Müslümanlarda Çelenk Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL
.
Pagan inançlara sahip toplumların mabetlerinde tanrılarını tasvir eden heykeller bulunurdu. Halen Hinduizm gibi pagan inançlara tabi olanların evlerinde ve ibadethanelerinde heykeller bulunmaktadır. Bu heykellere belli zamanlarda süt içirilerek, pilav yedirilerek tanzimde bulunulur. Heykellere yiyecek, içecek ikram etmek tarihi putperest toplumların geliştirdiği tanrılara saygı gösterme şeklidir, bir nevi ibadettir. İslam öncesi cahiliye Arap toplumunda da durum böyleydi. Kâbe ye konmuş putlara yiyecekler ikram edilip, gönülleri hoş tutulmaya çalışılırdı. Putların gönlü hoş tutulursa bereket olacağına inanılırdı.
Tarihin akışı ile birlikte insanların inançları değişse de, pagan kültürden kalma değerleri terk etmek zor oldu. Belli dönemlerde kimi pagan inançlar değişik görüntülerle tekrar yeşerip hayata karışmayı başardılar. Bunlardan biri de çelenk koyma merasimleridir.
Çelenk koyma merasimlerinin kökü putlara yemek ikram etme eylemine dayanır. Zamanla yemek yerine çiçekler sunulmuştur. Şehirlerde canlı çiçek bulmanın zorluğu plastik çiçeklerle süslenmiş çelenklere yerini bırakmıştır. Heykelin önüne konan çelenklerin en azından birkaç saat alınamayışı ve bu sırada yoldan geçenlerin çelenklerden plastik çiçekleri çekip almaları sorunu çıkmış ve çelenklerin çiçek desenlerinin de m etal yapılması ve boyanarak çiçek süsü verilmesi ile bu sorun çözülmüştür.
Yani önce heykele yemek ikramı şeklinde başlayan eylem, canlı çiçeklerle süslenmiş çelenk, plastik çiçeklerle süslenmiş çelenk ve m etalden yapılıp boya ile süslenmiş çelenk şeklinde bir dönüşüm geçirmiştir. Bu dönüşüm zihni değil fizikidir, görüntüde bir dönüşüm, bir şekil değişikliğidir. Öz olarak değerlendirecek olursak bir heykelin önüne çiçek koymakla yemek koymak aynı anlamı ifa eder. Şimdi birileri diyebilir ki,” çelenk sunmayı nasılda çarpıtıyorsunuz, ne zaman heykellere yemek ikram ettiğimizi gördünüz?”. Elbette ki bizim toplumda direkt çiçek sunmakla bu işe başlandı, ama eylemin çıkış noktası olan yemek sunma işini tarihin derinliğinde yaşamıştık, sadece arada biraz zaman kayması söz konusu.
İslam tevhidi yapısı ile heykellere çelenk sunumunu reddeder ve sadece estetik görünüyor diye heykellerin önünde geçit yapmayı doğru bulmaz. İslam estetik değil etik değerleri önemser. Bedeni özgürlükten çok önce zihni özgürlüğün peşine düşer. Dolayısıyla İslam’ın inanç ilkelerine ters düşmemek için insanımız çelenk olayını inanç yerine görüntü ile ilişkilendirmektedir ve görünüşte bir ritüel olarak değerlendirmektedir.
Bu gün çelenk ile iç içe geçmiş hayatımızı gözden geçirme ihtiyacı hissetmiyoruz, çünkü o derece alışmışız ki çelenk konusunu eleştiren birine karşı savunma bile geliştirebiliriz. Mesela “pagan inançla ne alakası var, hepimiz Müslümansız elhamdülillah. Çelenk durumu evrenseldir ve dünyanın her tarafında yapılmaktadır. Dünyada bu derece kabul görmüş bir eylemde bulunmayı neden itham edelim ki; sonuçta bu bir dünya kuralıdır” şeklindeki cümlelere sarılabiliriz. Fakat şunu unutmamalıyız ki, Allah bir şeyi hoş görmüyorsa, bu hoş görmeyiş kesinlikle insanların iyiliği, güzelliği, özgürlüğü içindir.
Kim Allahın kötülediğini (bir dünya kuralıdır diye) överse, Kendi özgürlüğüne karşılık dünyanın köleliğini tercih etmiş; İnancını, özgürlüğünü dünyanın hoşnutluğuna satmış demektir.
KARAKÖSE www.medineweb.net