Radikal İslamcılar İle Aramızdaki Algı Farkı...
İslam insan içindir.
Allah'ın emrettiği ne varsa hepsi muhtaç olan insanı dizginlemek yola getirmek içindir. Ayetlede sabit değilmidir ki Allah katında din islamdır.(Al-i imran 19)
Peki biz müslümanlar ne yaptık ? Allah katında olan İslamı binbir parçaya böldük.. Sonra her bölen, din adı altında kendi ideolojisini empoze etmeye çalıştı...
Yanaşmayanlar gırla tefkiri yedi...
yanaşanlar ise bu afyonun uyuşturucusu altında sarhoş oldu...
Yıllardır teologlar din bilimciler filozoflar alimlerin başaramadığı tek bir şey vardı..
İslam şemsiyesi altında bir bütün olmak... Başarmak zormuydu bilinmez... Başaramadılar çünkü bazen hevaları engeldi, Bazen nefisleri, Bazen ben merkezci mantığı Belkide afyonun etkisindeydiler..
üstüne de mezhep tartışmaları, asabiyet tartışmaları eklenince, Kendini radikal islamcı(!) olarak tanımlayanlara gün doğdu...
En bilinen met'aforları: "TAĞUTUN HÜKMÜYLE HÜKMETMEYİZ.", "OY VERENLER KOYVERENLER" "TEKFİRİ MESLEK EDİNENLER" gibi sıralaması mümkün konular...
Evet tağutun hükmüyle hükmetmezsiniz; çünkü sekülerizmi devlet kanunu haline getirip halk yığınlarını ezen kesimlerle aynı safta yine halk yığınlarının ezilmesine göz yumarsınız..
Dediklerinizin uygulama adına elde tutulur hiçbir yanı yoktur.. Ne sekülerizmi ortadan kaldırısınız nede kaldırmaya zemin hazırlarsınız.
Karşıt tepki verildiğinde yaptığınız tek iş vardır TEKFİR ! tabi tekfirinde bir boyutu var ayetler üzerinden tekfir ki işi garantiliyorsunuz...
"Tağutun Hükmüyle Hükmetmeyiz" sloganını ele alalım.
Hudeybiye Antlaşması ilgili ayetler.
enfal 61/ Fetih 12/13 Tevbe 4-6-7 gibi uzatılması mümkün.
Hicretten sonra kafirler 3'e bölünmüştü.
-ateşkes barış ve saldırmazlık antlaşması imzalayanlar.
-Savaşan kesim.
-Ne antlaşma yapıp nede savaşan kesim.
Resullah demekki hicret öncesi dönemde mekke müşriklerinin taleplerini değerlendiriyordu. Bunun sadece savaş bazında ele alınması elbet doğru olmaz, ama her şeyin bir zamanı vardır ve konjonktüründe ona göre işlemesi gerekir.
Bazı yanlış gibi görülen uygulamalarda aleyhlere çevrilebilecek dinamitler olduğunu unutmamak gerek. şahsi bazda olaya bakmak istikameti yanlış yöne sevkeder. Genel argümanlar üzerinden değerlendirme yapılması gidişattaki mantığı bize açıklayacaktır.
Bugüne kadar yapılanlar ittihat-terakkide dahil göz önünde bulundurulmalıdır.Ve bu yapılanları film şeridi gibi gözümüzün önünden geçirip elimizi vicdanımıza koymamır gerekir. Yoksa doğruyu bulmak zor olacaktır.
Ölmezde sağ kalırsak bekleyelim ve görelim.
17.03.2011