TAKVA ne demektir..?
Kur’an-ı Kerim’de takva kavramı üç mertebede zikredilmiştir.
1) Ebedî olarak cehennem azabından korunmak için Allah’a ortak koşmaktan, küfür ve nifaktan korunarak kâmil bir imana sahip olmak:
Bu hususla ilgili olarak Fetih suresi 26. ayetinde:
“İnkarcıların kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu ve tarafgirliğini yerleştirdikleri sırada Allah da Rasulü’nün ve mü’minlerin gönüllerine huzur ve güven duygusu verdi. Onların takva sözünü tutmalarını sağladı. Zaten onlar bu söze layık ve ehildirler. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” buyurulmuştur.
2) Kişinin iman sahibi olduktan sonra büyük günahları işlemekten, küçük günahlarda ısrar etmekten kendisini alıkoyarak emredilen farzları ve diğer dînî vecibelerini yerine getirmesi, günahlardan/haramlardan ve diğer yasaklardan kaçınması:
Bu hususla ilgili olarak A’raf suresi 96. ayetinde:
“Kendilerine peygamberler gönderdiğimiz memleketlerin halkı iman etseler ve takva sahibi olsalardı elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık. Fakat onlar peygamberlerimizi ve ayetlerimizi yalanladılar. Biz de onları kazandıkları günahlar sebebiyle cezalandırdık.” buyuruluyor. (Ayrıca bakınız, Bakara 103 ve Al-i İmran 179)
3) Bütün her şeyi ile Allah’a yönelmek, kişiyi Allah’tan alıkoyacak her şeyden uzak durmak:
Bu hususla ilgili olarak Âl-i İmran suresi 102. ayetinde:
“Ey iman edenler! Allah’tan, O’na yaraşır bir şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.” buyurulmaktadır. (Ayrıca bakınız, Teğabün 16)