Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLİTAM İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA.::. > İlitam 4.Sınıf Dersleri > Kur'an ve Hadis İlimleri

Konu Kimliği: Konu Sahibi Medine-web,Açılış Tarihi:  20 Aralık 2013 (07:30), Konuya Son Cevap : 20 Aralık 2013 (07:32). Konuya 3 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 20 Aralık 2013, 07:30   Mesaj No:1
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:7
Cinsiyet:Erkek
Yaş:49
Mesaj: 2.985
Konular: 339
Beğenildi:1160
Beğendi:331
Takdirleri:7457
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Kuran Ve Hadis İLimleri Ünite 7-8-9-10

Kuran Ve Hadis İLimleri Ünite 7-8-9-10

ÜNİTE 7:HADİS TARİHİ
Onbeş asırlık süreci başından bugüne kadar kapsayan bir ‘Hadis Tarihi’ henüz yazılmış değildir. Ülkemizde 20. yüzyılda gerçekleştirilen ve bu dönemin zihnî rengine de ışık tutan dört çalışma ‘Hadis Tarihi’ bağlamında oldukça önemlidir.
Bu çalışmalardan ilki, Daru’l-Fünûn İlâhiyat Fakültesi hocalarından Zakir Kadirî Ugan’ın (ö.1954) kaleme aldığı ‘Dînî ve Gayr-ı Dînî Rivâyetler’ (1926) isimli makaledir. Diğeri, Prof. Dr. Fuad Sezgin’in ‘Buhârî’nin Kaynakları’ (1956) isimli tetkikidir. Üçüncü çalışma, Prof. Dr. M. Said Hatiboğlu’nun ‘İslâmî Tenkid Zihniyetinin Doğuşu ve Hadis Tenkidçiliği’ (1963) başlıklı doktora tezidir.


Dördüncü eser ise, Prof. Dr. Talat Koçyiğit’in ‘Hadis Tarihi’ (1977) dir. Talat Koçyiğit’in eseri, dini, siyasî, fikrî ve içtimai hadiselerle irtibatlandırarak hadis ilminin ilk üç asırdaki gelişimini konu edinmiştir. Buna karşın, kapsamlı bir hadis tarihine duyulan ihtiyaç hala devam etmektedir.


Hadis ilminin siyasi kronolojisi ; 1- hz peygamber ve hulefai raşidin, 2- emeviler, 3- Endülüs emevileri, 4- Abbasiler, 5- Müslüman Türkler (karahanlı, gazneli) 6- Selçuklular, 7-zengi/eyyubiler, 8- memlukler, 9-osmanlılar, 10- modern dönem.
Hadis Tarihine Genel Bir Bakış
Hadis tarihini çeşitli yönlerden ele alıp incelemek mümkündür. Kısaca ifade etmek gerekirse, Hz. Peygamber ve Hulefâ-i râşidîn dönemi, hadis tarihinin en erken dönemini teşkil eder. Bu zaman zarfında hadisler teşekkül etmiş ve fetihlerle birlikte İslam topraklarının her tarafına ulaşmıştır.
Emeviler döneminde hadis tarihinde hangi gelişmeler olmuştur? hadis rivayetinin yaygınlaştığı, hadis kitabeti de denilen hadislerin yazılması faliyetinin yoğunlaştığı, bir dönemdir. Fazla miktarda hadisin uydurulduğu, uydurmacılık faliyetlerine karşı önlem alındığı, isnat sisteminin geliştirilmeye başlandığı, resmi girişlerle hadislerin toplanıp tedvin edilmeye başlandığı dönemdir.
Endülüs emevileri döneminde hadis ilminde hangi gelişmeler olmuştur? ilk zamanlar hadis ilmine gereken ağırlığı verememişler. Ancak 3. asırda hadis faaliyetleri ivme kazanmış ve sonrasında da parmakla gösterilecek simalar yetişmiştir.
Abbasiler döneminde hadis ilminde hangi gelişmeler yaşandı?;hadis ilminin her bakımdan yükseldiği, teşvik gördüğü bir dönemdir. Hadislerin tasnifi muhtelif türden hadis kitaplarının yazıldığı, hadisçiliğin fıkhi ve kelami bir düşünce ekolüne dönüşümü, klasik hadis kaynaklarının yazımı, hadis meclisleri, hadis okulları ve benzeri çok yönlü gelişmeler Abbasiler döneminde gerçekleşmiştir .
** Suriye ve mısır bölgesinde çok sayıda Darul hadis Nurettin zengi ile eyyubiler devrinde açıldı.
** Hadis ilmi açısından 2. silkiniş memluklular döneminde olmuştur,
Hadisi tarihi bölgeler açısından sıralanması; 1- arap yarımadası, Suriye bölgesi, ırak bölgesi, iran bölgesi, horasan/ maveraünnehir bölgesi, mısır/ mağrip bölgesi, Endülüs bölgesi, hint bölgesi, Anadolu, batı
** H. Raşidin, sahabeler, emeviler döneminde hadisler Suriye, ırak, İran, horasan, mısır, Hint bölgesi bölgede yayıldı
** kurumsal hadisçilik Osmanlılarla birlikte zirveye ulaştı
Modern zamanda hadisle ilgili hangi husus yaşandı?; Endülüs emevi dışarıda tutulacak olursa batı muhitlerinde hadis e yoğun ilgi duyulması ve hadisin bilimsel tetkiklere konu edilmesi.
Hadis tarihinde nasıl bir dönelendirme yapılır? oluşum, gelişim, açılım, daralma, dönüşüm/yeni


I. Oluşum Dönemi
Bu dönem, ilk bakışta hemen anlaşılacağı üzere İslam’ın zuhuruyla başlayan ve yaklaşık hicri ilk iki asırlık zamanı kaplayan bir dönemdir. Hadisler ve hadis ilmi vücut bulduğu, çeşitli hadis eserleri ve hadis anlayışları şekillenmeye başladığı için bu döneme oluşum dönemi denilmiştir.
Hz. peygamber döneminde kayda geçen yazılar nelerdir? veda hutbesi, islama davet mektupları, Medine anlaşması, hudeybiye anlaşması, yemen e gönderilen vergi düzenlemesi
Hz. Peygamber ve Sahabe
Hadis varlığını Hz. Peygamberden alır. Ancak, Hz. Peygamber’in hayatında Kur’an’ın dışındaki söz ve davranışları, sistematik ve kapsamlı biçimde yazıya geçirilmemiştir. Zaten bunun yapılabilmesi için ne tarihi ve sosyal şartlar müsaittir ne de bu çapta bir edebi, bilimsel faaliyete imkan verecek insan kaynağı ve materyal mevcuttur. Bu nedenle Hz. Peygamberin hayatında hadisler kısmen ve imkanlar ölçüsünde kayda geçirilmiştir.


Kuşkusuz Hz. Peygamber’in hayatı ona inanan ilk Müslüman nesil tarafından zihinlere nakşedilmiştir. Hz. Peygamber’in ashabını yetiştirmek için mescidde tertiplediği özel sohbetler, çeşitli heyetlerle gerçekleştirilen görüşmelerdeki beyanlar, ev ziyaretlerinde dile getirdiği hakikatler, savaşa gidip gelirken ve savaş alanlarında sarfettiği sözler herkesin huzurunda gerçekleşmiştir.


Çeşitli vesilelerle özel olarak konuştuğu kimseler de bu görüşmelerde dile getirdiklerini mutlaka arkadaşlarıyla paylaşmışlardır. Böylece o, herkesin gözleri önünde ve herkese hitap eden bir Peygamber olarak yaşamış, asla kimseye gizli saklı bir bildirimde bulunmamıştır.


Sahabe’nin Hz. Peygamberin sağlığında Hicaz yarımadasının muhtelif bölgelerine görevli olarak gönderilmeleri ve Hicaz yarımadasının çeştili bölgelerinden Müslüman olmak için gelen heyetlerde bulunanlar, zaman zaman da kişisel olarak gelip Hz. Peygamber ile görüştükten, ondan bazı bilgileri alıp kabilesine ve yöresine dönenler aracılığıyla Hz. Peygamber’in hadisleri yarımadanın her bölgesine yayılmıştır. Vefatının ardından İslam fetihleriyle birlikte İslam mesajı ve Hz. Peygamberin hadisleri fethedilen bütün bölgelere ulaşmıştır.


Hz. Ömer devrinde hadislerin toplanılması düşünülmüş, ancak çeşitli mülahazalarla bundan vazgeçilmiştir. Halife Ömer, Kufe’ye Abdullah b. Mesud, Basra’ya Ebu Musa el- Eşari, Ebu’d-Derda, Filistin bölgesine Muaz b. Cebel ve benzeri sahabileri muallim olarak göndermiş, onlar da insanlara Kur’an’ı, Hz. Peygamber’in hayatını, Siret ve Sünnetini, hadislerini öğretmişlerdir.
Bu bölgelerde her bir sahabinin talebeleri yetişmiş, ekoller oluşmuş ve Tabiun kuşağından çok sayıda hadis ravisi yetişmiştir.


Sahabe ve Hadis Rivâyeti
** El isabe adlı eser neden bahseder? en fazla sahabe biyografisi içeren kitaptır.
Hadis sahifesi olduğu belirtilen sahabeler ; ali b ebi talip, semure b cündep, ebu hureyre, Abdullah b amr, Abdullah b Abbas, Abdullah b ömer, Cabir b Abdullah.
Sahabeler hadis rivayeti bakımından nasıl isimlendirilir; çok hadis rivayet edenler manasında muksirun, az hadis rivayet edenler manasında mukıllun.
muksirun sahabeler kimlerdir?; muksirun olarak nitelendirilen ve 1000 in üzerinde hadis rivayet eden 7 sahabe vardır bunlar; ebu hureyre, Abdullah b ömer, enes b malik, z aişe, Abdullah b Abbas, Cabir b Abdullah, ebu said el hudri.
** Er Rıhle fi talebil hadis ne demektir? hadisleri ilk kaynağımdan öğrenmek için yapılan seyahatler.
hadisin oluşum döneminde hangi devreler vardır;hıfz, kitabet, tedvin ve tasnif. Bu devrelen en nazik devrelerdir.
Hadis uydurmacılığı
**ilk devirlerde hz ali ve ailesine aşırı sempati duyan çevreler, yoğun miktarda hadis icat etmişlerdir. bilinçli ve sistemli hadis uydurmacılığı hz Osman ın katledilmesiyle başlayan fitne hadisleri aynı zamanda bilinçli ve sistemli biçimde hadis uydurma faaliyetlerinin başlangıcı olmuştur.emevi iktidarına yakın olan kimi cahil kimseler, kabile ve soy taassubu içinde bulunanlar, dünyaya ve dünya işlerine karşı menfi tavır takınan ve uzlet hayatını tercih eden zahitler, halkı iyilik ve hayra ibadet ve taate teşvik etmek isteyen iyi niyetli cahil vaizler hadis üretmiştir.
**ilk hicret asrında Müslümanların kanlı savaş ve iç çatışma yaşamaları neye yol açmıştır? fiten ve melahim denilen kıyamet senaryoları anlamında rivayetlerin tedavüle çıkmasına yol açmıştır.
isnat tatbiki ve tenkidine hangi olaylar yol açmıştır?;İslam karşıtlarının İslam ı ve Müslümanları küçük düşürmek maksadıyla uydurdukları hadislerle, yeteneksiz kimselerin hadis ilmiyle meşgul olmaları sonucu ortaya çıkan asılsız haberlerin çoğalması.
Tedvin faliyetlerini hangi emevi halifesi resmi olarak girişimle başlatmıştır?, ömer b Abdülaziz resmi girişimle başlatmış ve başta ibn şihab ezzühri olmak üzere hadis rivayetleriyle meşgul olan alimler tedvin faaliyetlerini gerçekleştirmişlerdir. Nakledildiğine göre h. 1. asrda dörtyüzün üzerinde yazılı hadis vesikası olmuştur.

İlk hadis kaynakları
** 2. Abbasi halifesi ebu Cafer el mensur imam malik e hadis kitabı yazmasını teklif etmiştir. Fakat imam malik ilk başta bunu reddetmiştir. Sonra ise kendi isteğiyle el muvatta adlı eserini yazmıştır.
2. asırda Abbasiler döneminin hadis çalışmalarına örnekler; malik in muvattasının yanı sıra hemmam b münebbih’in essahifesi, zeyd b ali nin mecmu u, mamer b raşid in el cami si, rabi b Habib in el musned i şeybaninin el muvattası el hucce ve el asar ı, imam şafinin el um, errisale, cimaul ilm, i sahabe kuşağından sonra bu dönemin gözde hadisçileri şunlardır; hemma b münebbih, ibn şirin, şube b el haccac, malik b enes, Abdullah b mübarek, veki b el cerrah, ibn uyeyne, abdurrahman b mehdi.


Gelişim dönemi
Bu dönem, hicri takvime göre ikinci iki asırlık periyodu içermektedir. (Miladi IX ve X. asırlar). Bu dönem, yoğun olarak İdeolojik kamplaşmaların belirdiği ve hadisçileri derinden etkilediği bir dönemdir. Mihne olayı gibi bir trajedi ile başlayan III. asır, İdeolojik Hadisçilik denilen bir anlayışa da vücut vermiştir. Başta Ahmed b. Hanbel olmak üzere çok sayıda hadisçi şiddetli baskılara maruz kalmış, bu baskılar karşısındaki tutumları sebebiyle hadisçiler arasında dahi ciddi kamplaşmalar meydana gelmiştir. Bu dönemde yaşananların izleri hadis tarihinin gelecek asırlarını ve hatta hadisçilerin hayatlarına tahsis edilen biyoğrafi kaynaklarını etkilemiştir.


Üçüncü hicrî asır, hadis’in altın çağıolarak kabul edilir ki, bu şüphesiz doğrudur. Zira hadis literatürünün klasik eserleri bu asırda yazılmıştır. Kütüb-ü sitte olarak bilinen altı hadis klasiği Buhari ve Müslim’in Sahih adlı eserleri ile, Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace, Nesai’nin Sünenleri bu asırda derlenmiştir. Öte yandan, bu asır gerçekten bir gelişim çağıdır. Fıkıh ve kelam ekolleri oluşumunu tamamlama ve yaygınlaşma sürecine girmiştir.
Sünni fıkıh mezhepleri Hanefilik, Malikilik, Şafiilik ve Hanbelilik İslam toplumunun çoğunluğunu temsil ederken, bağımsız fakihlerin düşünce ekolleri de az da olsa taraftar bulmuş; Eşarilik ve Maturidilik başta olmak üzere itikadi mezhepler sistemleşme yoluna girmiştir. İkinci asırda başlayan Reycilerle Hadisçiler arasındaki tartışmalar ve yine Mutezile ile Hadisçiler arasındaki fikri mücadeleler artarak devam etmiştir. Ehl-i Re’y ve Ehl-i Eser kamplaşması bu dönemde de etkisini hissettirmiş; tabakat, biyografi, menakıb, cerh ve tadil gibi eserlerin ilk örnekleri bu zaman zarfında verilmiştir.
Ahmet b hanbel mihne olaylarında ne yapmıştır?;Şöhret bakımında mihne olaylarında emsallerini geride bırakmıştır. Mihne öncesinde iyi bir hadisçiydi. Mihneyle birlikte hadisçilere imam, din e yardımcı, sünnet in savunucusu ve mihneye göğüs geren oldu. Bu olaylardan sonra hz ebubekirle kıyaslandı. Ridde de ebubekir, mihne de Ahmet b hanbel dini kurtarmıştır.Ahmet b hanbel in Er Red Ale-z Zanadıka Vel Cehmiyye isimli bir eser de vardır.
** cehmiyyenin görüşlerine karşı çıkan ünlü türk İbrahim b tahman dır.
** Ahmet b hanbel kimlerin hadislerinin terk edilmesini istemiştir? lafziye olarak nitelenen kerabisi, ibn küllab, ebu sevr, Davut zahiri,
İmamı Buhari;adı ebu Abdullah Muhammet b İsmail 194/810 eseri; tarihi kebir, el edebül müfred, halku efalül ibad adlı eserleri vardır: ama en önemli eseri ; el camiüssahih tir. Mükerrer rivayetlerle 7275 hadis vardır. Hadis tarihinin üzerinde en çok çalışma yapılan eseridir. En güvenilir hadis kaynağı olarak görülür.
Müslim;Adı nişaburlu ebu Hüseyin Müslim b el haccac 206/821,eseri; camiüssahih 7581 rivayeti içerir.
Ebu davud;adı Süleyman b eşas b ishak 202/818, eserinin adı;sünen dir 5274 rivayet cvardır.
Tirmizinin;adı Muhammed b isa b sevre 209/827,eseri; cami üsssahih tir. 3956 hadis vardır.
ibn mace; adı kazvinli ebu Abdullah Muhammet b yezid 209/824,eseri esünen dir. 4341 hadisi vardır.
Nesai;adı ebu abdurrahman Ahmet b şuayb 215/830, eseri essünen dir. 5765 hadis içermektedir.


III. Açılım Dönemi
Bu dönem, rivâyet dönemlerinin sona erdiği hicri beşinci asırdan onuncu asra kadar geçen yaklaşık beş asırlık zaman dilimini kapsar. (Miladi XI ila XV asırlar arası). Siyasal olarak Endülüs Emevileri, Abbasiler, Fatımiler, Selçuklu, Zengi ve Eyyubi devletleri yanında uzunca bir süre Memluklu egemenliğine denk düşer


Bu dönem, düzenli şekilde hadis eğitim ve öğretim merkezlerinin kurulduğu, fıkhî ve kelâmî ekollerin kendi anlayışlarını iyiden iyiye sisteme oturttuğu bir dönemdir. Bu süreç çeşitli düşünce ve inanç ekollerinin birbirlerini eleştirdikleri ve karşılıklı polemiklerin yoğunlaştığı bir zaman dilimidir.


Bilhassa hadis kaynaklarını açıklama çabalarının bir sonucu olarak dördüncü asırda kaleme alınmaya başlanan Şerh edebiyatının, Hattâbî’den (388/998) İbn Hacer’e (852/1448) kadar en seçkin örneklerinin verildiği bir dönemdir. Hadis Usûlü’nün sistematik olarak tamamlandığı; seçme hadis kitaplarının oluşturulduğu, şehir tarihleri, tabakat ve biyografi kaynaklarının artarak çoğaldığı bir dönemdir.
Hadis ilminin en temel özelliği ; nakil-rivayet ilmi olmasıdır.
Hadis metodolojisi ve kavramlarına dair yazılan ilk eser hangisidir? h 4. asrın ortalarında kadı hasan er ramehurmuzi nin kendi ifadesiyle hadis i ve hadis ehlini savunmak amacıyla yazdığı el muhaddisul fasıl beynerravi vel vai adlı eseridir.
** En yaygın hadis okulları olan Darul hadisler Nureddin Zengi devrinde ne zaman açıldı
** Hadis ilmi açısından 2. altın dönemi Memluklular zamanıdır.


IV. Daralma Dönemi
Yaklaşık olarak dört asrı içeren bu dönem, miladi XVI. Asırdan XIX. Asrın sonlarına kadar geçen süreyi kapsar. bu dönem hadis ilmi açısından genel olarak geçmiş birikimin tekrar edildiği bir dönemdir.


Bu döneme literatür olarak Nazm, Haşiye, Muhtasar ve Şerhler rengini verir. Onikinci asırda Emîr es-San‘ânî’nin (1182/1768) Tavdîhu’l-Efkar’ı hadîs usulü ve ıstılahları konusunda bir hadîs ansiklopedisi vucuda getirme girişimi gibidir. Hind-Pakistan merkezli hadis çabaları, dönemin durağanlığını sarsma çabasıdır. Bilhassa Şah Veliyyullah ed-Dehlevi ile başlayan süreç dönemin farklı yönünü oluşturur. Bu dönem’in hemen bütünüyle Osmanlı dönemine denk düşmesi, ayrıca üzerinde ayrıntılı olarak durulması gereken bir noktadır.


**Osmanlıda ilk medrese ne zaman açılmıştır?; Orhan gazi zamanında iznikte bu medresenin başına da davudi kayseri getirilmiştir
Osmanlı’da Hadis
Osmanlı döneminde Anadoluda Hadis, eğitim kurumlarında yerini “Daru’l-hadis”lerin kurulmasıyla alır. İlk Osmanlı Daru’l-hadis’inin I. Murad devrinde (792/1389) İznik’te yaptırılır. Bu, İslam dünyasında bilinen en eski Daru’l-hadis’in kurulmasından yaklaşık ikibuçuk asır sonraya rastlar. Yavuz Selim (1512-1520) dönemi, kuşkusuz Osmanlı Anadolu coğrafyasında bir dönüm noktası teşkil eder. Mısır’ın Osmanlı yönetimine katılması, sadece siyasal bir açılım değil, aynı zamanda bilimsel, kültürel ve sanatsal bir kazanım da olmuştur.


Süleymaniye Daru’l-hadisi’nin banisi Kanuni’nin devri (974/1566) her bakımdan Türk kültür ve edebiyatının şahsiyetini kazandığı bir kemal devresidir. Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilmesine yaklaşık çeyrek asır kaldığı sırada, geleneksel hadis birikimini bir sonraki kuşağa aktaranlardan birisi Hafız Ahmed Şakir’dir (1315/1897).


Ahmed Şakir, aralarında Kevseri’nin hocaları Eğinli İbrahim Hakkı ve Alasonyalı Zeynelabidin’in de bulunduğu yaklaşık beşyüz alim yetiştirmiştir. Talebelerinden Erzurumlu Musa Kazım ile Muhammed Nuri daha sonra Şeyhu’l-İslam olmuşlar; Mahmud Esad, bakanlık yapmıştır. İzmirli İsmail Hakkı ise, Hadis de dahil pek çok sahada Osmanlı birikimini Daru’l-fünûn/Üniversite’ye taşımıştır.


** İslam dünyasında bilinen ilk darul hadis hangisidir?; h 6.asırda sultan Nurettin Mahmut un 1173 dımeşkte kurduğu nuriyye darul hadisi.
** 2. murat zamanında darul hadislere başka ülkelerden hangi âlimler getirtilmiştir?; mola gürani, alauddin ettusi, alaaddin essemerkandi
** Osmanlıda resmi ilk darul hadis hocası Fahrettin acemi.dir
2 bayazıt ve kanuni zamanında açılan darul hadisler?; 2 Beyazıt amasyada kurulan Abdullah paşa darul hadis i kanuni devrinde ise Süleymaniye darul hadis i
Abdurrauf el münavi, Yavuz selim zamanı Osmanlı dönemi mısırın mümtaz hadisçilerindendir
** 1. Abdülhamit ZEBİDİ nin hadis kitaplarından icazet almak istemiştir
Osmanlı darul hadislerinde hangi kaynaklar okutulmuştur; Buhari, Müslim, bağavinin mesahıbüssünnesi, essağaninin meşerikulş envarı
** 18. asırda önemli Osmanlı hadisçileri? Amasyalı Yusuf Efendi zade abdullahtır.
** osm anadolusunda hadis sahasındaki eser çeşitliliği neden azdır? hadis geleneğinin Suriye, mısır, hint gibi bölgelere nisbeten anadoluya daha geç bir zamanda gelmiş olması. Osm alimler üzerindeki idari motivasyon diğer ülkelere göre çok daha güçlüdür
Anadoludaki hadis geleneği hangi sufi hadisçilere dayanır? gayti, acluni, ve ervadi gibi sufi hadisçilere dayanır.
Osm hadisle meşgul olanlar? Fahrettin acemi, mola gürani, mola Lütfi, ibn kemal paşa, Mehmet efendi birgivi, ibn melek, rudani Süleyman, Yusuf efendizade, Ahmet ziyaeddin.


V. Yeni Dönem-Dönüşüm Dönemi
Bu dönem gerek mantığı, gerekse çalışma alanı bakımından geride kalan tüm zamanlardan farklıdır. Bu dönemin önemi, müslümanların kendi kültürleriyle yüzleşme dönemi olmasında; buna bağlı olarak nev-i şahsına munhasır olmasındadır.


Yeni dönem hadisçiliğinin geri planındaki mantığı ele vermesi bakımından 1 Nisan 1924 tarihli İstanbul Dâru’l-fünûn talimatnamesiyle, daha evvel İlâhiyat programlarında ‘Hadis-i Şerif’ olan dersin yerini ‘Hadis Tarihi’nin aldığını görmek yeterlidir. Daha evvel medreselerin programlarında Hadis Tarihine dair bir derse rastlanmadığı gibi, bu isimde, yahut bu ismi çağrıştıran bir esere de rastlamak mümkün değildir. Bu isimde bir eserin ilk defa İzmirli tarafından (1924) kaleme alınmış olması, hadis sahasında tarihsel perspektifin yavaş yavaş farkedilmeye başlanması şeklinde yorumlanabilir.


Bu dönemde dikkat çeken en önemli olaylardan birisi hadis sünnet merkezli tartışmaların başlamasıdır.


Bu dönemin bir diğer özelliği ise, daha önceki hiç bir dönemde görülmeyen yeni bir unsurun ortaya çıkmasıdır. Bu yeni unsur, yaklaşık bir buçuk asırdır hummalı bir biçimde ‘Hadis’ sahasında ürün veren oryantalistik çabadır. Klasik hadis kaynaklarımızın önemli bir kısmının neşrini ve hemen hiçbir hadisçinin kullanmadan edemeyeceği pek çok temel kaynağı meydana getiren bu çaba, yeni döneme özgü bir fenomendir.

Oryantalizm ve Hadis
Oryantalizm yeni dönem hadis faaliyetleri açısından oldukça önemlidir. Hadis alanında çalışan muhtelif milletlerden çok sayıda ilim adamı, oldukça ciddi miktarda klasik hadis eserini neşretmiş ve o nisbette özgün çalışma ortaya koymuştur. Hadisleri değerlendirmede tarihi tenkit metodunu uygulamalı olarak ortaya koyan I. Goldziher (1850-1921) ve hadisleri kaynaklarından bulmayı kolaylaştırmak için hazırladığı Concardanceile Arent Jan Wensinck (851-1939) oryantalist hadis tetkiklerinde önemli bir aşamayı temsil etmektedirler.
Joseph Schacht (1902-1969) Goldziher’in yaklaşımını fıkhi hadislere tatbik etmenin yanında isnad araştırmalarında da da batı muhitleri için için önemli çalışmalar ortaya koymuştur. Schacht’ın görüşleri, hemen hemen bütün oryantalistleri etkisi altına almıştır. Bunlar arasında Enderson, Rhobson, Fizgerald, Coulson ve Bozires gibi zatlar zikredilebilir.


Schacht’tan sonra oryantalist muhitlerde hem nicelik hem de nitelik olarak en yoğun çalışmalara imza atan kişi G.H.A. Juynboll’dur. Nabia Abbot ve Harald Motzki’nin çalışmaları oryantalist gelenek içerisinde farklı bir yaklaşımı temsil etmektedir. Fuad Sezgin ve Mustafa el-Azami oryantalist çalışmalarda ileri sürülen görüşlere muhalif iddia ve eserleriyle dikkat çekmektedirler ve oryantalist çalışmalara karşı reddiye yazmışlardır.
oryantalizm tarihinde hangi eser önemlidir? barthelemy d herbelot un eseri bibliothegue orientale (şark kütüphanesi) adlı eseri öenmli bir yer tutar. Oryantalist muhitlerde hadisle ilgili ilk bilgilerin bulunduğu eser de budur. D herbelot bu eserinde hz peyg, hadis ve sünnet konularında açıklamalara yer verir. Hadislerin büyük bölümünün talmut dan alındığını ileri süren herbelod, hz peygamberi de dante vb batılılar gibi görür.
Alois sprenger ;hadisin tarihi bakımından güvenilirliği konusuyla yakından ilgilenmiştir. H 5. asırdan itibaren sadece hadis kaynaklarına değil müelleiflerin tenkidinden geçmeden istinsah edildikleri için yazılan hiçbir esere güvenilmeyeceğini söyler.
Hadisle ilgilenen diğer oryantalistler kimlerdir? William muır, reinhart dozy, snouck hurgronje, leona ceatani, Arthur john arbery, hamilton ar gibb,


Hadis Tarihinde Hanımlar
Hadis tarihinde en dikkat çeken hususlardan birisi de hanımların hadis faaliyetlerindeki yeridir. Kadınların Hz. Peygamber’in sağlığında ve vefatından sonra, gerek içtimai olaylarda gerekse entelektüel alanda, bilhassa hadis ilmi sahasında mühim roller üstlendiği bilinmektedir. Hadis tarihi boyunca da hanımların hadise olan ilgisi devam etmiş kimi asırlarda oldukça yoğunlaşmıştır. Hadis tarihinde hanımların o dönemlerin, kendi şartlarında fevkalâde bir düzeye ulaştığı söylenebilir. Bu bakımdan Sahâvî kimi hanımlardan bahsederken onların ailelerine atıfta bulunarak; ‘min beyti ilmin ve rivâyetin- ilim ve rivâyetle meşhur bir aileden’ demek suretiyle bu geleneğin altını çizmektedir. Fakat sonraki asırlarda bu gelenek maalesef sürdürülememiştir.
Kadınlara biyogarfisinde cilt ayıran; ibn i sad ın et tabakatında.
Önemli kadın hadisçiler; hz aişe, huceyme binti huyey,tabiun el müsyyib in kızı, malik b enesin kızı,h 3. asırad deniye, seyyid nefise daha sonra ide ümmü ömer essalafiyye, abbase binti fadl, Hatice ümmü Muhammet, meymune binti akra. Ümmül kiram hadis hafızıdır. 6. asırda şühde b eliberi, Atike binti ebilala, ümmül fazl hacer binti şerufiddin.


Şia ve Hadis
Hadis tarihinde kendine özgü anlayış ve literatürle dikkat çeken unsurlardan birisi de Şia’dır. İmamiyye Şiasına göre hadis, Hz. Peygamber ile onun gibi masum kabul ettikleri on iki imamın söz, fiil ve takrirleridir. Şia’ya göre Hz. Peygamber sağlığında hadislerinin yazılmasını yasaklamamış, aksine Hz. Ali başta olmak üzere bazı sahabeler hadisleri yazmışlardır.


Şia nezdinde hadis alanında muteber olan dört eser (Kütüb-ü erbaa) vardır. Şianın hadis ricali konusunda da kitapları vardır. Şia’nın isnad sistemi ve hadis usulü alanındaki çalışmaları oldukça geç dönemlerde şekillenmiştir. Şiiler arasında hadis konusundaki genel anlayış bakımından Ahbârî ve Usûli olmak üzere iki ekol ortaya çıkmıştır. Bu iki ekolün tesirleri bugün dahi Şii topluluklar üzerinde görülmektedir. Genel Şii uleması ve kitleleri üzerinde belirgin biçimde tesirli olan anlayış Ahbârîliktir.
şianın hadisteki ilk musannifleri kimlerdir? selamnı Farisi kitabul hadis caselik, ebu zer gifari kitabul hutbe, . hz ali, ammar b yasir, asbağ b nübate, ubeydullah b ebu rafi, ilk musanniflerdendir.
şia nezdinde hadis nezdinde muteber olan 4 eser hangileridir? (kütübü Erbaa) küleyninin el kafisi, ibn babaveyh el kumminin men la yahduruhul fakih i, ebu Cafer ettusi nin tehzibul ahkam ı ve el istıbsar ı,


Hadis Tartışmaları
Tarihi boyunca hadis etrafında çeşitli tartışmalar olmuştur. Bu tartışmaların üzerinde cereyan ettiği konuların bir kısmı tarihte kalırken önemli bir kısmı klasik tartışma konuları olarak her devride farklı düzeyde de olsa gündemdeki yerini korumuştur. Zamanla yeni tartışma konuları da ortaya çıkmıştır.


Hz. Peygamberin sağlığını da içine alan ve sahabe kuşağını meşgul eden temel tartışma konusu hadislerin yazımı konusudur. Hicri ikinci asırda yoğun olarak tartışılan konuların başında hadislerin hücciyeti konusu gelmektedir. İkinci asırda ortaya çıkan tartışma konuları arasında hadislerin bilgi değerine ilişkin tartışmalar gelmektedir. Bilhassa hadis ve fıkıh çevreleri ile kelam çevreleri arasındaki bu tartışmalar çok ileri boyutlara ulaşmıştır.


Mutezili düşünürlerin rivayetlere içerik açısından ve mantıki olarak yönelttikleri tenkitlere hadisçiler çok ağır karşılıklar vermişlerdir. İlk iki asırda ortaya çıkan tartışma konularından birisi de hadislerin nasıl anlaşılacağı ve sünnetin ne olduğu konusudur. Zamanla sıfatlar konusunu işleyen haberlerin mahiyeti ve anlaşılması, hadislerin yorumu, zayıf hadislerle amel konusu gibi konular temel tartışma konuları olarak hadis tarihindeki yerini almıştır.


Hadis tarihinin en çok dikkat çeken tartışmaları arasında Endülüs bölgesinde hicri beşinci asırda cereyan eden İbn Abdilber, Ebu’l-velid el-Baci ve İbn Hazm arasındaki Maliki Zahiri tartışmalarını; hicri sekizinci asırda Suriye-Mısır bölgesinde başını İbn Teymiyye ve İbnu’l-kayyım el- Cevziyye’nin çektiği Hanbeli, Şafii, Hanefi ve diğer fırkalar arasındaki tartışmaları anmak gerekir.


Ondokuzuncu asırda Hind bölgesinde Seyyid Ahmed Han, Çerağ Ali ve benzeri simalarla hadislerin sübutunun ve bilgi değerinin bütünüyle reddedilmesi yeni bir tartışma süreci başlatmıştır. Kendilerine ehl-i Kur’an adı veren bir zümre hadislerin tamamını red görüşünü dillendirmiştir. Hind yarımadasındaki bu tartışmalar, Mısır’a intikal etmiş ve orada farklı bir mahiyet kazanmıştır.


Geçtiğimiz asırda oryantalist çevrelerin başta Goldziher, Caetâni, Dozy, Schacht gibi klasik oryantalistlerin hadisle ilgili ileri sürdükleri iddialar da İslam dünyasında yeni tartışmaları beraberinde getirmiştir. Şimdilerde hadislerle ilgili kadim tartışma konularının yanı sıra, hadislerin aktüel değeri, hadislerin anlaşılmasında yöntem, bir kültür mirası olarak hadislerin değerlendirilmesi ve benzeri konular akademik ve düşünsel düzeyde tartışılmaktadır.
** hadis yazmanın hafızayı zayıflatacağını kim söylemiştir? tabiunun ileri gelenlerinden bazıları.
** imam şeybani nin el hucce ale ehlil Medine adlı eseri ırak bölgesindeki Hanefi anlayışın hicaz bölgesindeki hadisçi anlayışa eleştirilerini içermektedir. İmam şafinin errisle si ihtilaful hadis i, cimaul ilmi, ve el ümm ün son bölümleri onun ırak ve hicaz bölgesindeki kimi anlayışlara yönelttiği tenkitleri kapsar.
** İlk 2 asırda tartışılan konulardan biriside; hadislerin nasıl anlaşılacağı ve sünnetin ne olduğu konusudur. Bu konu bugün de tazeliğini korur.
Not: Tevfik sıdkı isimli bir doktorun İslam kurandan ibarettir başlıklı yazısı mısırda hararetli münakaşalara sebep olmuştur.
** Osmanlının son döneminde İzmirli İsmail hakkı ile şeyh saffet efendi arasında tasavvufi içerikli hadisler konusundaki tartışmlar vardır.
** Geçtiğimiz asırda oryantalist çevrelerin başta goldziher, caetani, dozy, schacht gibi klasik oryantalistlerin hadisle ilgili ileri sürdükleri iddialarda İslam dünyasında yeni tartışmaları beraberinde getirmiştir.


Hadis İlimleri
Hadîs ilmi daha çok iki kısımda ele alınır. Bunlardan biri İlmu rivâyet’l-hadîs, diğeri ise İlmu dirâyeti’l-hadîs’tir. İlmu rivâyeti’l-hadîs: Hz.Peygamber’e, sahâbe ve tâbiîn’e nisbet edilen söz, fiil, takrir ve sıfatlardan ibaret olan haberlerin naklini konu alan hadîs dalıdır.
İlmu dirâyeti’l-hadîs: Buna Hadîs usûlü veya Mustalahu’l-hadîs de denilir. Bir manada Hadîs metodolojisi ilmidir. dirayet ilminin kapsamındaki ilimler; 1- cerh ve tadil ilmi (ilmul cerh vettadil) ravileri dini ahlaki karakterleri ile hafıza kapesiteleri ve zihni yetileri açısından inceler. Hadisl ilminin belkemiğidir.


Bu raviler adalet ve zabt yönünden tetkike tabi tutulurlar bu tetkikte baz alınan kriterler matainu aşara cerh nedeni olan 10 sebep diye ifade edilir. On sebepten 5i adalet-, 5i de zabt ile ilgilidir.

  1. adaletle ilgili olanlar;
  • kizburravi: ravinin yalan söylemesidir
  • ittihamurravi bil kizb: ravinin yalan söylemekle itham edilmesidir.
  • Fıskurravi: büyük günah işlemesi yada küçük günahlarad ısrarlı olmasıdır.
  • Bidatürrravi: temel inanç easalarına veya genel kabullere aykırı görüşler taşımasıdır.
  • Cehaletüreravi: ravinin bilinmemesidir
b-zabt ile ilgili olanlar
* fahşul galat: (hatası çok) ravini rivayetlerinde çok fazla hata yapmasıdır.
*fartul gaflet: ravinin gaflet de olması ve dikkatsiz olması.
* muhalefetüssikat: ravinin rivayetinde güvenilir ravilerle ters düşmesi
* vehm: ravinin çok yanılması.
*- suul hıfz: yanlış ezber.
2- rical ilmi: hadis ravilerini hadis rivayeti bakımından tetkik eden anlamındadır.
3- muhtelefül hadis ilmi: birbiriyle çelişkili gibi görünen hadilsri inceleyen ilim.
4- ilelul hadis ilmi: hadislerin sıhhatini zedeleyen gizli kusurların tetkik edildiği bir sahadır. Bu gizli kusurlar; munkatı hadis i mevsul, mebkuf hadisi merfu göstermek; bir hadisi diğer hadislerle karıştırmak gibi kusurlardır.
5- garibul hadis ilmi: hadis metinlerinde yer alan ancak hem lügat hem de dini tabir olarak ne anlama geldiği veya nasıl yorumlanacağı bilinemeyen, mübhem kelimeleri konu edinen bilgi alanı.
6-vurud sebepleri ilmi: hadislerin hangi sebeplere binaen ortaya çıktığını ele alır.
7- nesih mensuh ilmi


Hadis Literatürü
Hadîs tarihi boyunca, gerek hadîslerin senedlerini meydana getiren râvîlerle, gerekse hadîs metinleriyle ilgili çok çeşitli eserler yazılmıştır. Bunların hepsine birden Hadîs Literatürü denilmektedir.
hadis literatürü 4 dönemde ele alınır
1- hıfz: ezberle nakledilmesidir hadislerin
2- kitabet: hadislerin yaygın biçimde yazıldığı ancak sistematik bir düzenin bulunmadığı devri ifade eder. Bu dönemde sahabenin kaleme aldığı sahifeler vardır.
3- tedvin: dağınık biçimde çeşitli malzemelerde yazılı bulunan yahut ezberde tutulan hadisleri herhangi bir sistem gözetmeksizin bir araya toplama işlemine denir. H 1. asrın sonu ve h2. asrın ortalarına kadar sürer.
4- tasnif: hadislerin belirli bir sisteme göre tertip edilerek kaydedilmesidir.
Bu dönemde hadis eserleri ya ravilerine göre (alerrical) veya konularına göre (alelebvab) meydana getirmişlerdir.
ravilerine göre hadisler nasıl yazılır?
1- müsned: ravilerin rivayet ettikleri hadisleri kendi simi altında bir araya getiren eser türüdür. Genellikle sahabi ve tabii ravilerine göre düzenlenir.Ahmet b hanbel in müsned i gibi.
2- mucem: hadislerin ilk ravileri ( sahabi) veya son ravileri (müellerin hocaları) yahut ravilerin memleketleri harf sırasına göre yaplır. Taberaninin el mucemül kebiri.

Konularına göre yazılan hadis türleri nelerdir?
musarnef: hadisleri konularına göre tertip edilerek içeren eser türleridir. Bu eserler iman ahkam adab rikak-zuhd tefsir mağazi şemail ve menakip bölümlerini İçerir. Malik b enesin muvattası, abdürraazzak es sananinin el musannefi, ebu Bekir b ebi şeybenin el musannefi örnektir.
Cami: hadisleri iman ahkam rikak-zühd, adab etıme veya eşribe tefsir mağazi siyer veya cihat menakim fiten melahim bölümleri halinde bir araya getiren eserlerdir. Buharinin müslimin ve tirmizinin.camiüsshih i
Sünen: fıkıh bablarına göre tasnif edilmiş ahkam hadislerini içeren eser türleridir. Ebu Davut, nesai, ibn mace sünenleri gibi.
Asar: fıkıh konularına göre hadisleri bir araya getiren eserlerdir.Ebu Yusuf ile şeybaninin asarları örnek verilir.
Munteka: hadisleri fıkıh bablarına göre ve azami derecede merfu rivayetleri seçerek bir araya getiren eser türüdür. İbnul cerud un el müntekası, kasım b esbağ ın el münteka fil asarı ve ibni seken in essahih el müntekası örnek verilebilir.
Müstehrec: herhangibir hadis kitabındaki hadislerin başka senetlerle yeni bir kitapta tyoplamak suretiyle oluışturulan eser türüdür. Rivayetlerdeki farklılıkları tesbit bakımından oldukça mühim eserelrdir.. ebu nuaym el isfahani in buhari ve müslimin sahihleri üzerine yazdığı el müstehreci ile İsmail in buhari üzerine yazdığı el müstehraci örnektir.
Müstedrek: bir hadis müellifinin kendi şartlarına uydukları halde kitabına almadıkları hadisine başka bri müellifin bir araya getirmek suretiyle tasnif ettiği eser türüdür.hakim ennneyseburi el müstedrek alessahihayn. Bunun örneğidir.
Zevaid: herhangi bir eserin diğer herhangi bir esere nisbetle ihtiva ettiği farklı hadislerini bir araya getiren eser türüdür. 9. hicri asıradan itibaren yazılmaya başlanan bu nevi eserlere örnek olarak Nurettin el hayseminin mecmeuuzzevaid ve menbaül fevaid i örnek verilebilir.
Hadis lügatları
Hadislerde geçen gerib lafızları açıklamaya tahsis edilmiş eserlerdir.
Şerhler
Hadislerin açıklaması ve yorumuna tahsis edilmiş eserlerdir.
Hadis ravilerine ilşkin eserler Tabakat ve biyografi türü eserler.Hadis ravilerinin tanıtımı amacıyla kaleme alınmışlardır.Atraf kitapları, miftah ve fihristler
Bu eserler kaynaklarda mevcut olan herhangi bir hadisi bulmada kolaylık sağlamak için kaleme alınmışlardır.
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Medine-web 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Mustafa İslamoğlu Sözler Medineweb.net Videolar Mihrinaz 2 190 30 Nisan 2023 16:51
Şirk Hakkında Kuran Ne Diyor? Medineweb.net Videolar Medine-web 0 148 29 Nisan 2023 18:52
DÜNYA KABE'NİN NERESİNDE Hacc-Umre-Kurban Medine-web 0 924 27 Nisan 2020 21:40
T.B.Teknolojileri-2 Vize Konuları Ozet(2017) Temel Bilgi Teknolojileri 2 Medine-web 3 2585 06 Ekim 2017 20:31

Alt 20 Aralık 2013, 07:30   Mesaj No:2
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:7
Cinsiyet:Erkek
Yaş:49
Mesaj: 2.985
Konular: 339
Beğenildi:1160
Beğendi:331
Takdirleri:7457
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Kuran Ve Hadis İLimleri Ünite 7-8-9

ÜNİTE 8 ANA KONULARIYLA HADİS


Takyid-kitabet; Hadisler Hz.Peygamberin sağlığında yazıya geçirildi, hadislerin yazıya geçirilmesine denir.
Konularına göre (alel ebvab) ilk hadis yazanlar kimlerdir; rebi b sahih, said b arube, halid b cemil, mamer b Raşit, ibn cüreyc, sufyan essevri, hammad b seleme.
İlk dönemlerde hadisler nasıl tasnif ediliyordu; aler rical (ravilerine) göre, alel ebvab-konularına göre tasnif ediliyordu.
Müsned; Hadisin ilk ravisi olan sahabe esas alınarak hazırlanan hadis eserlerine denir, En meşhuru, Ahmed b.Hanbelin Müsnedidir.
Mucem: Müellifin şeyhi olan ravi esas alınarak alfabetik olarak hazırlanan eserlere de genellikle mucem denir. Taberaninin el-Mucemul kebir, el-Mucemul Evsat ve El Mucemus Sağir örnek olarak verilebilir.
hadislerin tasnifi hangi önemli çabaları gerektirir?
1- hadislerin konularına veya ravilerine göre sınıflandırılması
2- yazılan eserlerin sahih hadislerden oluşturulmasına özen gösterilmesi.
sakim ne demektir? sahih olan hadislerin sahih olmayanlardan ayrılması.
hadislerin konularına göre tasnifi hangi kriterler esas alınarak yapılmıştır?
1-öncelikle fıkıh konularına göre başlıklandırıldıkları anlaşılmaktadır. Fıkhın hadis eserleri üzerindeki etkisini daha çok ibadet ve müamelat kısmında görmekteyiz.
2-İçinde bulunan çağın siyasi, fikri ve kültürel bağlamıdır.
3-İtikad-kelami ekollerin yarattığı tartışma alanlarını hadis eserlerine eklenmesidir.
4- Beşeri ihtiyaçlardır.
hadisler neden konuşlarına göre tasnif edilmiştir? Elde mevcut rivayet yığınları arasından araştırılan meseleyle ilgili olanları kolayca bulup çıkarmak için.
hadis eserleri genel olarak hangi ana konuları içermektedir.iman, temizlik, ibadet, ticaret, hukuk, ahlak, kıyamet-ahiret.
Temizlik bölümünde hangi konular vardır? sular ve hükümleri, abdest, gusül, hayız, teyemmüm.
hadis eserlerinde verilen ana ticari konular nelerdir? ticaretler, alım, satım, selem, şuf’a, ücret, havale, kefalet, vekalet, çiftçilik, ziraat, sulama sularının kullanımı, borçlanma, iflas, şirket.
selem ne demektir?; bedel peşin, mal veresiye olarak yapılan iş.
Hukuk bölümündeki hadislerde hangi konular ağırlıklı olarak işlenmiştir? iflas, uyuşmazlık davaları, zulüm ve gasb, hibe, şahitlik, cizye.bireysel ve devletler arası hukuk
Hz peygamber insanları yargılarken onlara ne yaptırmıştır. bazen taraflara yemin ettirerek, bazen şahitlerin tanıklığıyla, bazen hem tanıklığa baş vurmuş hem de yemin ettirerek hüküm vermiştir.
Hadis alimleri ahlaki konuları nasıl başlıklarla anlatmışlardır? Bazen edeb ahlak gibi başlıklar altında toplanmış, bazen de yemek adabı, iyilik, akrabayı ziyaret, giyim ve süsleme, selamlaşma, su içme adabı gibi.
Ahlak konusu içinde bulunan diğer hadisler nelerdir? Akraba ziyaretleri, anne babaya iyi davranma,
Hadis kitaplarında kıyametle ilgili hadisler hangi adlarla anılır? fiten, eşratussaa, alametüssaa,
Fiten ne demektir? imtihan sınama gibi anlamlara gelir. Kişinin mezardaki imtihanından toplumsal kargaşa ortamına ve kıyamet öncesi karışıklıklara kadar bir çok konuyu içine alır.
** Hadis eserleri incelendiğinde kıyametle ilgili konuların bir toplumun inkırazı anlamında toplumsal kıyamet, evrenin son bulması anlamında büyük kıyamet şeklinde tasnif edilir.
Ahiretle ilgili hadisler hangi bölümleri içermektedir? Ölüm anı ve ölüm, kabir hayatı ve kabir azabı, öbür dünyada yargılanma, cennet ve cehennem.
** kütübü sitte yazarlarından hangisi be dul hak (yaratılışın başlangıcı) adlı bölüm açmıştır. buhari
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 20 Aralık 2013, 07:31   Mesaj No:3
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:7
Cinsiyet:Erkek
Yaş:49
Mesaj: 2.985
Konular: 339
Beğenildi:1160
Beğendi:331
Takdirleri:7457
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Kuran Ve Hadis İLimleri Ünite 7-8-9

ÜNİTE 9 HADİS VE SÜNNETLE İLGİLİ TEMEL PROBLEMLER


** Hadis ve sünnetin dindeki yeri, hadis ve sünnet aynı mı yoksa ayrı mı, hadis ve sünnetin kaynağı/vahiy olup olmadığı gibi konular tartışılmıştır.
hadis: hz peygambere nisbet edilen söz fiil ve takrirlerin sözlü ve yazılı bir şekilde ifade edilmesidir.
Sünnet: peygamberin Müslümanlar için örnek teşkil eden davranışları.
** Hadis siret, meğazi, tefsir, fıkıh gibi ilimlere kaynaklık etmiştir.
Hadis ve sünnetle ilgili sorunlar bir bütün olarak hangi başlıklar altında ele alınır?
1-Hadis ve sünnetin mahiyeti sorunu 2-Hadis ve sünnetin hücciyeti sorunu 3-Hadis ve sünnetin subutu sorunu 4-Hadis ve sünnetin delaleti sorunu 5-Hadis ve sünnetle amel sorunu
Hadis ve sünnetin mahiyeti sorunundan kasıt; hadisin ne olduğu veya ne olarak görüldüğü hususudur.
Hadisin anlamı, ilim adamları tarifi; kimisi hadisi peygamberimize nispet edilen söz, fiil ve olaylar olarak görürken, kimileri buna Hz peygamberin ahlaki ve fıtri vasıflarını ilave etmişlerdir. Bazıları hadisi sadece merfu rivayetler için kullanırken bazıları onu sahabe ve tabiundan nakledilen rivayetler için de kullanır.
Ebu Hanife ve imam şafiye göre hadis ne anlama gelir? Ebu Hanife ve onun kuşağındaki talebeleri genel olarak hadisi ilk nesillerden nakledilen rivayet anlamında algılarken, imam şafiye göre ise hadis sünnettir. Ve bir hadisin sünet olması için sübutu yeterlidir.
Not: hadisçilerin arasında yaygın olan görüşe göre hadis, Rasulullahın peygamberliğinden önceki hayatını da kapsamaktadır. Oysa sünnet, peygamberlik öncesi için söz konusu değildir.Bir şeyin özlü olarak hikaye edilmesi demek de olan hadis, özü itibariyle sünnet kelimesinden çok farklıdır. Her şeyden evvel o yeni ve şifahi olanı ifade eder. Halbuki sünnet, sözlük anlamı itibariyle davranış ve davranışa özgü olandır.


Sünnet’in anlamı
Arapça olarak sünnet ne anlama gelmektedir?Yol güzergah,adet, gidişat, yaşam ve davranış tarzı anlamlarına gelir. Fiil olarak ise yeni bir şekil vermek, yeni bir şeyi ortaya koymak, iyi veya kötü çığır açmak, bir yola girip yürümek, bir durumu belirlemek, toplum için kural koymak anlamına gelir. Arapçada sünneti bir kavmin adeti, atalarının geleneği anlamında kullanılmıştır
Sünnet kelimesi kur’anda Allahın değişmez tavrı anlamında sünnetullah, sünnetül evvelin şeklinde kullanılmıştır.
Sünnet ilk yıllarda hz peygamberin ameli/fiili/kavli, ‘hedy’, ‘fıtrat’ ve sünnet gibi çeşitli kelimelerle ifade edilmiştir
Not: peygamber ve onun ilk müritleri tarafından yapılmış olduklarını gösterilebilen her şey sünnet olarak kabul olunuyordu.
J.schacht ; oryantalistler arasında sünnetle en çok ilgilenen kişidir. schacht a göre sünneti peygamberin örnek davranışı olarak ilk tarif eden imam şafidir
Peygamberimiz sünneti kaç değişik şekilde kullanmıştır? öncekilerin sünneti ve cahillerin sünneti şeklinde olumsuz; peygamberlerin sünneti, ibrahimin sünneti şeklinde de olumlu manada kullanmıştır. Ayrıca peygamberimiz sünneti benim sünnetim veya sünnetimiz şeklinde de kullanmıştır.
Hangi sahabeler sünneti ıstılahi olarak kullanmışlardır?- hz ömer, ibn mesud, hz ali.
Not: dört büyük halife ve akranlarından sonra hz aişe, ibn Abbas, ve ibn ömer gibi genç sahabelerde sünnet tabirini çokça kullanmışlardır.
Sünnet kelimesinin kavramlaşması yukarıda yazdığımız genç sahabeler vasıtasıyla tekamül ve tahakkuk etmiştir. Bu ise yaklaşık olarak h.40-70 yılları arasına tekamül etmektedir.
Sünneti nasıl formüle edebiliriz? fikri--eylem--isim--kavram
Not: sonuç olarak sünnet tabiri az da olsa peygamberimiz tarafından kullanılmış, büyük sahabeler kavramlaşma sürecinde temeli oluşturmuş, genç sahabeler ise süreci tamamlamıştır.
Hadisçiler sünneti nasıl tanımlamışlardır: şeri bir hüküm ifade etsin ya da etmesin Hz peygamberin bütün söz, davranış, onay ve hayatına dair bilgiler.
Fıkıhçılara göre sünnet: farz ve vacipler dışında hz peygamberden gelen hükümler
Usul-i fıkıhçılara göre : kuran dışında hz peygamberin şeri bir hüküm teşkil eden söz davranıl ve onayları.
Kelamcılara göre: bid at kavramının karşıtı olarak tarif ederler.
Not: şunu yapmak sünnettir; cumhurun kanaatine göre sahabenin bu sözünden Rasulullahın sünneti kasdedilmektedir. Yine sahabe mutlak olarak essünne dediklerinde de bununla hz peygamberin sünnetini kasdediyorlardı. Zira arasında sünnet denildiğinde hem asıl olan hem ilk akla gelen hz peygamberin sünnetidir. Dolayısıyla sahabenin bu ilk ifadeleri cumhura göre merfu hükmündedir. Ancak bazı usulcülerimize göre onunla bir beldenin yada yöneticilerin özelliklede Raşit halifelerin sünnetinin de kasdedilmiş olması ihtimal dahilindedir ve bu sebeple merfu addedilemez. Hanefiler ebu hasan el kerhi, serahsi, pezdevi şafilerden kadi ebu Bekir essayrafi, cüveyni,zahilerden ibn hazm cumhurun bu kanaatine katılmayan usulcülerdendedir.
Sünnet kavramının farklı kullanımları üzerine
İmam malik muvatta da sünnetle ilgili ne demiştir?Essünneti ındena (bizim nezdimizde sünnet), essünnetü fi zalik ( bu hususta sünnet) el amelu ındene ( bizim nezdimizde uygulama) madat essünnetü( sünnet bu şekilde cerayan etti) vb ifadelerdeki kullanımlarından kasdedilen doğrudan hz peygamberin sünneti değildir.
Essnünnetül marufe tabirini eserlerinde kim kullanmıştır? Ebu Yusuf. Bu tabir hadisin yanında onu da içine alan fakat ondan ayrı ve daha kapsamlı bir kavramdır. O sünnet ile hz peygamberin uygulamalarından başlayarak sahabe ve daha sonraki uzmanların süre gelen uygulamalarını kasdetmiş olmalıdır.
Not: Sünni anlayışın eski öncülerinden olan şafiye göre sünnetin, sahih, muteber, kati ve gerçek temeli peygambere kadar ulaşan hadistir. Ebu Hanife ve malik ekolüne göre sünnet sadece hadis üzerine bina edilmez. O aynı zamanda müslümanların uygulamaları ile de sürdürülmüş olmalıdır.
Sünnet vahiy ilişkisinde üç farklı yaklaşım vardır;
1-sünnet de kuran gibi vahiy mahsulüdür. Tıpkı kuran gibi Allah tarafından korunmuştur.
2-Sünnetin bir kısmı vahiy mahsulü, bir kısmı ise hz peygamberin içtihadının ürünüdür.
3-Sünnet, hz peygamberin kendi çevresinde elde ettiği bilgi birikiminin akıl ve tecrübesinin ve bunlara dayanarak kuranı yorumlanmasının bir ürünüdür. Dolayısıyla sünnette vahiy unsuru hiçbir şey yoktur.
Not: subhi essalih meşhur eseri ulumül hadisinde şöyle demektedir: Biz–vahy nokta nazarundan- hz peygamberin kalbine kuranın indirilmesiyle söyleyeceği bazı hadislerin ona ilham edilmesini kesinlikle birbirinden ayırmaya taraftarız. Sonra da bu ayrım sebebiyle- mebahis fi ulumil kuran adlı kitabımızda izah ettiğimiz üzere vahy olgusunun yalnızca kur’an a has olduğu kanaatindeyiz.
Peygamberin bilgi ve tasarruflarının kaynağı üçlü tasnife tabi tutulur
1-Kitaba dayalı olanlar ki, bu bazen kuranın bir ayetinden, bazende bütününden hareketle ortaya koyduğu kurani çıkarımlardır. Bu bazen herkesin anlayacağı açıklıkta veya kurana paralel ifadeler şeklinde olabileceği gibi, bazende kurandaki aslı ile irtibatın kurulmasında güçlük çekebilecek nitelikte olabilir.
2-Hikmete dayalı olanlar ki bu bazen onun kalbine ilka ve ilham bazen Cebrail vasıtasıyla bazen de ona rüyada gösterimler şeklinde tecelli eden bilgilerdir.
3-İctihat ve tecrübesine dayalı olanlarki onun akıl kıyas, zan, tahmin, zevk, mizac tarihi ve sosyal tecrübe, istişare vs gibi hususlara müstenib olan öğretileridir.
Sünnette uzunluk derinlik ve genişlik ne kasdedilir ? Uzunlukal insanın ceninlik döneminden ölüm sonrasına varıncaya kadar bütün hayatı; genişlikle evde, çarşıda, mescitte, yolda, iş hayatında, Allah ile insanlarla, hayvanlarla, bitkilerle olan ilişkisini varıncaya kadar hayatın her alanı; derinlikle de insan hayatının iç yapısındaki vücut, akıl, ruh zahir ve batın söz amel ve niyeti de içine alan derinlik kasdedilmektedir.
Ahat haberleri itikat ve akaidde kabul eden ve etmeyenler kimlerdir? zahiriye mezhebinden ibn hazm Hanbelilerden bazıları ve ehli hadis sahih hadislerin kati ilim ifade ettiği gerekçesiyle bunu kabul ederken cumhur uleme subutu kati olmadığı için ahat haberlerin akaidde delil olamayacağını savunmaktadırlar.
Not: ahat haberlerin kati ilim değil de zan ifade etmesi hükümler konusunda herhangi bir engel teşkil etmezken, itikatta delil olarak yeterli görülmemiştir.
Fıkıh alanında mezhepler hadisleri nasıl değerlendirir? sünnet ve hadisin fıkıh alanında delil olması meselesinde mezhepler arsında herhangi bir ihtilaf yoktur.
Hadis inkarcılığı ile ilgili görüşler nasıldır? hadis inkarcılığı hind alt kıtasında bir süre gündem oluşturmuş ancak fazla tutunamamış, mısırda kısmen tartışılmış ama ilim ehlince ciddiye alınmamıştır. Günümüzde –hz peygamberin otoritesini kabul etmekle birlikte hadislere güvenilmeyeceğini söyleyen bazıları sadece kuran la yetinilmesi gerektiğini ileri sürerek hadis ve sünnetin hücciyetini toptan reddetmişlerdir.
Hadis hangi kültür alanlarıyla doğrudan yada dolaylı olarak ilgilidir? zihniyet, davranış, estetik, örf, adet, sanat, edebiyat, hukuk siyaset vb kültür alanlarıyla doğrudan yada dolaylı olarak ilgilidir.
Fakihler sünneti nasıl isimlendirmişlerdir? sünneti huda, sünneti zevid, veya sünneti müekkede, sünneti ğayri müekkede yahut, sünnet ve müstehap gibi isimlendirmişlerdir.
Peygamberimizin peygamber sıfatıyla söyleyip yaptıkları ile lider vasfıyla söyleyip yaptıkları birbirinden nasıl ayırd edilir? bunun ancak belli karinelerin bilinmesiyle ayırd edilebileceğini söyleyen Yusuf el kardavi bu konuda şu iki noktaya işaret eder;
1-hadisin konusunun, devletin siyasi, iktisadi askeri veya idari işleriyle alakalı maslahata dayalı bir iş olması.
2-Söz konusu nassın ( delil/hadis) yanı sıra aynı konuda başka bir nassın hatta ona muhalif nasların bulunması ki bu iki ihtilafın yer zaman ve hal faklıolığından kaynaklandığı ve bununla genel ebedi bir yasama kasdedilmeyip özel ve geçici bir maslahata riayet edildiği anlaşılacaktır. Bu iki hususa şunları da ilave edebiliriz.
3-Genel olarak hz peygamberin ashabıyla istişare ettiği konular olması.
4-Hz peygamberin herhangi bir kanaat ve kararı karşısında sahabenin öneri ve altarnatifler sunabileceği konular olması.
5-Hz peygamberin talimat veya tatbikatı olmasına rağmen sahabi halifenin farklı uygulamaklar yaptığı konular olması. Özellikle bu sonuncusu belki de en belirleyici olan kriter addedilebilir.
Hadis ve sünnetin subutu sorunu
Subuttan kasıt nedir? özelde herhangi bir hadis veya sünnetin genelde ise rivayetlerin sabit olup olmaması meselesidir.
Hadis yada sünnetin subutunu hangi sorular oluşturur.acaba hadis veya sünentin subutu için sahabeden itibaren ortaya konulan gayretler, muhaddislerin çabaları yeterli olmuşmudur. Bir hadis veya sünnetin sabit olması için gerekli olan yöntem ve kriterler nelerdir. 14 asırdır yapılagelen sübut çalışmaları yeterlimidir.elde mevcut olan hadis kaynakları ve içerdiği hadisler güvenilirmidir. Hadis koleksiyonları otantikmidir.
Hadisin subutu nasıl tespit edilir; bu konuda yaygın kanaat hadisçilerin genel olarak isnat tenkidini kullandıkları ve hadislerin sıhhat ve subutunu tespit ederken ravilerle ilgili cerh-tadil kurallarına başvurdukları ve hadisin aslını oluşturan metin ve muhtevayı fazla dikkate almadıklarım şeklindedir.
Not: ehli hadis nezdinde sened daha fazla belirleyici olmuş ise de bu durum metnin tamamen ihmal edildiği anlamına gelmez. Bunun tamamen farkında olan ali b medini hadisin manaları üzerine tefakkuh ilmin yarısı ricalin (ravilerin) bilinmesi de (diğer) yarısıdır. Tespitini yapmıştır. Süfyan essevriye hadisin tefsiri (yorumu) hadisten daha hayırlıdır. (önemlidir) dedirten de aynı mantık olmalıdır.
Not: fuad sezgin bu muallak hadisleri alması sebebiyle buhariyi isnadın otaritesini ilk sarsan kimse olarak takdim etmiştir.
Hadisin subutu için alınan tedbirler
Rivayet geleneğinde geliştirilen şu hususların rolü çok büyüktür.
1-Bir kitabın herhangi bir muhaddis tarafın rivayet edilebilmesi için bizzat hocadan işitilmesi veya ona arz edilmesi neticesinde hoca tarafından verilen bir tür diploma olan icazet sözkonusudur. Aksi takdirde bir kimse bulma satın alma gibi şekilde kitaba sahip olsa bile rivayet hakkını elde edememişse onu nakledemez.
2-Kitabın müellifi, musannifi ile müstensihi arasında bir rivayet zincirinin olması yani eserin sağlam bir isnat ile gelmiş olamsı gerekmektedir. Aksi takdirde o kitabın çalınmış olabileceği her türlü müdahaleye maruz kalabileceği ihtimalinin taşıyacağı için muteber görülemez.
3-Özellikle meşhur kitaplar hıfzın çok yaygın olduğu İslam geleniğinde ezberlenmiştir. Ezbercilik de muteber hadis kaynaklarının aynen muhafazasını sağlamıştır.
4-İslam ilim ahlakı, eserler konusunda da azami dürüstlüğü titizliği gerektirmiş, yapılan ittibasların da, o dönemlerin şartlarına göre son derece hassasiyet gösterilmiştir.
Hadisin hz peygambere aidiyeti problemi; hadisin subut problemini isnat kritiğinde cerh- tadil edebiyatında değil daha öncesinde yani tedvin öncesi 80/100 senelik şifahi döneminde aramak gerekir.
Sahabe ve zabt problemi; H.Aişenin çoğu sahabeden kısmen de tabiundan bazı kimselerin rivayet ve fetvalarına yönelik olarak yapmış olduğu istidrakler düzeltmeler öteden beri bazı alimlerimizin dikkatini çekmiştir. İslam kültür tarihimizin çeşitli dönemlerinde kurana sünnete ve muhakemesine dayalı mütalalarıyla meşhur olan Hz Aişenin böylesi itiraz ve düzeltmeleri hakkında bazı alimler tarafın müstakil eserler kaleme alınmıştır. Bu hususta en geniş eser ise Türk asıllı mısırlı alim bedrüttin ez-zerkeşinin el icabe lil iradi mestedrekethu aişe alessahabe adlı eseridir.


Hadisin subut ve sıhhatini tespit edebilmek için hadis imamları da boş durmamış ve bir çok yollara başvurmuşlardır. Bu yollar nelerdir?
-güvenilen kimselerden bilinen hadislerin alınması.
-Önce tesebbüt ardından da isnat tatbikinin başlatılması
-Resmi ve özel gayretlerle hadislerin yazılmaya, tedvine başlanamsı.
-Ravilerin güvenilirliği ile ilgili cerh- tadil ilminin başlaması
-Hadislerin kabul edilmesi için musanniflerce bazı şartların belirlenmesi.
-Belli yöntemler ve şartlar dahilinde hadislerin seçilerek tasnif edilmesi.
-Hadis eğitiminin ve kitapların rivayetinin belli yöntemlerle verilmesi.
-Hocanın talebelerine icazet ve rivayet hakkı vermsi.
-Hadislerin nasıl rivayet edileceğimne dair usul kitaplartının telif edilmesi.
-Hadis ilimleri denilen çeşitli dallara dair eserlerin telif edilmesi
-Asırlarca hadislerin ezberlenmesi, hadis hafızlarının yetiştirilmesi.
-Metin ve muhtevaya yönelik tahlil ve tenkit yapılması.
Hadislerin anlaşılmasında fıkıh usulünün rolü
Hadislerin anlaşılmasında genellikle usuli fıkhın anlama yöntemine başvurulmuştur. Zira İslami ilimler içinde İslam filozoflarının bürhan (delil) İslam mutasavvıfları nın irfan ı ( sezgi ve kavrayış) esas alan metodları bir yana bırakılırsa müstakil bir anlama yöntemi geliştiren tek anlam yöntemi usulü fıkıhtır. Usulsü fıkıh her hadisi müstakil, dini bir metin-nas olarak görmüş ve söz konusu dini metni de bir kanun metni gibi yorumlamaya tabi tutmuştur
Pezdevi usulü fıkhın alanını nasıl belirlemiştir.? sadece şeri hükümlere taaluk eden meselelerde diye bir kayıt getirmiş, onu şerh eden Abdülaziz el buharide bu kaydı şu şekilde açıklamıştır. Pezdevinin bu kaydım ile dini metinlerde yer alan kıssalar meseller ve hikmetli sözlerin anlaşılması usul ü fıkhın alanı dışında kalmaktadır.
Not: günah veya mutluluğa götürecek hareketlerin tespiti yanlış olursa ahlaka temel teşkil eden değerler zedelenir. Bunların zedelenmesi ise ahlaki yanılgılara yol açar. İslam toplumlarımda dine dayalı ahlakın, ahlaka dayalı dindarlık doğurmamasının sebebi budur.
Not: Allah ın dünya semasına inişi meselesi müstakil eserlere vücut vermiş ibn teymiyye gibi bir alim bunu imanın temel prensiplerine dahil etmiştir. (/Allah ın sıfatlarını yoksaymaya ) yol açmış bazı insanlarıda teşbih, tecsim fikrine götürmüştür.

Sahabenin sünneti değişik yaklaşımlarla anlamsına yol açan önemli nedenler nelerdir? Zabt hafıza kavrayış muhakeme gücü mizac zevk karakter hz peygamberle beraberlik süresi yaş dil kültür ve çevre farklılığı sünneti direkt veya vasıtalı alam bilgi birikimi yorum ve değerlendirme farklılığı vb hususlar sahabenin değişik yaklaşımlarına yol açan önemli faktörlerdir.
sahabelerin sünnet anlayışında zahiri fıhhi ve ictihadi olmak üzere üç farklı yaklaşım vardır bu yaklaşımlar nelerdir?
- Hz peygamberin talimatı nı lafzi, tatbikatını ise şekli olarak anlayan sahabelerin eğilimlerinde duygusal anlam egemendir ve bu sahabeler için Hz peygamberin ne dediği ile ne yaptığı ona harfiyen uymak için yeterlidir.
Özellikle ibni ömer in hazreti peygamberden gördüğü her şeyi taklit etme eğilimi onun fillerini canlandırarak aktarmaya yönelik olup o yaptığı bu tür davranışların hepsini sünnet olarak görmemektedir.
-Hz peygamberin ne demek istediğini neyi amaçladığını tespit etmeye çalışan fakih sahabeler ise sünnetlerin kaynağını bağlayıcı olup olmadığını gözetlemişler, Hz peygamberin beşeri, nebevi ve idari uygulamalarını dikkate almışlar gözettiği illet (gerekçe) ve maksatlara önem vermişler, sünnet süreklilik ilişkisine itibar etmişler, hadislerin cereyan ettiği ortam ve bağlam içerisinde değerlendirmişlerdir.
Hz aişe ümmü seleme ibn Abbas, zeyd b sabit ve ibn mesut gibi fakih sahabiler sünneti anlama yönteminin temellerini atarak sonraki nesillere önderlik etmişlerdir.
-Hz peygamberin çeşitli talimat ve tatbikatına rağmen bazı müctehit sahabiler farklı icraat ve ictihatlar sergileyebilmişlerdir
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 20 Aralık 2013, 07:32   Mesaj No:4
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:7
Cinsiyet:Erkek
Yaş:49
Mesaj: 2.985
Konular: 339
Beğenildi:1160
Beğendi:331
Takdirleri:7457
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Kuran Ve Hadis İLimleri Ünite 7-8-9-10

ÜNİTE 10 HADİS İLMİ VE TENKİDİNİN GELİŞMESİNDEKİ ETKENLER


1- Hz.Peygamberin Maneve otoritesini Devam ettirme arzusu
2-Dönemin Hakim sözlü (şifahi) geleneği
3-Hz.Peygamber sonrası ortaya çıkan siyasi-itikadi tartışmalar.
Hadis Tenkidinin Amaçları
1-Bir rivayetin sübutunu tespite çalışmak
2-Aynı rivayetin farklı tariklerini karşılaştırma
3-Rivayetteki idracı ilaveyi ortaya çıkarmak
4-Sahabenin hadislere ilişkin farklı yorumlarını araştırmak
Hadis Taklidinin Gelişimini Teşvik eden unsurlar nelerdir.
1-Ehli kitapla yakın kültürel ilişki
2-İslam dünyasında yaşanan siyasi çatılmalar
3-Hadisin gücünden farklı amaçlarla yararlanma isteği
4-İnsan hafızasına bağlı nedenlerle ortaya çıkan rivayet farklılıkları.
Bilgi parçalarının kaynağını gösterme zarureti üzerine geliştirilen sistem, üç amacın gerçekleşmesine yardım etmiştir.
1-Bir sözün, düşüncenin sahibini, ilk menşeini ortaya koyabilmek,
2-Bir söz, düşünce veya fiilin, aslına, özüne uygun olarak onun sahibinden sonraki dönemlere nasıl aktarıldığını ve aktarılma aşamalarını, yollarını gözlemleyebilmek,
3-Her isteyenin istediği bir sözü, düşünceyi istediği herhangi bir kişiye kolayca nispet etmesinin önünü kesmeye çalışmaktır.
Rivayet; Bir sözün, düşüncenin veya olayın ilk kaynağına doğru, onu bir içerik, metin olarak aktaran şahıs/ravi halkalarının düzenli zikredilmesiyle oluşan bir isnad/rivayet zincirine dayanarak nakledilmesidir.
İsnad; Geriye doğru tarihi takip zihniyeti olarak tanımlamak mümkündür, rivayetlerin tarihi süreç içinde kendileriyle ilerlediği kişiler raviler üzerinde yapılmaktadır.
Zabt; rivayeti algı ve muhafaza yetenekleri,
Sika (güvenilir); karşılaşılabilecek farklı durumlar, la be’se bih(sakıncasız), da’if(zayıf), metruk(rivayeti terkedilmiş), kezzab(yalancı), leyse bi kaviy (sağlam değil)
Hadisi Tarihi: Hadisin mahiyeti ile İslam inanç ve kültüründeki yeri üzerinde durur, hadis edebiyatı ve hadisin sosyal hadiselerle alakası hakkında bilgi verir.
Hadis Usulü; Bir rivayetin ve içeriğinin metninin sağlamlığına veya güvenirliğine hükmedilmektedir, bu yaklaşım ve detaylarını konu edinen ilim dalına denir. İsnadın durumunu ve onu oluşturan ravilerin hallerini ele alarak, rivayetlerin nasıl sınıflandırıldığını, bu aşamalarda hangi temel kavramların kullanıldığını inceler.
Hadis Tenkidi: Bir rivayetin sübut ve sıhhatinin araştırılması, metninin anlaşılması ve yorumlanması gibi müstakil alanları kapsayan bir çalışma alanını ifade eder. Hadis tenkidi, özellikle peygamber efendimize nispet edilen bir söz ve fiilin gerçekten ona ait olup olmadığını, farklı rivayet tarikleri ve metinleri arasından hangilerinin muteber addedileceği ve bu rivayetlerin nasıl anlaşılacağı üzerinde durmaktadır.
Arz/karşılaştırma; Bir rivayetin hem bir başka delil veya pasajla, hem bir temel ilke ve amaçla karşılaştırılmasına günümüz hadis çalışmalarında arz denir.
Metin tenkidi, İçerik karşılaştırması/arzı başlığı altında incelediğimiz bu konu bazı günümüz eserlerinde, genel bir ifade ile, metin tenkidi şeklinde tanımlanır.
1-Hadislerin kurana Arzı; bununla kastedilen, söz konusu hadislerin içeriğinin kuranı bir ayeti veya geneliyle karşılaştırılmasıdır. Bu karşılaştırmadan beklenen, her hadisin doğrudan Kuranda bir teyidinin bulunması değil, arz edilen hadisin Kurana (bir ayetine, bir ilkesine) muhalif olmaması veya kurana uygun olmasıdır. Mevzuat kitapları bu türe örnek olabilecek bir hayli rivayeti muhafaza etmektedir.
**Kurana arz, anlama ağırlıklı bir yöntemdir, bu nedenle bu yönteme daha sık başvuranlar reye önem verenler olmuş, kuran ve sünnet gibi dini kaynaklara lafızcı bir yaklaşımla ayrı ayrı otorite ve bağlayıcılık atfedenler ise böyle bir uygulamaya olumlu bakmamışlardır.
** Hz.Aişe içerik karşılaştırmasında kurana arz uygulamasıyla yaptığı eleştirileriyle, bir çok rivayetteki ravi yanılgılarını tespit etmiş, eksiklikleri düzeltmiş ve böylece kendisinden sonra gelenlere güzel bir örnek teşkil etmiştir.
2-Hadislerin sünnete Arzı: İçerik karşılaştırmasında bir diğer kaynak da sarih sünnettir. Nakledilen bir haber veya hadisin, açık bir şekilde sarih sünnete muhalif olmaması beklenir, Hz.Peygamberin davranış ve uygulamaları anlamına gelen sünnet, bir yandan rivayetler yoluyla gelmiş olsada, diğer yandan pek çok kişinin gözlem ve tatbikatıyla nesilden nesile aktarılan pratik uygulamalar olduğundan, salt sözlü nakillerden daha güvenilir sayılmıştır.
3-Hadislerin Hadise Arzı; İçerik değerlendirmesinde en fazla karşılaştığımız uygulama, bir rivayetin bir diğeri ile karşılaştırılmasıdır.
** Ahad rivayetlerin birbiriyle karşılaştırılması esnasında, idrac (hadis metnini açıklamak için eklediği ilave söz), izdırap, kalb, tashif ve tahrif, ziyadetus-sikat gibi kavramlar ifade edilen durumlarla karşılaşılabilir.
4-Hadislerin Tarihi verilere Arzı;Bir hadisin rivayetin, içeriğini oluşturan vuku bulmuş bir olay, aynı zamanda tarihin araştırma konusu olmaktadır. Hadiste geçen verilerle tarihteki verilerin örtüşmesi beklenir. Bu nedenle hadis münekkitlerinin metinleri değerlendirmede en başarılı oldukları alanlardan birinin, hadisleri tarih alanının verileriyle karşılaştırmaları, özellikle zaman ve mekan belirten rivayetleri bu çerçevede tahlil etmeleri olduğu söylenebilir. Bu metot sayesinde bir takım hadislerin tamamen asılsız olduğu, bir kısmındaki bazı bilgilerin ise tarihi gerçeklere muhalif olduğu ortaya konulmuştur.
Hz.Peygamber sonrası siyasal, sosyal ve kültürel gelişmeleri tasvir eden hadis kitapları,; Fiten, melahim,eşratus-saa, fedali,menakib,zühd ve rekaik
5-Hadislerin Akla Arzı: Rivayetlerin içeriklerinin değerlendirmede başvuracağımız bir diğer çerçeve de aklı selim, akli birikim ve tutarlı düşüncedir. Hadislerin bu çerçevede değerlendirirken sübjektif ölçüler yerine objektif ölçüleri kullanmak gerekir. Hadisçiler de bir hadisin akla aykırılığını zayıflık nedeni sayarken kastektikleri, yönlendirilmemiş bedihi/külli akıldır. Gözlem ve tecrübe ile elde edilebilecek verilere aykırı rivayetlerin de sahih olmadıklarına hükmedilir.
6-Hadislerin Dile, örfe Arzı; Bir rivayetin içeriğinin anlatımda basitlik, ifadede tutarsızlık ve dengesizlik içermesi onun zayıflığı yönünde bir ipucu olarak kullanılmaktadır. Zira Hz.Peygamber az, öz ve fasih konuşup lüzumsuz beyanlarda bulunmaması ile tanınmaktadır. Rivayetlerin dil ve üslup bakımından incelenmesi sadece onların zayıf olup olmadıklarının değil, aynı zamanda bazı mecazi anlatımların ortaya konmasına da yardım etmektedir.
Rekaket; Rivayetlerde karşılaşılan ifade ve anlam bozukluğuna, dildeki rekaket adı verilir.
Kelam Bağlamında (Kelam ve Hadis); Hadis tenkidinin yoğun biçimde görüldüğü sahalardan birisi de kelamdır. Kader konusu başta olmak üzere bazı kelami konular tartışılmaya başlanmıştır. Hicri 2. asırdan itibaren Allahın sıfatları ile ilgili rivayetler, çeşitli inanç konularını içeren rivayetler tenkide konu yapılmıştır.
** Hadisçilerle kelamcılar arasında Allahın sıfatları konu edinen rivayetlerde tartışmalar yaşanmıştır ve karşılıklı kitaplar yazılmıştır. İbn Huzeyme nin Kitabut-tevhid en meşhur eserlerden biridir. Herevinin Zemmul Kelam, Muhammed b.Eb-hasen b. Furekin Muşkilul Hadis ve beyanuhu, vs….
Ebu hanifenin sahip olduğu hadisleri kritik ölçütlerini genel olarak şöyle sıralayabilir.
1- Rivayetlere külli bir perspektiften bakılmakta,harfi tahlillere gidilmemektedir.
2-Rivayet metinleri manaya delaletleri bakımından kategorik bir sınıflamaya tabi tutulmamaktadır.
3-Rivayetlerin muhteva kritiğinde islamın genel ilkelerine referans yapılmaktadır.
Umra; kişinin, bir araziyi, evi vs. yaşadığın süre için sana veriyorum demesidir. Kaydı hayata bağlamasıdır.
** İmam Ebu Yusuf,Ebu Hanife haberleri hem şekil açısından hem de içirik açısından kritiğe tabi tutmuşlardır. Bilhassa içerik açısından analiz yaparken rivayetlerin kurana arz edilmesi prensibine Ebu Yusuf vurgu yapmıştır.
** Ebu Cafer et-Tahavi Şerhu maanil asar adıl eseri en önemli eseridir. Haberlerin içeriğini tahlil etmekte, rivayetlerdeki içi tutarlılığı aramaktadır. Rivayetleri bütün versiyonlarıyla naklettikten sonra tarikun nazar demek suretiyle yaptığı yorumlar genellikle bu kriterin uygulamasına yönelik yorumlardır.
Şafinin hadis kritiğinde sahip olduğu prensipler;
1-Hadis, sünnet, sünnet de hadistir.
2-Hadisin sünnet olması için sübutu yeterlidir.
3-Sabit olan hadis bizatihi sünnettir. Başka bir delile ihtiyacı yoktur
4-Hadis-sünnet, yerel uygulamalar ve icma iddialarıyla tenkit edilmez
5-Hadis-sünnet, kıyasa dayanılarak tenkit edilemez.
Ebu İshak eş-Şirazinin el-Lüma fi usulil fıkhı da kaydettiği prensipler;
1-Hadis, aklın icaplarıyla çelişirse batıldır
2-hadis, kitabın ve mütevatir sünnetin nassıyla çelişirse aslı yok demektir veya mensuhtur
3-hadis, icma ile çelişirse ya mensuhtur, yada aslı yoktur
4-herkesin haberdar olup, nakletmesi gereken bir şeyi, bir kişi naklederse o rivayet asılsızdır.
5-Adeten tevatür sayısına ulaşmış kitlelerin nakletmesi gereken bir haberi, bir kişi naklediyorsa bu haber asılsızdır.
** Hadislerin tenkidinde önemli hususlardan birisi de haberlerin birbirleriyle mukayesesidir. Bu durum hadislerin tercih kriterlerinin geliştirilmesine yol açmıştır. Şirazi bu konuda genel prensipleri şöyle sıralamıştır.
1-Ravilerden yetişkin olanın hadisi tercih edilir.
2-Fakih olan ravinin hadisi alınır.
3-Hz.Peygambere daha yakın olanın haberi öncelenir.
4-Haber verilen olaya tanık olanın yahut olayla ilgisi bulunanın haberi tercih edilir.
5-Ravileri daha fala olan hadis tercih edilir.
6-Hz.Peygambere daha uzun süre arkadaş olanın hadisi tercih edilir.
7-Hadisi daha kapsamlı aktaranın haberi tercih edilir.
8-Daha geç Müslüman olanın hadisi tercih edilir, zira en son durumu nakletmiş olma ihtimali yüksektir.
9-Daha titiz ve ihtiyatlı olanın haberi tercih edilir.
10-Lafızlarından tereddüt olmayan hadis tercih edilir.
11-medineli olan ravilerin haberi tercih edilir.
12-hadisinde ihtilaf edilmeyen ravinin haberi tercih edilir.
Dil ve Kültür bağlamında (dil-kültür ve hadis) ; Basra ve Kufede teşekkül eden iki dil okulu, her şeyden evvel Arabın anlam dünyasını teşkil eden varlık ve eşyaya dair eserler vücuda getirmişlerdir. Basralılar daha çok soyut durumu esas alıp fasih bedevilerin dil ve edebiyat malzemesini baz alarak, ona kıyas yolunu benimserken, kufeliler fiili durumu da ihmal etmeyerek, seyrek de olsa, şaz ve nadir kullanımlara itibar ediyorlardı. Şafinin fıkıhtaki tavrı, Basralıların dildeki eğilimlerinin yansıtırken, Ebu Hanifenin fıkhi tavrı Kufe dil telakkisini aksettirmektedir.
Günümüz İslam Dünyasında Hadis Tenkidi: Geçmişin klasik yöntemi ve birikimi çerçevesinde ele almaya çalışmaları, keza bu alandaki asli değerlendirmelerin, öncenin yetkin alimleri tarafından yapıldığı kanaatinden hareket etmeleri şaşırtıcı değildir.
** Türkiyede yapılan bazı tezlerde bir rivayet veya belli bir konuya dair rivayet grubu eleştirel incelenmeye tabi tutulurken, çalışmaların bir bölümde rivayetlerin isnadı üzerinde durulmakta,diğer bölümlerde rivayetlerin tarikleri ve içerikleri kendi aralarında karşılaştırılmakta, müteakiben arz yöntemi çerçevesinde bir içerik değerlendirmesi yapılmaktadır.
Batılı Hadis Tenkidi-Şekil ve içerik yaklaşımı; Batılı hadis araştırmacılarını amaç ve yöntemi Müslüman hadis araştırmacılardan farklıdır. Batılı araştırmacılar için hadisler, rehberliğine müracaat edilen bağlayıcı metinler değil, Müslüman toplumların inançları, tarihleri ve toplum hayatlarına dair araştırmalarda yararlanılacak malzemedir. Bu yaklaşım dolayısıyla onların bu malzemeye yönelttiği öncelikli soru, bu malzemenin güvenilir olup olmadığı veya ne kadar güvenilir olduğu, ne gibi yapısal özellikler taşıdığıdır.
** En genel anlamda tarihi tenkit metodu, filolojik metot gibi yöntem ve yaklaşımlar olduğunu söyleyebiliriz.
J.Schacht; İslam hukuku alanında araştırma yapmış, hukuk içerikli rivayetleri değerlendirmeye çalışmıştır.
Harald Motzki; Mekke Hukuk ekolünün ilk iki hicri asırdaki gelişimine dair isnadlardaki ravilerin rivayet oranları ile gerek rivayet siğalarındaki lafızlar gerekse metinlerin içeriği ve özelliklerini tümevarımcı bir yaklaşımda ele aldığı çalışma ..
Juynlboll: Sadakai Fıtr hadisini araştırmıştır.
J.Van Ess; hadisle kelam arasında adlı yoğun fikri bir kurguya sahip eseri vardır.
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Hadis Tarihi ve Usulü 6. Ünite ve 7. Ünite Sorular ve Cevaplar toyber Hadis Tarihi Ve Usulü 2 09 Mayıs 2020 12:17
Hadis 3.ünite sherlock Hadis 0 03 Nisan 2015 19:48
hadis 2. ünite kalaycim20 Hadis Tarihi Ve Usulü 1 04 Mart 2014 10:39
Kuran ve Hadis İlimleri Ünite 4-5-6 Medine-web Kur'an ve Hadis İlimleri 2 20 Aralık 2013 07:28
ANKARA İLİTAM Kuran ve Hadis İlimleri Özetleri Medine-web ANKARA İlitam 9 20 Ekim 2013 12:19

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.