Konu Başlıkları: Misk kokulu Abdülmuttalib
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22 Ocak 2008, 12:57   Mesaj No:1

CaferTayar

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:CaferTayar isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 89
Üyelik T.: 21 Ağustos 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 555
Konular: 227
Beğenildi:15
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Misk kokulu Abdülmuttalib

Misk kokulu Abdülmuttalib

Peygamber efendimizin babası Hz. Abdullah, Resulullahın dünyayı teşrifinden önce vefat ettiği için
Dedesi Abdülmuttalib O'nu himayesine almıştı.
Abdülmuttalib'in esas ismi Şeybe'dir.
Şeybe, babası Haşim vefat ettiğinde, daha çocuktu.
Bir gün Medine'de dayılarının evi önünde arkadaşlarıyla ok talimleri yapıyordu.
Onları seyreden büyükler, Şeybe'nin alnında parlayan nurdan, onun şerefli bir kimsenin oğlu olduğunu tahmin ederek hayran kaldılar.
Ok atma sırası Şeybe'ye geldiğinde, yayını gerip hedefe okunu saldı. Ok, tam isabet edince, o heyecanla;
"Ben Haşim'in oğluyum. Elbette okum hedefini bulur!" dedi.
Onun bu sözlerinden, Mekkeli Haşim'in oğlu olduğunu anladılar.
O sırada Haşim vefat etmişti. Abdü Menaf oğullarından biri Mekke'ye döndüğünde,
Haşim'in kardeşi Muttalib'e; "Medine'de bulunan yeğenin Şeybe çok akıllı bir çocuk.
Alnında da herkesi hayran bırakan bir nur parlıyor.
Böyle kıymetli bir çocuğu yanınızdan ayırmanız doğru mu?" dedi.
Bunun üzerine Muttalib, hemen Medine'ye gitti ve yeğeni Şeybe'yi alarak Mekke'ye getirdi.
Mekke sokaklarında; "Bu çocuk kimdir?" diye soranlara da; zarar vermemeleri için "Kölemdir" derdi.
Bundan sonra Şeybe'nin ismi, Muttalib'in kölesi anlamına gelen Abdülmuttalib olarak kaldı.
Abdülmuttalib'in mübarek bedeninden misk kokusu gelirdi.
Alnında, Allahü teâlânın habibi Muhammed aleyhisselamın nuru parlar,
etrafına hayırlar, bereketler saçardı.
Her ne zaman Mekke beldesine yağmur yağmayıp kıtlık olsa, Mekkeliler Abdülmuttalib'in eline yapışıp
kendisini Sebir dağına çıkarırlar, dua etmesi için ona yalvarırlardı.
O da kimseyi kırmaz, Allahü teâlâya yağmur ihsan etmesi için dua ederdi.
Cenab- Hak da, Abdülmuttalib'in alnında parlayan
sevgili Peygamberimizin nuru bereketine duasını kabul eder, bol bol yağmur gönderirdi.
Böylece Abdülmuttalib'in günden güne kıymet ve itibarı çoğaldı.
Mekkeliler onu başlarına reis seçtiler.
Ona karşı gelen olmaz, emri altına giren de rahat ve huzur bulurdu.
O devrin hükümdarları da, Abdülmuttalib'in faziletini ve büyüklüğünü tasdik ederlerdi.
Sadece İran kisrası çekemez, açık ve gizli olarak ona düşmanlık beslerdi.
Abdülmuttalib, Hanif dinine tabi olup, Müslüman idi.
Bu din, dedelerinden İbrahim aleyhisselamın dini idi.
Bu sebeple, hiç bir zaman puta tapmadı ve hatta yanlarına bile yaklaşmadı.
Kabe'nin etrafında Allahü teâlâya dua eder, ibadetlerini yapardı.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi CaferTayar 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Hacet kapısın tıklarken Şiirler ve Şairler CaferTayar 0 2036 13 Eylül 2008 11:34
geçmiş zaman aynası Şiirler ve Şairler CaferTayar 0 2141 13 Eylül 2008 11:29
Cuma Günü Selevat Getirmenin Önemi: Dua Bölümü Seyyid 1 2490 12 Eylül 2008 12:39
rahmet katrelerinde bir  cuma  soluğunda dua Dua Bölümü CaferTayar 0 2366 12 Eylül 2008 12:31
Hayat ve kulluğumuz açısından Ramazan Cuma-Bayram-Kandiller CaferTayar 0 2050 06 Eylül 2008 13:07