Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 Arkadaşları:2 Cinsiyet: Yaş:48 Mesaj:
4.079 Konular:
315 Beğenildi:49 Beğendi:0 Takdirleri:149 Takdir Et:
| Cvp: Amel c-Amelin Değeri:
Bir işin (amelin) iyi mi, kötü mü? (salih mi fasit mi?) olduğunun ölçüsü insan kafasına ( hevasına) göre belli olmaz. Farklı kişilere göre farklı ölçüler olabilir. Herkes kendi anlayışına, bilgisine ve içinde yetiştiği toplumun değer yargılarına göre iyi ve kötü ölçüsüne sahip olabilir.
Bir amelin (davranışın) kesin hükmünü ancak yanılmayan, şaşmayan, hata etmeyen, her şeyi bilen İlâhí Kudret bilebilir. O’nun iyi dediği davranışlar iyidir, O’nun kötü dediği ameller kötüdür. Bir başka deyişle, Allah’ın rızasına uyan işler iyidir, O’nun rızasına uymayan davranışlar kötüdür.
Bütün ameller bu ölçüye kıyas edilir. İyi davranışların (salih amellerin) özü, Allah’ın emirlerini en üstün tutmak, O’nun koyduğu ölçülere göre hareket etmek,O’nun hükümlerini hayata hakim kılmak, İslâmın ilkelerini göz önünde bulundurmaktır. Bunlar ibadetler ve güzel ahlâktır.
Allah’ın yasakladığı veya razı olmadığı işleri yapmakta kötü ameldir. Kişi kendi iradesiyle iyi veya kötü amellerden birini seçer, o amelin dünyadaki veya ahiretteki sonucuna razı olur. Allah (cc), insanın kötü amel işlemesini sevmemektedir. Ancak insan dünyada serbesttir. Kendine göre en uygun olanını seçme hakkına sahiptir. Her amelin de mutlaka karşılığı olacaktır.
Ahiret hayatı, insanın dünyada işlediği amellerin hesabının yapılacağı ve bu amellerin karşılığını alacağı gündür. (3 Âli İmran/30. l6 Nahl/111. v.d)
İnsanların işlediği bütün ameller bir ‘kitab’a (amel defterine) kaydolunmaktadır. Ahiret günü bu ‘kitab’ ortaya konacak ve insana hak ettiği ceza veya mükâfat bu amel defterine göre verilecek. (45 Casiye/28-29. 17 İsra/13-14. 18 Kehf/47-49. 82 İnfitar/10-11)
İnsan tarafından ortaya konulmuş olan bütün ameller mutlaka değerlendirilir. İnsanlar tarafından bu amellerin gizlenmesi veya üzerinin örtülmeye çalışılması sonucu değiştirmez. Kim zerre kadar hayır veya şer işlerse karşılığını görecektir. (99 Zilzâl/7-8)
Allah (cc) inkârcılara şöyle sesleniyor:
“Siz amel işleyin (yapacağınızı yapın); Allah, Rasûlü ve mü’minler onu göreceklerdir.” (9 Tevbe/105)
Şu âyet ise bu konuda çarpıcı ölçüyü ortaya koyuyor:
“(Lukman oğluna öğüt vermeye devam ederek dedi ki) : Yavrum, (yaptığın amel) hardal tanesi ağırlığınca bir şey de olsa, bir kayanın içinde, göklerde veya yerde bulunsa Allah onu mutlaka getirir. Çünkü Allah Lâtif’tir (bilgisi her şeye ulaşır), Habir’dir (her şeyden haberdardır).” (31 Lukman/16)
Allah (cc) hiç bir şekilde iman edip ‘salih amel’ işleyenin bu amelini kaybetmez, onun karşılığını mutlaka verir. (18 Kehf/30)
Amellerin salih olup olmaması mü’minin Allah katındaki derecesini belirler. Bütün ameller de niyete göre değer kazanır. Kişi bir ameli hangi niyete göre yaparsa, amelinin sonucu ona göre değerlenir. (Müslim, İmare/155, Hadis no: 1907, 3/1515. Ebu Davud, Talak/11, Hadis no: 2201, 2/262. Buharí, B. Vahy/1, 1/2. Tirmizí, F. Cihad/16. Hadis no: 1647, 4/179. Nesâí, Taharet/60. 1/51)
Müslüman bütün amellerini ‘salih amel’ haline getirebilir. Eğer onun niyeti Allah rızası ise, o yalnızca Allah’ı razı etmek için çaba gösterirse, o işinde yalnızca Allah’ın vereceği karşılığı hesaba katarsa; onun bütün işleri salih amel olabilir. Örneğin, gıda almak beden için bir ihtiyaçtır. Bunu normal olarak karşılamak sıradan bir iştir. Ama müslüman yemeği daha güçlü olup daha iyi ibadet etmek amacıyla yerse, yemek fiili bile ‘salih amel’ olur. Normal bir uyku ihtiyaçtır, ne sevaptır ne de günah. Ancak bir mü’min yatağına yatarken dua ile, Rabbini zikrederek ve nimetlerine şükrederek, ya da gece kalkıp teheccüd namazı kılmaya niyet ederek yatarsa bütün uykusu ‘salih amel’ olabilir.
Bunu tersi de mümkün. Bir kul kendisine sevap kazandıracak bir ameli niyetini bozarak günaha çevirebilir. Mesela, namaz İslâmda en önemli ve yerine getirilmesi zor bir ibadettir. Sevabı da zorluğuna göre çoktur. Namazı Allah rızası için değil de gösteriş (riya) için veya insanlardan bir çıkar elde etmek için kılar gibi görünenler, ‘fasit bir amel’ işlerler, sevap yerine niyetleri iyi olmadığı için günah kazanırlar.
İnsan bir kötü ameli işlediği zaman, Allah (cc) ona işlediği günah kadar ceza verir. Hatta dilerse kulunun böyle günahlarını affeder. (42 Şûra/30, 34) Salih amellerin karşılığı ise, insanın hesap edemeyeceği kadar fazladır. (34 Sebe’/37. 28 Kasas/84)
Peygamberimiz (sav) şöyle dedi:
“Allah (cc) buyuruyor ki; Benim kulum bir hasene (sevap olan bir amel) yapmaya niyet etse de onu yapmasa bile ona karşılık veririm. Onu yaparsa o kuluma on katına kadar sevap yazarım. Bir kötülük (günah) işlemeye niyet eder de yapmazsa, hatasını affederim. Eğer o kötülüğü yaparsa onu misliyle (ceza) olmak üzere yazarım." (Müslim, İman/205, Hadis no: 129, 1/117. Buharí, İman/31, 1/17)
Allah’a kulluk yapmak için yaratılan insanın işlediği amel, onu karanlıktan aydınlığa çıkarır, mutluluğa ve ilâhí muştuya kavuşturur, rızkını bollaştırır, şükür borcunu öder, Allah’ın rahmetinin ve sonsuz nimetlerinin yolunu açar, O’nu razı eder. (19 Meryem/96. 42 Şûra/22-23. 22 Hacc/50. v.d.) Amelin kalitesi aynı zamanda kulun makamını de belirler. Hatta bu ölçü nimetlerin kalite ve derecelerine bile etki eder. (6 En’am/132. 46 Ahkaf/19)
İnsanın karşılaştığı bütün sonuçlar, kendi eliyle işlediği amelin karşılığıdır. Bütün darlıklar, zorluklar, musibetler ve iyi haller insanın elinin kazancıdır. Rabbimiz insana onun kazanmadığı veya hak etmediği bir sonucu, bir çile ve cezayı vermez. Çünkü O kullarına asla zulmetmez. (41 Fussilet/46. 37 Saffât/39. 45 Casiye/15) |