Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Ocak 2011, 09:46   Mesaj No:4

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Ben tekvirciyim o zaman arkadaş

[QUOTE=Ecrin;76744]TEKFİR MESELESİ VE SINIRLARI


Tekfir olayı, yani birinin veya bir topluluğun muhtelif sebeplerle İslam dairesinin dışında olduğuna hükmedip, ona göre muamele etme hadisesi İslam tarihinde ilk defa Haricîlerle gündeme oturmuş bir meseledir
Haricîlerle gündeme oturan bu mesele, ilmî, aklî, siyasî neticeleri bir kaç nesil devam etmiş sonunda ehl-i sünnet görüşüyle istikrara kavuşturulmuştur
Ancak tarihte olduğu gibi, tekfirde aşırılık eğilimini şiddet ve işkence ile bertaraf etme yanlış bir tutum olur Zirâ fikirler fikirlerle doğrultulursa ikna edici olacaktır Üstelik bu tekfir eğilimine onları iten sebepte de gözardı edilmemelidir Tekfirde aşırılık eğilimine saplananlar, toplumda gördükleri ahlâkî, ictimaî ve siyasî fesadın neticesi olarak buna meyletmektedirler Genelde bu eğilim sahipleri ümmetin ıslahına aşırı hırsın, aşırı bir tezahürü olarak ortaya çıkıyor ve hak yolun ölçülerinden sapıyorlar
Şu halde sahih itikada göre, tekfir sınırlarını belirlemeye çalışacağız (1)
Geçmişte tekfir meselesini genişçe ele alan alimlerimiz (İbn-i Teymiye, İmam Rabbani, İbn-i Kayyım, İbn-i Hacer gibi) ve günümüz önde gelen alimleri (Hamdi Yazır, Kardavi, S Kutup, Mevdudî, Said Havva) asla toplumu topyekûn tekfir etmemişler, ancak toplumun lügavî manada düştükleri bataklığa dikkat çekmişlerdir Düzendeki şirk ve küfr yapılanması ile topyekûn toplumu şirk ve küfürde görmek yanlış bir tutumdur
- Bir hükmün altında yaşamak ayrıdır, o hükmü kabul etmek, ayrıdır Bu sebeple “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenlerin kâfir olması” ancak o hükme inanmadığından dolayıdır Yoksa bir müslüman da günaha düşmekle yahut günahı emretmekle Allah’ın hükmü dışına çıkıyor ama yine müslümandır
- Tekfirde aşırılığa götüren bir hususta; “Kafire kafir demeyen kafirdir” hükmüdür Halbuki İmam-ı Azam bu fetvayı, açıkça kafir olduğu bilinen birisini o haliyle tasdik sadedinde söylemiştir
- Sonra toplumu mürted saymakta bu aşırılığın bir neticesidir Zirâ mürted saydığın zaman öncesini İslam saymak gerekir ki sonradan mürted olsun Adam zaten dinsiz ise nasıl mürted olsun
Bu aşırı eğilimlerin hüküm verdiği;
a) Krallar, sultanlar kâfirdir
b) Toplum müşriktir
c) Tasavvufçular kâfirdir
d) Bizim sözümüze katılmayan kâfirdir
e) Darü’l-İslam’da olmayan topluma kâfir gözüyle bakılabilir gibi hükümleri acaba hangi mezhep imamının eserinde bulabiliriz? (2)
Hem Kur’an-ı Kerim elinde sırf tevhid kırıntıları olduğu için ehl-i kitabı müşriklerden ayrı bir muameleye tabi tutmuştur Oysa günümüz toplumu tevhid noktasında avam seviyesinde bile ehl-i kitabın üstündedir (3)
Yakın zamanlarda bilhassa Hizbullah olayında görüldüğü üzere tekfirde aşırılık üzerine bina edilmiş hareket sahipleri, tağûtî müesseselerle ciddi mücadeleye giremedikleri gibi, hem onların emrinde istihdam olunmakta, hem de İslam aleyhtarı komplo hareketlere birebir malzeme olmaktadırlar Hizbullah’ın derin devlet siyasetine nasıl alet olduğu, PKK için nasıl bir maşa olarak kullanıldığı zahir olmuştur Onların bu ahmaklığa düşmeleri, sahih İslam anlayışının ötesinde aşırı bir eğilimle kendi toplumuyla ters düşmelerinden ve çatışmalarından başka bir şey midir?
Bu aşırı eğilim sahiplerinin itham ettiği, müslümanlar ise daha akıllı, metodlu ve ciddi çalışmalarla mesafe katederken, çileyi bunlar çekerken, sisteme maşa olanlar İslam’a taş attırmaktan başka birşey yapamamışlardır
Kardavi Zahira Fittekfir adlı eserinde bu yanlışlığa düşmenin sebebini şöyle anlatır:
“Haddi zatında zamanımızda hakiki küfr ve irtidat ehli çoğalmış, ellerindeki imkanlarla küfr ve ilhadlarını yayar olmuşlar, bazı dünya alimleri de onları bu tutumlarına rağmen müslümanlıkta zoraki tutmak için hoşgörü yarışına geçmişlerdir İslam’ın temel bilgilerini bile tam alamayan tekfir eğilimcileri ise, nassların bir kısmını ihmal etmişler, müteşabihata dalmışlar, küllî kaide dururken cüz’î kaideyi küllîleştirmişler, nassları yüzeysel olarak ele almışlar vb Halbuki bu durumun kâmil bir fetva için yeterli olamayacağı açıktır İhlas sahibi olmak yeterli değildir Ve bir çok sahih hadisle zemmedilen haricilerin hatasına düşmüşlerdir
İşte bu sebepledir ki, selef-i salihin ilim öğrenmeyi ibadet ve cihaddan önde tutmuşlardır” (4)
İbn-i Teymiyye konuyla alakalı olarak Mecmau’l-Fetava da der ki: “Herhangi bir kişiyi tekfir etmekten, fasık ve isyankâr saymaktan en çok sakınanlardan biriyim Ben Allah’ın bu ümmetin hatasını bağışlamış olduğuna inanıyorum”
Te’vil, fıska manidir Bir kişi çeşitli delillerle bir sünneti kabul etmese veya birisini küfürle itham etse mazurdur
Müctehidlerin dahi hataları da affedilmiştir
Cenab-ı Hak mü’minleri birbirine dost bilmiş, şefkat ve merhametle kaynaşmalarını emretmiş, parça parça olmalarını yasaklamışken, sırf zan ve hevaya göre bir grubu dost bilip diğerine düşmanlık beslemek caiz olur mu? İşte ne zaman insanlar emredildikleri şeylerin bir kısmını terketmişler, aralarında kin ve düşmanlık zuhur edip, parça parça olmuşlardır” (5) (Hüseyin Hunus, age, sh 140-148)
Bu ifadelerin sahibi İbn-i Teymiyye, bu hassasiyetindendir ki itikadî noktadan çok tenkid ettiği İbn-i A’rabiyi bile tekfirden kaçınmıştır (6)

Kaynaklar
1) Yusuf Kardavi, Zahira Fittekfir ([Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...])
2) Hüseyin Yunus, Tekfir Meselesi, sh 10-28
3) Hüseyin Yunus, age, sh 30-40
4) Kardavi, age, Risale
5) Hüseyin Yunus, age, sh 140-148
6) Hasan en-Nedvî, İslam Önderleri Tarihi, c 1 (İbn-i Teymiyye Serisi)
Yunus Hudayi



SELAM:

ECRİN ARKADAŞIM

Siz bu konuyu gündeme taşdığınız zaman ben bu sitenin (MEDİNEWEB FORUM) ismini dahi bilmiyordum.Bu çok hasas konuyu tekrar siz arkadaşlarımın görüşlerine sunmak isterim.Bu tekvir meselesi ve sınrları hususunda geniş bir yazı dizisi hazırlamak niyetindeyim.Sanırım bu hafta sonuna kadar bu yazı dizisini MEDİNEWEB FORUM da bütün arkadaşlarımın görüşlerine sunacağım inşallah.

ECRİN arkadaşım, sanırım bu yukardaki yazıyı Yunus Hudayi dan alıntı yapmışsınız.Eğer kendi görüşlerinizi de yazarsanız sevinirim.Sizin bu yayınladığınız yazı üzerine ben ilk itiraz ve görüşleri hakkımı arz etmek üzere konuyu tekrar tüm arkadaşlarımın görüşlerine sunmak ve konuyu başlatmak istiyorum.Allah,ın izni ile.

Yukardaki görüşler hakkında fikrimi beyan etmeden önce başımdan geçen bir anektodu izniniz ile anlatmak istiyorum.

Bir tarihte bizim bazı arkadaşlarımız,bazı arkadaşlarımızı gün be gün takip ederek onların günah ve hata işleyip işlemediklerini araştırmak için girişimler de bulunuyorlardı. Taki bu arkadaşları bir banka kapısında yahut müslüman kabul etmedikleri bazı esnafların dükkanların da yahut bu arkadaşlarının herhangi bir günahlarına tanık olduklarında bunları sohbet odalarına taşıyarak o arkadaşlarını bütün arkadaşları önünde rencide edecek şekilde eleştirir adeta sorguya çekerledi.Sorguya çekilen arkadaşlarda kendilerini savunmaya ve bulundakları bankada ne için gittiklerini müslüman olmayan esnafın yanında tebliğ için gittiğini vs savunma yaparlardı.Eğer bu savunmalarını düzgün yapamadıkları takdirde de tekvir edilirlerdi.

Şahsım ve bazı arkadaşlar ile birlikte bu işin yanlış olduğunu bu şekilde kendi kardeşlerini tekvir etmenin hastalık olduğunu anlatmaya çalışırdık.Gerçek tevhid inancına sahip kardeşlerimizin abidik kubidik gerekçelerle tekvir etmenin islam dini ile bağdaşmayacağını anlatmaya çalışırdık .Ecrin arkadaşım sanırım sizin bu yazıda vermek istediğiniz mesaj bu tarz düşünceler için olsa gerek.

Şimdi yapacağım açıklamayı kendi yazınızı tekrar okuyarak benin görüşlerimi anlamaya çalışır iseniz eminim benim meramımı daha iyi anlayacak ve bu yazımın yukardaki görüşü cevap niteliğinde olduğunu göreceksiniz.

Bir insan ya islamın içindedir ya da islamın dışındadır.Bu ikisinin ortası yoktur.Yani islam ile küfrün ortası yoktur.Kişi ya müslümandır yada kafirdir.Kafirlik genel bir sıfattır islam dışında olan bütün dinlerin ideolojilerin mensuplarının genel adıdır.
Tıpkı küfür kelimesi gibi.Küfür kelimesi İslamın zıddıdır.Bu sıfatın içine yahudiler, hiristiyanlar,putperestler,ateistler kısacası islam dışında kalan tüm din mensupları girer.


Tekvir meselesi ilk kez haricilerle birlikte islam dünyasına girmiştir demek,Kuran dan nasiplenmemek demektir.Bir kere dahi yüce kuran,ı açıp okumamaktır.Kuran,ı okumamıştır dan kastım Allah,ın şu kavli gereğidir.""onların gözleri var ama görmezler, onların kulakları var ama işitmezler,onlar gördüklerini okuduklarını işittiklerini sadece ve sadece sanmaktadırlar.""

Tekvir kelimesini tanımlarken yazar diyor ki birinin yada bir toplumun islam dairesi dışında olduğuna hüküm etmektir.Bu tekvir meselesini ilk kez hariciler gündeme getirmişlerdir diyor.Bu doğru bir görüş değildir.Tekvir kelimesini ilk kez dünyaya ilan eden Hz Muhammed (sav) dir.Putperest Mekke toplumuna yahudilere hıristiyanlara ve o an yeryüzünde yaşayan,yaşamayan bütün dinlere meydan okuyuyarak o dinlerin batıl olduğuna Allah tarafında kabul görmeğeyeceğine ve bu dinlere mensup kişileri yada bu dinlere mensup bütün toplumları kafirlik ve müşriklikle itham ederek bütün dünyaya haykırmıştır.Bu yazar eğer Kuran,ı okumuş olsa idi mekkede nazil olmuş kafirun suresini görecekti,demekki bu yazar Kuran,ı okumamıştır.

İslam geldiği ilk andan itibaren,küfür ile islam,hak ile batıl,müslüman ile kafir arasını çok net çizgilerle doğu ile batı ay ile güneş cennet ile cehennem kadar birbirlerinden ayırmıştır.


Yazar bu görüşlerine,ibn Teymiyye,ibn Kayyım,ibn Hacer,Seyyid Kutup,mevdudi gibi büyük zatlarıda alet etmek istemektedir.Gerçi FECR arkadaşımız daha geçmişe giderek imam Şafi-i,imam Azam,imam kurtubi yide bu düşünceye dahil etmektedir.Buna cevap vermeden önce bir şey anlatmak istiyorum.

Bir tv kanalını izliyordum baktımki akp den Burhan Kuzu ve karşısında da chp den Süha Okay tartşıyorlar.Konu anayasa değişikliği idi Süha okay durmadan, konuşuyor ha konuşuyor,Burhan Kuzu bir ara dayanamadı ve Süha Okaya "" yaw kardeşim susarmısın millet seni birşey söylüyor zanedecek"" demişti.Şimdi gerek Fecr arkadaşımın yazısı gerekse Ecrin arkadaşımızın yazısını okuyanlar birşey söylediklerini sanacak.

Arkadaşlar bu nasıl bir anlayış anlamak mümkün değil. Bu tür konulara dair takriben 1200 yıl evvel yaşamış alimlerimizin görüşünü alıp 2011 yılına taşıyarak bak bu alimde tekvir hususunda böyle düşünyormuş demek hiç mantıklı bir yaklaşım değildir.İmam Şafi-i hangi dönemin alimi olduğunu hepimiz biliyoruz.Ta imam Malik dönemine denktir ki İmam Şafi-i İmam Malikten de ders almıştır talebesidir.İmam Malik kimdir medineli bi alim olup tabiin dir yani sahabeyi görmüştür,yanlışım varsa düzeltin lütfen.

Seyyid Kutup ,İmam Şafi-i ,İmam Azam ve benim yaşadığım zaman arasında takriben hesap etmedim ama bin küsür sene vardır.İmam Azamın İmam Şafi-inin yaşadığı toplum ile benim yaşadığım toplum aynımıdır ki benim yaşamış olduğum toplum hakkında fetva versin.O güzide imamlarımız laikliğin tanımını yapabiliyorlarmı ?Ya kapitalizmi ya da sosyalizmi yada demokrasiyi kitaplarında bu sistemlerle iligili de fetvalar varmı arkadaşlar.Yok arakdaşlar yok.

Bu tarz konular kuranın sünnetin evrenselliği ışığında ancak kendi yaşamış olduğumuz zamana uyarlayabiliriz. Çünki onların yaşamış olduğu toplumlar islam şeriatı ile yönetilen toplumlar idi.Onların toplumlarında fısk vardı küçük günahlar vardı ve bazı harici kafalılar bu günahları işleyenleri tekvir ediyorlardı .İmamlarda bu fısk ve günahlardan dolayı müslüman olan bu kimselerin tekvir edilemiyeceğini dile getiriyorlardı.

Çağımızın alimlerinden de örnekler verilmiş ve bu alimlerin günümüz tağutlarını ve tağutların yandaşlarını tekvir etmediklerini dile getirilmiştir.bu da yanlış

Fecr arkadaşımızın vermiş olduğu alimlerimizin sözleri

İBN TEYMİYE
Herhangi bir kişiyi tekfir etmekten, fasık ve isyankâr saymaktan en çok sakınanlardan biriyim. Ben Allah’ın bu ümmetin hatasını bağışlamış olduğuna inanıyorum.”


İMAM- ŞAFİİ
Ben ehli heva ve bidatten hiçbir şahsın şahadetini reddetmem. Eğer bir meselede tekfiri gerektiren birçok vecihler yani ihtimaller varsa buna karşılık tek bir vecih bile tekfire mani olur.

İMAMI AZAM
Bidatçilerin kusurlarından biri de birbirlerine kâfir demeleridir. Ehlisünnetin güzel tarafı da hata edince birbirlerini tekfir etmemeleridir

İMAM KURTUBİ
Bir kâfir imanı küfre tercih etmediği müddetçe nasıl ki mü’min olamazsa, mü’minde küfrü kast etmediği ve küfrü tercih etmediği müddetçe Müslümanların icmasıyla kâfir olmaz

Seyyid Kutub’un başta Fizilal-il Kur’an olmak üzere, eserlerinde geçen bazı yorumlarından yola çıkarak üstadın “tekfirci” olduğuna dair iddialar, kardeş Muhammet Kutub tarafından kabul görmemiştir. Ağabeyine yapılan ithamların asla doğru olmadığını “O Müslümanları asla tekfir etmiyor; onun yaptığı tek şey Allahın hükmünü dile getirmekten ibarettir. Ağabeyinin, “bizler davetçiyiz, kadı değil” dediğini söylemektedir


Bu sözleri Fecr arkadaışımız nakl etmiştir orjinalini halini bilmiyoruz.Bu cümlelerin tabiki bir önü birde arkası vardır ama biz ona güveniyor ve bu sözleri o alimlerin söylediğini doğru kabul ediyoruz. İlk önce ibn teymiyeyinin cümlesine bir bakalım
Herhangi bir kişiyi tekfir etmekten, fasık ve isyankâr saymaktan en çok sakınanlardan biriyim. Ben Allah’ın bu ümmetin hatasını bağışlamış olduğuna inanıyorum.”
Burda ibn teymiye (amcam evet amcam diyorum çünki onu çok seviyorum Allah ona rahmet eyelesin) Allah,ın bu ümmetin hatasını bağışlayacağına inandığını ifade ediyor.Ben bu ümmetin bazı hatalarından dolayı (şirk yada küfür değil) tekvir edilmemesi gerektiğini söylüyor.Ümmet kelimesinden kastı müslümanlar olduğu kanısındayım.

İmam Şafi-i Allah rahmet eylesin dönemimde islam devleti hüküm sürmekte ve müslümanlar gayet rahat bir yaşam içerisinde idiler,bazı müslümanlar ileri giderek bir takım şehevi zevkler peşine takılmış bir takım haramlar işlemktelerdi, bunu fırsat bilen yahudi ve hıristiyanlar islama bidat ve hurafe şeyler enjekte etmekten geri kalmadılar.bu bidat ve hurafelere bazı müslümanlar da itibar etmeye başlamışlardı.İmam Şafi-i ben bunları tekvir edememem demiştir.

İmam Azam da aynı yönde fetva vermiş zaten takriben aynı dönemim alimlerindendirler Allah hepsinden razı olsun.


İmam kurtubinin sözü çok anlamlıdır islamdam kafirliğe geçiş ve kafirlikten islama geçişi mükkemmel bir cümle ile özetliyor.Her iki geçişte de ya küfür terki yapacak müslüman olacak yada küfrü tercih edip kafir olacak,bu cümlyeye öneceğiz tekrar.

Seyyid kutuba gelince o çağımızın alimlerindendir ki o diktatör bir rejim olan o dönemin firavunlarından (1950 li yıllar sanırım 1960larda şehit edildi) cemal abdül nasır tarafından şehit edilerek idam edilmiştir Allah yerini cennet eylesin inşallah. Ki benim müslüman oluşumda onun kitaplarının çok etkisi olmuştur.

Fecr arkadaşım eğer Muhammed kutup seyyid kutubu anlamış olsa idi onun çizgisinde olurdu.Muhammed kutup mısırın el-ezher ünüversitesinde dekanlık yapardı bir zamanlar şu anda ki halini bilmiyorum yaşayıp yaşamadığını da bilmiyorum.Fecr arkadaşım Muhammed kutubtan aktardığınız sözleri sizinde Seyyid kutup hakkında ki görüşleriniz olarak kabul ediyor ve diyorum ki Seyyid Kutup ile ilgili görüşlerimi beyan etmeden önce yazımın sonuna fizilal-il kurandan kendi cümlelerini aktararak şimdilik son vereceğim.

son söz:Bütün alimlerin ittifak ettikleri meseleyi şöyle özetleyebiliriz.Toplumlar sosyal,siyasal,inanç,değer ve yasama yargılarını kuran ve sünnet esasına dayalı olarak kabul edip bunu vicdanlarında ve günlük dünyevi işlerinde uyguladıkları taktirde bu toplumlar ve bu toplumları oluşturan bireyler her ne kadar şirk ve küfür olmamak şartıyla,bazı haramlar ve fısklar işlerler ise de ne bu toplumlar nede bu bireyler tekvir edilmezler.

Alimlerimizin bu doğru düşüncelerinin arkasına saklanarak

Günümüz toplumlarını onların yaşamış oldukları toplumlarla bir tutarak bak alimlerimiz kendi toplumlarını tekvir etmemişlerdir demek çok da adil bir yaklaşım değil kanımca.

Kendi anayasalarını dahi hiristiyan dünyasından alarak,bu yasalarla büyük insan topluluklarını idare etmekte olan,günümüz toplumlarının içinde bulundukları durumu kamufle etmek amacı ile bakın işte müslümanları tekfir ediyorlar sesleri inşallah amacına ulaşamaycaktır.

Arkadaşlar kuran sadece inanç ve ibadetlerle ilgilenen bir kitap olmadığını hepimiz bilmekteyiz.Helal ve haramlarla ilgili ceza hukuku ile ilgili aytlerle doludur bunu nasıl es geçebiliyoruz bunu anlamıyorum.

İslam kuran ve sünnet esaslarına dayalı bir dindir.Din ise toplumların hayatına ve inançlarına yön veren bir hayat bir yaşam tarzıdır.Kendi inanç sitemini Allah,ın kitabına fakat helal ve haramlarını ceza hukukunu ve siyasal oluşumunu hiristiyan dünyasından alan bir toplumun islam kabul edilmesi anşalır birşey değil doğrusu.

Yitiksevda arkadaşımız,bir makalesinde islam dini parçacı bir din değildir"bir bütündür" demişti çok doğru.

Şimdi şöyle düşünelim biz 2 erkek 1 kız kardeşiz babamızdan bize miras kaldı bu mirası almak için hukuken hakimin karşısına çıkmamız lazım.Hakim neye göre hüküm verecek söyler misiniz?Hiristiyanlardan ithal edilen dine göre mi hüküm verecek yoksa islam dinine göremi hüküm verecek?hangisi.

Eğer devlet yapısı islam esaslarına dayalı bir sistem ise,tabiki Kuran,a göre,yok eğer hiristiyan dinine göre ise e pardon yani,ben buna islam diyemem.Diyen varsa desin.

Allah erkeğe iki pay,kadına bir pay diyecek,hakim amca aman efendim oda neymiş kadınada erkeğede eşit pay verilcek diye hüküm verecek ve bu hüküm de uygulanacak bu tağutluktur.Allah,ın İlah sıfatının bir anlamıda kanun koyucudur.Ahzab suresi 36, maide 44-45-47 ayetlerine bakınız.

Anayasalarını şirk ve küfür üzerine inşa etmiş toplumların,adına müslüman dediği kardeşlerinin üzerlerine ,kendi ülkelerinde,yer vererek kendi askerleri ile bizzat harekata katılarak hiristiyan ve yahudilerle gece sabahlara kadar çoluk çocuk demeden binlerce bomba yağdıran,adına islam dediğiniz bu toplumları tekvir etmek onların islam olmadığını haykırmak eğer tekvircilik ise,

ben tekvirciyim o zaman arkadaş


وعلى اصبع تشهد الله على وحدة توفير الطاغوت حتى كتابة حرف واحد يؤكد الشهيد سيد قط
(Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım
bir tağut'un hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.)
""Şehid Seyyid Kutub""

ALLAHA EMANET OLUN
Alıntı ile Cevapla