Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 Arkadaşları:9 Cinsiyet: Memleket:istanbul Yaş:54 Mesaj:
871 Konular:
41 Beğenildi:6 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | “Oy Vermeyinde/Koy Mu Verin Diyeyim:” “Oy Vermeyinde/Koy Mu Verin Diyeyim:” “Oy Vermeyinde/Koy Mu Verin Diyeyim:” “Bismillahirrahmanirrahim” Mustafa islam oğluna sordular seçimlerde oy kullanalımmı? “Mustafa islamoğlunun cevabı ”Peki oy vermeyinde koy mu verin mi diyeyim” DEDİ. Önümüzde haziran seçimleri var. Ben bir müslüman olarak üzerime düşen hakkı açıklamak üzere bu konuyu gündeme getirme ihtiyacı duydum. Benim görevim hak bildiğim gerçeği olduğu gibi ortaya koymaktır dileyen dilediği gibi davranmak selahiyetine sahiptir. Öncelikle demokrasi ve seçimlerin ne manaya geldiğini anlamaya çalışalım inşallah. Demokrasi ve seçimler Demokrasi, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir.Demokrasi yunanca bir kelimedir ve dimokratia (dimos, halk zümresi + kratia iktidar) sözcüğünden türemiştir. Halk hakimiyeti veya halk iktidarı olarak tanımlanabilir. Bugün mevcut demokrasi (dolaylı demokrasi)’nin olmazsa olmazı seçimlerdir. Çünkü halkın yönetimde fert fert bulunması mevcut nüfus ve imkanlarla mümkün değildir. Her fert kendini yönetim de temsil edecek, kendi yerine yasamada (teşri) bulunacak birilerini seçer. Anayasasının 6. Maddesi : Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini,Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır Anayasasının 7. Maddesi : Yasama Yetkisi Türk Milleti adına:Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindir. Bu yetki devredilemez. Tc de yasama eylemi demokrasi (halk iktidarı) denilen sistem ile yapılımaktadır: Yani insan...insan...insan toplum ,insan devlet vb ilişkileri düzenleyen kanunlar Kuran ve hadis kaynaklı Şeriat kanunları olmayıp mecliste milletvekillerinin oylaması ile yapıldığı kanunlar oluyor bu sistemde Batının laiklik, özgürlük vb. hemen tüm kavramları gibi demokrasi kavramı da kaypaktır. Sınırı, tanımı çok belirgin değildir. İsteyen istediği yere çekebilir. Yöneticiler ve etkin güçler, içini istedikleri gibi doldurabilir. "Halkın kendi kendini yönetmesi" belki tek ortak tanım. Onun da nasıl olacağı ve müslümanlıkla nasıl bağdaşacağı konusunda ortak görüş yoktur. Ama bu tahterevallinin üzerine binilip oturulan yerinde gıcırdayan tahta kalas değil inleyen halk vardır. Hangi doktrin, rejimde hakimse, onun koyduğu kurallar işlemekte, hakim gücün çarkının işlemesi için halkın desteğine ihtiyaç duyulduğundan, senaryosu önceden yazılmış oyunda, halka sadece figüran roller verilmektedir. Halkın seçmek mecburiyetinde olduğu düzenin memurları, isteseler bile hakim gücün/derin devletin sistemini değiştirme hakkına sahip olmadıklarından, halkı temsilen seçilenlere düşen iş, mevcut sistemin çarkının başında durmaktan öteye gitmez. Bu olayda halka düşen ise, düzenin bazı yerlerine idareciler tayin ederek onların suçuna ortak olmaktır. Demokrasi bir yönetim biçimidir; yönetimleri belirleme biçimi değil! Kendisi bir düzendir; başka düzenlere kapı değil! Davul tutanları seçme işidir, tokmakları değil! Egemen güçler tarafından kuralları belirlenmiş oyundur, oyun kurallarını belirleme işi değil! Demokrasi, kitabına uydurma rejimidir. Kitab'a uyma değil! Demokrasi ile disiplini esas alan rejimler arasındaki fark, önemsizdir.Totaliter rejimlerde kral veya general "Ben böyle istiyorum!" der; Demokrasi ise, "sen böyle istiyorsun!" der. Güçlünün hakim olduğu rejimin adıdır demokrasi. Çağdaş bir masaldan ibarettir. Her ne kadar tersi iddia ediliyor olsa bile, seçenlerin ve hatta seçilenlerin değil, seçtirenlerin ve derindekilerin iradesi önemlidir. Demokrasi, bir Truva atıdır. Halka, oy vermeme hürriyeti bile vermeyen çağdaş dayatma rejimidir. %51 delinin % 49 akıllıya galip getirilmesinin adıdır. Müslümanla kafirin, mücahidle İslam düşmanının, alimle cahilin, aydınla avamın eşit olduğu adaletsiz rejimin adıdır demokrasi. Demokrasi açısından, oy veren insanlar, eşit olmasına eşittir, ama bazıları daha çok eşittir. Elli bir pirenin kırk dokuz file galip getirilmesidir demokrasi. Kazanan ve kaybedenin maçtan önce belli olduğu şikeli bir karşılaşmadır. Hakka rağmen halk idaresi olmasının yanında,aslında halka rağmen egemen çevrelerin halkın inancına ters dayatmalar rejimidir. Teorisiyle pratiği birbirine bu denli ters bir anlayış, başka hiçbir ideolojide bu kadar sırıtmaz. Demokrasi, bilindiği gibi Batı kültürünün ürünü olan bir sistemdir. Batı medeniyetinin en önemli özelliği, insanın kendini ilahlaştırarak, tek olan “ilah’a” başkaldırı, nefse, hevaya ve şeytana tabi olmaktır. Demokrasi anlayışında da bu özelliği görürüz.Yüce Allah'ın nizamını kabul etmeyip, yönetimde insanların hüküm koyması ve Allah'ın indirdiğini bırakıp kendi hükümleriyle kendilerini yönetmek istemeleridir. Bunu demokratların ifadeleriyle (daha doğrusu, halk dilleriyle) söyleyecek olursak: "Sen kim oluyorsun ey ilah! Biz kendi hayatımızı kendimiz düzenleyebiliriz. Kendimiz düzenlemek için yöntemler buluyor ve uyguluyoruz" demekteler dilleriyle veya tavırlarıyla. Basite indirgeyecek olursak demokratik söylemin içeriği ve anlamı işte budur. Haliyle, başka bir batıl gaye için, insanı/halkı putlaştırma amacıyla batıl ilahlara başkaldırılınca, hak “ilah” olan Allah Teala'ya da baş kaldırılmış oluyor. "Hevasını ilah edinen kimseyi gördün mü? Onun koruyucusu (bekçisi, vekili) sen mi olacaksın?"Furkan/43 İster "hümanizm" adıyla, ister "demokrasi" ideolojisiyle, Batının anlayışı, insanı “ilah” yerine koymaktır, insanı, yani kendi hevasını ilahlaştırmak. Batıda düşünce, inanış, ideoloji ve sistemlerin hepsi hakkında bu yargı geçerlidir bu hüküm, ortak bir değerlendirmedir. Devamı var
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |