Durumu: Medine No : 11167 Üyelik T.:
09 Aralık 2009 Arkadaşları:2 Cinsiyet: Mesaj:
329 Konular:
17 Beğenildi:2 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Kurban bizden ne istiyor ! Kurban bizden ne istiyor ! KURBAN BİZDEN NE İSTİYOR Bir sınavdır.(Saffat: 37/106 ) Bir sınanıştır kurban. Mal ile, can ile, canan ile deneniştir. İmanın, itaatin, ihlâsın, takvanın tartılışıdır. Kaç ayarlık Müslüman oluşumuzun mihenk taşıdır. Kurban; bir ahitleşmedir. Her yıl yeniliyoruz ahdimizi kurbanla. Kurbanla, Ramazanla, haftada bir Cumayla, günde beş vakit namazla yeniliyoruz Rabbimize olan ahdimizi. Başka ilah tanımayacağımızı ve kulluğumuzu yalnız Allah’a tahsis edeceğimizi düşünerek şuurumuzu uyanık tutmaya çalışıyoruz. Ancak bu inançla hayatın Allah katında bir değer kazanacağına inanıyoruz. Bu anlamda, kulluğun şuuruna varıştır kurban. * * * Bıçaklarımızı bilerken; bilincimizi bilememizi istiyor kurban. Kurbanlığın boynuna bıçağı sürmezden önce; “Benim “salât”ım (namazım, duam), “nusuk”um (kurbanım ve bütün ibadetlerim), hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir” (Enam: 6/162 ) dememizi; bütün hayatımızın bu inancın rengini almasını istiyor. Bu düşüncenin, bilincimize kök salmasını istiyor. Kulluğun, hayatın ve ölümün Allah için olması, en belirgin bir şekilde kurbanda anlamını buluyor. Allah yoluna kurban adanmayan hayatın ve ölümün Allah katında bir anlam ifade etmediğinin bilinmesini istiyor. Yerlerde ve göklerde ne varsa Allah’ındır. Emanetçiyiz biz. Kurban, emanetleri, ihanetlere kurban etmememizi bildiriyor. Emanetleri koruma yolunda; -Allah için- kendimizi, İsmaillerimizi, koçlarımızı, bütün sevdiklerimizi kurban adamamızı hatırlatıyor. Kefen giyinip; “lebbeyk… Allahumme lebbeyk…” diye inleyen bir hacı gibi, kurbanlığın yerinde kendimizi görmemizi arzu ediyor. Her yalancı ilahı, yanlış inancı, düşünceyi, töreyi, alışkanlıkları Allah için kurban etmemizi istiyor. Kurbanın sosyal boyutu da var elbet. Paylaşmayı, yardımlaşmayı, dayanışmayı teşvik ediyor. Ne ki, bu ibadeti sadece et yemek ve yedirmekten ibaret sanmak; kurban esprisini anlamamaktır. Et, ettir. Niçin Allah adına kesilmeyen hayvanların etleri yenmiyor? (Bakara: 2/173; Maide: 5/3; Enam: 6/145; Nahl: 16/115; Hac: 22/28, 34 ) (Her işte olduğu gibi) Allah adını yüceltmektir asıl amaç. Kurban bunu hatırlatıştır. “Onların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşmaz. Fakat sizin takvanız (Allah’a boyun eğerek; haramlardan kaçışınız ve helallere yönelişiniz) Ona ulaşır.”( Hac: 22/37 ) Kuşkusuz; “Allah, (kurbanı) sadece takva sahiplerinden kabul eder.”(Maide: 5/27 )Yaratıcımıza bir teslimiyettir, “duyduk ve itaat ettik” demektir. Kurbanı ibadetleştirmek, bu ayetleri anlamakla mümkündür. İbadet kastıyla yapılan bütün fiiller de, bu ayetleri anlamakla ve gereğini yerine getirmekle ibadet kimliği kazanabilir ancak. Allah’tan korkar gibi başka şeylerden korkmamanın ispatıdır kurban. Allah’ı sever gibi başka şeyleri sevmemenin de ispatı… Daha öz bir ifadeyle; kurban, takvaya sarılıştır. Hz. İbrahim gibi oğlunu; İsmail gibi kendini -Allah için- kurban etmeye amade olanlarla;(Saffat: 37/102 – 107 ) Allah’ın buyruklarını kendisine ve yakınlarına kurban edenlerin ayrıştığı bir potadır. Allah’ın ayetlerini satanlarla; Allah’ın kendilerine bahşettiği hayatı yine Allah’a satanların ayrıldığı bir pota… Din için kurban olanlarla; din istismarcılarının yol ayrımındaki trafik levhasıdır. Kimya laboratuarında yapılan bir analizdir sahte ile gerçeği ayıran… Allah’tan uzaklaştıran her türlü kötülüğe, samimiyetsizliğe, sahtekârlığa karşı ihlâsı kuşanmaktır. Zaten Allah’a yaklaştıran şey… ya da Allah’a yaklaşmak demek değil mi kurbanın kelime anlamı! Allah, bize çok yakın! Şah damarımızdan daha yakın! Bize, bizden daha yakın! Ondan uzaklaşmamamızı istiyor kurban. Vesile olarak araya, -ibadetlerimizden başka- aracı koymamamızı istiyor. Çünkü ibadette (ve duada) her araya giren, bizi Allah’tan uzaklaştırır. Kurban; Allah’tan ırak düşenlerin kurtuluşu için bir ip gibi uzatılan Kur’an’a sımsıkı sarılıştır. Resulleri izleyiştir. İslam’ın son Nebisini (a.s.)’ı örnek alıştır. Ömrü, vahyin yoluna adayıştır. Buna söz veriştir. Kurban, bunun, Allah ile misakıdır. * * * İnsanı, Rabbe yaklaştırmayan kurbanlıkların (canların, cananların, malların ve makamların), ne değeri var? Kurban, hayatımızı değiştirmiyorsa… yanlışlarımızı, yanılgılarımızı, yönelişlerimizi düzeltmiyor; kafamızdaki, kalbimizdeki kirleri aklamıyorsa; Yazık, kesilen kurbanlıklara! Yazık, gaflete kurban ettiğimiz zamana, ömre! Yazık, boşa harcanan paralara! Ne mutlu; ihlâs ve takva abidesi İbrahim’i ve İsmail’i izleyenlere! * * * Kurban, her zaman ve mekânda, her koşulda Allah’ın rızasına ve cennete aday olmamızı; Allah’a çok yakın olmamızı tembihliyor. İbrahim gibi fedakâr olmamızı; İsmail gibi teslimiyet göstermemizi istiyor. Yani vahyin inşa ettiği Müslümanlar olmamızı istiyor! Dostlar, sözün kısası; kurban, -Allah için- bizi istiyor bizden. Serüveni Habil ve Kabil ile başlayan, günümüze dek çağlayarak gelen, bütün çağlara seslenen bir nidadır kurban. Dirilişe çağrısı… Bunun için kesiliyor kurbanlıklar. Her ölüm, bir diriliştir. Toprağa gömülen tohum gibi ölüm olmadan, diriliş olmuyor. Kurban ibadeti, bir temsildir. İbrahim, canı; İsmail, cananı; koç, malı, mülkü, parayı temsil ediyor. Zaten bütün kâinatın, nimetlerin sahibi, onları bize lütfeden Allah değil mi? Mülkü, Allah’ın dilediği şekilde elde etmek ve Allah’ın dilediği şekilde O’nun yolunda tüketmek demektir kurban. Allah (c.c.), verdiği emanetlerle deniyor bizi. İşte kurban; kesen, kesemeyen herkese, her yıl bunları yeniden hatırlatmak için gelip selamlıyor insanlığı. Bu selamın gereğini yerine getiren siz değerli dostlar, sevinmeyi, bayram etmeyi fazlasıyla hak ediyorsunuz. Kuşkusuz, asıl sevinme yeri ahiret yurdudur. Bayram, ahiret sevincinizin dünyaya yansımasıdır. Kutluyorum sizi. Esenlikler diliyorum. Alıntıdır
__________________
Ne mutlu müslümanım diyene, En büyük Allah başka büyük yok.
|