Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İBADETLER.::. > İbadetler > Namaz-Abdest-Teyemmüm

Konu Kimliği: Konu Sahibi cennetgülü,Açılış Tarihi:  14 Aralık 2007 (11:26), Konuya Son Cevap : 07 Şubat 2014 (14:48). Konuya 23 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 14 Aralık 2007, 11:26   Mesaj No:1
Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:cennetgülü isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 646
Üyelik T.: 12 Aralık 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 16
Konular: 7
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart cuma namazı nasıl kılınır

cuma namazı nasıl kılınır

Cum'a Namazı Nasıl Kılınır? Cuma Namazı tek başına kılınmaz. Öğle vaktinde cemaatle kılınır.
Öğle ezânı okununca,

Hemen dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.

Niyet ederken "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.

Bu namaz aynı öğle namazının sünneti gibi kılınır. Yani bütün rekatlarda Fatiha ve zammı-sureokunur.

İlk oturuşta sadece [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] okunur. Son oturuşta "[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...][Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] duaları okunur.
Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur.


Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.

Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması harâm olur. Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir. Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır. Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.


Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] gibi kılınır. Niyet ederken şöyle denilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama""

Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya". Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır.

Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.


Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına.


Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namazı şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur.; kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.


Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Vaktin sünnetine" diye niyet edilir.


Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur.

Bundan sonra, [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve tesbîhler okunup, duâ edilir.
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi cennetgülü 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
hikmet vardır Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler Kara Kartal 2 1629 16 Aralık 2007 14:41
havale Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler Kara Kartal 2 1416 15 Aralık 2007 13:16
Zilhicce'nin ilk On Günü Hacc-Umre-Kurban su damlası 21 10417 15 Aralık 2007 13:02
mektup Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler Kara Kartal 1 1713 14 Aralık 2007 11:45
cuma namazı nasıl kılınır Namaz-Abdest-Teyemmüm Medineweb 23 13279 14 Aralık 2007 11:26

Alt 09 Nisan 2009, 21:00   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Cuma Namazı nasıl kılınır?

Cuma Namazı

Cuma namazı, dördü ilk sünnet, ikisi farz ve dördü de son sünnet olmak üzere on rek'attırCuma günleri öğle vaktinde kılınır ve o günün öğle namazının yerine geçer Cuma namazının farzı cemaatle kılınır Tek başına kılınmaz


Cuma Namazı Kimlere Farzdır

Cuma namazının bir kimseye farz olması için, müslüman, akıllı ve erginlik çağına gelmiş olmaktan başka altı şartın daha bulunması gerekir


Cuma Namazının Farz Olmasının Şartları

1) Erkek olmak (Kadınlara farz değildir)
2) Hür ve serbest olmak
3) Mukîm olmak (Yani misafir olmamak)
4) Sağlıklı olmak (Cuma namazına gidemeycek şekilde hasta olmamak)
5) Kör olmamak
6) Ayakları sağlam olmak
Bu şartlar kendisinde olmayan kişiye cuma namazı farz değildir Ancak bu durumda olan bir kimse câmiye gidip cumayı kılarsa o günün öğle namazının yerine geçer
Cuma namazının sahih olması için de altı şart lâzımdır


Cuma Namazının Sahih Olmasının Şartları

1) Cumanın öğle vaktinde kılınması
2) Namazdan önce hutbe okunması
3) Cuma kılınan yerin herkese açık olması
4) İmamdan başka en az üç erkek cemaat bulunması
5) Cuma namazını kıldıranın, devletin (yetkili makamın) görevlendirdiği veya izin verdiği bir kişi olması
6) Cuma kılınacak yerin şehir veya şehir hükmünde olması


Cuma Namazı Nasıl Kılınır

Cuma günü öğle vakti ezan okunduktan sonra, önce dört rek'at olan ilk sünneti kılınır Bunun niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için bugünkü cuma namazının ilk sünnetini kılmaya"
Cumanın ilk sünnetinin kılınışı aynen öğle namazının dört rek'at sünneti gibidir Sünnet kılındıktan sonra câminin içinde bir ezan daha okunur ve imam minbere çıkarak hutbe okur Hutbe bitince ikamet getirilir ve cumanın iki rek'at farzı cemaatle kılınır İmamın arkasındaki cemaat şöyle niyet eder: "Niyet ettim Allah rızası için bugünkü cuma namazının farzını kılmaya, uydum imama"
Farzdan sonra cumanın dört rek'at son sünneti kılınır Bunun kılınışı da cumanın ilk sünneti gibidir Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için cumanın son sünnetini kılmaya"
Cuma namazı böylece tamamlanmış olur
Bundan sonra dileyen dört rek'at "Zuhri Âhir=son öğle" ile iki rek'at da vakit sünneti kılar
Son öğle namazına: "Niyet ettim Allah rızası için vaktine yetişip henüz kılamadığım son öğle namazını kılmaya" diye niyet edilir Bu son öğle namazı, öğlenin dört rek'at farzı gibi kılınmakla beraber sünnetlerde olduğu gibi dört rek'atın hepsinde fatihadan sonra sûre okunması daha iyidir
İki rek'at vakit sünnetine de şöyle niyet edilir: "Niyet ettim Allah rızası için vaktin sünnetini kılmaya" Bu namaz da sabah namazının sünneti gibi kılınır
Alıntı ile Cevapla
Alt 09 Nisan 2009, 21:13   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Türkiye'de cuma namazı kılınır mı?

SORU: Türkiye'de cuma namazı kılınır mı?

CEVAP: Türkiye'de de cuma namazı kılınır, Almanya'da da kılınır, Fransa'da da kılınır, Belçika'da da kılınır Tarih boyunca Bizans'ta da kılınmış, başka ülkelerde de kılınmıştır Cuma namazı kılacak kadar bir kalabalık, bir yerde toplanır da kılabilirlerse, cuma namazı kılarlar Memleket kâfir memleketi, mü'min memleketi, şu veya bu, ne olursa olsun kılınır muhterem kardeşlerim!

Cuma ile oynamayın! Cuma namazı önemli bir namazdır, oyuna gelmez! Üç defa cumayı kılmayanın kalbi bir mühürlenir; kafası ondan sonra doğru düzgün çalışmaz olur Feleğini şaşırır, ne yapacağını bilemez, doğruyu göremez Kalbi mühürlendi mi, gönlü mühürlendi mi, çok fena duruma düşer insan Cuma namazını kılın!

Allah-u Teâlâ: "Benim huzuruma geldiniz, namaz kıldınız Ben size:

(Yâ eyyühellezîne âmenû izâ nûdiye lis salâti min yevmil cumuati fes'av ilâ zikrillâhi ve zerül bey') 'Ey imân edenler! Cuma günü namaza çağrıldığınız zaman, alışverişi bırakın da benim huzuruma gelin!' diye emretmişim Ondan sonra huzuruma gelmişsiniz, namaz kılmışsınız, ben sizi cezalandırır mıyım?" demez mi? Allah'ın huzuruna gelip, camiye gelip namaz kılmak ceza mevzuu olur mu?

--Efendim, rejim kâfir rejimiyse, şöyleyse, böyleyse?

--O iş başka "Almanya'da bile kılınır" diyorum anlasana! Almanya'da bile kılıyorlar, kabul olmuyor mu? Fenâ mı oluyor, Almanya'da kardeşlerimizin gidip de camilerde namaz kıldığı? Çok iyi oluyor

Bizans'ta da kılmışlar Arap Camii'ni daha İstanbul fethedilmeden önce yapmışlar da orda cuma namazı kılmışlar Her yerde kılınır, fırsatı buldu mu, kılınır

Cuma namazı konusunda bazı sözler çıktı, kimisi kılınmaz dedi, herkesin aklı karıştı Kimisinin de keyfine uygun geliyor, zaten kılmakta zorluklar var; "Kılmayalım!" deyiveriyorlar Bir de ona ibadet süsü verildi şimdi, bu devirde Bazıları o havaya girdiler ama, sonra çoğu helâk oldu Yavaşladı, azaldı bu akım ama, hâlâ bazı şeyler olabiliyor
Alıntı ile Cevapla
Alt 09 Nisan 2009, 21:16   Mesaj No:4
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Dârülharbde cuma namazı kılınır mı?

CEVAP: Kılınır Kılınmış; Abbasiler varken Bizans'ta, Bizanslılarla savaş edilirken bile, Karaköy'deki Arap Camii'nde cuma namazı kılınmıştır Halihazırda Avrupa ülkelerinde vs yerlerde de cuma namazları kılınıyor

Cuma namazları, müslümanların toplanmasına vesile olduğu için, dağınık olmayıp toplu halde bulunmalarına vesile olduğundan faydalıdır Kılınmasında hikmet vardır, fayda vardır Tarihen de öyledir, naklen de öyledir, aklen de öyledir O bakımdan cuma namazları kılınmalıdır
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Nisan 2009, 10:44   Mesaj No:5
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Hanefi mezhebinde cuma namazı nasıl kılınır?

HANEFİ MEZHEBİNE GÖRE CUMA NAMAZI

Hanefi mezhebinde Cuma namazının kılınmasının farz olması için bazı şartlar koşulmuştur Bu şartlardan birisi de Cumayı kıldıracak olan imamın sultan veya onun görevlendireceği bir kişi olmasıdır Hanefî mezhebinin böyle bir görüşe varmasının sebeplerini okumamış olan bir kısım müslümanlar, burada sözü edilen sultan kelimesini devlet başkanı olarak anlamışlardır Bu sebeple Cuma namazını ya müslüman devlet başkanının veya onun görevlendireceği bir kimsenin kıldırması gerektiği zannedilmektedir Bu görüşe, bazı hayali gerekçeler de eklenerek, Hanefî mezhebinin Cuma namazı için belirlediği şartların Türkiye'de oluşmadığı öne sürülmektedir Bu yanlış iddia şu şekilde özetlenebilir:

"Türkiye laik bir ülkedir Burada devlet başkanının Cuma namazını bizzat kıldırması söz konusu değildir Cuma namazı İslâmî egemenliğin bir simgesidir Fakat laik yönetim İslam'ın egemen olmasını kabul etmez Bu sebeple böyle bir yönetimin görevlendireceği imamların arkasında Cuma namazı kılınmaz"

Allah'ın emrini yerine getirmekten başka arzusu olmayan ve çoğunluğu gençlerden oluşan kardeşlerimizden bir kısmı bu görüşün doğru olduğuna inanmışlardır Günümüzde, bu sebeple Cuma namazını kılmayan ve bunu İslam'ın egemen olması uğruna yapılan bir cihat sanan insanlar ortaya çıkmıştır

Hanefî mezhebi böyle bir görüşü asla kabul etmez Bu gerekçelerle ortaya çıkan kişiler, Cuma namazı gibi bir ibadete engel oldukları için çok ağır bir vebale girmektedirler Bu yanlış yoldan dönmedikleri sürece hem kendi günahlarını hem de onların görüşlerine dayanarak Cuma namazı kılmayanların günahları kadar bir günahı üstlenmeye devam edeceklerdir

Şimdi Cuma namazı ile ilgili ayeti, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin hadisini ve güvenilir kaynaklarından Hanefi mezhebinin görüşlerini okuyalım

1- Cuma Namazı İle İlgili Ayet

Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır :

"Müminler, Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, Allah'ı zikretmeye koşun ve alım satımı bırakın Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır" (Cuma 62/9)

Dikkat edilirse ayette namaz kıldıracak kişinin durumuyla ilgili hiç bir hüküm yer almamaktadır Cuma için davet yapılan ve ezan okunan her yerde iş, güç ve alım satım bırakılarak namaza koşmak icap eder Ancak gerek namazın özelliği ve gerekse Peygamberin uygulamaları sebebiyle Cuma namazı için bazı özel şartlar koşulmuştur İşte Hanefî mezhebinin, sultanın bulunmasını şart koşması böyle özel bir şarttır Ancak bu ayette o şarta gerekçe olacak bir ifade yoktur

2-Konu İle İlgili Hadis-i Şerif

Cabir bin Abdullah (ra) Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin bir gün şöyle bir konuşma yaptığını naklediyor :

"Ey insanlar! Ölmeden önce tevbe edip Allah'a yönelin Meşguliyetler bastırmadan iyi işler yapmak için elinizi çabuk tutun Sık sık hatırlayarak, gizli ve açık, bol bol sadaka vererek Rabbınızla aranızda bir bağ kurun Böyle yaparsanız rızkınız bol olur, yardım görürsünüz ve açıklarınız kapatılır

Şunu iyi bilin ki, Allah Teâlâ şu bulunduğum yerde, bu günümde, bu ayımda, bu yılımdan kıyamet gününe kadar devam edecek bir farz olarak size Cuma namazını farz kılmıştır Ben hayatta iken ya da benden sonra her kim, âdil veya zâlim bir başkanı varken, önemsemeyerek veya farzlığını kabul etmeyerek Cuma namazını kılmazsa, Allah onun iki yakasını bir araya getirmesin Allah onun işini bereketlendirmesin

Bakın! Böyle bir kimsenin ne kıldığı namaz, ne verdiği zekat, ne gittiği hac, ne tuttuğu oruç ne de yaptığı iyilik kabul edilir Tevbe ederse o başka Tevbe edenin tevbesini Allah kabul eder" (Sünen-i İbn Mâce, İkametü's-Salah 78)

Aşağıda görüleceği gibi bu hadis-i şerifi, Hanefî mezhebi alimlerinden Şemseddin es-Serahsî (öl483 h) ve Alaüddin el-Kasânî (öl587 h), Cuma namazını, Sultan'ın veya onun tarafından görevlendirilecek biri tarafından kıldırılmasının delili olarak saymışlardır Sivaslı Kemalettin b Hümam'ın (öl 593 h) Feth'ül-Kadîr adlı eserinin I cilt 412 sahifesinde de (Mısır l315) bu hadis konunun delili olarak zikredilmiştir

Ancak hadisi-i şerifi rivayet eden kişilerden Abdullah b Muhammed el-Adevî ile Ali b Zeyd b Ced'ân zayıf kişiler olduğundan hadis, senet yönünden zayıf görülmüş1 ve bazı Hanefî fıkıh kitapları tarafından sultan konusu için delili sayılmamıştır el-Hidâye, bu kitaplardandır

Alaüddin el-Kâsânî, biraz sonra genişçe yer vereceğimiz kitabında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin bu konuda başka bir hadisinden bahsetmiştir Kasânî'nin ifadesi şöyledir :

" Peygamber sallallahü aleyhi ve sellemin, dört görevin valilere (yöneticilere) ait olduğunu söylediği ve cumayı bunlar arasında saydığı, rivayet edilmiştir"

Ancak Kemâlüddin b Hümâm, Fethu'l-kadîr'de bu sözün tabiînden Hasan-ı Basrî'ye ait olduğunu belirtmiştir2 İbn Hümâm, hadis konusunda güvenilir bir alimdir Biraz sonra görüleceği gibi İmam Serahsî el- Mebsut'da bu sözü hadis olarak değil, eser olarak zikretmiştir Sahabinin veya selefin sözlerine eser dendiği için3 Mebsut'un ifadesi İbn-i Hümâm'ı desteklemektedir Zaten hadis kitaplarında Cuma namazı görevinin valilere ait olduğu yolunda bir ifade geçmemektedir


3- Hanefî Mezhebinin Görüşü

Yukarıdaki hadisin zayıf olduğu, hatta bazı Hanefî alimlerin onu delil olarak almadığı, Kâsânî'nin hadis diye rivayet ettiği sözün Hasen-i Basrî'ye ait olduğu görüldükten sonra bu konuda Hanefîlerin dayandıkları esas delilin maslahat olduğu ortaya çıkmaktadır

Maslahat, bir işin iyi ve hayırlı olmasına sebep olan şeydir Karşıtı mefsedettir İslam, koyduğu hükümlerinde maslahatları hep dikkate almıştır Bu sebeple islamın her hükmü hikmete uygun, yani daha iyisi olamayacak şekilde yerli yerindedir

Maslahat, kamu yararı olarak tercüme edilebilir Buna göre Cuma namazını Sultanın veya sultan tarafından görevlendirilecek bir kişinin kıldırmasında kamunun yani müslümanların yararı vardır Şöyle ki, Cuma namazı, bir yerleşim bölgesinde, erginlik çağına girmiş bütün müslüman erkeklerin bir araya gelerek kıldıkları namazdır Bu namazı kıldıracak kişi önceden belli olmazsa aşağıda daha açık olarak belirtileceği gibi insanlar bu hususta anlaşmazlıklara ve ölümle sonuçlanabilecek çatışmalara girebilirler Okunacak hutbe, insanları fitne ve fesada düşürebilir Ayrıca yetkili makamlar tarafından önlem alınmaması halinde iç ve dış düşmanların namaz sırasında baskın yapıp müslüman erkekleri katletmeleri mümkün olabilir Ama Cuma namazı yetkili makamların denetimi altında kılındığı taktirde bu problemler olmaz Bu sebeple Cuma namazında sultanın bulunmasını şart koşmak maslahata yani kamu yararına uygundur

Böyle bir maslahata uyulmasının zararı da yoktur Çünkü Cuma imamı, imamlık için gerekli asgari şartları taşıyorsa onun işgal ettiği veya tayin edildiği makamın kusurları namaza mani olmaz Sultan veya onun yerine geçecek bir kişi bulunmadığı zaman müslümanların kendi aralarında belirleyecekleri bir imamın arkasında namaz kılmaları mümkün olduğuna göre sultanın şart koşulması Cumanın terk edilmesine de sebep olmaz

Cuma namazını hayatı boyunca Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kıldırmıştır O, hem bir peygamber hem de devlet başkanı idi Ondan sonra da merkezde halifeler, taşrada oranın en yetkili yöneticileri kıldırmıştır Dolayısıyla sultan şartının getirilmesi öteden beri var olan uygulamanın tespiti mahiyetindedir

Bu şartları ihtiva eden bir maslahat, Hanefî mezhebine göre şer'î delillerden sayılır ve ona dayanılarak hükümler konabilir4 Cuma namazı ile ilgili sultan şartı bu şekilde konmuştur

Aşağıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi sultan, cuma namazı kılınan yerin en yetkili amiri demektir İlçenin sultanı kaymakam, ilin sultanı vali, ülkenin sultanı devlet başkanıdır Eğer yetkili kişinin olmaması yahut anarşi ve terör sebebiyle yetkili amirin yetkisini kullanamaması söz konusu ise o zaman müslümanlar kendi aralarından birini imam seçerek cuma namazını kılarlar

a- el-Mebsût

Şemsüddin es-Serahsî 'nin (öl483 h) el-Mebsût adlı eserinin konuya ilişkin ifadeleri aşağıya alınmıştır El-mebsut, Hanefî mezhebini daha sonraki nesillere aktaran İmam Muhammed'in altı kitabının şerhidir Bu altı kitapta geçen görüşlere zahirürrivaye denir Bu görüşler çok güvenilir yollarla bize ulaşmıştır5 el- Mebsut , otuz cilttir

" Bize göre sultan Cumanın şartlarındandır Allah ondan razı olsun, İmam Şafiî bu görüşte değildir O, Cuma namazını diğer farz namazlara kıyaslayarak sultan ile halkı bu konuda aynı kabul etmiştir Bizim delilimiz Cabir radiyellahü anhın rivayet ettiği " zalim veya adil bir imamı (başkanı) olduğu halde Cumayı terk eden" ifadelerini taşıyan hadisidir Bu hadiste Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Cumayı terk edenin cezayı hak etmesi için imamının yani başkanının olmasını şart koşmuştur Eserde (yani sahabeden veya seleften birine ait bir sözde) " Dört görevin yöneticilere ait olduğu, Cumanın bunlardan biri bulunduğu " belirtilmiştir

Bir de insanlar cuma namazını kılabilmek için küçük cemaatleri bırakarak bir yere toplanırlar Eğer sultan şartı koşulmayacak olursa fitne çıkar Çünkü bazı kimseler önceden camiye gelip kendilerince geçerli bir maksatla cuma namazını kılabilirler Bu durumda arkadan gelen cemaat Cumayı kaçırmış olur Burada gizli olmayan bir fitne vardır Bu sebeple Cuma namazı işi, insanların işleri ve onların arasında adaletli davranma görevi kendisine verilmiş olan imama ( başkana) bırakılmıştır Çünkü bu, fitnenin yatışması için daha uygun olur"6

b- El- Bedai'

Alaüddin el-Kasânî'nin (öl 587 h) el-Bedai' adıl eserindeki açıklama aşağıdadır Tam adı el- Bedai'us-sanai' fî tertîb'iş-şerai' olan bu eser de Hanefî mezhebinin güvenilir kaynaklarındandır Tamamı yedi cilttir

"Bize göre sultan, Cumanın edasının şartıdır Öyle ki, sultan veya naibi (görevlisi) bulunmazsa Cumayı kılmak caiz olmaz İmam Şafiî sultanın şart olmadığını söylemiştir Ona göre Cuma farz bir namazdır, diğer namazlarda olduğu gibi bunun kılınması için de sultanın varlığı şart değildir

Bizim delillerimiz şunlardır :

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem " âdil veya zâlim bir imamı (başkanı) varken" ifadelerini taşıyan hadisinde, Cumayı kılmayanın cezayı hak etmesi için imamın (yani yöneticinin) bulunmasını şart koşmuştur

Ayrıca Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin "Dört görevin valilere (yöneticilere) ait olduğunu söylediği ve cumayı bunlar arasında saydığı " rivayet edilmiştir

Bir de Cuma namazının edası için sultan şartı koşulmasaydı fitne çıkardı Çünkü Cuma, büyük kalabalıklarla kılınan bir namazdır Şehrin bütün halkının önüne geçip namaz kıldırmak bir şeref, itibar ve saygınlık kabul edilir Saygınlık kazanma ve başkan olma hevesinde olanlar cumayı kıldırmak için birbirleriyle yarışa girerlerdi, bundan dolayı aralarında çekişme ve anlaşmazlıklar çıkardı Bu da ölümle sonuçlanacak çatışmalara yol açardı Onun için bu görev valiye bırakılmıştır ki, Cumayı ya kendi kıldırsın ya da bu iş için yetkili gördüğü bir kimseyi tayin etsin Bu durumda ya valinin emrine uymayı vacip gördüklerinden veya cezalandırılma korkusundan dolayı bazı kimseler imam olmak için niza çıkarmaktan kaçınırlar

Görevin sultana bırakılmaması halinde, ya camiye gelen her grup, namazı ayrı ayrı kılarak Cumadan beklenen faydanın kaybolmasına yol açar Çünkü Cuma namazı, faziletin tam olarak elde edilmesi için insanların bir araya gelerek kıldıkları bir namazdır Ya da namaz sadece bir kere kılınır, bu sefer de önceden kılanlar kılmış, arkadan gelenler cumayı kaçırmış olurlar Bu sebeplerle cumayı kıldırma görevinin sultana bırakılması yerindedir Sultan, bütün cemaatin gelmesinden sonra uygun bir vakitte cumayı ya bizzat kıldırır ya da görevlendireceği bir kişiye kıldırtır

Sultan yoksa ne olacak?

Anarşi veya ölüm gibi bir sebeple imamın (en yetkili kişinin) bulunmaması veya yeni valinin henüz göreve başlamamış olması halinde , İmam Kerhî, halkın kendilerine namaz kıldıracak bir kişinin imamlığı üzerinde anlaşmalarında sakınca görmemiştir El-Uyûn adlı kitapta İmam Muhammed'in de bu görüşte olduğu kaydedilmiştir Çünkü Osman'ın etrafı anarşistler tarafından sarılınca halk Ali'ye gitti, o da onlara Cuma namazını kıldırdı

el-Uyûn'da Ebû Hanîfe'den şöyle bir görüş de rivayet edilmiştir : Bir şehrin valisi ölse, ölüm haberi Cumaya kadar halifeye ulaşmasa, Cuma namazını, ölenin vekili veya Emniyet Müdürü yahut kadı kıldırsa namaz sahih olur Fakat bu durumda halk bir başkasını imamlığa geçirirse olmaz Çünkü bu görevliler vali hayatta iken onun yerine namaz kıldırma yetkisine sahip kimselerdir Ölümünden sonra halife, valilik görevini bir başkasına verinceye kadar yetkileri devam eder

Nevâdir'us-salât adlı kitapta şu bilgiler vardır: "Önceki sultan hutbe okurken yeni tayin edilen sultan çıkagelse de hutbenin tamamlanmasını istese, bu hutbeden sonra yeni sultanın cumayı kıldırması caiz olur Çünkü eski sultan hutbeyi onun müsaadesiyle okumuş ve onun naibi (görevlendirdiği kimse) durumuna gelmiş olur Yeni gelen sultan, öncekinin hutbeyi tamamlamasını istemeden sessizce bekledikten sonra geçip Cumayı kıldırmak istese caiz olmaz O, sadece öğle namazını kıldırabilir Çünkü sessiz kalması hutbenin tamamlanmasını istediği anlamına gelebileceği gibi buna razı olmadığı anlamına da gelebilir Böyle ihtimalli durumlarda hutbe geçerli olmaz

Yeni atanan sultan geldiğinde birincisi hutbeyi tamamlamışsa namazı kıldırması caiz olmaz Çünkü okunan, görevden alınmış imamın(sultanın) hutbesidir İkincisi de kendi hutbesini okumamıştır Hutbe Cuma namazının şartıdır Bütün bunlar birinci sultanın ikinciden haberdar olması halinde geçerlidir Eğer birinci ikincinin geldiğini bilmez de hutbeyi okuyup namazı kıldırır ve yeni gelen de sesini çıkarmazsa namaz geçerli olur Çünkü birinci, ikincinin geldiğini öğrenmeden görevden alınmış olmaz Ama görevden alındığına dair bir yazının veya habercinin gelmesiyle de birincinin görevi sona erer

Bir köle, sultan (yönetici) olsa, kendisi veya görevlendireceği bir kişi cumayı kıldıracak olsa namaz geçerli olur Yolculuk halinde (seferî) olan sultan da aynıdır Çünkü Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem Mekke'yi fethettiği sene, yolcu durumunda olmasına rağmen orada cumayı kıldırmıştır Hatta öğle namazını iki rekat olarak kıldırdıktan sonra Mekkelilere şöyle seslenmişti: " Mekkeliler! Siz namazını tamamlayınız, biz seferiyiz" Köle konusunda da Peygamber sallallahü aleyhi ve sellemin şu sözüne dayanırız: "Başınıza burnu kesik Habeşli bir köle, sultan (yönetici) olarak tayin edilse bile ona boyun eğiniz" Eğer böyle bir kimsenin imam olması caiz olmasaydı ona boyun eğemek farz kılınmazdı

Kadının veya erginlik çağına girmemiş akıllı bir çocuğun Cuma namazını kıldırmaları caiz değildir Bunlar diğer namazlarda da imamlık yapamadıklarına göre Cuma imamlığını öncelikle yapamazlar Kadın, sultan (yönetici) olsa da uygun bir kişiyi imam olarak görevlendirse ve bu kişi cumayı kıldırsa sahih olur Çünkü kadının sultan veya kadı olması genelde sahihtir "7

c- El-Hidâye

Bürhanüddin Ali b Ebîbekr el-Merğinânî'nin (v 593 h) el-Hidaye adlı kitabının konuyla ilgili ifadeleri aşağıya alınmıştır Bu kitap Mezhebin güvenilir kaynaklarındandır

"Cuma namazını sultan veya onun görevlendireceği kişiden başkası kıldıramaz Çünkü bu namaz büyük bir cemaatle kılınır Böyle bir cemaatin önüne kimin geçeceği, kimin cumayı kıldıracağı hususunda ya da başka hususlarda anlaşmazlık çıkabilir Dolayısıyle Cuma namazının tam olarak kılınabilmesi için bu şartın yerine getirilmesi kaçınılmazdır"8

Dikkat edilirse sultanın şart koşulmasının gerekçesi olarak bir ayet veya hadisten bahsedilmemekte sadece anlaşmazlık çıkmasına mani olmaktan yani maslahattan sözedilmektedir

Eskiden camilerde görevli imamlar yoktu, namazı cemaetten biri kıldırırdı Bu sebeple Hanefî mezhebinin görüşünü anlayabilmek için görevli imamların olmadığı bir ortamı düşünmek gerekir

Caminin görevli imamı olmayınca Cumayı kıldırmak üzere hazırlık yapan bir çok kimse bulunabilir Bazı mezhep ve tarikatlar kendi hocalarının öne geçmesi için mensuplarının yardımını isteyebilirler Aynı şeyi, bazı itibarlı kişiler ya da itibar kazanmak isteyen kişiler de yapabilirler Bu durumda Cuma namazını kılmak için gelen insanların çatışmaya kadar varacak tartışmalara karışabileceğini kolayca anlayabiliriz Ama bölgenin en yetkili amiri Cuma namazını kıldırır veya bir başkasını bu iş için görevlendirirse buna hiç kimse karşı çıkamaz

d- Feth'ül-Kadîr

Aslen Sıvaslı olan Kemalüddin b Hümam'ın (öl681 h) el-Hidaye üzerine yaptığı değerli bir haşiyedir Bu kitabın konuyla ilgili bazı ifadeleri şöyledir:

"Bir şehrin valisi öldüğü zaman ikinci vali göreve başlayıncaya kadar birincinin görevlendirdiği kişi veya emniyet müdürü yahut kadı namazı kıldırır

Bir kimse şehrin idaresine zorla el koyup hakimiyeti ele geçirerek tam bir vali gibi davranırsa onun bulunmasıyla Cuma kılınabilir Çünkü böylece sultanlığı gerçekleşmiş ve şart yerine geliş olur"9

d- İbn Abidîn

'İbn-i Abidin' diye şöhret bulmuş olan Muhammed Emîn b Ömer (ll98-l252 h) l9 asırda yaşamış Osmanlı alimlerindendir Asıl adı "Redd'ül-muhtar ale'd-dürr'il-muhtar" olan fakat İbn Abidin ismiyle şöhret bulmuş olan kitabı bugün Hanefi alimlerinin başucu kitabıdır Bu kitabın konuyla ilgili bazı ifadeleri şöyledir:

" et-Tatarhâniye adlı fetva kitabında, "Cuma namazını kıldıracak imamı görevlendiren sultanın müslüman olması şart değildir" şeklinde bir fetva yer almaktadır

"Kafir valilerin yönetimi altında olan beldelerde müslümanların Cuma ve bayram namazlarını kılmaları caizdir"10

Sultanın şart koşulmasının sebebi bir fitne çıkmadan Cumanın huzur içinde kılınması olduğuna göre Cuma imamını tayin eden makamın müslüman olmasının şart koşulmaması normaldir Çünkü böyle bir sultanın tayin ettiği imamın görevine de kimse mani olamaz Böylece Cuma namazı huzur içinde kılınır

Sultan Kelimesinin Anlamı:

Dikkat edilirse yukarıdaki ifadelerde sultan kelimesi, bir yerin en yetkili amiri anlamında kullanılmıştır Buna göre bir ilçenin sultanı kaymakam, bir ilin sultanı vali, bir ülkenin sultanı devlet başkanıdır Devlet başkanları bulundukları şehrin en yetkili kişisi olduklarından başkentte Cuma namazını kıldırma yetkisi onlarındır

Ömer Nasuhi BİLMEN Büyük İslam İlmihalinde Cumanın edasının şartlarını sayarken sultanla ilgili olarak şu ifadeleri kullanmıştır :

"(1) Cuma namazını veliyyülemrin veya naibinin kıldırmasıdır Şöyle ki, Cuma namazını ya en büyük veliyyülemr veya onun izniyle diğer bir zat kıldırmalıdır "11

Veliyyülemr demek, yetkili kişi demektir En büyük veliyyülemr de en yetkili kişi anlamına gelir En yetkili durumda olma namaz kılınan yer itibariyledir Dolayısıyla burada geçen en büyük veliyyülemr devlet başkanı anlamında değildir

Çocukluğumuzdan beri bize sultan olarak Osmanlı sultanları gösterilmiştir Onlardan her biri devletin en yetkili kişisi olduğu için Cuma namazını sultanın kıldırması denince hemen padişahın veya günümüzde onun yerine geçen devlet başkanının kıldırması akla gelmektedir Halbuki Osmanlı Devleti vatandaşları sultan kelimesinin padişah anlamına değil, yetkili kişi anlamına geldiğini biliyorlardı Osmanlı mahkeme kayıtlarını günümüze aktaran Şer'iyye Sicillerinden bir örnek görelim

Şehir eşkiyası ile ilgili olarak vatandaşın mahkemeye yaptığı bir şikayet :

"İzzetlû devletlû ve saadetlû Sultanım Hazretleri sağolsun Bu fakir kulları Hasköy sakinlerinden olub halen karye-i mezbûrede kutta'u't-tarîk zuhur idüb bu fakirlerin hanesini açub emval ve erakım serika itmegin saadetû Sultanımdan reca olunur ki bazı ademlerden şübhem olmağın saadetlû Bostancıbaşı Ağa hazretlerine kitab buyur ve teşrîf-i ihtisab buyurub karye-i mezbûrede olan ademlerden teftîş ve tefahhus eylemede ferman Sultanımındır

Seyyid Ömer b İdris"12

Burada "Sultanım" hitabıyla kastolunan mahkemenin hakimidir


İmamın Durumu

Cuma namazı salih bir imamın arkasında kılınabileceği gibi günahkar imamın arkasında da kılınabilir

Bir zat Muhammed b en-Nadr'a gelerek dedi ki, " Benim komşularım var, kendi arzularına uyarak Cuma namazına gelmiyorlar (Onlara ne diyebilirim?)

en-Nadr dedi ki, "Baksana, Ebubekr ve Ömer'e karşı gelen kişi hakkında ne dersin ?"

- Kötü adam

- Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme karşı gelirse ?

- Kafir sayılır

- Ya yüce Allah'a karşı gelirse ne olur ?

Bir süre kendinden geçti, aklı başına gelince şöyle devam etti:

"Kendinden başka ilah olmayan Allah aşkına siz de ona karşı durun Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Mümin'ler, Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, Allah'ı zikretmeye koşun" Allah Teâlâ biliyordu ki, Abbasîler yönetimi ele geçireceklerdir Cuma namazı İslamın açık simgelerindendir Onu yöneticiler kıldırır, başkaları değil Bu namazı onların arkalarında kılmamak namazın tamamen kılınmamasına sebep olur "13

4- Cuma Namazı İslamın Açık Simgelerindendir

Ezan, Cuma ve bayram namazları bir yerde İslamın varlığının açık simgelerindendir Dar'ül-islam ve Dar'ül-harp bölümünde de görüleceği gibi gayri müslimler tarafından işgal edilmiş bir İslam yurdunda bu üçünün varlığı orada İslamın egemen olmaya devam ettiğinin yani henüz dar'ül-harp haline gelmediğinin açık göstergeleri olarak kabul edilir

Türkiye'de Cuma namazı kılmayanlar, tamamen kendilerince uydurulmuş bir gerekçenin arkasına sığınmaktadırlar Onların iddiaları şöyle özetlenebilir :

"Hanefî mezhebine göre Cuma namazını kılmak için gerekli olan şartlar Türkiye'de oluşmamıştır Cuma namazını ya müslüman devlet başkanı ya da onun görevlendireceği bir kişi kıldırabilir Türkiye laik bir ülkedir Burada devlet başkanının Cuma namazını bizzat kıldırması söz konusu değildir Cuma namazı İslâmî egemenliğin bir simgesidirFakat laik yönetim İslam'ın egemen olmasını kabul etmez Bu sebeple böyle bir yönetimin görevlendireceği imamların arkasında Cuma namazı kılınmaz"

Bu gerekçeyi kabul edecek her hangi bir fakih bulmak mümkün değildir Yukarıdaki ifadelerden açıkça anlaşılmaktadır ki, Cuma namazı bir ibadettir Bu ibadetin yapılmasının bölgenin en yetkili amiri ile alakası kendi özelliğinden kaynaklanmaktadır Bir araya gelmiş olan topluluklar kolayca tahrik edilebilir, kolayca bir fitne çıkabilir Otoritenin müdahalesi sadece bu fitnenin çıkmasını engellemek içindir

Türkiye'deki bütün camilerde görevli imamlar bulunmaktadır Burada hiç kimse çıkıp da imamın görevine müdahale etme cesaretini gösteremez Çünkü görevli bir memurun görevini yapmasına engel olmaya kalkışmak kanunlar nazarında suç sayılır Çünkü Türk Ceza Kanununun 254 maddesinin 3 fıkrasına göre "Her kim, devlet memurlarından birinin vazife gördüğü yeri her ne suretle olursa olsun kısmen veya tamamen işgal ederek, vazifesine müteallik bir işin yapılmasına mani olursa altı aydan üç seneye kadar hapis cezasıyla cezalandırılır"

Cuma namazını kılmak için gelen kişiler laik yönetime itaati caiz görmeyebilirler Ancak bir devlet memuru sayılan imamın görevine mani olmaya kalkışmanın cezalandırılması gereken bir davranış olması sebebiyle bu gibi kimseler, camide bir kargaşa çıkmasına yol açamayacaklarından Cuma namazı huzur içinde kılınacaktır el-Bedai'de bu hususla ilgili şu ifadeler geçmişti:

"Bu görev valiye bırakılmıştır ki, Cumayı ya kendi kıldırsın ya da bu iş için yetkili gördüğü bir kimseyi tayin etsin Bu durumda ya valinin emrine uymayı vacip gördüklerinden veya cezalandırılma korkusundan dolayı bazı kimseler imam olmak için niza çıkarmaktan kaçınırlar"

Zaten kafir bir yönetim altında Cuma ve bayram namazlarının kılınacağı kitaplarımızda açıkça ifade edilmiştir:

"Kafir valilerin yönetimi altındaki beldelerde müslümanların Cuma ve bayram namazlarını kılmaları caizdir"14

"Cuma namazını kıldıracak imamı görevlendiren sultanın müslüman olması şart değildir"15

Kötü niyetli kişilere hangi söz söylenirse söylensin bildiklerini okumaya devam edeceklerinde şüphe yoktur Allah Tealâ onları hakkı gösterirse o başka Ümit ederiz ki, Allah'ın emrine uymaktan başka gayesi olmayan, ama yanlış bilgilendirdiği için Cuma namazı kılmayan kardeşlerimiz bu yazıyı okuduktan sonra tövbe eder ve Cuma namazını kılmaya başlarlar
Maliki Mezhebi

Bir yerde ilk defa Cuma namazı kılınacaksa İmamdan (oranın en yetkili amirinden ) izin almak müstahabtır İzin istendiği halde vermezse bakılır, eğer ona karşı kendilerini güvende hissediyorlarsa cemaatin Cuma namazını kılmaları farzdır Eğer güvende hissetmiyorlarsa Cuma kifayet etmez Çünkü bu husus bir ictihad konusudur Eğer sultan bu konudaki ictihadlardan birini tercih ederse ona karşı çıkılmaz Bu, alimlerin ihtilaf ettiği konularda hakimin verdiği hükme benzer Tercih edilen görüş geçerlidir, reddedilmez Çünkü sultanın emrinden çıkmak sıkıntı ve fitne sebebidir Böyle bir şey yapmak helal olmaz

İmam Malik şöyle demiştir : "Allah'ın yer yüzünde bir kısım farzları vardır, orda bir valinin olması veya olmaması bu farzları bozmaz " İmam Malik bu veya bu mealde bir sözü söylerken Cuma namazını kastediyordu

İmam Malik'in konuyla ilgili görüşleri şöyledir :

Evleri birbirine bitişik bir köyün valisi (muhtarı) olsa da olmasa da Cuma namazı kılmalarının gerekli olduğu kanaatindeyim

Cuma namazı kılınan yerler ayarında bir köy veya şehrin valisi yerine vekil bırakmadan ölse ve İmamsız kalsalar bu halk ne yapar diye sorulunca İmam Malik şöyle cevapladı: "Cuma vakti gelince içlerinden birini öne geçirirler, onlara hutbe okur ve Cumayı kıldırır[1]


--------------------------------------------------------------------------------
* Abdulaziz Bayındır, Kur'an Işığında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar, Süleymaniye Vakfı Yayınları, 2 Bs, İstanbul, 2007, s: 185-194

1-Sünen-i İbn Mâce, cI,s 343, İstanbul l98l)

2 -Kemalüddin b Hümâm, Feth'ül-Kadîr, Mısır l3l5c I, s 412

3 - Ömer Nasuhi BİLMEN, Hukukı İslamiyye Kamusu, İstl967, cI,s 26

4 - Ömer Nasuhi BİLMEN, age cI,s199-200

5 - İmam Muhammed'in altı kitabı şunlardır : 1- el-Asl ( diğer adı al-Mebsût) 2- Ez-Ziyâdât, 3- El-Camiu's-sağîr, 4- el- Cami'ul-kebîr, 5- Es-Siyer'üs-sağîr, 6- Es-Siyer'ül-kebîr

6 - Şemsüddin es-serahsî, el-Mebsût, Mısır l324, II,24

7 - Alaüddin el-Kâsânî, el- Bedâi'üs-Sanâi, Beyrut l394- l974, cI, s 261-262

8 - Burhaneddin Ali b Ebîbekr el-Merğinânî, (öl593 h) el-Hidâye, cI,s 412, Feth'ül-kadîr ile birlikte

9 - Kemalüddin b Hümâm, Feth'ül-Kadîr, c I, s 412

10 -İbn Abidîn, Haşiyetü redd'il-muhtar ale'd-dürr'il-muhtar, KKaza, Matbaa-i âmire , cIV,s427

11 - Ömer Nasuhi BİLMEN, Büyük İslam İlmihali , İstanbul l962,s210

12 - Hasköy Mahkemesi l9/ nolu sicil, s 39; İstanbul Müftülüğü Şer'iye Sicilleri Arşivi

13 -İbn Kudame, el-Muğnî , Beyrut l404/l984, cII, s 27

14 - İbn Abidin, age c IV, s 427, K Kaza

15 - İbn Abidin, age c IV, s427, K Kaza

[1]- İmam malik, el-Müdevvene, c I, s l52-l53
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Temmuz 2010, 10:27   Mesaj No:6
Medineweb Sadık Üyesi
kurtmehmet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kurtmehmet isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5446
Üyelik T.: 30 Kasım 2008
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:63
Mesaj: 682
Konular: 73
Beğenildi:19
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart

Hz. Peygamber (s.a.s.), yeryüzünün bütün müslümanlar için bir mescit olduğunu ve Allah nazarında her yerin bir olduğunu belirtmiştir (Buhârî, Salât/56). Ancak namazların mescitlerde kılınmasının daha güzel olacağını bildiren hadislerde mevcuttur (bk. Müslim, Mecâcid/1).
__________________
DÜNYA mü,minin (ahiretteki ebedi nimetlere göre)zindanı
Kafirin de (ahiretteki azabına göre) cennetidir.
hadis
Alıntı ile Cevapla
Alt 06 Ağustos 2010, 23:31   Mesaj No:7
Medineweb Acemi Üyesi
kawakeb31 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kawakeb31 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12645
Üyelik T.: 19Haziran 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:urdun
Mesaj: 47
Konular: 4
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart

cuma namazinin usul acisindan ele alinisi ile hareket edilegelmistir hep. eger usul acisindan bakarsak su hukum tartisma goturmez bir usul gercegidir: cuma namazi, kilinmasi/kilinabilmesi yonu ile iki sartin bir arada bulunmasina bagli bir namazdir; birincisi sihhatinin sartlari, ikincisi de edasinin sartlari.yani birisi esasa yonelik, ikincisi sekle yonelik.
ulema, cuma namazinin darul harbte kilinmayacagi konusunda birlikte hareket etmistir. tartirma noktasi ise, bir memleketin darul harb olup olmadigi noktasindadir. simdi turkiye darul harb midir degil midir? bunun cevabi netlesse ne olur netlesmese ne olur? hicbirsey olmaz. soyle ki:sihhatinin sartlari acisindan kilinmayacak olsa bile, bunu bir propaganda namazina cevirip, namazli toplum olusturmaya, insanlarin gozunun onunden namaz diye bir amelin butunu ile kaybolmasini engellemeye donusturebiliriz. bu nedenle de kilinmalidir. bize bugune kadar aman namaz kilarken gorunme kimseye diye diye insanlarin gozunden dini pratikleri kaybettirdiler ve bu da nesiller gectikce, namaz mi o da ne? ezan mi o da ne? diye soran ucube bir genclik cikardi karsimiza.

hayir! namazlarimizi insanlarin gozune soka soka kilmaliyiz. ki insanlar alinasyon denilen o ne menem seye ugramasinlar. alinasyon, bir kisinin kendi toplumuna tumden yabancilasmasidir. zaten namazin cemaatle kilinmasinin temel mantiginda, taraftar sayisini gostermek, bunun propagandasini yapmak var. eger ibadetlerimiz gizli olacaktiysa, bize cemaat adabini ogreeten bir peygamber niye var olsundu?
Alıntı ile Cevapla
Alt 07 Ağustos 2010, 14:52   Mesaj No:8
Medineweb Acemi Üyesi
kawakeb31 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kawakeb31 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12645
Üyelik T.: 19Haziran 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:urdun
Mesaj: 47
Konular: 4
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart

ilk cuma kuba civarinda kilinmistir, bu uygulama cumanin sihhatinin sartlari acisindan temel alinir. sen kilmayabilirsin, buna dair kendini ictihada yaslamali ve sahih fetva almis olmalisin. aldiysan sorun yok.
Alıntı ile Cevapla
Alt 07 Ağustos 2010, 23:50   Mesaj No:9
Medineweb Acemi Üyesi
kawakeb31 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kawakeb31 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12645
Üyelik T.: 19Haziran 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:urdun
Mesaj: 47
Konular: 4
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart

dostum, ilme dayanmayip zanna dayaniyorsa, konuyu sorularla surdurmenin anlami yok, ilme dayanan bilgiyi sen ver o halde, onun uzerinden gidelim.

yevm al-aruba dedigin, bizim cuma diye isimlendirdigimiz gun adinin cahiliye donemindeki ismidir. cuma gunune cuma denilmesi islamla gelmis bir uygulamadir.

simdi efendimizin ilk cumayi ne zaman kildigindan bahsetmissin, efendimiz ilk cumayi kubadan medineye dogru hareket ettiginde yine kuba yakinlarinda olan ufak bir vadi icinde kilmistir, bugun orada bir mescid var ve adi da cuma mescidi.

simdi cumanin sihhatine iliskin delilin bu olamaz, neden olamaz? aciklayalim: efendimiz, mekke sirk toplumundan cikip, artik islam devletini kendisi deklare etmezden once idari vasiflari ile kendisini desteklediklerini bildigi bir medine vardi ki o yuzden medineye hicret etti zaten. kubaya varmasi ile medineye varmasi acisindan, islami ozgurce yasamak, bunu bir devlete donusturmek acisindan fark yoktu ve "artik bizim islam uzere koydugumuz kurallarla yonetilen bir yerdeyiz" anlaminda, kendi hakimiyet alani icerisinde oldugu icin ilk cumayi orada kilmistir. peki turkiye ile, ilk cumanin kilindigi zamanki muslumanlarin hakimiyetleri arasinda farklilik mi var ki kilmayalim?

eger bunu iddia ediyorsa, sen bu toplumun bir zamanlar islami bir koku yoktu, islam durup dururken disaridan girdi buralara, gelisi de cok ani oldu, bu durumda biz kendi hakimiyetimizi kurmaliyiz... surecini beliyoruz demis oluyorsun. halbuki turkiyenin durumu ile o zamanin hic benzer yonu yok, illiyet bagi olmamasi da bu nedenle, cunku turkiye, bir islam topragi (siyasi ve idari anlamda) iken, bir isgale ugramis. dolayisiyla islam memleketi olan biryerin isgale ugramis olmasi onu darul islam olmaktan cikarmaz.

senin turkiyede cuma kilamayiz diyebilmen icin, medine islam devletinde bunun bir ornegini gormen lazim gelirdi ki o zaman da soyle bir sey yasanmis olmasi lazimdi: efendimiz islam devletini kurduktan sonra, medine mekkelilerce butunu ile isgale ugramis olsun, islam hakimiyeti fetret donemi gecirmis olsun ve biz de turkiyeye iliskin hukmu bundan yola cikarak verebilelim (ki bu ikisi asla olmadi, olmadigi icin de "eger olsaydi" durumunda cumanin uygulanisinin ne oldugunu goremedik).

bir beldenin ilk defa islam idaresine girmesi ile, islam idaresi olan bir memlekette islami idarenin fetret surecine girmesi asla ve kata kiyaslanamaz. turkiye, kokleri itibari ile halen darul islamdir.

senin dedigin konuyu avrupa devletleri icin, amerika icin, gecmis tarihlerinde islam idaresine hic girmemis memleketler icin verebilirsin, orada musluman nufuslar olmasi oralari darul islam yapmaz. ama bu ornegi turkiye icin veremessin.

simdi sen ilme dayandirarak delillerini say bakalim, neler diyeceksin.
Alıntı ile Cevapla
Alt 08 Ağustos 2010, 01:48   Mesaj No:10
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart

Namaz hususunda hiç bir teferruat kılınmaması adına delil olamaz.Kur'anda savaş halinde dahi namaz kılınması emri açık iken hiç bir içtihad Allah'ın Farz kıldığı bir emri yapmamak adına delil olamaz.

Nerede olursam olayım, beni insanlara yararlı kıldı. Bana sağ oldukça namaz kılmamı ve zekatı emretti. (Meryem-31)

O halde sen müminler arasında iken onlara namazda imamlık yapacaksan, (yalnızca) bir bölümünün, silahlarını kuşanmış olarak seninle namaza durmalarına izin ver. Onlar namazlarını bitirdikten sonra, namazlarını eda etmemiş olan diğer gurubun her türlü tehlikeye karşı hazır vaziyette ve silahlarını kuşanmış olarak gelip seninle namaza durmaları sırasında size koruyuculuk yapsınlar; (çünkü) hakikati inkara şartlanmış olanlar sizin silahlarınızı ve teçhizatınızı unutup bırakmanızı isterler ki ani bir baskınla üzerinize saldırabilsinler. Fakat yağmurdan dolayı sıkıntıya düşerseniz yahut hasta iseniz (namaz kılarken) silahlarınızı bırakmanızda bir mahzur yoktur; ama tehlikeye karşı (daima) hazırlıklı olun. Allah, şüphesiz, hakikati inkar edenler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
(Nisa-77)

Ayeti kerimelerde hiçbir şart ve durumda namazın tehir edilemeyeceği ve hangi durumda olursak olalım Namaz hususunda herhangi bir bırakma imkanının olmadığı açıktır. Düşünün Allah azze ve celle Namaz hususunda her şart ve ortamda kolaylıklar ile kesin olarak kılınması gerektiği açıktır.Göz ile dil ile beden azaları ile yani ne olursa olsun kılınması gerektiği belirtilmektedir.Cuma hususundada aynı kriterler geçerlidir.Bu hususta İçtihadlar olsa dahi Esas Allah'ın kesin emrinin uygulanmasıdır....
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Bayram Namazı Nasıl Kılınır? MERVE DEMİR Namaz-Abdest-Teyemmüm 1 17 Ağustos 2012 22:46
Teravih Namazı Nasıl Kılınır? NUR Namaz-Abdest-Teyemmüm 0 10 Nisan 2009 23:23
Cuma namazı Müslüman, akıl baliğ, hür olan her erkeğe farzdır Cuma namazını terk etme MERVE DEMİR Namaz-Abdest-Teyemmüm 0 09 Nisan 2009 21:27
Sabah namazı ne zaman kılınır ?İmsak vakti girince sabah namazı kılınabilir mi? MERVE DEMİR Namaz-Abdest-Teyemmüm 0 09 Nisan 2009 21:06
Bayram Namazı Nasıl Kılınır? MERVE DEMİR Namaz-Abdest-Teyemmüm 0 23 Eylül 2008 09:06

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.