İnsani Karakter Eğitimi
Kuran’ın mesajı dengeli bir kişilik ve toplumun oluşumunu esas alır. Kur’an bu kişiliğin oluşum süreci içerisinde, insan idrakinin köreldiği gidişat ve istikametinin yanlış olduğu sapkın yoldan alarak yavaş-yavaş zorlamadan, aklettirip ısındırarak, nefsine İlahi kelamın tohumunu ekerek hidayete doğru yol aldırır. Hayrı gerçekleştirmesi için hedef ve gayeleri bir-bir açıklayarak görev bilinci ile donatır.
Görevi yerine getirme ve devamını sağlamada yardımcı olacak tüm malzemeleri ona bahşederek, belirli kurallar çerçevesinde yeniliklere ulaşmasını sağlar. Kur’an hitabına uygun hayat prensiplerini yaşama aktarmaya çalışanlara bu kolaylığı sağlamaktadır.
Sahabe ve Alimlerin hayatları-şahsiyetleri Kur’an hakikatlerini yaşamak idi. Bu örnekliğe sahip olan şahsiyetler günümüzde de parıldayıp durmaktadırlar. Bu seçkin karakter sahipleri kendilerini yetiştirdikleri gibi bu davayı devam ettirecek erleride yetiştirmektedirler, yeter ki yeni nesil o hedefe yönelip iletişim kursun.
(Ruhen) ölü iken hayata kavuşturduğumuz ve insanlar arasında yolunu bulması için kendisine ışık tuttuğumuz kimse, hiç içinden çıkamayacağı derin karanlığın içine (gömülüp kalmış) biri gibi olur mu? (Ama) böyle: hakikati inkar edenlere yaptıkları güzel görünür:
(En’am-122)
İnsanlar Kur’andan habersiz bir yaşam sürdüklerinde kalpleri idrak ve yaşam bakımından ruhen ölü cesetten farklı değildir. O cesede hayat pınarı olan kaynak Kur’an olmalıdır.
Kör ile görebilen bir olmaz. Ne de aydınlık ile zifiri karanlık; ne (serinletici) gölge ile yakıcı sıcak ve ne de yaşayan ile (kalben) ölmüş bulunan. Şüphen olmasın ki (ey Muhammed,) Allah dilediğine işittirir, halbuki sen mezarlardaki (ölüler gibi kalben ölmüş)lere işittiremezsin.
(Fatır 19-20-21-22)
Kuran vücuden diri olup kalben ölü olanları uyarmak onlar ile iletişimi sağlamak için öğüt verir. Bu öğütler Kuran’a dayalı sağlam nitelikli toplumların yetiştirilmesini esas alır. Toplumun binası Kur’an ilke ve programları üzerine inşa edilir. Bu atmosferde yetişen bireyler her daim canlı, asil, hür, şerefli, itidal üzere namuslu bir hayat yaşamaya çalışır.
Zillet, Nifak, Fitne gibi oluşumlar bu atmosferden uzak bir ilke izlendiğinde ortaya çıkar. İslam toplumu Kur’an’i ilkeleri benimsemiş olarak yaşam sahasında varlığını hissettirmeyi başarmıştır. Bu başarıdaki en büyük etken sadakatle yönelme idi.
Ey mü'minler, Allah ve Peygamberi sizi hayat bağışlayacak ilkelere çağırdıkları zaman bu çağrıya olumlu karşılık veriniz. Biliniz ki, Allah kişi ile kalbi arasına girer ve siz O'nun huzurunda bir araya geleceksiniz.
(Enfal-24)
Kur’an-Allah Resulünün çağrısı İnsan olmaya, insanlaşmaya layık olan hayatın ta kendisine bir çağrıdır. Her yerde insanı ilgilendiren hususlarda en mükemmel bir davettir.Kur’ani bir çağrıya icabet edilmez ve reddedilir ise kişi kendini ölüme mahkum etmiş olur.Maddi alemde yaşasa dahi manevi alemde ölü gibidir.
İslami eğitim süreci içerisinde öncelik olarak, sağlam bir karakter yapısı esası temel alınarak, haya edep saygı ve vasat bir anlayış ile hareket edilmelidir. Günümüz Müslüman camiaları içerisinde herkesin aleme-i cihan kesilmesi İslami eğitim ve karakter yapısına uymamakta, hatta haddini bilmezlik olarak adlandırılabilir, herkes yerini bilmek zorundadır…
Müslüman’ın duruşu zikzaklar çizerek, yanlış anladım şöyle olmalı idi gibi sözler ile değilde, Rabbimiz şunu emretti Allah Resulü şunu buyurdu, esası ile Allah ve Resulünün önüne geçmeden dik duruş sergilenmelidir.
Yaratıldığımız günden bugüne kadar basireti körelmiş vicdanı satılmış ahlakı yok olmuş edebi unutmuş görülmesi gereken yerden değilde tepeden bakılan anlayışların hakimiyeti gün geçtikçe çoğalmakta. Bilgiye ulaşma ve elde etme yolları çok kolay olmasına rağmen bilgi kirliliği had safhaya ulaşmıştır. Bilgiyi elde etme yolları itina ile seçilmeli ve gereken bilgileri elde etme yolları İslam tarihinde esas kabul edilen yol ve yöntemler ile alınmaya çalışılmalı yoksa emin olun helakı yüz binlerce kez hak etmiş toplumlar olmuşuz!