İttihat, Entegrasyon, Barış ve Al-i İmran 103..
Ve hepiniz, Allah'ın ipine sımsıkı tutunun, fırkalara ayrılmayın! Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki ni'metini hatırlayın; siz (birbirinize) düşman olmuştunuz. Sonra sizin kalplerinizin arasını birleştirdi, böylece O'nun (Allah'ın) nimeti ile kardeşler oldunuz. Ve siz ateşten bir çukurun kenarında iken sizi ondan kurtardı. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklıyor. Umulur ki böylece siz hidayete erersiniz. (Al-İ İMRAN 103)
İslam dininin gelişinden itibaren 1400 yıllık sürece baktığımızda toplumların refahta oldukları dönem onların kabileler/mezhepler arası ittihatı gerçekleştirdiği döneme tekabül eder.Bunun gerçekleşmeside Kuranla ne derece haşır neşir olup ne derece emirlerini yerine getirdiğimizle doğrudan bağlantılıdır. Gerçek şu ki Kendi içimizde kürd sorunu dahil bir çok coğrafi sorunda bölge ülkeler arsında bu ayeti referans alıp entegrasyonu sağlamak hepimizi refaha yükseltecektir.
Evet,
Coğrafyamız özellikle son dönemlerde kan ağlamaktadır. Ama bu acılar doğum sancısı gibi güzel bir doğumun müjdesidir. Batı kendi varlığını işlediği cinayetlere borçludur ve son yaşadığı ekonomik bunalımlar sonlarının geldiğinin habercisidir.
Artık birilerinin çıkıp bölge üzerinden siyaset yapan bu frenklere dur demeliydi. Ak partinin şu anki siyasetide bu siyasettir ve elini vicdanına koyan herkesin memnuniyetle karşılayacağı türdendir.
Sn.Ahmet Davutoğlunun "stratejik derinlik" isimli harika bir kitabı mevcut. bu kitap yurtdışındaki bir çok üniversitede de ders kitabı olarak okutulmaktadır. Bilindiği üzere Ahmet Davutoğlu, dışişleri bakanı olmadan önce başdanışmandı ve gerek ülke içi gerekse ülke dışı bir çok problemin çözümünde kendisinin büyük katkıları olmuştur.
Stratejik derinlik adlı kitabının bir bölümünü paylaşarak Türkiyenin kıtalararası nasıl bir strateji çizdiğine örnek olabiliecek cümleleri hep beraber okuyalım:
""Türkiye'nin dış politikasında en ciddi ihmale uğramış kıta bağlantısı Afrika'dır. Nasıl ki Afrika ile hiç bir doğrudan bağlantısı olmayan Japonya'nın küresel ekonomik etkinliğinde Afrika pazarının da ciddi bir payı olmuşsa, küresel etkinliğini artırma hedefini gözetecek bir Türkiye'nin de uluslararası ekonomi-politik rekabetteki önemli havzaları yakından takip etmesi gerekmektedir. İlk safhada özellikle kültürel ve ekonomik alanda yoğunlaşacak yeni bir Afrika açılımı için herşeyden önce dış politika yapım psikolojisinde bir yenilenme yaşanmak zorundadır."
Evet bu sadece Afrika örneği ki Afrika bilindiği üzere ekonomik alanda dünyanın en önemli altın, pırlanta rezervleri bulunan zengin yeraltı kaynaklarına sahip bir coğrafyadır ama gelin görünki batının emperyal politikaları neticesinde çok iyi yeraltı kaynaklarına sahip olmasına rağmen bunu değerlendirememekte ve açlıkla savaşmaktadır. Kitaptada belirtildiği üzere emperyalizmin kucağında inleyen bu halkla ilgili çözüm önerileri sunup bunların çözümüne adım atmak ülke adına gerçekten sevindirici bir durumdur.
Aynı konu filistin meselesinde BM in raporunun açıklanması ardındanda kendini göstermektedir.
Obama 67 sınırlarına geri dönme konusunu telaffuz ederken Eylül/Ekim aylarında başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurulacağından bahsediliyordu ve anlaşılan o ki BM oylamasında büyük çoğunluk Filistin lehine oy kullanacak..Bunda etken Hamas ile El fetihin yaptığı kendi içindeki barış anlaşmalarıdır ve bu ayetin uygulanmasının ne kadar önemli olduğunu göstererek bizlere umut aşılamaktadır.
Gelelim iç politikaya,
Aynı stratejinin Kürd açılımı konusundada gerçekleşmesini bekliyorduk ama gerek iç gerekse dış faktörlerin etkisi neticesinde uygulama ne yazıkki istediğimiz biçimde gerçekleşemedi.
Evet, emperyalistlerin ortadoğuda şuan bulunan mevcut sınırları çizerken Kürd halkının yaşadığı topraklarada Kürdistan Cumhuriyeti diyebilirdi. yada parçalanan bu toprakları 4 ülkeden (ırak, suriye, iran, türkiye) birine verebilirlerdi ama bunu yapmadılar..
Farklı bir yöntemi tercih ettiler. Neydi o yöntem? kürdlerin yaşadığı bu toprakları 4 ülkeye bölerek bu ülkelerdeki olası arap/fars/türk milliyetçiliğine karşı onları istedikleri gibi yönlendirmek ve çıkan iç çatışmalarıda kendi lehine çevirmek ..
başarılı oldular mı evet şuan gelinen sonuç bu konuda başarılı olduklarını gösteriyor.
Ama biz elimizdeki kuranı ölülerin arkasından okunan bir kitap, anlamayıp uygulamayıp papağanlıktan öte gitmeyen ritüelleri bir tarafa bırakarak hayata empoze edecek bir kitap haline getirirsek işte bu emperyalistlerin oyununa karşı uyanık olup bunlara set çekmiş oluruz.
Ve bu al-i imran 103 ayeti ısrarla gayrimüslimlerin desiselerine karşı uyanık olmak gerekitğini vurgular.
Aklı olan her müslüman her türlü etnik milliyetçiliğine karşı tavrını koyar.
Ortadoğu yüzyıllardır gerek dini gerek örfi açıdan beraber varlığını sürdürmüştür bu ayeti uygulayarak aramızdaki suni sınırların kalkması için çaba göstermeliyiz. yoksa yenilen taraf yine biz oluruz.
Merve Demir
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
15.09.2011