RESUL VE NEBİ EŞ ANLAMLI KELİMELER DEĞİL FAKAT HEPSİ AYNI ZATI İŞARET EDER. AYNI PEYGAMBERİN HER İKİ VASFIDIR. NEBİ VE RESUL AYNIDIR. AYNI ZATI DEĞİŞİK SIFATLARIYLA İŞARET EDER Geleneksel anlayışın dışında bugün yeniden Kur’an çerçevesinde “Nebi-Resul” kavramları yeniden ele alınmalıdır. Kadim geleneksel bakış açısında bu iki kavrama yakınlaştırıcı değil, farklılıkları derinleştirici bir anlam yüklenmiştir: “Her resul nebîdir, fakat, her nebî resul değildir.” Bu anlayışa göre, nebî ve resul arasında fark vardır: “Nebî, Allah’tan vahiy getiren ya da kendisine melek vasıtasıyla vahyedilen; resul ise, yeni bir şeriat getiren ya da önceki şeriatlerin hükümlerinin bir kısmını nesheden kimsedir.” Halbuki bu iki kavram arasındaki fark, gramer bakımındandır, Kitap ya da şeriat verilme bakımından değildir. Nebî ve resul kelimelerine Kur’an’ın bütünlüğü açısından baktığımız zaman kavramsal bir farkın gözetilmediği görülür. Kur’an’da birçok âyette “Nebî” kavramına Kitap nispet edilmiştir. (Bakara, 247; Âl-i İmran, 81). Dolayısıyla “Nebî” Kitap ve şeriat almayan, kendisinden önceki resulün şeriatını uygulayan demek, doğru bir tanım değildir. Çünkü Kur’an, “şu peygamber resuldür, şu peygamber nebidir” şeklinde bir ayırım yapmamaktadır. Her peygamber vahiy alır ve onu duyurur.Vahiysiz peygamberlik olmaz. Nebîlik ve resullük gibi bu iki vasıf, bütün peygamberlerde mündemiçtir. Geleneksel tanımlamaların aksine, Kur’an’ın bütünlüğü gözönünde tutulduğu taktirde, “Her nebi resuldür, Her resul de nebîdir” sonucuna ulaşılır. Ahzap Sûresi’nun 40 ayetiyle resulluk ve nebilik de sona ermiştir. Alıntıdır
__________________ EN BÜYÜK ALLAH BAŞKA BÜYÜK YOK. NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE |