak mevcut olmakla beraber lâiklik kavramı, ağırlıklı olarak ihtilâl sonrası Fransa'da başlamış ve özellikle, Fransızca konuşan Katolik ülkelerde ve topluluklarda etkili olmuştur. Bu iki kavram arasında daha başka farklar da bulunmakla beraber bizim konumuz bakımından en önemli fark şudur: Sekülerizm, din ve devletin (eskiden kralın) ayrı ayrı, özerk ve bağımsız kurumlar olmalarını savunur. Lâiklik ise dînin devletin kesin denetimi altında olması görüşünü savunur. Önceleri (Batı Roma, sonra Ortaçağ Avrupa'sında) devlet dînin denetimi altında iken lâiklerin ısrarlı mücadeleleri sonunda dîn devletin denetimi altına girmiştir. Yaygın olan tariflerde lâiklik, "dînin devlet işlerine, devletin de dîne karışmaması, müdahale etmemesi" şeklinde ortaya konmuş olmasına rağmen uygulamada denetim tek taraflı işletilmiştir. Lâiklik kavramı, siyâsî alan yanında hukûkî, felsefî ve sosyal alana da taşmıştır. Hukûkî alanda lâiklik yasama ve adâlet tevzîine dînin karıştırılmamasıdır. Felsefî alanda lâiklik, düşünce ve bilgi problemlerine vahyin karıştırılmaması, düşünce ve bilimin dinden uzak tutulmasıdır. Sosyal alanda lâiklik, sosyal hayata dînin etkisini minimum boyutlarda tutmaktır. İslâm'da lâiklik düşüncesi, kavramı ve uygulaması yoktur. Çünkü Batıda bu düşünce ve hareketin doğmasına sebep kilise ve din adamları (ruhbanlar)'dır. Kelimenin lûgat mânâsında bile bu sebebin izleri vardır; çünkü lâik, clergé'nin karşıtı olarak ruhban olmayan, kiliseye, dîne ait bulunmayan, din-dışı mânasına gelmektedir. İslâm'da ise din adamları sınıfı mevcut değildir. Her müslüman, din ve Allah ile ilişki bakımından eşit imkân ve seviyeye sahip bulunmaktadır. Müslümanın ibâdet etmek, tevbe etmek (günah çıkarmak), hâsılı dînî hayatını yaşamak için -din adamı vb.- bir aracıya ihtiyacı yoktur. Câmide namazı cemâatle kılmak için belli bir sınıfa imam olma imtiyazı verilmemiştir. Cemâat içinde en bilgili, ahlâklı ve okuması düzgün olanı öne geçer ve namazı kıldırır. İslâm'da lâiklik uygulaması da yoktur. Çünkü teorik olarak din ile devleti ve toplumu birbirinden ayırmak, birbirinin müdâhalesi dışında tutmak mümkün olmadığı gibi uygulamada da dîni temsil eden kilise gibi bir kurumun devlete karşı yetki mücadelesine giriştiği olmamıştır. İslâm'da devletin başkanı aynı zamanda cuma ve cemâat imamıdır; hem din, hem de devleti korumakla yükümlüdür. Devlet din için, toplum için vardır, bunlara hizmet için öngörülmüştür, bunlar arasında çatışma düşünülemez. Devlet dînin talimâtı dışına çıkamayacağı için -çünkü müslüman toplumu temsil etmektedir ve müslümanlar dînî talimâtın dışına çıkamazlar- İslâm'da siyasî, hukukî ve sosyal düzenleri dînin dışına çıkarmak ve etkisinden uzak tutmak da mümkün değildir, uygulama da buna göre olmuştur. İslâm'da sekülerizmin amaçlarına yakın ölçüde dînî hürriyet ve özerklikler vardır. Hiçbir kimse belli bir dîni edinmeye zorlanamaz; İslâm ülkesinde başka dinlere mensup cemâat ve fertler bulunabilir, bunlar kendi dinlerine göre ibâdet, âyin, eğitim ve adâlet tevzîi yapabilirler. İslâm devleti bunları engellemek bir yana korumakla yükümlüdür. Ayrıca İslâm, devlet yönetiminde ulü'l-emre (yöneticilere) geniş selâhiyet vermiştir. Türkiye'ye lâiklik Cumhuriyetle beraber aşamalı olarak girmiştir. 1924 Anayasası'nda bile "devletin dîni İslâm'dır" maddesi vardır. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibâren adım adım lâikliğe doğru yürünmüş, şer'î kanunlar (şerîat) ilga edilerek yerine Batıdan iktibâs edilen kanunlar getirilmiş, hilâfetten cumhuriyete geçilmiş, şer'î mahkemeler kaldırılmış, dînî okullar kapatılmış, dînî hayata önemli kısıtlamalar getirilmiştir. Giderek lâiklik adına devletin dîne ve dînî hayata müdâhalesi o boyutlara gelmiştir ki, ezân Türkçeleştirilmiş, fes-sarık giyilmesi menedilmiş, resmî yerlerde kadınların başlarının örtülmesi yasaklanmış, müslümanların çocuklarına dinlerini öğretebilmek için kurs ve okul açmalarına izin verilmemiş, devlet memurlarının ve ordu mensuplarının namaz kılmalarına hoşgörü ile bakılmamış, dolaylı yollardan engellenmiştir. Bugün de Türkiye'de devletin dîni denetim altında tutması esasına dayalı bir lâiklik uygulaması vardır. T.C. vatandaşlarının % 99'u -kendi beyanlarına ve nüfus kayıtlarına göre- müslümandır. Müslümanların büyük ekseriyeti -şerîat devleti istemesini bilmemekle beraber- devletin dîne ve dînî hayata, yukarıda zikredilen ölçülerde müdâhalesinden rahatsız ve gayr-i memnun bulunmaktadırlar. Türkiye'de ve başka ülkelerde müslümanların beklediği, şerîat devletinin başka dinden ve inançtan olanlara tanıdığı hürriyet ve özerkliğin kendi devletlerinde kendilerine tanınmasından ibârettir. |
14 Ocak 2012, 00:03 | Mesaj No:14 |
Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 | Cevap: “Oy Vermeyinde/Koy Mu Verin Diyeyim:” ""Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, tağut'un önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardır.91 Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister"".(nisa 60)
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |
15 Ekim 2012, 20:56 | Mesaj No:15 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: “Oy Vermeyinde/Koy Mu Verin Diyeyim:”
konu önemli olduğu için tekrardan gündem etme ihtiytacı duydum...
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
16 Ekim 2012, 00:17 | Mesaj No:16 |
Durumu: Medine No : 20682 Üyelik T.:
08 Ekim 2012 | Cevap: “Oy Vermeyinde/Koy Mu Verin Diyeyim:”
Oy vermek neden şirk olsun.bu şirk diyen arkadaşlar nerde yaşıyor merak ediyorum.bu devletin belli bir sistemi var kendi sistemini oturtmak istiyorsan parti kurarsın v.s v.s . Oldu müslümanlara oy vermeyelim koministler, solcular,ateistler geçsin başa da ondan sonra şuan daki düzeni mumla ararsınız.var mı orta da kuran'a göre devleti yönetecek bizlerde kötünün içinden en iyisini seçiyoruz.
__________________ Hüzünle titreyen gönüle ince bir âh dokunur, Kalbi kırık olanın kalbine Allah dokunur... |
16 Ekim 2012, 02:03 | Mesaj No:17 |
Cevap: “Oy Vermeyinde/Koy Mu Verin Diyeyim:”
s.a. bu konuyla alakalı bir konuşma gördüm. paylaşmak istiyorum. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] | |
16 Ekim 2012, 02:19 | Mesaj No:18 |
Durumu: Medine No : 20682 Üyelik T.:
08 Ekim 2012 | Cevap: “Oy Vermeyinde/Koy Mu Verin Diyeyim:”
Bilinmezi bilmem ama ben aynı fikirdeyim
__________________ Hüzünle titreyen gönüle ince bir âh dokunur, Kalbi kırık olanın kalbine Allah dokunur... |
16 Ekim 2012, 09:12 | Mesaj No:19 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: “Oy Vermeyinde/Koy Mu Verin Diyeyim:”
Kadir mısırlıoğlunun anlattııkları islama uygunsa o zaman AMR BİN YASİR VE AİLESİ ve mekkede 13 yıl işkence çekenler NİYE DAHA EHVENİ SEÇMEDİLERDE RASULULLAHA UYDULAR, Hatta rasulullaha gel başımıza geç dediler,sende dini yaşa bizde aynı geçinip gidelim dedilerde rasulullah bu teklifi geri çevirince yanlış mı yaptı...
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
16 Ekim 2012, 13:27 | Mesaj No:20 |
Cevap: “Oy Vermeyinde/Koy Mu Verin Diyeyim:”
s.a. ammar bin yasir kalb ile imanı muhafaza ederek dil ile tağutları memnun ederek canı sağ kaldı. ileride nice futuhatlara sebebolmadımı? veya peygamberin yanına gelince azarmı işitti 'hadi onlardansın artık mı ' dedi yoksa inzal olunanİLLA MEN ÜKRİHE VE GALBÜHÜ... ila ahiril ayeh diye başlayanvahiy gereği ona destekmi çıktı. (ayetin no sunu yazmıyorum biz kuran ezberlerken ayet numarasıyla değil cüz usulu ezberledik.) şehitlikte muteber gazilikte.ikisinede cevaz veriliyor.ruhsat yada azimet diye düşünebiliriz. kısadan bir araştırma yaptım da oy vermeyin diyen bir grup almanyadan yıllarca feyad ettiler.dışardan bağırmak kolay?neden burada karışıklıkta icraatları olmadı? yada o davayı savunan kişinin en yakını şuan neden hapiste? rahat bir almanya düzeninde oy vermeyin demek daha kolay değilmi? sindirilmiş susturulmuş müslümanın islam ümmetine nasıl bir faydası olacak ??? | |
Konuyu Toplam 4 Kişi okuyor. (0 Üye ve 4 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
“”içimizdeki putlar”” | kamer34 | Muhtelif Konular | 5 | 08 Ekim 2017 22:31 |
“aşk’ın çilesi” | TELMİHA | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 2 | 29 Kasım 2012 08:58 |
“”Hey millet/ibn-i arabi/ MARSTA”” | kamer34 | Videolar/Slaytlar | 6 | 03 Şubat 2012 14:40 |
“”Tağut’u../..Red../..Etmek”” | kamer34 | Tevhid Ve Şirk Konuları | 1 | 28 Kasım 2011 14:58 |
Kemalist TSK’ya, Taarruzda da “Allah Allah” Yerine “Atatürk Atatürk” Demek Yakışır | YaŞuHa | Muhtelif Konular | 0 | 09Haziran 2011 21:29 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|