Kullara itaatin sınırları
KULLARA İTAATİN SINIRLARI
İbni Abbas (r.a.) dedi ki:
"Nerede ise başınıza gökten azap inecek! Ben sizlere; 'Allah'ın Rasulü şöyle dedi' diyorum, siz ise; 'Ebu Bekir şöyle şöyle söyledi.' diyorsunuz."
Ahmed b. Hanbel (r.a.) diyor ki:
"Hayret ediyorum! Doğru sözü ve kaynağını bilen kişiler Süfyan'ın (falan, filanın) görüşlerini ele alıyorlar. Halbuki, Allah (c.c):
"Rasulün emrine aykırı hareket edenler başlarına bir belanın gelmesinden, yahut kendilerine acıklı bir azap isabet etmesinden sakınsınlar." (Nur: 24/63) buyuruyor.
Burada adı geçen belanın ne olduğunu biliyor musunuz? Bu şirktir. Kişi Rasulullah'ın bir sözünde azıcık tereddüt etse, kalbine şüphe düşse helak olur."
Hatem et-Tai'nin oğlu Adiyy diyor ki:
"Rasulullah (s.a.v.)'ı:
"Onlar, Allah'ı bırakıp hahamlarını, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i Rab edindiler." (Tevbe: 9/31) ayetini okurken duydum ve:
"Biz onlara ibadet etmiyoruz ki" dedim. Rasulullah (s.a.v.):
"Allah'ın helal kıldığını haram, haram kıldığını helal kıldıklarında onlara itaat etmiyor musunuz?" diye sordu. Ben:
"Evet" diye cevap verdim. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"İşte bu onlara ibadet etmektir." (Tirmizi Tefsir: 9, Taberi: 14/210, (61632-61634) Suyuti Durru'l-mensur: 3/230, Beyhaki Sünenü'l-Kübra)
İSTİFADELER
1 - Kullara itaatin sınırlarını aştıklarında insanların şirke düşecekleri bildirilmiştir. Nitekim ehli kitap da ilk önceleri kendi kitap ve peygamberlerine bağlı kimselerdi. İlmi ve içtihadi meselelerde din adamlarına danışır ve onların kitap ve sünnetten bildirdikleri hükümlere itaat ederlerdi. Zamanla bu itaatin sınırını aşarak anlatılanların kendi kitap ve sünnetlerine uygun olmasına önem vermediler. Allah'ın helalini haram, haramını helal kıldıkları halde onlara tabi olmaya devam ettiler. Daha sonraları kitap ve sünnetten o derece uzaklaştılar ki, artık din adamlarının fetvalarına bile ihtiyaç duymayıp hayatlarını düzenleyen kanunları kendileri koymaya başladılar ve birbirlerinin koymuş oldukları kanunlara itaat etmek suretiyle birbirlerine ibadet eder oldular. Ne yazık ki, günümüzde de bunun örneklerine çokça rastlamak mümkündür. Alim zannettikleri kimselere ve şeyhlerine körü körüne bağlanan kimseler onların ağızlarından çıkan her fetvayı adeta Allah ve Rasulü'nün hükmü gibi benimsemekte; onlara bunun doğru olmadığı Kur'an ve sünnetten delillerle ispatlansa da kabul etmemekte, böylece onların hükmünü Allah ve Rasulü'nün hükmüne tercih etmektedirler. Biz bu kimselere sadece Tevbe 31 ayetini ve İbn Abbas'ın sözünü hatırlatmakla yetiniyor ve onların durumuna düşmekten Allah'a sığınıyoruz.
2 - Allah'ın helal kıldığını haram, haram kıldığını helal kılan kimselere itaat etmek onlara ibadet etmektir.
3 - Rasulullah (s.a.v.)'ın hüküm bildirdiği meselelerde alim de olsa hiç kimsenin görüşüne itibar edilmez.
4 - Herhangi bir meselede başvurulması gereken falan alimin yada filan şeyhin sözü değil Rasulullah (s.a.v.)'ın bizzat kendisidir.
5 - Rasulullah (s.a.v.)'ın emrine aykırı hareket eden kimseler gerek dünyada, gerekse ahirette azaba uğratılmakla tehdit edilmişlerdir.
6 - Rasulullah (s.a.v.)'ın herhangi bir hükmünde tereddüt eden veya şüphe eden helak olur.