Durumu: Medine No : 127 Üyelik T.:
10 Eylül 2007 Arkadaşları:4 Cinsiyet: Memleket:ankara Yaş:32 Mesaj:
1.805 Konular:
527 Beğenildi:30 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Allah 'ın Peygamber Efendimiz dışında vahyettikleri Allah 'ın Peygamber Efendimiz dışında vahyettikleri 1-Havarilere
5/MA İDE-111: Ve iz evhaytu ilel havâriyyîne en âminû bî ve bi resûlî, kâlû âmennâ veşhed bi ennenâ muslimûn(muslimûne).
Havarilere: "Bana ve resûlüme îmân edin." diye vahyetti ğim zaman, onlar da “Îmân ettik, bizim (Allah’a) teslim olduğumuza şahit ol.” demişlerdi. 2-Yere, Göklere, Dağlara 99/ZİLZAL-5: Bi enne rabbeke ehvâlehâ.
Çünkü; Rabbin, yere vahyetti. 3-Arıya 16/NAHL-68: Ve evhâ rabbuke ilen nahli enittehızî minel cibâli buyûten ve mineş şeceri ve mimmâ ya’rişûn(ya’rişûne).
Ve senin Rabbin, balar ısına, dağlardan, ağaçlardan ve onların (insanların) kurdukları çardaklardan, evler (kovanlar) edinmelerini vahyetti. 4-Hazreti MUSA nın annesine 20/TAHA-38-39: İz evhaynâ ilâ ummike mâ yûhâ. Enıkzifîhi fît tâbûti fakzifîhi fîl yemmi felyulkıhil yemmu bis sâhıli ye’huzhu aduvvun lî ve aduvvun leh(lehu), ve elkaytu aleyke mehabbeten minnî ve li tusnea alâ aynî.
Vahyedilecek şeyi annene vahyetmiştik. Onu sandığa koymasını, sonra onu denize (Nil nehrine) bırakmasını (vahyetmiştik). Böylece deniz, onu sahile atsın, Benim ve onun düşmanı, onu alsın. Ve gözümün önünde (korumam altında) yetiştirilmen için sana, Kendimden muhabbet (sevgi) verdim. 28/KASAS-7: Ve evhaynâ ilâ ummi mûsâ en erdıîh(erdıîhi), fe izâ hıfti aleyhi fe elkîhi fîl yemmi ve lâ tehâfî ve lâ tahzenî, innâ râddûhu ileyki ve câılûhu minel murselîn(murselîne).
Ve Musa (A.S)’ ın annesine şöyle vahyettik: “Onu emzirmesini ve onun için korktuğu zaman onu nehre atmasını (bırakmasını). Ve sen korkma, mahzun olma (üzülme). Muhakkak ki Biz, onu sana döndüreceğiz. Ve onu mürselinlerden (resûllerden) kılacağız.” 5-Hazret-i Meryem e 3/AL-İ İMRAN-47: Kâlet rabbi ennâ yekûnu lî veledun ve lem yemsesnî beşer(beşerun), kâle kezâlikillâhu yahluku mâ yeşâ’(yeşâu) izâ kadâ emren fe innemâ yekûlu lehu kun fe yekûn(yekûnu). (Bunun üzerine Hz. Meryem) dedi ki: "Rabbim bana bir insan dokunmamışken nasıl çocuğum olur?" Allah da ona: "Öyledir. (Ama) Allah, dilediği şeyi yaratır." buyurdu. (Melekler de ona dediler ki): "Bir emrin yerine getirilmesini (emri kaza etmeyi) istediği zaman ona "ol" der, o da olur." 19/MERYEM-22: Fe hamelethu fentebezet bihî mekânen kasıyyâ(kasıyyen).
Böylece ona hamile kald ı. Bundan sonra onunla uzak bir mekâna (yere) çekildi. 19/MERYEM-23: Fe ecâehel mehâdû ilâ ciz’ın nahleh(nahleti), kâlet yâ leytenî mittu kable hâzâ ve kuntu nesyen mensiyyâ(mensiyyen). Doğum sancısı onu, bir hurma ağacının gövdesine (sığınmaya) mecbur etti. “Keşke ben bundan önce ölseydim, unutularak unutulmuşların (arasına karışsaydım).” dedi. 19/MERYEM-24: Fe nâdâhâ min tahtihâ ellâ tahzenî kad ceale rabbuki tahteki seriyyâ(seriyyen). O zaman onun (Hz. Meryem’in) alt yanından, ona mahzun olma (üzülme) diye bir nida (geldi): “Rabbin, senin alt yanından bir su yolu kıldı (oluşturdu).” 19/MERYEM-25: Ve huzzî ileyki bi ciz’ın nahleti tusâkıt aleyki rutaben ceniyyâ(ceniyyen).
Ve hurma ağacının gövdesini üzerine silkele. Taze hurmalar senin üzerine düşsün, (orada) toplansın. 19/MERYEM-26: Fe kulî veşrebî ve karrî aynâ(aynen), fe immâ terayinne minel beşeri ehaden fe kûlî innî nezertu lir rahmâni savmen fe len ukellimel yevme insiyyâ(insiyyen). Artık ye ve iç, gözün aydın olsun! Bundan sonra eğer beşerden bir kimseyi görürsen, o zaman (ona şöyle) söyle: “Muhakkak ki ben, Rahmân’a (konuşmama) orucu nezrettim (adadım). Bu sebeple bugün bir insanla asla konuşmayacağım.” 6-Hazreti Zekeriya nın cami halkına vahyetmesi 19/MERYEM-11: Fe harece alâ kavmihî minel mihrâbi fe evhâ ileyhim en sebbihû bukreten ve aşiyyâ(aşiyyen).
Bundan sonra mihraptan kavmine (kavminin karşısına) çıktı. Böylece onlara, (Allah’ı) sabah akşam tesbih etmelerini vahyetti (konuşmadan, iç sesi ile duyurdu). 7-Şeytanın Vahyetmesi
6/EN'AM-121: Ve lâ te’kulû mimmâ lem yuzkerismullâhî aleyhi ve innehu le fısk(fıskun), ve inneş şeyâtîne le yûhûne ilâ evliyâihim li yucâdilûkum ve in eta’tumûhum innekum le muşrikûn(muşrikûne).
Ve üzerine Allah’ın ismi anılmayan şeylerden yemeyin. Ve muhakkak ki; o fısktır. Ve şeytanlar, mutlaka sizinle mücâdele etmeleri için dostlarına vahyederler. Ve şâyet onlara itaat ederseniz (uyarsanız), mutlaka siz müşrikler olursunuz. 8-Aranızdan bir Erkeğe Vahyetmesi 7/A'RAF-63: E ve acibtum en câekum zikrun min rabbikum alâ raculin minkum li yunzirekum ve li tettekû ve leallekum turhamûn(turhamûne). Sizi uyarması ve takva sahibi olmanız için, içinizden bir adama, Rabbinizden bir zikrin gelmesine mi şaşırdınız? Ve böylece rahmet olunursunuz. 10/YUNUS-2: E kâne linnâsi aceben en evhaynâ ilâ reculin minhum en enzirin nâse ve beşşirillezîne âmenû enne lehum kademe sıdkın inde rabbihim, kâlel kâfirûne inne hâzâ le sâhırun mubîn(mubînun).
Onlardan bir adama; insanları uyarması, âmenû olanları (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler) müjdelemesi için vahyetmemiz insanlara acaip (garip) mi geldi? Muhakkak ki; onlar için Rab’lerinin yanında (katında) sıddîkler makamı vardır. Kâfirler şöyle der: “Muhakkak ki; bu, mutlaka apaçık bir sihirbazdır.”
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! |