"Haluk GE-TE-A'nın İtirafları"
"Haluk GE-TE-A'nın itirfları"
“Bismillahirrahmanirrahim”
HALUK gümüştabak adlı üyemiz daha evvel Medineweb forum paylaşım sitemizde yazar olarak görev yapmakta idi kendisi forum kurallarını ihlal ettiğinden dolayı yazarlığının sona ermesine site yönetimimiz tarafından uygun görülerek iptal edilmiştir.
Kendisi piyasada mealci olarak bilinen grupların fikirlerinden çokça etkilendiğinden dolayı sürekli aynı konu etrafında dönüp durmaktadır. Sitemizde daha evvel mealcilik fikrine karşı reddiyeler gerek Muhsin hoca olsun gerek Mevlüt Hönül arkadaşımız olsun gerek acizane ben makaleler yayınladık.
Bu yazıyı yazmamdaki amaç mealcilik gibi sapkın bir görüşü tekrar tekzip etme değil onların siyasi görüşlerinin de ne kadar sapkın olduğunu ortaya koymaktır.
Haluk bey şöyle diyor
Bizleri, güzelim dinimizi kullanarak, aldattıkları gibi, laik devlet yönetim şeklinin ülkemizde doğrusunu uygulamamakla da, bu yönetim şekline düşman etmişlerdir. Laik yönetim dinsizlik değil, tüm inançlara karşı özürlüktür. Din ve inanç Allah ile kul arasında olduğu için, buna hiç bir beşerin etkisinin müdahalesinin olmaması, yani tüm inançların özgürçe korunmasının sağlanmasıdır laiklik. Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı Laiklik, devletin, vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması ve ayrıca, herhangi bir inancın, özellikle de bir toplumda egemen olan inancın, aynı toplumda azınlıkların benimsediği inançlara baskı yapmasını önlemesi demektir. Kısaca laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.
Genel Anlamı: Laik olma durumu ( din işleriyle dünya işlerini ayıran, dinin dünya , özellikle devlet işlerine karışmasını istemeyen kişi, toplum, devlet.).
Felsefi Anlamı: İman ve inancın yerine, aklın egemenliğini kabul eden bir inançtır.
Hukuki Anlamı: Somut olarak devlet ile dinin birbirine karışmaması olarak ifade edilebilir.
Siyasi Anlamı: Siyasal iktidarın, dinsel kudret ve otoriteden arındırılarak bağımsız hale getirilmesidir. Yada dinin siyasal erk ve yaptırım gücüne sahip olmamasıdır.
Şimdi haluk beyin laiklik dinsizlik değil diyerek nihayet doğru bir cümle kullanmış olduğunu görmek şahsen beni mutlu etmiştir. Evet laiklik dinsizlik değildir laiklik kendi içerisinde bir yaşam biçimi ve bir felsefesi bulunmaktadır. Dolayısıyla laikliği dinsizlik olarak nitelemek yanlış olur. Peki asıl sorulması gereken şey laiklik bir din olduğuna göre bu din islammıdır?
Allah katından gönderilmiş her dinle amaçlanan, yaşama yön vermektir. Pratik, gerçekçi bir yaşam biçimi belirlemekdir. Allah'ın dine yüklediği misyon, insanların yaşam biçimlerini belirlemek, düzenlemek, yönlendirmek ve koruma altına almaktır.
Dinler insanların, heykellerin, ikonların ya da mihrapların karşısına geçerek tapınmalarını sağlamak üzere, kişinin salt iç dünyasına yönelik olarak indirilmemiştir.
Ancak otorite parçalanacak olursa...Anlayışlar farklı kaynaklarla temellendirilecek olursa... Allah'ın otoritesi sadece vicdanlara ve insanların iç dünyalarına indirgenerek, rejim ve yasalar konusundaki otorite Allah'ın dışında birine verilecek olursa...
Ahiretteki ceza ve mükafatlar konusundaki otorite Allah'ın, dünyadaki cezalar konusundaki otorite ise bir başkasına ait kabul edilirse... İşte o zaman, insanlığın ruhu, farklı iki otorite, farklı iki yönelim, farklı iki yöntem arasında parçalanmış demektir.
İşte bu durumda insanların yaşamlarında aksaklıklar, bozukluklar ortaya çıkmaya başlar. Nitekim, Kur'an'da çeşitli vesilelerle bu bağlamdaki aksaklıklara ve bozukluklara işaret edilmektedir:
"Eğer yerle gökte Allah'tan başka ilahlar olsaydı ikisi de bozulurdu" (Enbiya Suresi, 22)
"Eğer gerçek, onların keyfi arzularına göre belirlenseydi, gökler, yer ve oralarda bulunanlar bozulup giderdi." (Müminun Suresi, 71)
"(Ey Muhammed!) Seni de din konusunda bir şeriat sahibi kıldık, ona uy; bilmeyenlerin keyfi arzularına uyma."(Casiye Suresi, 18)
Tevrat, -Allah'ınindirdiği biçimiyle- yahudileri doğru yola iletmek, Allah'a ulaştıran yol ve yaşam süresince izlenmesi gereken yol konularında onları aydınlatmak üzere indirilmiş bir ilahî kitaptı. Bu kitap, tevhid inancını içermekteydi. Kapsamlı bir ibadet sistemi içerikliydi. Ve aynı zamanda bir şeriat içermekteydi. Fakat Yahudiler bu kitabı tahrif etmişlerdir.Yüce Allah şöyle buyuruyor
"Gerek Allah'a teslim olmuş peygamberler ve gerekse Allah'a bağlı bilginler ile din adamları, Allah'ın bu kitabının görevli koruyucuları ve doğruluğunun şahitleri sıfatı ile yahudiler arasında buna göre hüküm verirler."
Kur'an-ın dışında dinde otoriter tanımam peygamber ayrı kuran ayrı diyen bir zihniyet bu ayeti sanki görme acizliği içerisindedir. Yahudilere tevratı verdik Allah'a bağlı din adamları bu kitap ile insanlara hüküm verirlerdi peki laiklik dini hangi kitapla insanlara hüküm vermektedir. Her fırsatta biz Allah’ın elçisini inkar etmiyoruz diyenlere sorum şu Allah’ın rasulu hangi kitapla hangi yönetim şekli ile insanlara hüküm verirdi.
Sana da daha önceki kutsal kitabı onaylayıcı ve içeriğini koruyucu olan bu hak kitabı indirdik. Buna göre onların arasında Allah'ın indirdiği ayetlere göre hüküm ver, sana gelen gerçekten saparak onların keyfi arzularına uyma. Maide/48
Bu kadar açık ve net olan ayetleri görmemezlikten gelerek adeta peygamberi dinden soyutlamaya çalışmak ancak Allah’ın kalplerini mühürledik dediklerinden başkası olamaz.
Medeni Dünya Ülkelerini düşünün, hepsi laik yönetim şekli ile yönetilir.
Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı
Haluk beyin Kur’an anlayışına göre medeniyet yani çağiçilik (çağdışılığın zıddı) laikliğin icat edilmesiyle ve hayata aktarılmasıyla mümkün olmuş. Bu düşünce şirkin ta kendisidir.
Bugün ahlak ve aile bakımından çökmüş toplumları yedikleri her lokmayı adeta mazlum halkları sömürerek köleleştirerek onların kafalarına bomba yağdırarak kafirliklerine zalimliklerine zalimlik katarak elde ettikleri servet ve konforu bay sözde ehli kuran arkadaşımız medeniyet olarak tanımlamaktadır.
Haluk bey şeref ve izzeti bu kana susamış güya medeniyetler sahiplerinden aramaktadır sanırım oysaki medeniyet şeref izzet insanların insanlara olan kulluklarının olmadığı yegane din islamdır.
”Habibim, onların lafları seni üzmesin. Çünkü şan ve şeref bütünüyle Allah'ındır. O her şeyi işitiyor, hepsini görüyor.””Yunus/65
“”Her kim izzet istiyorsa bilsin ki izzet tamamıyla Allah'ındır. O'na hoş kelimeler yükselir, onu da salih amel yükseltir. Kötülükler kuranlara gelince, onlara şiddetli bir azab vardır. Onların tuzakları hep darmadağın olur.””Fatır/10
“”İblis: "Öyle ise izzet ve şerefine yemin ederim ki, ben onların hepsini mutlaka aldatır, saptırırım."”Sad/82
“”Diyorlar ki: "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, daha üstün olan, daha alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır." Üstünlük, ancak Allah'a, O'nun elçisine ve müminlere mahsustur. Fakat münafıklar bilmezler.””Münafikun/8
İranı düşünün. Bir kısım Müslüman var, başın örtülmesi Allah emri değildir diyor ve bunu uygulamak istiyor. Ama İranda laik bir yönetim olmadığı ve kendi inançlarını topluma zorla kabul ettirmeye çalıştıkları içindir ki, başını zorla kadınların örtmelerini sağlıyorlar. Bu Allahın emrettiği bir inanç ve yönetim değildir. Her beşer bu Dünyada imtihandadır, yaptıklarını da özgür iradesi ile yapacakki kur'anın emri yerine gelsin. İnanmadığı birşeyi zorla yaptırmak ne kur'an ile açıklanır nede akılla. Zorla başın örtülmesi ile, zorla başının açılması arasında hiç bir fark yoktur.
Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı
Bir zihniyet düşünün hem Kuran okusun hemde Yahudi ve hırıstiyanlar gibi düşünsün bunlar kendilerini birde demokrat olarak da nitelendiriyorlar. Şimdi İslam dininin hukukunu azıcıkta olsa bilen bir insan asla yukarıdaki cümleleri kurmaz kuramaz.
Nedeni şu kişi Allah ile akit yaptığında kendi kafasına göre yaşama yetisini tamamen dine has kılma zorunluluğu doğar.Kişi artık Allahın emirleri doğrultusunda hayatını ikame etmek zorundadır. Bu kaide devlet içinde aynen böyledir.
İslam şeraitinin hakim olduğu beldelerde toplumun ahlak yapısını bozucu Allah'ın Haram kıldığı yiyecek içecek ve gayri meşru her ne varsa hepsini kökünden siler atar.Ve bunların toplumda yapılmasına izin vermez. Peygamberin şeriat devletinde durum buydu.
Fakat ahlaktan yoksun ahlaksız kişiler ve milletler demokrasi adı altında her şeyi meşru kabul ederler. Onların din çerçeveleri oldukça geniştir.
Tekrar özetlemem gerekirse, LAİK yönetim tüm dinlerin özgürlüğünün garantisidir.
Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı
İşte bu cümleyi alalım Allah’ın kitabı ile karşılaştıralım bu cümlenin küfür olduğunun teminatı bay haluk beyin tekelindedir.İslam gibi ulvi bir dinin özgürlüğü batı dünyası Siyonistlerin teminatı altındaymış bu nasıl bir iddia böyle anlamak mümkün değil.
Dillerinden Allah'ın kitabının ayetlerini hiç bırakmayanlar şunu bilmiyorlarmı ki? Bu din ve bu dinin temel kaynağı bu dinin sahibinin teminatı altındadır. Kafirlerin ve onların dostlarının değil.
Sonra şehadet kelimesi, "La ilahe İllallah Muhammedun Resulüllah -Allah'dan başka ibadete layık ilah yoktur. Muhammed Allah'ın Rasulüdür bütün yönleriyle İslâm Ümmetinin hayat düzeninin üzerine kurulduğu bir temele dönüşür.
Bu temel atılmadan bu hayat var olamaz.
Aynı şekilde bu temel üzerine kurulmayan ya da onunla birlikte başka bir temele de dayanan veya kendisine yabancı bir temele dayanan hayat da İslami ve insani bir hayat olamaz.
"Hükmetmek sadece Allah'ındır. O'ndan başkasına ibadet etmemenizi emretti. Dosdoğru olan din de budur. " (Yusuf, 40)
"Kim de Resül'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur." (Nisa, 80)
"Allah, "iki ilah edinmeyin. O ancak bir tek ilahdır. Sadece Ben'den korkun" dedi. Göklerde ve yeryüzünde her ne varsa O'nundur. Din de daima O'nundur. Allah’tan başkasından mı korkuyorsunuz?" (Nahl, 51-52)
Allah-u teala’dan başkasına veya O'nunla birlikte bir başkasına ibadet eden ondan başkasına kanun koyma yetkisi tanıyan dinde onun ortakları olarak Siyonistleri gören bir kul yada kişiler asla müslüman olamaz:
Kafirlerin yasaları da Allah’ın yasaları gibi adil onun yasaları gibi medeni onun yasaları insan haklarına bağlı olduğunu iddia etmek tek olan “ilah”ı ikilemek demektir.
"De ki: "Namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi, Allah içindir."
"O’nun hiçbir ortağı yoktur. İşte ben, bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim." (Enam, 162-163)
Kendisinin bize bildirdiğinin bu, Allah Rasulü (sav) dışında bir yerden, bir kimseden hukuki (Yasama ve yürütme ile ilgili) yasa alan ve bunu kabul eden kul da müslüman olamaz.
Bireylerinin fertlerin inanç ve anlayışların da,düşüncelerin de olduğu gibi ibadetlerinde, toplumsal düzen ve yasalarında da tek olan Allah-u teala'ya ibadet ilkesinin kendini göstermediği toplum yada toplumlar medeniyet olamazlar.
Bu alanlardan yönlerden hangisi genel yapıdan ayrı düşerse, İslami yapı tümden ortadan kalkmış olur. Çünkü kelime-i şehadetin ilk bölümü ortadan kalkmıştır.
Laik yönetim şeklinin günümüzde Avrupa ve Amerika gibi ülkelerden aldığımız çok doğrudur. Fakat siz isterseniz Avrupa ve benzerleri ülkelerin geçmişlerini bir inceleyin ya da hatırlayınız, acaba sizin çocukların anlayacağı şekliyle izah ettiğiniz gibi, Allah ım sen yukarda otur bize karışma, düşüncesinde bir yönetimlerimi olmuştur, yoksa dinin ağırlık bastığı, kilisenin sözünün geçtiği, hatta kendi inançlarından olmayanlara karşı haçlı seferleri bile düzenleyen bir zihniyet midir o zaman daha iyi anlarsınız.
Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı
Haluk beyin ve mealci taifesinin işte Kur’an anlayışı bu. Okudukları Kur’an onları haçlı kafirlerinin ortaya çıkardıkları bir din anlayışının Avukatlığına soyundurmuş olduğunu görmekteyiz. Ama bizim okuduğumuz Kur’an bizi Allah’a onun rasulunun yoluna ve medeniyete götürmektedir. Kur’an öylesine mucize bir kitaptır ki dileyenin imanını artırır dileyeninde küfrünü.
Haluk bey ısrarla laikliğin hak bir yol olduğunu fakat bu sistemi insanların yanlış uyguladıklarını vurgulamaktadır. Bu anlayışı peygamberi inkar ettiğinizden dolayı onun sünnetinden sormuyorum siz Kur’an-ın neresinden çıkarıyorsunuz? Bunun cevabı varmı? Hehalde laikliği Kur’an-ın birkaç ayetinden örnekler vererek açıklayacaktır. Biz daha o ayetlere rastlayamadık.
Ülke yönetiminin dinsel kanunlara dayanmamasından bahsetmişsiniz. Bakın yanıldığınız çok önemli bir bölümü size hatırlatmak isterim. Kanunların dinsiz olduğunu söylemişsiniz. Toplumu yöneten kanunları Avrupa da ya da Ülkemizde inceleyiniz lütfen. Hiçbirisinde hiçbir inanca ters düşen tek bir kanun bulamazsınız. Tabi sonradan değiştirilen bazı kanunlar hariç. Bunları ıslah etmek yerine reddetmek yanlış olur. Çünkü her inancın kurallarına saygı gösterir, uygulanmaları içinde zemin hazırlar. Beşerin yaptığı her şeyde eksiklik hatalar vardır. Önemli olan bunların zamanla düzeltilmesidir.
Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı
Allah aşkına bana biri söylesin bu yukarıdaki cümleleri hiçbir peygamber hiçbir Müslüman alim hiçbir aklı selim insanın kullandığını gördünüz mü? Diyor ki gerek Avrupa da gerek ülkemizde beşer aklının koymuş olduğu kanunların hiçbir tanesinde inanç esaslarına tersliği yoktur.
Bak şurası doğru sizin inanç esaslarınıza tersliği yoktur fakat İslam inanç esaslarına tersliği yukarıda da açıklamıştım tek olan ilah-ı (çoğaltma) iptal etme ve ortak koşma anlamına gelir.
Halbuki ilah yalnız bir tek ilah'dır. Dediklerinden vazgeçmezlerse, onlardan inkar edenler kesinlikle elem verici bir azaba uğrayacaklardır"(Maide, 73)
“İlah” Allah’ın sıfatlarından biridir bu sıfatın anlamını daha önceki birçok yazımda izah etmiştim. İlah sıfatının bir anlamı da kanun koyma helal haram sınırlarını belirleme insanlar için ceza hukukunu tayin etmedir. Bu hakkı insanlara yada kurumlara yada meclislere yada Avrupalılara tanımak şirktir. Şirk ise yeryüzünde en büyük zülümdür şirke düşen birinin İslam termolojisinde tanımı MÜŞRİKİLKTİR.
Zina eden kadın ve erkeğin herbirine yüzer sopa vurunuz. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, O'nun dini konusunda onlara acımayınız. Onların ceza görmesine mü'minlerden bir grup da şahit olsun.Nur/2
Allah size sadece leşi, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanın etini kesinlikle haram kıldı.Bakara/173
Ana-babanın ve yakın akrabaların bıraktıkları mirasta erkeklerin payı olduğu gibi kadınların da payı vardır. Bu miras ister az, ister çok olsun, onda erkeğin ve kadının belirlenmiş payları vardır. Nisa/7
Haluk bey eğer doğru sözlü ve samimi isen şimdi cevap verin bakalım,Allah’ın şeraitinin emirleri senin tağutların yasaları bu konulardaki hükümleri nelerdir bir görelim bakalım terslik varmıdır? Yokmudur?
Domuz etini kendisine helal kılanları sarhoş edici maddelerin dinimizce haram olan bir çok şeyin Kur’an-dan geçtiği halde bu kafirlerin yasalarının İslam inanç esaslarına ters olmadığını savunanların gözlerine bu ayetleri alıp……
'
'Allah hüküm koyar, onun hükmüne hiçbir değiştirici yoktur.'' (Ra'd/41)
''O, hükmüne hiç kimseyi ortak etmez.'' (Kehf/26 turkce
''İhtilâf ettiğiniz herhangi bir şey hakkında hüküm Allah'a aiddir.'' (Şûrâ/10 )
''Huküm, yalnızca Allah’a aiddir.'' (En'am/57 )
''Haberiniz olsun hüküm Ona aiddir'' (En'âm 62)
Hüküm, yalnızca Allah'a aiddir. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur lakin insanların çoğu bilmezler." (Yûsuf /40)
''Huküm, yalnızca Allah'a aiddir.'' (Yûsuf/ 67)
''Allah odur ki Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. Dunyâda da âhirette de bütün hamdler O’na mahsusdur. Hüküm yalnızca O’nundur.'' (kasas/70 )
Ben bu siteye yeni üye olduğumda bir cümle kullanmıştım sanırım Muhsin hocam olsa gerek karşı çıkmıştı. Ben şunu demiştin son zamanlarda Ehl-i kitabın avukatlığına bir takım insanlar soyunmuş onların da cennete gidebileceklerini söylüyorlar.
Kan emici haçlı ordularının mensuplarının torunları halen bu hallerini devam ettiriyorken ellerinde Kur’an olan bir takım insanlar tarafından medeniyet beşiği verdiklerin hükümlerin yaptıkları yasaların İslam inanç sistemine aykırı olmadığını savunuyorlar.
Hainlerin savunuculuğunu yapıyorlar.
Şüphesiz, Allah'ın sana gösterdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için biz sana Kitabı hak olarak indirdik.(Sakın) Hainlerin savunucusu olma.Nisa/105
Haluk bey Kur’an-ın ne için indiğini bu ayetlerden inşallah anlıyorsunuzdur.
Kur’an ne duvarlara süs olsun diye inmiştir ne ölülere okunmak için inmiştir nede kendi egolarımızı tatmin etmek için inmiştir. Kuran insanların arasında hak adalet medeniyet getirmek için inmiştir. Her Müslüman’ım diyen idarecinin aile reisinin komutanın insanlara hüküm vermesi için inmiştir.
''Allah hüküm koyar, onun hükmüne hiçbir değiştirici yoktur.'' (Ra'd/41)
''O, hükmüne hiç kimseyi ortak etmez.'' (Kehf/26 turkce
''İhtilâf ettiğiniz herhangi bir şey hakkında hüküm Allah'a aiddir.'' (Şûrâ/10 )
''Huküm, yalnızca Allah’a aiddir.'' (En'am/57 )
''Haberiniz olsun hüküm Ona aiddir'' (En'âm 62)
Hüküm, yalnızca Allah'a aiddir. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur lakin insanların çoğu bilmezler." (Yûsuf /40)
''Huküm, yalnızca Allah'a aiddir.'' (Yûsuf/ 67)
''Allah odur ki Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. Dunyâda da âhirette de bütün hamdler O’na mahsusdur. Hüküm yalnızca O’nundur.'' (kasas/70 )
Siz Kur’an-ı okusaydınız bu ayetleri de görürdünüz. Kendi yanlışlarınızı Allah’ın kitabına doğrulatmak sevdasından vaz geçin hemen tevbe ederek derhal iman edin sakın kafirler olarak ölmeyin
"Ey iman edenler! Allah'tan nasıl korkmak gerekirse öyle korkun ve siz ancak müslümanlar olarak ölünüz."(Al-i İmran; 3/103)
Allah Rasulunu hiçe sayarak ona (sav) uymanın bidat olduğu dinde ona tabi olmanın Mekke müşriklerinin atalarının yoluna uymayla eş değer olduğunu durmadan vurgulamanın hamiliğini yapan bazı sapkın görüşlü zihniyetler kalkıp bana kitap ehl-i müşrik toplumlarının yasalarını övmekteler.
"Yahudiler "Uzeyr Allah'nın oğludur" dediler. Hristiyanlar da "Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bu, daha, önce inkar edenlerin sözlerine benzeterek ağızlarında geveledikleri sözdür. Allah onları kahretsin! Nasıl da uyduruyorlar." (Tevbe, 30)
"And olsun ki "Allah üçten biridir" diyenler kafir olmuşlardır. Halbuki ilah yalnız bir tek ilah'dır. Dediklerinden vazgeçmezlerse, onlardan inkar edenler kesinlikle elem verici bir azaba uğrayacaklardır" (Maide, 73)
"Yahudiler "Allah'ın eli sıkıdır" dediler. Dediklerinden dolayı elleri bağlansın, lanet olsun! Hayır, O'nun iki eli de açıktır. Nasıl dilerse öyle sarfeder." (Maide, 64)
"Yahudi ve Hıristiyanlar, "Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz" dediler. "Öyleyse günahlarınızdan dolayı size niçin azab ediyoruz?" de." (Maide, 15)
Be adam sen hiç mi bu ayetleri okumuyorsun neden kendini helak ediyorsun. Yahudilik ve Hıristiyanlık var olduğundan bu yana Kur’an’daki tanımlarını görmemek için hakikaten kör olmak gerekmektedir. Bunların Allah’ın kitaplarının hükümlerini değiştirdiklerini peygamberleri öldürdüklerini sen okuduğun Kur’an’dan göremiyormusun? Amerikan’ın Israil’in Almanya’nın İngiltere’nin gittiği her yer kan,acı isyan,yokluk,açlık,sefalet,ölüm,olduğunu görmüyormusun? Bumu medeniyet? Bumu inançlara ters düşmeyen yol yordam?
Son söz: Bu yazıyı okuyan herkese bir Müslüman olarak tavsiyem şudur. Allah’ın rızasını kazanmak onun rasulunun yolundan geçer. Onun rasulunun dininden (yolundan) başka tüm dinler ve yollar batıldır. Çıkmaz sokaktır.
Ona (sav)e tabi olmak Allah’a tabi olmaktır onun yolundan sapmak cehenneme gitmenin ta kendisidir. Eğer bu dünyada bir cehennemlik birde cennetlik görmek isterseniz peygamberin yoluna tabi olana ve onun yolundan sapmış olana bakmanız yeterlidir.
Benim şahsen en çok kızdığım şey kendime dert edindiğim meselelerden biride bizler ona (sav)e inandığımızı söylüyoruz fakat her nedense ne düşüncelerimizi oluştururken nede günlük muamelatlarımızda onun temsil etmiş olduğu dininin kaidelerine bakma ihtiyacı duymuyoruz.Peygamberi sevmek ona tabi olduğunun ifade şekli bu değildir.
Bizler siyasi görüşlerimizi,arkadaşlarımızı,çocuklarımızın eğitimini,ticaretimizi, yememizi içmemizi,helal haramlarımızı,eşimize karşı nasıl davranacağımızı,akraba bağlarımızın sınırları vs. vs. işte hayata dair tüm duygu düşünce yaşam biçimimizi Hz.Muhammed (sav)in temsil ettiği dinin esaslarına gereği olarak yaptığımızda ona (sav)e gerçek manada sevgi beslemiş oluruz.
Allah’a emanet olunuz