Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14 Ocak 2011, 19:44   Mesaj No:35

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:54
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ?

"Allah,ın selamı hidayete tabi olanlara olsun"



İDDALARDAN BİRİDE BU "BİZ PARTİCİLİK SİSTEMİ İLE İSLAMI HAKİM KILACAĞIZ"

Sayın Necmettin Erbakana ve onun gibi düşünenlere söylüyorum (çünki tayyib erdğanda onun talebesi bu fikirlerim ağa babası o) siz Allahtan Rasülünde dahamı iyi biliyorsunuz

Kendi Peygamberine bile islamı nasıl hakim kılınacağının yetkisini vermeyen Allah bu yetkiyi sana mı verdi.


Bazı arkadaşlar soruyor,yaw siz buna karşı çıkıyorsunuz,şuna karşı çıkyorsunuz,peki bu islamı nasıl hakim kılacaksınız yada nasıl hakim kılacağız.

Arkadaşım bana ne soruyorsun.Ben kimim ki buna karar verebileyim,benim ne haddime
Aç allahın ayetlerini oku

Alak suersinin ilk ayetlerinden itibaren oku,Allah sana oku demiyormu

Hem Allaha Peygamberine iman ettim diyeceksiniz,hemde bu soruyu bana soracaksınız

Yok arkadaş yok,bu sorunun muhatabı ben değilim.Yanlış adreslerde din aramayalımlütfen
Bu sorunun muhatabı allah ve rasulüdür.

Daha önce bir yazımı buraya alıntı yapıyorum,bu yazımdan Allah Rasülünün nasıl tebliğ edip etmeyeceğini,ona islamı nasıl hakim kılacağını,islam davetçelrine yol haritası olsun diye öğrettiğini göreceksiniz.

""Ben diyorum ki islamı nerede nasıl tebliğ edeceğinize siz karar veremezsiniz.Allah bu dini peygamber (sav)
vasıtası ile gönderirken onun nasıl davranacağını da bir program dahilinde vahiy etmiştir.

Bu anlam kuran ayetlerinde açıkca verilmiştir.biz insanlara kendi kafamızdan kalkıp ben önce tebliğ ederim sonra küfrüne hüküm ederim yada ben bir parti kurarım sonra bu kurduğum parti ile islamı hakim kılarım demek aynı şeydir,yani aynı mantık.

Ne siz ne ben nede bir başkası nede peygamber kendi kafasına göre islamın hakim kılnmasını tayin edemez.
Ben önce tebliğ eder sonra şirke hüküm veririm denildiği vakit bu yeni bir tebliğ metodur.
bende diyorum ki allah bunu size böyle yapmanızı hangi ayetlerde söyledi.

Şimdi sizin başka bir konu hakkında yapmış olduğunuz yorumda vermiş olduğunuz ayetleri aynen buraya kopyalacağım.

GAŞİYE,21.22..[EY PEYGAMBER]..Onlara öğüt ver,senin görevin yalnız öğüt vermektir.Sen onları inanmaya zorlayamassın...

HİCR.85..Saat [kıyamet] mutlaka gelecektir.BU NEDENLE İNSANLARIN KUSURLARINI olgunlukla karşıla..

SECDE 30.Onları kendi hallerine bırak,onların sonucu bekledği gibi sende bekle...


MÜZZEMMİL.10.Halkın söyleye bileceği gibi her ŞEYE SABIRLA KATLAN,ve onlardan en uygun bi şekilde uzaklaş[not buda hicretin farklı bi yönüdür kanatimce]

NİSA 63..O halde onları KENDİ HALLERİNE BIRAK ,ÖĞÜT VER,ve onlarla durumları hakkında açık ve net konuş..

MAİDE 13..Bir kaçı dışında onların hepsinde daima ihanet göreceksin,ama onları bağışla ve katlan,şüphesiz Allah iyilik yapanları sever...

müslümanlardan alıntı



Şimdi bu ayetlere bakalım

Bu ayetler hz Muhammed (sav) in nasıl hareket edecğini çok net açık anlatmaktadır.

1- onlara öğüt ver (cümleyi bakarmısınız emir var sen onlara anlat)

2- senin görevin yalnız öğüt vermektir. (onların iman edip etmemesi senin işin değil yada inkar etmeleri sen ilahi mesajı vermeye devam et_

3- sen onları inanmaya zorlayamasın (çok acayip bir vurgu ey muhammed sen ne yapıyorsun kollaraından tutup zorla inandırmayamı çalışyorun sen bunu yapamazsın sanane onların islamı girip girmemeleri)

4- insanların kusurlarını olgunlukla karşıla (yine emir var .onlar kabul etmiyor diye kızma sen allahın peygamberisin olgun ol ayetin bu cümlesinde onların küfürlerini görme buna göz yum anlamı çıkmaz bu anlamı verenlerin ki günümüzde verenler var ahirette iki elim yakasında olacak)

5- onları kendi haline bırak (ha seni dinlemiyorlar inkarmı ediyorlar sen onları bana bırak onlar aslında seni beni inkar ediyorlar)

6-bırak onalrın sonucu beklediği gibi sende bekle (bak yine emir sende bekle onlarda beklesin nasıl olsa ben size bir süre tanımışım o süre dolduğunda ben onların tahmin bile edemeycekleri bir azap ile azap edeceğim)

İşte bütün bunlar islam davetçilerinin yol haritasıdır.İSLAMIN HAREKET METODU RABBANİDİR dememdeki sebep bu ve buna benzer ayetlerdir.

İş te yol bu Allahın peygamberine öğrettiği yoldur abdülhamit 1 arkadaşım.

Alak suesinde tutunda kuranın son ayetine kadar okuyun,Allah Peygamberi ve müminleri nasıl eğitime tabi tuttuğunu,nasıl bir ahlak üzere onları hazırladıklarını göereceksiniz.Allah onları büyük bir motivasyon ile savaşa da hazırlardı,onun için Peygamber efendimiz bir konuda söz söylerken ey nebi bu sizin sözünüzmü yoksa Alalhınmı diye sual ederlerdi

Allah bu kadar mükemmel bir dini rast gele bir program dahilinde olmadan alın kendi kafanıza göre yaşayın demez dememiştirde.
Peygamber hataya doğru mevl ettiği anda sert uyarılara tabi tutulmuş,mümin askerlerin içerisinde ne zaman mızmızlık sesleri yükseldiğinde de onlara siz tekrar kafir olmakmı istorsunuz diye tehdit etmiş ve azarlamıştır.

İslam dinine inandığını idda eden,Allah ve peygambere iman ettiğini söyleyen hiç kimse ama hiç kimse başı buyruk davranamaz.

Tamam,bana dinime dokunmasınlar,bana dinime hakaret etmesinler,bana dinime yol versinler,sen dilediğin gibi davranabilirsin desinler bende o partiye geleyim.

maddeini tabiatında şöyle bir kaide vardır madde haram değildir maddeinin kullanım şeklinde haram ortaya çıkar.
Parti kurmak haram olmasa gerek,haramlık onu kullanma şeklindedir

Yok eğer sen bizim meclisimize gelirken islami kimliğini eşikte bırakacaksın derseler.

Yok eğer sen tüm varlığını,şerefini,namusunu,izzetini,dinini hiçe sayarak

Atatürkün ve itaat terakicilerin (ergenkoncular) kurmuş olduları güya medeniyet dinine gireceksen gel

derlerlerse ki diyorlar,hakimiyeti kayıtsız şartsız,(cümleye bakın sanki ahzap suresi 36.ayet gibi) milletindir ilkesini kabul edeceksen gel derlerse,yok yok arkadaş ben gelmen.

Erzurumluların dediği ""istemirem"" size kalsın.

Her müslüman çok rahat şunu bilir hz.yusufa (s.ü) yöenticilik verilirken kayıtsız şartsız bir bir yönetim teklifi idi ki ayetleri daha önce vermiştim.Allah ona bu teklifi kabul et dedi

Hz muhammed (sav) e yapılan teklif şartlı idi Allah ona bu yöneticilik teklifini kabul etme dedi
Teklif şuydu bir sene sen bizi yönet bir sene biz yönetilim,kimin yönetim şekli güzel ise o yönetmeye devam
etsin
Peygamber Efendimiz, müşriklerin bâtıl inançlarını, ibâdet şekillerini, ekonomik zulümlerini, zorbalık ve ahlâksızlıklarını gündeme getirip tenkit etmeye ve alternatif olarak İslâm ahkâmını/nizamını sunmaya başlayınca müşriklerin tepkisinin şiddeti artmıştı.
Ebû Süfyan,
Velid bin Muğîre gibi Kureyş kabilesinin ileri gelenleri Ebû Tâlib'e giderek Hz. Peygamber'i şikâyet edip şöyle demişlerdi: "Ey Ebû Tâlib, yeğenin dinimizi aşağılıyor, fikirlerimizi, hayat tarzımızı saçmalık olarak niteliyor, atalarımızı sapıklıkla suçluyor.

Ya onu bu işten vazgeçirirsin ya da aradan çekil, biz onun hakkından geliriz. Ona engel olmazsan iki gruptan biri helâk olana kadar savaşırız.
" Ebû Tâlib, müşriklerin uzlaşma taleplerini Peygamberimiz'e anlatınca Rasûl-i Ekrem’in şu meşhur cevabı verdiğini biliyoruz: "Amca, vallahi, bu dâvâdan vazgeçmem için güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler yine vazgeçmem. Allah bu dini üstün getirene veya ben bu uğurda ölene kadar bir an bile mücâdeleden geri kalmam." (İbn İshak, Siyer, Akabe Y. s. 257-263)

Hz. Hamza'nın müslüman olduğu günlerde Utbe isimli müşrik, Peygamberimiz'in yanına gidip müşrikler adına şu talebi dile getirmiştir: "Ey Muhammed! Bildiğin gibi bizim aramızda aşiret ve soy bakımından saygın bir yere sahipsin.

Sen kavminin başına büyük bir iş açtın. Birliklerini parçaladın, fikirlerini saçmalık olarak niteledin. Tanrılarının çokluğunu ve dinlerini ayıpladın, geçmiş atalarını karaladın. Sana bazı önerilerde bulunacağım. Eğer sen, bu getirdiğin dini kullanarak mal edinmek istiyorsan,

senin için mal toplarız ve aramızda en çok mala sahip olanımız olursun. Eğer bu yaptıklarınla şeref elde etmek istiyorsan seni başımıza lider tâyin ederiz ve sensiz hiç bir şey yapmayız. Eğer kral olmak istiyorsan seni kral yaparız." Utbe sözlerini bitirince Peygamberimiz bu pazarlık girişimini, uzlaşma teklifini hiç düşünmeden reddetmiş ve cevap olarak Fussılet sûresinin ilk âyetlerini okumuştur:


Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadır. Onun için sen (istediğini) yap, biz de yapacağız’. De ki: 'Ben ancak sizin gibi bir insanım. Bana ilâhınızın bir tek ilâh olduğu vahy olunuyor. Artık O'na yönelin, O'ndan mağfiret dileyin. Müşriklerin/ortak koşanların vay haline!"(41/Fussılet, 1-6
" müşriklerin ateşiyle aydınlanmayınız."(Nesâi, Kitab 48

" Ey kâfirler, ben sizin taptığınıza kulluk etmem. Benim ibâdet ettiğime de siz kulluk etmezsiniz. Ben sizin taptığınıza kulluk edecek değilim; siz de benim ibâdet ettiğime kulluk edecek değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana!" (109/Kâfirûn, 1-6)

Kalkıp buna başka anlamlar yükleyerek Allahın Peygamberlerine iftira atanlar acı azap görsünler inşallah

"hakimiyet kayıtsız şartsız milletinidr "sözü şirktir "
"aksini idda eden varsa delilini ortaya koysun"


Daha söyleyecek çoook sözümüz VAR
Devamı var

"Allah,ın selamı hidayete tabi olanlara olsun"
Alıntı ile Cevapla