Müslümanlarda Anne Baba Hakkı Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL
.
“Rabbin, O'ndan başkasına kulluk etmemenizi ve anne-babaya iyilikle-davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara: 'Öf' bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle.(İsra Süresi, 23 Ayet, Ali Bulaç Meali)
İsra süresinin 23 ayetinde olduğu gibi birçok kuran ayetinde, Allah Anne ve Baba ya iyilikte bulunmayı, onlara güzel söz söylemeyi ve gönüllerini hoş tutmayı emretmektedir. Allahın emri gönlü hoş tutma, sahip çıkma, güzel söz söyleme ve iyilik yapma ile sınırlıdır. Bundan ötesi evladın kendi isteğine bırakılmıştır. Örneğin iş kurma, okul okuma, konut satın alma, evlenme gibi tercihler evladın kendisini ilgilendirir. Dilerse anne ve babasının irade ettiği şekilde tercihte bulunur, dilerse kendi tercihlerini ön planda tutar. Ancak kendi tercihlerini anne babasının iradesine yeğlerse bunu güzel bir dille onlara anlatmalı ve kalplerinin kırılmamasına özen göstermelidir.
Günümüzün Müslüman ebeveyni muhtemelen Kuran’ın anne ve babaya ne kadar ve ne şekilde hak verdiğinden habersiz olmalı ki, çocuğunun kendi malı olduğuna, onun iradesinin kendi iradesine mahkûm olduğuna ikna olmuştur. Hatta daha da ileri giderek çocuğun anne baba tahakkümünü kabul etmemesi halinde Allaha karşı gelmiş olacağı inancının tebliğcisi olmuştur. Bir sonraki adım da ise Anne ve babası şeytani bir iş istese bile çocuk yapmakla mükelleftir, çünkü Allah böyle bir hakkı anne ve babaya vermiştir inancını örtülü olarak dile getirme noktasına kadar vardırabilmiştir. Tüm bu İslam adına yapılan, İslam dışı tebliğlerin amacı çocukları anne baba hükmü altında tutma isteğidir. Oysaki çocuklar için anne babaya saygısızlık ne kadar İslam dışı ise, anne babalar için de çocukları köleleştirmek o kadar İslam dışıdır. Olması gereken çocuğun anne babasına hoş davranması, anne babanın da çocuğun mubah tercihlerine saygı duyması ve çocuğu Allahın hoşlanmayacağı söz ve davranışlara yönlendirmemesidir.
Burada çocukları bir nesne gibi görmenin nasıl psikolojik çıkmazlara sebep olduğunu anlatmayacağız. Her insan Allahın kendisine verdiği akıl ve irade çerçevesinde tercihte bulunma hakkına sahiptir, bu ilke gayrimüslimlerim çocukları için geçerli olduğu gibi Müslümanların çocukları içinde geçerlidir. Çocuklarının hayatlarını her açıdan kontrol altında tutup, onları iradesiz birer robot gibi sağa sola çekiştirenlerin, çocukları adına en hayati kararları alanların, çocuklarına iyilik yapmadıkları psikolojik ve sosyolojik araştırmaların sonucunda net bir şekilde görülmüştür. Hükümranlığını sağlama almanın yolu olarak Allah adına yalanlar uydurmak ise, bir Müslüman için soru işaretleri doğuracak cinsten bir yaklaşımdır. Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. Anne ve babanın hakkı da çocuğunun hayatı üzerinde tatmin aramak değil, onu hayırlı gördüğü konularda bilgilendirmedir. Yoksa Allah anne babalara çocuklarını köle edinme hakkını vermemiştir.
Allahın düşmanları kölelik, ahlaksızlık ve adaletsizliktir. Her kim bu üç konuda kendi çocuğu olsa bile, Allahın hükümlerine riayet etmeyecek olursa, o Allahın düşmanı olur. Bu sebeple çocuklarını Allahın yasakladığı yollara sürüklerken “istediğim şekilde hareket etmezsen sana hakkımı helal etmem, sana sütümü haram ederim” gibi lafların Allah nazarında hiçbir değeri yoktur.
Her kim için olursa olsun ve her ne için olursa olsun Allah özgürlüğü, adaleti ve güzel ahlakı sever; Köleliği, ahlaksızlığı ve adaletsizliği de yasaklar. Bu kural hem çocuklar, hem anne babalar için geçerlidir.
KARAKÖSE www.medineweb.net