Konu Başlıkları
:
Zayıf ve uydurma hadisler
Tekil Mesaj gösterimi
23Haziran 2011, 19:08
Mesaj No:
1
YaŞuHa
Medineweb Emekdarı
Durumu
:
Medine No
:
13867
Üyelik T.
: 24 Mayıs 2011
Arkadaşları
:6
Cinsiyet:
Yaş:
32
Mesaj :
1.005
Konular:
399
Beğenildi:
31
Beğendi:
5
Takdirleri:53
Takdir Et:
Konu Bu Üyemize Aittir!
Zayıf ve uydurma hadisler
Zayıf ve uydurma hadisler
Zayıf ve uydurma hadisler
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya
Üye Olmak için TIKLAYIN...
]
….
Birincisi Allah c.c’in isim sıfat ve tevhidi hakkında uydurulan hadisler…
Allah c.c’in sıfatları ve isimleri konusunda Rasulullaha isnad eden birçok uydurma hadis vardır…
Rasulullaha soruldu
Allah hangi maddedendir_?
Rasulullah şöyle demiş
Allah akan bir sudandır…
Topraktan ve gökten değildir atlar yarattı ve onları koşturdu
Sonra atlar terledi
Bu terden de kendi nefsini yarattı
Bu uydurma hadis
İbnil cevzinin mevzu hadisler kitabında c: 1 s: 105 nakledilmiştir…
Allah’uteala kuran ayetlerinde ve sahih sünnetlerde kendi sıfatlarını açıklamışken
Bir insanın Allah’ın hangi maddeden olduğu hakkında
Allah c.c a iftirada bulunmasından daha çirkin bir şey olabilir mi_?
Bu uydurmayı Rasulullah asla söylememiştir…
Bunu affetmekten daha çirkin bir davranış olabilir mi_?
Ve bu şekilde insanları aldatmaktan daha kotu bir yol var mı dır_?
Allah bunu uyduranlara lanet etsin…
Zira bunu ne bir müslüman ne şakacı bir insan ve ne de aklı olmayan bir kimse uydura bilir…
Ne diyor bakın hele
Geceleyin beytil makdise giderken cibril beni babam ibrahimin mezarına götürdü ve dedi ki
Ey muhammed burada in ve iki rekat namaz kıl sonra beytil lahm şehrine götürdü ve
Burada dur ve iki rekat namaz kıl çünkü burada kardeşin isa dünyaya geldi dedi
Sonra beni bir kayaya götürdü ve dedi ki buradan Rabbin semaya yükseldi
Bu uydurma ise
İbnil arakin tenzihis şeria kitabında geçmektedir…
İbn il cevzi bu sözü naklettikten sonra şöyle dedi
Bu sözleri uyduran daha çirkin sözler de uydurdu fakat bu sözleri çirkinliği sebebiyle burada zikretmek istemiyorum
Bu sözleri uyduran abdul muneccem ibn idris ve babasıdır…
Dare kutni abdul muneccem ve babasının rivayetleri kabul edilmez demiştir…
Şöyle bir hadis var…
Zor duruma düşerseniz mezarda bulunanlardan yardım isteyiniz:=)
Bu uydurma bir hadistir…
İşte sapıklığın ve saptırmanın en çirkin örneği...
Bu şeriat her kimin olursa olsun mezar veya mezarlıkları ziyaret edip oralarda namaz kılmayı ve yaratanları yüceltmeyi kesinlikle yasaklamıştır…
Bu şeriat mescit uç mescidin dışında hiçbir mescit ve memleketin yüceltilip özellikle ziyaret dilmesini kesinlikle yasaklamıştır…
Yine bu şeriat kaya duvar ağaç tahta yığınları veya bunlar gibi putlaştırılması mümkün bütün varlıkların yüceltilip ziyaret edilmesini de kesinlikle yasaklamıştır…
Hal böyleyken bu tür eski cahiliyet adetlerini üzerlerinden atamayan habis ruhlu şeytan yandaşları
Bu arzularını tatmin edebilmek ve cevreden tepki görmemek bu pis ve reddedilmiş adetleri meşrulaştırmak için
Rasululaha ve bu dine yakışmayan sözler uydurmuşlardır…
Bu sözler kendileri gibi cahil olanların hoşlarına gitmiş ve böylece kısa surede yayılma ortamı bulmuştur…
Günümüzde bu tur uydurmalar genellikle tasavvuf ehli bidatçilerin kitaplarında yaşantılarında ve inançlarında mevcuttur…
Bunların etkilediği cahil halk da maalesef günümüzde hala bu yoldadır ve bunu islam dan sanıp sevap bekleyerek yapmaktadırlar…
Keşke sapık olup sevap yerine günah kazandıkların mükafat yerine azap göreceklerini bilselerdi!!...
Allah c.c şöyle demiş diyor…
Ben gizli bir hazine idim tanınmayı istedim halkı yarattım ve bunların vasıtasıyla tanındım…
İbn teymiyye bu söz hakkında şöyle demiştir…
Bu uydurma mevzu bir hadis olup kesinlikle Rasulullahın sözü değildir…
Bu rivayetin ne sahih ne zayıf hiçbir senedi yoktur…
Zerkasi şöyle dedi
Hafız ibn hacer el askalalani leali kitabında imam suyuti ve başkalarının da ibn teymiye nin görüşünde oldukların zikretmiştir…
Seyh ismail ibn muhammed el acluni kesul hafa adlı kitabında bu hadis hakkında bu rivayet uydurma olmasına rağmen tasavvufçuların kitabında çok geçmektedir…
Ve bu rivayete dayanan temeller kurmuşlardır demiştir… Keşful hafa
Halk arasında hadis olarak yayılan
Kendini bilen Rabbini bilir…
Sözü aslında uydurma bir hadistir…
İmam suyuti bu sözü mevzu hadisler arasında zikretmiştir…
İmam nevevi ve ibn teymiyye bu hadis için uydurma demişlerdir…
Ben gizli bir hazine idim tanınmayı istedim halkı yarattım ve bununla tanındım
Kendini bilen nefsini bilir…
Bu iki uydurma hadis vahdeti vucuta inanan tasavvufçuların temel dayanağıdır…
Vahdetil vucud inancı şöyledir…
Kevnde kainatta sadece Allah vardır…
Yaratılanlar Allah’ın bir görüntüsünden başka bir şey değildir…
Onlara göre kendini bilen Rabbini bilir sözünün manası
Nefsin hakikatini bilen kendinin Allah olduğunu bilir sözüdür…
Çünkü insan yeryüzünde Allahın görüntüsünden bir görüntüdür…
Onların sapık inancına göre Allah yarattığı şeylerde değişik olarak ortaya çıkabilir…
Bu yüzden bazı tarikat şeyhleri
Subhani her türlü noksan sıfatlardan münezzehim...
Bir başkası
Ben o yani Allah o Allah benim
Biz ikimiz bir bedende iki ruhuz
Feriddin attar şöyle demiştir…
Köpek de domuz da ilahımızdan başka bir şey değildir…
Ve Allah kilisedeki papazdan başka bir şey değildir…
Zındıkların uydurduğu bu sözde haklı oldukları tek bir yön vardır…
Oda bizzat kendilerinin birer köpek ve domuz olduklarıdır!!…
Hatta bu hayvanlar bile Alah’a devamlı kulluk ettiklerinden dolayı bunlardan daha üstündürler…
Allah c.c onlardan ve onların uydurmalarından münezzeh ve yücedir…
Bu inanç karanlık ve sapık bir akide olup yahudi ve hristiyanların akidesinden daha da sapık bir akidedir…
Çünkü yahudiler yanlızca uzeyri Allah’a nisbet ederek uzeyr Allah’ın oğludur dediler…
Hristiyanlar ise yalnız isa a.s ı Allah’a nisbet ederek o Allah’ın oğlu ve üçten biridir dediler…
Fakat vahdeti vucuda inananlar Allah’u tealayı tamamen inkar ederek yarattıklarıyla bir tutmuş ve bu sapık düşüncelerine de su uydurma hadisi delil getirmişlerdir…
Ben yerlere ve göklere sığmadım
Fakat mumin kulumun kalbine sığdım
Bu söz gazalinin ihyau ulumiddin adlı kitabında geçmektedir…
Hafız el ıraki bu hadis hakkında
Bu uydurma bir hadistir aslı yoktur demiştir…
İbn teymiyye bu hadis hakkında şöyle demiştir…
Bu israiliyatta geçmekte olup bilinen bir senedi yoktur…
Uydurmadır sapık tasavvufçular bu uydurma hadisi şöyle açıkladılar…
Kainatta sadece Allah’ın var olduğuna inanan kişi Allah’ı bilmiş olur…
İste hakiki mümin olan ve hakikati keşfeden arif budur…
Bu sapık düşünce ehli uydurdukları hadisleri batıl olan akidelerini desteklemek için delil gösterdiler…
Halbuki bu delil olarak gösterdikleri hadislerin herhangi bir sahih senedi yoktur
…
Fakat kendi kitaplarında yazdıkları bu sözler zamanla insanlar arasında yayılarak meşhur olmuştur…
Maalesef günümüzde hala bazı yazar ve hatipler…
Hadis olarak bildikleri sözlerin doğruluk ve sağlamlık derecesini araştırmadan insanlara aktararak uydurma hadislerin insanlar arasında yayılmasına bilerek veya bilmeyerek sebep olmaktadırlar…
İste ehli kitabın dinlerin tahrif etmek için kullandıkları yol da zaten budur…
Allah’a ait olmayan bu sıfatlar insanlar arasında yayıldıkça insanlar artık Allah’ı asıl sıfatlarıyla değil içinde şirk ve kufur bulunan sıfatlarla tanımaya başladılar ve hatta
Allah’a kuran ve sünnetteki asıl sıfatlarını vermekten korkar oldular…
Böyle yapınca günaha gireceklerine inandılar…
İste böylece inançlarını sapık yönde değiştirdiler…
Halk arasında meşhur olan bir başka uydurma hadis ise
Yaşlı kadınların dinine sarılın…
Aliyul kari el esrar el merfua fil ahbaril mevdua da bu hadisi zikrederek şöyle demiştir…
Es sehavi bu hadis için bu hadisin aslı yoktur demiştir…
Zerkesi deylemi bu hadisi ibn ömer den şu lafızla rivayet etmiştir…
Zamanın sonu yaklaşıp ta görüşler ayrılınca kadınların dinine sarılın
Bu hadisin senedine zayıftır demiştir…
Sanani bu hadis için uydurma demiştir…
Bu ve daha önceki hadis
Allah’ın isim ve sıfatlarının kuran ve sünnette geçtiği gibi olmadığını bunların bilinemeyeceğini bu sebeple
Allah’a havale edilmesi gerektiğini sanan sapık görüşlerin delil aldığı hadislerdir…
Onlar bu inancı Rasulullahın tavsiye ettiğini ve aynı zamanda hem sahabelerin hem de ehlisünnetin bu görüşte olduğunu iddia etmişlerdir…
Bu görüşü bu şekilde insanlara aktardılar…
Halbuki bu konuda ehlisünnetin görüşü şudur…
Kuran ve sünnette geçen Allah c.c nun isim ve sıfatları kabul edilip bunların Allah’ın zatına layık olan isim ve sıfatlar olduğuna mahlukata benzetmeyerek ve ortadan kaldırmayarak olduğu gibi iman etmek gerekmektedir…
Akide ve imanlarını kuran dan ve sahih sünnetten almayıp uydurma hadislere dayandıran bu sapıklar…
Öyle bir duruma geldiler ki yeryüzündeki her şeyden menfaat bekler oldular…
Bu inançlarına yine uydurma olan şu hadisi delil gösterdiler…
Kişinin fayda vereceğine inandığı şey bir taş bile olsa o taş kişiye mutlaka fayda verir…
İbn teymiyye bu hadis için uydurma demiştir…
Şeyh aliyul kari ve ibnul kayyım bu hadis için şöyle derler…
Bu hadis uydurma hadistir…
Bu putlara tapan ve tastan menfaat bekleyen putperestlerin sözüdür…
İbn hacer el askalani bu hadis için bu hadis uydurmadır…
Aslı yoktur demiştir…
Buna benzer bir başka hadis de şudur…
Bir kimse herhangi bir şeyin Allah’tan olduğuna ve bunu yaptığında bir sevap kazanacağına inanarak o şeyi yaparsa o şey Allah’tan olmasa bile muhakkak o kişiye fayda verir…
Bu hadisin aslı yoktur ve uydurmadır…
İşte bu ve buna benzer uydurma hadisler…
Şüphesiz ki şirkin kapılarını arına kadar açan hadislerdir…
Çünkü böyle olunca bir şeyin doğruluğuna inanmanın ölçüsü o şeyin fayda vermesi olmuş olur…
Hatta o şey fayda verici olmasa bile
Sırf fayda vereceğine inanılması onu doğru olarak kabul etmeye kafi görülür…
Mesela bir şeyin fayda verdiğine inanılırsa
Bu bir taş bile olsa
Allah subhanehu ve teala o taşın o kimseye fayda vermesini sağlar…
Hatta kişi sapık bir inancın fayda vereceğine inanarak ona bağlansa
Allah o sapık inancı kişiye fayda verici kılar…
Bu ve benzeri inançlar yahudi ve hristiyanlardan kalma adetlerdendir ve
Onlar tarafından bu dine sokulmaya çalışılmıştır…
Onlar filan velinin mezarına gittik de hastamız öyle şifa buldu ya da
Filan kişinin türbesine gittik ve ondan istedik de bizim ihtiyacımızı giderdi
İste bunlar mademki fayda veriyor…
Öyleyse onlara inanmamız gerekir derler…
Ve bu görüşlerine yukarıda bahsedilen uydurma hadisleri delil göstererek insanlar arasında yayılması insanlara yaydılar…
Sonunda insanlar öyle bir hale geldiler ki
Uluhiyette Allah’a şirk koşmaya başladılar…
Halbuki Rasuller insanları özellikle şirkin bu türünden sakındırmak için gelmişlerdi
Bu ve buna benzer hadislerin hepsini burada anlatmamız mümkün değildir…
Bizim buradaki amacımız örnekler vererek insanların Allah c.c nun isim ve sıfatları konusunda uydurulan hadislerin insanların akidelerine ne kadar zarar verdiğini vurgulamaktır…
İkincisi Rasulullah hakkında uydurulan hadisler…
Hadis uyduranlar ve yalancılar Rasulullah hakkında öyle şeyler uydurdular ki
Bu uydurdukları şeyler halis sahih akideye çok büyük darbeler indirdi
Rasulullah in ilk yaratılan mahluk olduğunu nurdan yaratıldığını göklerin ve yerlerin cennet ve cehennemin onun hatırı için yaratıldığını iddia ederek
Rasulullah hakkındaki sağlam inancı tahrif ettiler…
Hatta onlar Rasulullah in dua ederken kendisinin yüzü suyu hürmetine dua edilmesini insanlara emrettiğini haccedildiğinde kendisinin kabrini ziyaret etmeyenlerden yüz çevirdiğini iddia ettiler…
Dahası arşa istiva edenin ve kuranı indirenin bile o olduğunu söyleyebildiler…
Bir başka grup da yemek içmek tipçe cinsel konularda Rasulullaha kötü isnadlarda bulunan öyle hadisler uydurdular ki
Bunlar aslında Rasulullahın getirdiği risaleti ve ona inen vahyi incitmekte küçük göstermekte ve islam düşmanlarının diline alay konusu kılmayı amaçlamaktadır…
İste bu sapıkların bu mesele hakkında uydurmalarıyla ilgili bazı örnekler…
Allah beni nurundan yarattı
Benim nurumdan ebu bekiri ebu bekirin ruhundan ömeri yarattı
Benim ümmetim ise ömerin nurundan yaratılmıştır ömer cennet ehlinin ışığıdır…
Tenzihis seria s: 337 c: 1
Bu hadis aynı kitapta zikredilerek ravisi olarak ebu naim gösterilmiştir…
Fakat ebu naim bu hadis bu hadis hakkında uydurma demiştir…
Zehebi mizan adlı kitabında bu hadis yalandır ve uydurmadır demiş
Bu hadisin senedinde ahmed b. yusuf el mesihi vardır ve yalancıdır demiştir…
Cabir b. abdıllah el ensari ye nisbet edilen şu hadiste
Cabir r.a demiş ki
Rasulullaha sordum ey Allah’ın Rasulu annem babam sana feda olsun
Nebilerden önce Allah subhanehu ve tealanın yarattığı ilk şey nedir_?
Rasulullah
Ey cabir Allah c.c nebilerden önce kendi nurundan ilk olarak benim nurumu yarattı
Bu nurun istediği yerde dolaşmasını diledi
Daha o zaman ne levhi mahfuz ne kalem ne gökler ne yerler ne güneş ne de ay vardı
Benim nurumun birinci cüzünden kalemi ikinci cüzünden levhi mahfuzu üçüncü cüzünden arşı yarattı
Dördüncü cüzünü ise dört küçük cüze ayırarak onun birinci cüzünden arşı taşıyan melekleri ikinci cüzünden kürsüyü üçüncü cüzünden kalan diğer melekleri yarattı ve
Kalan dördüncü cüzü de dört bölüme ayırarak birinci bölümünden gökleri ikinci bölümünden yerleri üçüncü bölümünden cennet ve cehennemi yarattı ve
Dördüncü bölümünü de dört kısma ayırarak birinci kısmından müminlerin gözlerinin nurunu ikinci kısmından Allah’ı bilme olan kalplerin nurunu üçüncü kısmından ise
Müminleri teselli eden tevhidi Leilahe illallah muhammedun Rasulullahı yarattı
Sonra Allah subhanehu ve teala o rasulünün nuruna baktı ve o nurdan ter akmaya başladı
Tam 224. 000 damla aktı
Allah subhanehu ve teala bu damlaların her birinden bir rasul veya bir nebinin nurunu yarattı
Sonra o nebilerin ve rasullerin ruhlarına nefes verdi
Bu nefeslerden de kıyamet gününe kadar gelecek olan velilerin mutlu olacakların şehitlerin ve itaatkarların ruhlarını yarattı
Arş kursi akıl ilim ve imanı bulma nebi ve rasullerin ruhları da hep benim nurumdan yaratılmıştır…
Kıyamette mutlu olacakların ve salihlerin ruhları da benim nurumdan yaratılmış olan nurdan yaratılmıştır…
Sonra Allah subhanehu ve teala yerden ademi yarattı ve dördüncü kısmın nurunu ona verdi
O nur adem öldükten sonra şit a.s a intikal etti
Ve bu şekilde temizden temize ta abdullah b. abtulmuttalibe ulaştı
Sonra annem amineye geçti ve Allah subhanehu ve teala annem amineden beni çıkarttı
Böylece Rasullerin seyyidi nebilerin sonu kahr
amanların lideri kıldı
Bu hadisin baştan sona tamamını naklettim ki
Rasulullaha atılan iftira yalan uydurma saçma sözler daha iyi anlaşılsın…
Bu hadis bazı tasavvufçuların temel dayanağı olmuştur…
Onlar bu ve bunun gibi hadislere dayanarak
Rasulullahın bu kainatın kubbesi ilk var olan varlık ve nurundan bir cüz olduğuna inandılar…
İnsanlara da bu şekilde yaydılar…
Allah c.c onların uydurduklarından yüce ve münezzehtir…
Bütün mahlukların da Rasulullahın nurunun bölümlerinden yaratıldığını iddia etmişlerdir
Tarikatçı olan ibn arabi Allah’ın arşına istiva edenin Rasulullah olduğunu iddia etmiştir…
O şöyle demiştir…
Hiçbir şey yokken ilk önce Allah’ın arşına istiva edecek olan Rahmani muhammedin hakikatı yaratılmıştır…
El futuhatul mekkiyye c: 1 s: 152
İşte bu sapık kitap günümüzde de halen bir çok dile çevrilerek insanların beyinlerini zehirlemektedir…
Bu uydurma yalan olan ve cabir r.a a atfedilen hadis günümüz mutasavvifçılarının dayanak aldığı hadistir…
Bu hadise göre kuranı rasulullah in kendisi gökten indirmiş cibrile yedi gökte vermiş ve sonra yeryüzünde yine cibril den almıştır…
Muhammed osman abdu el burhani tebriatiz zimme fi nashil umme
Günahtan kurtulmaları için ümmete nasihatler adlı kitabında şöyle diyor…
Rasulullah cabir r.a ya
Allah’ın ilk yarattığı şey benim ruhumdur deyince cibril hayret etti
Rasulullah cibril in bu konudaki hayretini görünce cibrile şöyle dedi
Ey cibril kaç yaşındasın_?
Cibril bilmiyorum
Fakat dördüncü perdede bir yıldız vardı her yetmiş bin senede bir defa çıkardı
Ben onu 70 bin defa gördüm Rasulullah ona şöyle dedi
Allah’ın izzetine yemin ediyorum ki o yıldız benim
Sonra Rasulullah cibrile şunu sordu
Vahiy sana nereden geliyor_?
Cibril ben göklerde ve yerlerde dolaşırken bir zil sesi duyarım
Duyunca beytil mamura giderim ve vahyi oradan alıp yeryüzündeki nebi ve rasüllere veririm…
Rasululah ona şimdi beytul mamura ve benim isim ve nesbimi soyumu orada söyle
Cibril hemen hızlı bir şekilde beytul mamura gitti ve
Rasulullah in dediği gibi onun isim ve nesebini söyledi
Muhammed b. abdullah b. abdul muttalib....
Daha önce hiç açılmayan beytul mamurun kapısı ilk defa o zaman açıldı
Ve cibril a.s beytil mamurun içinde Rasulullahı oturmuş olarak gördü
Hayret ederek hızlı bir şekilde yeryüzünde Rasulullahın bulunduğu yere indi
Rasulullahı daha önce cabirle konuşurken bıraktığı yerde gördü
Sonra tekrar beytul mamura döndü
Rasulullahı orada yine oturmuş olarak buldu
Sonra tekrar yeryüzüne indi
Bu sefer de cabir le konuşurken gördü
O zaman cibril cabir r.a ya sordu
Rasulullah yerini hiç ter ketti mi_?
Cabir hayır ey arab kardeş bizim konuştuğumuz mevzu sen bizden ayrıldığın zamandan beri hala bitmedi konuşmaya devam ediyoruz
Cibril o zaman Rasulullaha şöyle dedi
Eğer vahiy senden sana ise niye beni yoruyorsun_?
Rasulullah bu tesri insanlar arasında hüküm vermek için ey kardeşim cibril dedi
Ve sonra Rasulullah şu ayeti okudu
Sana o kuranın vahyi tamamen ulaştırılmazdan önce kuranı okumak için acele etme ve deki
Ey Rabbim ilmimi arttır…
Taha114
İşte bu kitabın yazarı muhammed osman abdu el burhani bu rivayeti naklettikten sonra şöyle devam etti
Bu deliller Rasulullah ın en büyük mucizesi olan kuranın beytul mamurda cibril den önce rasulullahın yanında var olduğunu gösteriyor…
Bu kuran Rasulullahın ahlakıdır…
Aynı kuran da geçtiği gibi
Kişinin ahlakı o kişinin bir parçasıdır…
Dolayısıyla kuran Rasulullahın bir parçasıdır…
Tebriatuz zimme sayfa 100-101
Bu kufur ve zındıklıktan daha büyük bir kufur ve zındıklık yoktur…
Bu saçmalık ve uydurmadan başka bir şey değildir…
Bu kimselerin Rasulullaha nisbet edip delil diye gösterdiği sözler…
Hiçbir hadis kitabında olmayan uydurma ve iftira olan sözlerdir…
Bu uydurma sözler tasavvufçuların kitaplarında geçmektedir…
Bu sebeple bu sözler…
Ancak tasavvuf kitaplarında bulunabilir…
Ve üstelik bunları yazmakla ümmete nasihat verdiklerini iddia ediyorlar…
Aynı muhammed osmanın söylediği gibi...
Daha önce ismini zikrettiğimiz tebriatuz zimme kitabı on sene önce
Mısır da basılmış ve piyasaya çıktığı zaman o günün alimleri bu kitapta bulunan şeylere inanan kişinin kafir olduğunu haber vermişlerdir…
Fakat maalesef bu kitap defalarca basılarak yahudi zihniyetli insanlar tarafından her yere dağıtılmıştır...
Bu batini sahih olmayan akideye inananların dayandığı başka bir uydurma hadis sudur…
Ben nebilerden en önce yaratılanım… ve rasul olarak en son gönderilenim…
Diğer birisi
Adem daha su ile çamur arasında bir haldeyken ben nebi idim…
Bu hadisler hakkında ibn teymiyye uydurma hadis demiştir...
Abdullah ibn Mesud r.a a nispet edilen bir uydurma hadiste şöyle bir olay geçmektedir…
Rasulullah ın yanında Kuran okurken Allah seni Makami Mahmuda göndersin ayetini okuyunca
Rasulullah bu ayetin manasını bana şöyle açıkladı bu Allah beni arş üzerine oturtacak demektir…
Imam Zehebi el ulum kitabinin 55. bu hadis için uydurma hadistir...
Çünkü bu hadisin ravilerinin içinde selemetul ahmar vardır ve bu zat güvenilir değildir demiştir...
Başka bir sirk ve hurafe ehli grup da Rasulullah hakkında şöyle bir iddiada bulunmuştur…
Rasulullah ölmeyip mezarında diri olarak durmakta insanlardan kendisini ziyaret etmelerini istemekte ve insanların Allah tarafında affolunmaları için kendisinin aracı tayin edinilmesinin gerekli olduğunu buyurmaktadır...
Bu inancı desteklemek için uydurdukları hadislerden bir kaçı
Kim bir imkan bulup da beni ziyaret etmezse benden uzaktır…
Kim benim kabrimi ziyaret ederse ben ona kıyamet gününde şefaat ederim…
Kim benim ve ibrahim a.s in kabirlerini ayni senede ziyaret ederse cennete girer...
İbn teymiyye nevevi ve suyuti bu hadis için aslı olmayan uydurma hadislerdir demiştir...
Kim haccedip de benim kabrimi ziyaret etmezse benden uzaklaşmış olur…
İmam sanani bu hadis için uydurma hadis demiştir...
Benim yüzümün suyu hürmeti için Allah’a yalvarın...
Çünkü Allah katında benim çok değerim vardır…
İbn teymiyye bu hadisin uydurma olduğunu ve hiçbir hadis kitabında bulunmadığını söylemiştir...
İşte bu ve buna benzer uydurma hadisler Rasulullah
in mezarını ziyaret etmenin mustehap olduğunu hatta hac farizası gibi farz olduğunu ve oraya gidildiğinde Allah’tan istendiği gibi Rasulullahtan da istenebileceğini iddia edenlerin temel dayanağidır....
Bu uydurma hadislere sarılıp aşağıdaki gibi sahih olan hadisleri terk ettiler...
Ancak uç yeri ziyaret etmek için yolculuk yapılır… Mescidil Haram Mescidin Nebevi ve Mescidil Aksa…
Buhari Müslim
Mesele böyleyken onlar uydurma hadislere dayanarak Medinei Munevvereye Mescidi Nebevi de namaz kılmak için değil de Rasulullahın kabrini ziyaret etmek için gidilmesi ve orada dua edilmesi gerektiğine iman ve iddia ederler…
Halbuki bu ziyaretin amacı Mescidi Nebevi de namaz kılmaktır...
Yoksa Rasulullahın mezarını ziyaret etmek değildir...
Rasulullaha çirkin ve yakışmayan şeyler nisbet edip onu küçültüp alçaltmak niyetiyle hadis uyduran islam düşmanları özellikle yemek ve içmek konusunda sahih hadislere zıt olan bir çok hadis uydurdular…
Bunlardan bazıları
Üzüm ve karpuz ümmetimin ilk baharıdır…
Kim baklayı kabuğu ile beraber yerse Allah onun misli kadar yiyenin vücuduna şifa verir…
Patlıcan her derde devadır...
Patlıcan yenildiği niyete göre fayda verir…
Balık yemek hasedi giderir…
Allah subhanehu ve teala ademi çamurdan yarattı ve dolayısıyla çamurun yenmesini ademin zürriyetine haram kıldı…
Mercimeği yiyin… çünkü o mübarektir… kalbi inceltir… göz yaşlarını arttırır… yetmiş nebi bunun hakkında mübarek olduğunu söylemiştir...
Pirinç adam olsaydı hikmet sahibi olurdu…
Pirinç benden ben pirinçtenim…
Tenzihis seria s: 235- 267
Bunun gibi uydurma saçma Rasulullahın söylemediği ve hiçbir hadis kitabında geçmeyen sırf Rasulullah
e ve bu dine zarar vermek küçük düşürmek ve de eziyet vermek için uydurulmuş sözlerdir...
Bunlar hadis diye bir çok cahil insanların kafalarını bulandırmışlardır...
Üçüncüsü Ali ve ailesi hakkında uydurulan hadisler…
Kiysilerin kendi görüş fikir ve hevalarını destekleyip herhangi bir şeyden pay çıkartmak için uydurdukları hadisler de çoktur...
Tenzihis seria adli kitabin sahibi ebu hasen ali b. ırak şöyle dedi
Bazı hafızlar şöyle dediler…
Yalnız kufe ehlinin ali r.a ve ailesinin fazileti hakkında uydurduğu hadisleri araştırınca 393 binden fazla uydurma hadis olduğunu gördük…
Tenzihis seria
Bunlardan bazı örnekler…
El hatib tarih adlı kitabında şöyle rivayet edilmiştir…
Enes b. Malik den Rasulullah güya şöyle demiştir…
Ben nebilerin sonuncusuyum...
Ey ali! sen de velilerin sonuncususun!
El hatib bu hadis için uydurma hadistir hikayecilerden ömer b. vasil uydurmuştur demiştir...
Ben ve ali nur dan yaratıldık ve arşın sağ tarafında adem a.s in yaratılmasından bin sene önce biz orada idik...
Sonra Allah adem a.s i yarattı ve sonra biz atalarımızın sulbünden sulbüne ta abdulmuttalibin sulbüne gelinceye kadar geçtik…
Allah subhanehu ve teala bizim ismimizi kendi isminden türetmiştir...
Allah’ın ismi Mahmuddur...
Benim ismim ise Muhammeddir...
Allah’ın ismi el Ala ve Aliyyun dur...
Alinin ismi ise Alidir...
Bu hadisi rivayet eden Cafer b. Ahmed b. Ali b. Beyan hadis uyduran yalancı Rafizilerden bir kimsedir...
Kim Ali için o insanların en hayırlısıdır demezse kafir olur...
Bu hadisi rivayet eden Muhammed b. kesir el-kufi yalancı ve güvenilmez bir kişidir...
Ben ilmin şehriyim Ali ise bu şehrin kapısıdır…
Kim ilim tahsil etmek istiyorsa önce kapıya gelsin…
Rasuullah ın Ali r.a ikindi namazını kaçırdığı zaman namazı kaçırmasın diye güneşe tekrar geri dönmesini emrettiği hadis de uydurmadır...
Aliye bakmak ibadettir…
Kuran daki benim ismim ves semsi ve duhaha Alinin kuran daki ismi ise vel kameri iza teleha hasan ve hüseyinin kuran daki isimleri vennahariu iza celleha muaviyenin (ibn umeyyenin ) kuran daki ismi ise velleyli iza yegsaha dır…
İmam zehebi ezzeyl kitabında bu hadisin uydurma ve yalan bir hadis olduğunu söylemiştir...
Ali r.a şöyle demiş
Ben Rasulullahı yıkadım ve göz çukurlarının suyundan içtim…
Bundan dolayı geçmiş ve gelecekteki bütün her şeyin ilmine vakıf oldum…
El fevaid s: 983
Bu da uydurma bir hadistir...
İbn Abbas dan Rasulullaha sordum ki adem a.s in Allah’a söylediği ve Allah’ın da bu sebeple onu affettiği kelimeler hangileridir_?
Rasulullah şöyle cevap verdi
Adem a.s in Allah’a söylediği ve bundan dolayı affolunduğu kelimeler şunlardır…
Muhammedin Ali nin Fatmanın Hasan ve Huseyinin hakki için beni affet... işte bundun dolayı Allah onu affetmiştir...
Tenzihis seria c: 1 s: 395
Bu gibi uydurma hadisler o kadar çoktur ki burada yazmak mümkün değildir...
Bunları uyduranların ve bu inançta olanların müslüman olmadıklarına ve bilakis islam düşmanı olduklarından hiçbir şüphe yoktur...
Bunu buraya aktarmamda ki gayem örnek vermek ve bu gibi hadislerle islamı ve islam ümmetini değişik inançlar ortaya çıkararak parçalamak isteyenlere dikkat çekmektir...
Dördüncüsü Hurafe ve bidatlerin ortaya çıkmasına sebep olan uydurma hadisler…
İnsanların islamın esas hakikatini temellerini ve sağlam akideyi öğrenmemesi için islamla alakası olmayan öyle şeyler uydurulmuştur ki cahiller yüzyıllarca bunlarla oyalamış gerçeğe yönelememişlerdir...
İslam öyle çirkin gösterilmiş ki insanlar uzun zamandan beri gerçek islamdan uzak durmuş ona yaklaşmak istememişlerdir...
Bu konuda çok hadis uydurulmuştur...
Ama bunların hepsini burada zikredemeyeceğim için sadece örnekler vermekle yetineceğim…
Allah c.c birinci semanın meleklerini inek suretinde ikinci semanın meleklerini kartal suretinde üçüncü semanın meleklerini insan suretinde dördüncü semanın meleklerini huril iyn suretinde besinci semadaki melekleri kus suretinde altıncı semadaki melekleri at suretinde yaratmıştır…
Yedinci semadaki melekler ise arşın taşıyıcısı kılmıştır...
Tenzihis seria
Harut ve Marut iki melek idiler...
Yere insan seklinde inmişlerdi...
İnsanlardan bir kadın onları fitneye düşürmüş böylece onunla zina yapmışlar...
Sonra da Allah c.c bu kadını gezegen suretine çevirmiş bu gezegenin ismi de Zehra imiş…
Bu iki melek isledikleri suça karşılık dünya azabını seçmişler...
Tenzihis seria s: 209
Rasulullah s.av e iftira ederek onun şöyle dediğini söylediler…
Allah’ın öyle bir horozu vardır ki onun boynunun altında sarkan kısmı yerde ibiği ise arşın altındadır...
Namaz vakti öter o öttükten sonra gök ve yerlerin horozları öter...
Onlar Ruh ve meleklerin Rabbini teşbih ve takdis ederiz diye öterler...
Tenzihis seria s: 189
Rasulullah a iftira ederek onun şöyle söylediğini söylediler…
Ey muaz! ben seni kitap ehline tebliğ etmen için gönderiyorum…
Eğer gökteki kuyruklu yıldız hakkında sorarlarsa şöyle cevap ver…
O arş altında bulunan yılanın tükürüğüdür... demiş.
Allah c.c güneş için dokuz melek görevlendirdi…
Her gün ona kar atarlar... böyle yapmasaydılar... güneş her şeyi yakardı…
Dünya su üzerinde su ise bir kaya üzerinde kaya ise yunus balığının üzerindedir...
O balığın kenarı arşa dayanır ve ayakları havada olan bir meleğin sırtındadır…
Suheyl adındaki yıldız insanlara zulmederek haraç alan bir insandı...
Sonra Allah c.c onu yıldız şekline cevirdi...
Hurma ağacı adem a.s in yaratıldığı çamurun artan kısmından yaratılmıştır... Tenzisih seria s: 209-210
Allah c.c öyle bir dağ yarattı ki onun ismi Kaftır...
Bütün alemi sarar dağın bir tarafı dünya üzerinde olan kayaya ulaşır…
Allah c.c bir beldede zelzele yapmak isterse dağa emir verir dağda o belde hangi tarafta ise o tarafı sarsar ve bu şekilde zelzele (deprem) meydana gelir…
Dünya bir kaya üzerinde kaya bir boğanın boynuzları üzerindedir…
Boğa kafasını sallayınca yer sallanır ve deprem meydana gelir…
El esrarıl Merfua s :450-45
Bu ve bunun gibi uydurma hadisler o kadar çoktur ki…
Fakat hepsinin tek gayesi vardır… islam akidesini bozmak islamı kötülemek Rasulullah
i küçültmektir...
Beşincisi Kuran hakkında uydurulan hadisler…
Akide konusunda en çok tahribat yapan uydurma hadisler Kuran hakkında söylenen uydurma hadislerdir...
Kıyamete kadar mucizesi baki kalacak ve insanların hayatını düzenleyici sistem olan Kuranı hurafelerden ibaret sadece ölüler için mezarda veya hastalıklar için okunan içinde uydurma hikayeler bulunan bir kitap olarak göstermeye yetmiştir...
Bu konudaki uydurmalara bazı örnekler…
Dediler ki ey Musa! orada zorba bir millet vardır...
Onlar oradan çıkmadıkça biz o yere girmeyiz...
Eğer onlar çıkarsa biz o zaman gireriz…
Maide 22
Bu ayeti şöyle tefsir etmişlerdir…
O beldede yaşayan insanlar öyle kocamanmışlar ki onlardan birinin çenesinin gölgesi Musanın kavminden yetmiş kişi gölgelendirmeye yetermiş…
Musa filistindeki eriha şehrine bu amalıkalar hakkında bilgi edinmek için beni israil den on kişiyi onlara göndermiş…
Bunlar o amalikalilar hakkında öyle şeyler görmüşler ki bu gördüklerinden dolayı onlardan çok korkmuşlar...
Bu on iki kişi bir amalikalinin bostanına girmişler bostan sahibi onları yakalayıp meyve sepetinin içine koymuş kralına götürmüş ve meyvelerle birlikte kralın masasına onları dökmüş…
Şimdi insan ister istemez düşünüyor…
Amalikalilar bu kadar büyük olduğuna göre acaba o zamanki portakalın büyüklüğü ne kadardı_?
Bu gibi saçma sapan uydurma hikayeler maalesef bazı tefsir kitaplarında da geçmektedir...
Allah onlara yaratılışı tam ve düzgün bir çocuk kendilerine verdiği bu çocuk hakkında ona şirk koşmaya başladılar…
Allah onların ortak koştuklarından yücedir...
Araf 190
Sapıklar bu ayetin tefsirinde kast olunanların adem ile havva olduğunu söylediler ve bu suretle Adem ile Havva a.s a şirk isnadında bulundular...
Umulur ki Rabbin seni bir Makamı Mahmda yükseltir…
isra 79
Yine o sapıklara göre Buradaki makamı mahmud dan kasıt Arstır ve Rasulullah arşın üzerinde oturacaktır…
Nuh a.s ın gemisi kabeyi yedi defa tavaf etti…
Makamı ibrahimin arkasında iki rekat kıldı…
Bunu hadis olarak Abdurrahman b. zeyd b. eslem Rasulullah
e isnad ederek rivayet etmiştir...
Hakim ve ebu naim bu hadis için uydurmadır… çünkü Abdurrahman b. eslem mevzu hadisler rivayet eden yalancı ve güvenilmez bir kimsedir demişlerdir...
Bu ayet ve hadisler Tenzihis seria da c: 1 s: 250 de geçmektedir...
Ve onu hz. nuhu tahtaları birbirine perçinlenmiş bir gemiye yerleştirdik...
Kamer 13
Yani bu geminin perçinleri beş çividen ibarettir...
Birinci çivi Rasulullahın ismi ikinci çivi Alinin üçüncü çivi Fatımanın dördüncüsü Hasanın beşincisi de Hüseyinin ismidir...
Rasulullah bu konu hakkında şöyle demiş levhalar geminin tahtaları perçinleri ise biziz...
Biz olmasaydık gemi yürüyemezdi…
Tenzihis seria c: 1, s:249
Bazı tefsir kitaplarında kimi müfessirler kafalarından bir adam uydurarak ona ivaç b. unukit tavil ismini vermiş ve onunla ilgili su uydurma hikayeleri uydurmuşlardır…
Bu adamın boyu 3333 arşınmış...
Nuh a.s bu kişiyi tufanla korkuttuğunda
Nuh a.s’a senin o tabağım kadar olan gemine nasıl bineyim demiş…
Ve tufan koptuğunda sular sadece dizine kadar ulaşmış…
Denize girdiğinde deniz ancak topuk kemiğine kadar gelmiş…
Denizden yunus baliği avlar güneş ışığında pişirip yermiş…
Daha sonra Musa nın askerleri büyüklüğünde bir kaya koparmış bunu Musa nın askerlerine atmak istemiş fakat Allah bunu onun boynuna gerdan gibi dolamış da o kayayı atamamış…
İbn Kayyım bu rivayet hakkında bu ve bunun gibi rivayetler Rasullerle ve islam diniyle alay etmek için uydurulmuş şeylerdir…
Bunlar zındıkların işleridir demistir...
El esraril merfua s: 484
İbrahim a.s nemrut tarafından ateşe konulduğun da ateşten korunmak için Allah’a dua etmemiş Cibril ona gelip ne istediğini sorunca da ona şöyle demiş
O benim halimi nasıl olsa biliyor ondan bir şey istemem gerekmez...
Tenzihis seria c: 1 s: 420
İblis ve zürriyeti size düşman olduğu halde onları dost mu ediniyorsunuz_?
Kehf 50
Bu ayetin tefsirinde şöyle bir uydurma rivayet vardır…
Rasulullah iblis hakkında şöyle demiş
Ben şimdi iblisin kendi kuyruğunu kendi duburune sokup yedi yumurta çıkarttığını görüyorum...
Her yumurtadan kendine bir çocuk doğuruyor…
Birinci yumurtadan çıkan fakihlerle ilgileniyor onlara ilmi unutturuyor ve devamlı abdest aldırıyor...
İkinci yumurtadan çıkan insanların mescidde uyumalarını sağlıyor…
Üçüncü yumurtadan çıkan ise pazarlardaki insanlarla ilgileniyor...
Tenzihis seria c: 1 s: 250
Hafız ibn Hacer bu rivayet hakkında şöyle dedi… Bu apaçık bir uydurmadır…
Süleyman a.s zamanında konuşan karınca köpek büyüklüğündeydi…
Bir adam varmış…
İsmi hama b. el heym b. lakays b. iblismiş…
Yeryüzünde ifsad edici birisiydi…
Sonra tevbe etti...
Bu adam nuh hud salih musa isa ve sonra da Muhammed zamanında yasamıştır…
Bu adam Muhammed a.s öldüğü halde ölmemiş yasamaktadır…
Tenzihis seria s: 239
Miraç hakkında ibn Abbasa nisbet eden ve sahih olmayan uydurma hadisler de vardır...
İbn Merdivih tefsirinde ibn Abbasa senedle semanın sıfatlarını anlatmıştır…
Birinci sema dumandan ikinci sema demirden üçüncü sema bakırdan dördüncü sema gümüşten v.s...
Bir de daha sapık bir başka grup Kurandaki adem a.s kıssasını ebcet (ebcet hevves hutti kelimun) hesaplarıyla tefsir etmişlerdir...
Her şeyin bir sebebi vardır... Ama herkes bu sebepleri bilemez…
Ebcet hakkında ilginç bir olay anlatılmıştır...
Ebcet Allah’a itaat etmeyip yasak olan ağaçtan yemiş…
Hutti de bütün günahları affetmek anlamındaymış
Kelimun ise ağaçtan yedi...
Sonra Allah onun tevbesini kabul etti anlamındaymış…
Ebcet hesabıyla Kuranı tefsir etmek büyük bir bidat ve sapıklıktır…
Hatta tarih boyunca Melek ve rasulerin bile bilemediği ancak Allah c.c in bildiği kıyametin vaktini ebcet hesabıyla tayin eden kimselerin çıktığı da görülmüştür…
Bu rivayet ibn Ceririn taberi tefsirinde geçmektedir...
Çok uydurma bir rivayettir...
Zaten ibn Cerir taberi bu uydurma rivayetleri insanlar ögrensin ve çekinsinler diye kitabında zikretmiştir...
Yoksa sahih olduğundan değil!!...
Zaten ibn Cerir sakınsınlar diye sapık rivayetleri böyle önemli bir kitapta almasaydı daha iyi olurdu…
Çünkü cahil kimseler bunlarda hakikatten bir pay olduğunu zannedebilirler...
Maalesef tefsir kitaplarının çoğunda böyle hurafe uydurma sahih olmayan zayıf rivayetler geçmektedir…
Hatta bir tefsir kitabı hakkında alimler şöyle demişlerdir… Tefsir dışında her şey vardır...
Bu zayıf uydurma hurafe olan hikayelerin tefsir kitaplarında geçmesi ve müfessirlerin bu hikayeleri gerekli araştırmaları yapmadan nakletmeleri islama büyük bir zarar vermiştir...
Cahillerin gözünde Kuranı bir hayat sistemi olmaktan uzaklaştırıp bir masal kitabi haline getirmişler...
Hatta hadis uyduranlar öyle şeyler uydurdular ki Kuranın her şey için olduğunu iddia ettiler...
Bu konuda şöyle uydurma bir rivayet vardır…
Kurandan dilediğiniz yerden dilediğiniz şeyi alin fayda verir…
Bu rivayet batıl ve uydurma bir rivayettir...
Tasavvufçular bunun gibi rivayetlere dayanarak Kuranın her ayetinin bir hastalığa şifa olarak indiğini söylemişlerdir…
Mesela
Gece ve gündüzde sakin olan her şey onundur...
ayetini baş ağrısı için
Enam 13
Dağlar hakkında sorar Allah onu dümdüz yapacak…
Taha 105
ayetini bacak şişmesi ve romatizma için…
Her hamile taşıdığı çocuğu doğurur...
Hac 2
ayetini doğum yapacak fakat doğumu zor olan kadın için şifa verdiğini ve bunların da tecrübeyle sabit olduğunu her insana anlatırlar…
Üstelik sözlerini desteklemek için şöyle derler…
Zaten Rasulullah
de Kurandan dilediğinizi alın size fayda verir demiştir...
Şüphesiz Kuranın ayetleri bu şekilde tefsir edilerek menfaatperestler tarafından bir gelir kaynağı olarak kullanılmıştır...
Sonunda Kuran bir hayat sistemi bir hidayet kitabi olma özelliğinden uzaklaştırılıp alay oyun insanlardan mal kazanmak ve müslümanların akidesini bozmak için kullanılan bir kitap haline getirilmiştir…
Sözlerini nassın ışığında yeniden gözden geçirmek olgunluğunu başaranlara selam olsun…
Konu Sahibi
YaŞuHa
'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu
Forum
Son Mesaj Yazan
Cevaplar
Okunma
Son Mesaj Tarihi
Aile Edep demekti
Şiirler ve Şairler
YaŞuHa
2
2360
04 Mayıs 2014
20:47
Kardeşimize dua lütfen
Dua Bölümü
MusabBinumeyr
4
2608
04 Aralık 2013
18:38
Kilonuz mu Var? Sorun Değil Artık/Medineweb
Diyet
gün ışığı
4
3121
27 Kasım 2013
20:45
Üzüm Çekirdeği Mucizesi
Sağlık
YaŞuHa
2
2594
27 Kasım 2013
20:34
Peki Anne senin yüregini kim sogutacak?
Makale ve Köşe Yazıları
Hâdimul İslam
7
3433
26 Kasım 2013
19:23
YaŞuHa
Açık Profil bilgileri
YaŞuHa 'e özel mesaj gönder.
YaŞuHa - Daha fazla Mesajını bul