Allah ile dostluk nasıl kurulur?
Allah Hak yolunda olan yazarlarımıza yardım etsin, istedikleri hedefe doğru koşmalarını nasib etsin. AMİN.
Ben bu mektubu yazarken kazanmak veya yarışma düşüncesi ile yazmadım. Böyle bir iddiam yok.
Genelde her şeyin maddileştiği, kabuğa önem verildiği, özlerin kaybolmaya yüz tuttuğu bir dönemde çok ufak da olsa bazı ayrıntılara değineceğim.
Elbette böyle ciddi ve kutsal bir konuda yazmak beni ve benim gibileri aşar. Çünkü yazmak için yaşamış olmak veya ilim öğrenmiş olmak gerekir. Takdir edersiniz ki, satırlara kitaplara sığmayacak kadar hikmetli ve geniş bir konu.
Ben inandığım ve çok az da olsa yaşamaya çalıştığım konulara değineceğim.
Her şeyden evvel iyi niyet, samimi bir kalb, karşılık beklemeden hizmet etmek, sevmek, sadece Allah Hakk’ın rızasını gözeterek ve onun için vermek ve ilim gerek.
Hangi konumda olursan ol, ister yolcu, ister hancı ol, fakir, zengin, ev sahibi, kiracı, öz, üvey, oğul, kız, gelin, peder, kayınvalide farketmez. Bütün sermayemiz olan ebedi bir hayatı kazanmak için bize verilen şu fani dünyadaki misafirliğimizi imtahan süresini iyi değerlendirmemiz gerekir.
Deyim yerindeyse bize verilen kısacık hayatın rolünü iyi oynamamız gerekir. Bulunduğumuz durumu en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekir. Nerede olursak olalım mutlaka birisine iyilik etmemiz için fırsat vardır.
Bir yazar diyor ki; yokken veremeyen varken hiç veremez. Çok yerinde bir söz, herkesin muhakkak infak edeceği bir şey vardır yeter ki istesin. Sende en iyi ne ise dostuna onu ver (yanılmıyorsam Hadis-i fierif)
Hz. Mevlana’nın bir sözü var: Birisine iyilik etmek istediğin zaman acele et, nefsin seni caydırmadan.
Bir yakınımdan benim olan bir şeyi istedim hediye etmek için. Ona sordum ki hangisini versem birisi daha iyiydi. Bana verdiği cevaptan çok etkilenmişdim, hem de utanmışdım da. Kararlı bir sesle cennette hangisini kullanmak istiyorsan onu ver, dedi.
Paylaşmak ne güzeldir. Hasan Basri (k.s.) der ki: Ben verdiğim yemeğin lezzetini alırım.
Paylaşmalıyız varlığı, yokluğu, derdi, sevinci, sevgiyi. Dertler paylaşıldıkça eksilir. Sevinçler, sevgiler paylaşıldıkça artar.
Ne zaman pişirdiğim yemekten birisine vermek isteyip de vazgeçsem mutlaka birazı çöpe gider. Vermekle eksilmez. Komşular arasında muhabbet, sevgi artar.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hediyeleşiniz, hediyeleşmek sevgiyi artırır, buyurmuştur.
Senin kazanmanla veya almanla acaba senin mi sana mı harcamak kullanmak kısmet olacak. Hiç düşünmediğin birisine kısmet olabilir.
Seninde bir ihtiyacın hiç ummadığın bir yerden gelebilir. Mülk sahibi Allah’tır, taksim eden de odur. İyi niyet, samimiyet, cömertlik, yardım etmek sırf Allah (c.c.) rızası için karşılığında birşey beklemeden yapmak. Çıkara dayanan ilişkiler dostluklar uzun sürmez, dostca bitmez.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurmuş ki:
Cebrail (a.s.) komşu hakkında bana o kadar tenbih de bulundu ki komşuyu komşuya mirascı kılacak sandım.
A.Geylani Hz. buyuruyor ki bir sözünde: Yakınında yardıma muhtac biri varsa onu ganimet bil. Senin kurtuluşuna sebep olabilir.
Hiçbir şey duadan daha kıymetli olamaz. Zahirde kaybediyor görünsende kazanacağına inan. ALLAH mazlumların, iyilerin yanındadır.
Hz. Ali (r.a.) diyor ki: Bir defa zalim olmaktan bin defa mazlum olmak iyidir.
Hastalığa sabret şartlar nasıl olursa olsun. Yoktan vareden varı elbette düzeltmeye muktedirdir. Rahatlık gaflet getirir. Bir musibet bin nasihate bedeldir misali. Hastalık insanı eğitir, acizliğini hiçliğini anlar, dünyanın faniliğini geçici olduğunu daha iyi kavrar, ona göre hayatını düzenlemeye çalışır. Hakk’a hakkıyla kul olmaya azmeder.
Bazı hastalıklara dayanmak sabretmek öylesine zordur ki yaşayan bilir. Ama unutmamalı ki ne kadar ağır olursa olsun mutlaka geçicidir. Hem Hz. Eyyub’u yeniden yaratan, Seni de elbette yeniden inşa edebilir.
Derdin varsa bil ganimet
Olacak günahlarına kefaret
Hak sevdiği kula derdi verirmiş
Mükafatın büyük sabredersen şayet
Dert çekmeyen bilmez hayat kıymetin
Yüzer içinde gönlü gafletin
O çok eksiktir insanlıktan yana
Farkında değildir Hakk’ın rahmetin
Üç günlük dünyayı amaç edinme
Onu hakka giden bir yol bil
Sonsuz hayat için her an hazırlan
Olursun belki de Hakka dost kul.
Sarp yokuş yollar, dikenli çıkmaz sokaklar, sevdiklerimizden gelen darbeler, ömrünü hizmetle geçirdiğin kişilerin zulümleri seni ümitsizliğe sevketmesin. Bilmez misin ki halkın kapısı kapanmamış, Hakkın kapısı açılmaz.
Halktan gelen darbelere sabır, Hakka doğru giden merdivenin basamaklarıdır.
Görünürde şer olanların nice hayırların başlangıcı olduğunu ileride elbette görülecektir, onun için biraz tefekkürle sabredip bekleyelim ümitvar olarak.
Geylani Hz. bir sözünde diyor ki, bütün malını mülkünü aileni bırakıp çöllere hakkı aramaya çıksan dikkat et seni yine imtahana tabi tutabilir. Sakın geriye dönme. En büyük musibetlere Peygamberler maruz kalmışlar. Allah’ın veli kulları musibetlere sabırda yarış ederdiler, geriye bakmaz ileri giderdiler. Hayatı gerçekleriyle olduğu gibi kabul etmek lazım. Hak ve hakikat yolundan ayrılmamak şartlar ne olursa olsun hak ve adaletten ayrılmamak.
Yaradana tefekkür etmek, kendini hesaba çekmek, eleştirmek, ahlakımızı düzeltmesi için ALLAH’a dua etmek, her an dua zikir etmek, iş yaparken bile. Haktan gafil olmamak.
Hayatı paylaşmak, sevgi, hoşgörü çerçevesinde yokluğu, varlığı, sevinci, derdi, güzellikleri beraber yaşamak ufuklara ümitle bakmak.
Dünyanın faniliğini düşünerek dertleri abartmamak aşmaya çalışıp aşmak.
Gönülleri sevgilere açmak, sevgilinin hatırı için dikenleri gül görmek gerek.
Yokuşlar düz, geceler gündüz, fırtınalı denizleri sahil görmek, üzülmemek gerek.
Her derdin sonu, zorluğun kolaylığı, hastalığın ferahlığı vardır.
Fani dünyanın dertleri, sıkıntıları da elbette geçicidir.
Bunlar Allah’a giden yolda ufak çakıl taşları hükmündedir. Zor olsada çaresiz olsan da elbette geçici, çaresiz dert yoktur, yaşıyorsan yine fırsatlar önündedir aldırma.
Gönül bahçendeki çiçekleri sevgiyle, hoşgörü, teslimiyet, tefekkür ve muhabbetle sula, sula ki yeni tomurcuklar açsın. Dostlarımıza çevremizdeki herkese o çiçeklerden demet demet sunalım yerinde yenileri açsın. Saygılarımızla.
Ana baba duası şifadır sana
İnan ki duasını almadan olmaz
Bir defa kalbini kırarsan eğer
Hakk’ın cemalini asla göremez
Elinden geldikce hizmet eyle
Soru sorma deme niye
Onlar sana büyük hediye
Ne deselerde sen yor iyiye
Bahçedeki güller gibi/Elbet bir gün açacaksın
Seherde bülbüller gibi/Gün gelecek öteceksin
Kadere boyun eğersen/Kedere göğüs gerersen
Belalara sabredersen/fiüphesiz sen uçacaksın
Düşenin tut kolundan/Anla onun halinden
Ne koparsa gönlünden/Tereddütsüz vereceksin
Ümitsiz olma bir an/Gerçekleşir bil ki ruyan
Bir gün kabul olur duan/Sen yeniden doğacaksın
Göğüs gerersen her derde/Kalkar hak ile aranda perde
Ahirette ve mahşerde/Kurtulandan olacaksın
İnsan rütbe ile değil Takva ile yükselir.
Kişinin Aklını eğitiyorda Ahlakını eğitmiyorsanız
topluma bela yetiştiriyoruz demektir.
T. Rozvellt
Nimet KOÇASLAN