Sevgi Yoksunluğu Büyüme Hormonunu Engelliyor
Çocuklar için en önemli büyüme hormonu SEVGİ’dir. Ne kadar iyi beslenirse beslensin; anne ve babası çocuğa ilgi göstermiyorsa, zaman ayırmıyor veya sürekli tartışıyorsa ya da boşanma aşamasındaysa, çocuğun büyümesinin yavaşladığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Böyle bir çocuk uyuyamıyor ya da yemeği reddetmeye başlıyor. Tıp dilinde bu duruma ‘SEVGİ YOKSUNLUĞU SENDROMU’ ya da ‘PSİKOSOSYAL CÜCELİK’ deniyor.
Bu durum çocukta olan sevgi yoksunluğunun sadece bir sonucudur. Bunun dışında ileriki yaşlarda daha büyük sorunlara ve manevi problemlere yol açabilir.
Yuvada büyüyen çocuklarda da ilgisizlik ve şefkat yoksunluğu yüzünden, boy kısalığı çok sık rastlanan bir durum. Bu çocukların psikolojileri düzeldiğinde anında uzamaya başlıyorlar. Yuvadaki çocuk hastaneye geldiğinde, ilgi görüp, iyi beslendiğinde, hemen büyümeye başlıyor. Çocuklar için sevgi de büyüme hormonu gibi bir şey !
Uzmanların verdiği bilgiye göre; büyüme hastalığı olan psikososyal kısa boy 2-15 yaş arasındaki çocuklarda görülüyor. Hastalığın en önemli belirtileri, boy ve kilo alımında yaşanan duraksama. Bunda şiddet, kötü muamele, sevgi yoksunluğu önemli rol oynuyor. Bu çocuklar, bu hormonlara cevap vermiyor. Çocuklarda yeterli beslenme olmasına rağmen büyüme gerçekleşmiyor, sindirim sistemi problemleri de dikkat çekiyor. Bu olayların sonucu olarak stres hormonları olan ‘epinefrin’ ve ‘norepinefrin’ artış gösteriyor. Bunun tedavisi ise öncelikle sevgi ve psikolojik ortamın düzeltilmesinden geçiyor.
Özellikle eşlerin evdeki kavgalarının çocuklarda büyüme hormonunun az salgılanmasına yol açmakta. Sağlıklı büyümek için çocuğun psikososyal ortamı son derece önemli. Psikososyal yoksunluk veya psikososyal boy kısalığı diye adlandırılabilen bu durum, anne-babadan uzak yaşayan veya ebeveynlerinde psikolojik rahatsızlık olan çocuklarda görülüyor. Ayrıca evde sık sık kavga ediliyorsa, çocuk anne-babadan sevgi göremiyorsa, bu da büyüme hormonunu etkiliyor. Bu durumun merkezi sinir sistemi ve hipofiz bezi etkileşimi ile ilgili olduğunu ve bu çocuklarda büyüme hormonunun yetersiz salgılandığı bilimsel olarak ortaya konmuştur. Çocuklar şefkat görebildikleri bir ortama yerleştiklerinde veya stres ortadan kalktığında hem büyümenin hızlandığı hem de büyüme hormonu salgısının düzeldiği tespit ediliyor.
Bu arada uzmanlar, sevgi fazlalığının da nötr olduğunu ve boyun uzamasını sağlamayacağını kaydediyor. Hatta tersine, çocuğa gösterilmeyen sevgi kadar, gösterilen aşırı sevgi de çocuğun mental (zihinsel) gelişimini etkiler. Çocuğa gösterilen aşırı sevgi onun yetişkinlik çağında zorluk yaşamasına neden olur. Çocuk yetişkinlik çağında hem iş çevresinde hem sosyal çevresinde her zaman her şeyin iyisini isteyen, her istediğinin hemen olmasını bekleyen, paylaşıma kapalı, bencil bir birey haline gelir.
Sevgi dengesini sağlamak anne ve babalara düşen en önemli ve zor bir görevdir. Ancak özellikle 0- 4 yaş grubundaki çocuklarla konuşurken tensel temas ve göz temasından kaçınmamak, çocuğa bir büyük bireymiş gibi onun anlayabileceği dilde açıklama yapmak, sorularına cevap vermek, bilgi vermek son derece önemlidir. Her ne olursa olsun onu dinlemek, anlattıklarına tepki vermek, gerekirse tavsiyelerde bulunmak gerekir.
Bunları yaparken çocuklara gülen gözlerlerle bakmayı unutmamak lazım. Çocuklara günde sadece onların olacağı en az 1 saat ayırmayı ihmal etmeyelim lütfen…
—
“Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı korku duyanların, (vasiyetleri altında olanlar için de) içleri ürpertiyle titresin. Allah’tan korksunlar ve onlara doğru söz söylesinler.” [Nisa Suresi, 9.ayet]
Hadis: “Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermiş olamaz”