Durumu: Medine No : 15138 Üyelik T.:
08 Aralık 2011 Arkadaşları:10 Cinsiyet: Memleket:Adana Mesaj:
461 Konular:
76 Beğenildi:8 Beğendi:1 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Asıl zor olan hafız olduktan sonra onu koruyabilmek Asıl zor olan hafız olduktan sonra onu koruyabilmek HAFIZLIĞI KORUMA METODLARI “Muhakkak Kuran’ı biz indirdik ve elbette onu biz muhafaza edeceğiz.” (Hicr suresi 9.ayet) Hafızlığı korumanın ilk yöntemi, sizin hafızlığınızı korumak istemenizdir! 1. Hafızlığı Koruma Planı Yapın
Her şeyden önce hafızlığı nasıl koruyabileceğinizle ilgili plan yapın. Örneğin günde bir cüz tekrar etmek zor gelirse bir hatim boyunca günde 5 sayfayı tekrar edin. Böylece 4 ayda bir hatim indirmiş olursun.
İkinci hatimde bu sefer 10 sayfa tekrar yaparak 2 ayda bir hatim yapmış olursunuz.
Ve üçüncü hatmi ise her gün bir cüz yaparak ayda bir hatim bitirmiş olursunuz. Böylece hafızlığınızı yedi ayda 3 hatimle kuvvetleştirmiş olursunuz. 2. Takvime Göre Cüz Çalışın Ayın kaçı ise o gün o cüzü okuyun. Her gün bir cüz tekrar etmezseniz, yani Kuran’a vefakârlık göstermezseniz bedelini ağır ödersiniz. Bu yüzden mutlaka her gün takvime göre ayın kaçı ise o cüze çalışıp tekrar edin.
Aslında Kuran’ı Kerim’i haftada bir hatmetmek hafızlığı korumanın en sağlıklı yoludur. Fakat günümüzde bir hafızın yedi günde hatmetmesi hele hafızlık hocalığı yapmıyorsa gerçekten çok zordur. Fakat 30 günde bir hatim bitirmek hafızlığı sağlıklı bir şekilde korumanın en iyi yollarındandır. Yani hafızlığını kuvvetlendirmek isteyen kişiler, isteseler ayda bir hatim indirecek vakti (ne kadar yoğun olurlarsa olsunlar) bulurlar. Hafızlar hafızlığın vebalini düşünerek ayda en az bir hatim indirmeyi kendilerine ilke edinmelidirler. 3. Zihnin Açık Olduğu Zamanları Tercih Edin Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Kuran sahibi kalkar, gece ve gündüz Kuran okursa onu hatırlamaya devam eder; okumazsa unutur.” (Müslim) hadisinde olduğu gibi gece sakinliğinde ya da sabahın ilk saatlerinde zihin açıkken okunan ya da tekrar edilen Kuran daha kalıcı olur. Çünkü sabah vücut dinç olur. Hafızayı bir noktaya toplamak çok daha kolay olur. Oysa akşam saatlerinde tekrar etmeye çalışırsan günün verdiği yorgunluk, ağırlık üzerinize çöker sonra da Kuran’ı eline alıp da tekrar etmek sizlere zor gelir. Bu yüzden sabahın erken saatlerinde hafızlığı kuvvetleştirmeye çalışın. 4. Mukabele Okuyun ve Dinleyin
Hafızlık bittikten hemen sonraki yıllarda mukabele okursanız hafızlığınız iyice pekişir.
Halkın içerisinde, toplumun huzurunda okunduğuz için hafızada Kuran daha kalıcı oluyor. Bu yüzden özellikle hafızlığınızı yeni bitirdiğiniz yıllarda mutlaka mukabele okuyun. Faydasını gerçekten fazlasıyla göreceksiniz.
Ayrıca mukabele okumasını bildiğiniz gibi dinlemesini de bilin. Mukabele dinlerken de başkasından dinlediğin için senin yanlış (galat) ezberlediğin yer varsa onu da öğrenmiş olursun. Böylece hem yanlışlarını düzeltmiş, hem de hafızlığını kuvvetlendirmiş olursun. 5.Hem Cüz Okuyun, Hem de Cüz Dinleyin
Toplumun huzurunda mukabele okuyacak kadar hafızlığınızı güçlü hissetmiyorsanız hafızlığınızı kuvvetlendirmek için her gün başkasına, özellikle hafız birisine bir cüz okuyun ve başkasının da cüzünü dinleyin. Bu yolla da hem okumuş hem de dinlemiş olduğun için hafızlığını güçlendirmiş olursunuz.
Ayrıca başkasını dinlerken ezberden ziyade yüzünden Kuran’a bakarak dinle ki gözlerinle de sayfanın resmini çekmiş olasın. Hem kulak hem de gözleriyle Kuran’a yoğunlaşmış olan bir hafız Kuran-ı Kerim’i hafızasında çok daha iyi muhafaza eder. 6.Hatimle Namaz Kıldırın Veya Kılın
İşte size süper bir öneri! Bu öneriyi gerçekleştirirseniz hafızlığı unutmayacağınızı garanti ediyorum. Fakat bu kadar süper öneri içinde ciddi bir bedel ödemeniz, yani sıkı bir şekilde çalışmanız gerekiyor. Ramazan ayında hatimle Teravih namazı kıldırın! Ya da teravih namazı kılınan camilere gidin.
Ramazanda hatimle namaz kıldıranların kıldırmayanlara oranla hafızlığı çok daha sağlam olur. O zaman şimdiden Ramazan ayına hazırlanmaya ne dersiniz? Siz değil misiniz hafızlığını kuvvetlendirmeyi isteyip de yol arayan? Bundan daha iyi yol, öneri olur mu?
Ayrıca beş vakit namazlarda, farzlarda veya sünnetlerde zammı süre olarak Kuran’ın sadece son sürelerini değil de sürekli farklı sürelerden okuyarak da hafızlığınızın güçlendiğini göreceksiniz. 7. Hafızlık Hocalığı, İmamlık veya Müezzinlik Yapın Din hizmetleri bağlı alanlarda özellikle imam, müezzin veya hafızlık hocası olursanız hafızlığı korumanız daha kolay olur. Kuran kursu hocası olduğunuzda hafızlığı unutmanız imkânsızlaşır. Çünkü günde yüzlerce sayfa dinlediğiniz için siz başkasına okumasanız dahi sürekli dinleye dinleye Kuran iyice hafızaya yerleşir. Fakat ben başka bir meslek sahibiyim diyen erkek kardeşlerimize tavsiyemiz ise bulunduğunuz mekânlarda namaz kılarken siz imamlık ya da müezzinlik yapın ki beyniniz Kuran okuma sürekliliğini kaybetmesin. 8. Teknolojinin Faydalarından Yararlanın
Televizyonda seyrederek veya radyodan dinleyerek hafızlık kuvvetlendirilebilir. Bazı kanallarda yayınlanan sabah mukabelelerini de dinlemek, takip etmek hafızlığınızı kuvvetlendirir.
Ayrıca cep telefonu, kaset, CD, DVD, MP3 gibi dijital cihazlarla yolda yürürken, otobüste giderken Kuran dinleyerek hafızlığınızı kuvvetlendirebilirsiniz.
Bu cihazları hafızlık yaparken değil de hafızlığı muhafaza ederken kullanırsak daha sağlıklı olur. Hafızlık yaparken bizzat ham (ezberlenmemiş) sayfaları mutlaka hocalarımıza okumalıyız ki nereyi hatalı okuyorsak anında hocamız hatalarımızı düzeltsin. 9. Peygamberimize Hazreti Ali Gibi Kulak Verin
Kuran-ı Kerim’i korumanın bir yolu da manevi yardım istemektir. Hazreti Ali’nin Peygamber Efendimize, Kuran’ı ezberliyorum ama aklımda kalmıyor, koruyamıyorum, gibi şikâyeti üzerine Peygamber Efendimiz de ona "Bir rekâtta Yasin diğerinde Tebareke suresini okuyarak iki rekât namaz kıl." buyuruyor.
Hazreti Ali diyor ki: ‘Efendimizin tavsiyesine uyduktan sonra hem Kuran surelerini ezberlemem kolaylaştı, hem de ezberlediğim Kur’an surelerini hiçbir zaman unutmadım.’ 10. Meal Okuyun Meal okuyarak da hafızlığı kuvvetleştirebilirsiniz. Çünkü sayfayı manasından hatırlayarak da çıkartabilirsiniz. Ayrıca Kuran’ı kimin huzurunda okuduğunuzu düşünürseniz işte o zaman “Kuran’ı unutmak” imkansızlaşır.
Aşağıdaki okuma parçası, Kuran-ı Kerimi kimin huzurunda nasıl okumamız gerektiği daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır. KUR'AN OKUYAN GENCİN İLGİNÇ ANISI Bir genç hafızlığını tamamlarken her gün sabaha kadar Kuran'ı hatmeder. Bundan dolayı da sabah derslerine yorgun ve bitkin olarak çıkar.
Durumu öğrenen hocası Kuran'ı bu şekilde okumasını arzu etmediği için bir gün onu karşısına alır ve:
''Evladım! Biliyorsun Kuran, indiği gibi okunmalıdır. Bu gece sen Kuran'ı, karşın da ben varmışım gibi oku.'' Genç gider ve Kuran'ı hocasına okuyormuş gibi okur. Sabah huzura geldiğinde :
''Efendim, bu gece yarısına kadar Kuran'ın ancak yarısını okuyabildim.''der. Bunun üzerine hocası :
''Pekala bu gecede Efendimize okuyor gibi oku!'' emrini verir. Talebe şaşkınlık ve heyecan içinde Nebiler Serverı’nın huzurun da olduğu düşüncesiyle o gece daha dikkatli okur. Ertesi gün de üstadına Kuran'ın ancak dörtte birini okuyabildiğini söyler. Üstadı talebesindeki manevi yükselişi görünce :
''Bugün de o emin melek Cebrail'in, Peygamber Efendimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tebliğ ettiği anda dinliyor gibi oku!'' der.
Talebesi ertesi gün :
''Vallahi üstadım, bugün ancak bir sure okuyabildim.'' der. Üstadı son adımı atar:
''Evladım! Şimdide onu binlerce hicabın verasında bulunan Yüce Rabbimizin huzurunda okuyor gibi oku! Düşün ki o seni dinliyor ve Kuran’ı seninle mukabele ediyor!''
Talebe ertesi gün gözyaşları içinde üstadına gelir ve şöyle der :
''Üstadım! Fatiha'dan başladım ilk ayetleri okudum; ama 'İyyake na'budu' demeye bir türlü dilim varmadı. Çünkü 'Sadece sana kulluk yaparım!' diyemedim.'' 11. Konuşmalarınızda Kuran-ı Kerim’i İhmal Etmeyin Hafızlığınızı korumanın bir yolu da günlük konuşmalarda ezberlenen ayetleri kullanmaktır. Aşağıdaki öyküde bir kadının günlük konuşmalarında karşılaştığı her durumda bir ayet okuyabilmesi onun günlük hayatına Kuran’ın ne kadar girdiğinin en güzel örneğidir. Ezberlediği her ayeti günlük hayatında kullanan bir kadınla ilgili Tebe-i Tâbiîn neslinden Abdullah ibn Mübarek hazretleri bakın neler anlatıyor:
Hacca gidiyordum. Irak-Suriye topraklarından geçerken yalnız bir kadına rastladım. Selâm verdim; selâmımı "Söz olarak Rahîm bir rabden selâm sözüdür onların duyacağı" (Yâsîn:58 ) âyetiyle aldı.
"Buralarda ne yapıyorsun?" diye sordum. "Allah kimi yoldan çıkarmışsa, ona yol bulduracak yoktur." (A'râf: 186) âyetini okudu. Anladım ki, yolunu kaybetmiş. Nereye gittiği soruma "Bir gece kulunu Mescid-i Haram'dan alıp Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah'ı tesbih ederim." (İsrâ: 1) ayetiyle karşılık verdi. Anladım ki, geçtiğimiz hac mevsiminde haccını tamamlamış, Kudüs'e gidiyor.
"Ne zamandan beri böyle yolunu kaybettin?" dedim. "Tam üç gece (yani üç gündür)" (Meryem: 10) dedi.
Yiyecek verme teklifinde bulundum. "Sonra orucunuzu gün batıncaya kadar tamamlayın." (Bakara: 187) ayetini okudu.
"İyi de Ramazan'da değiliz" dedim. "Kim Allah için nafile bir hayır yaparsa, Allah her hayrın karşılığını verendir, her şeyi hakkıyla bilendir" (Bakara: 158) ayetiyle cevap verdi. "Yolculukta oruç açılabilir." dedim. "Ama orucu tutarsanız, bu hakkınızda daha hayırlıdır." (Bakara: 184) ayetini okudu.
Niye benim gibi konuşmadığını sordum. "Ağzından tek bir söz bile çıkmasın ki, yanında onu gözleyen ve o sözü kaydetmeye hazır bir gözcü bulunmamış olsun." (kâf: 18 ) dedi.
"Kimlerdensin?" diye sordum. "Bu konuda bilgin yok (ailemi söylesem de tanımazsın). Sonra “Göz de, kalb de (görmeden, kesin bilgiye dayalı olmadan verdiğin her hükümden) sorumludur." (İsrâ: 36) ayetiyle cevap verdi.
"Hata ettim, hakkını helâl et!" dedim. "Bugün size kınama yok. Allah, sizi bağışlasın." (Yusuf: 92) dedi. Deveme bindirip kafilesine ulaştırma teklifinde bulundum. "Hayır adına ne işlerseniz Allah onu bilir." (Bakara: 215) ayetiyle mukabele etti.
Devemi yanına getirdim. Binecekken: ”Mümin erkeklere söyle, bakışlarını sakınsınlar." (Nur: 30) ayetini okudu.
Gözlerimi çevirdim; binecekken deve ürküp kaçtı, bu arada elbisesi az yırtıldı. "Başınıza musibet olarak ne gelirse, bu bizzat işleyip, onu hak etmeniz sebebiyledir." (Şura: 30) ayetini mırıldandı.
"Sabret, deveyi bağlayayım!" dedim. "Bu hususta Süleyman'ı anlayışlı ve daha isabetli davranır kıldık." (Enbiya: 79) ayetini okuyarak, devemi yönlendirme konusunda benim daha başarılı olduğumu kastetti. Deveye bindi ve "Bunu bize baş eğdiren Allah'ı tesbih ederim; yoksa bunu biz başaramazdık. Ve sonunda şüphesiz Rabbimize döneceğiz!" (Zuhruf: 13- 14) ayetlerini okudu.
"Haydi!" diye deveyi hızlandırdım. "Yürüyüşünde (ve davranışlarında) vakur ol ve sesini yükseltme. Seslerin en çirkini, (bağıran) eşeğin sesidir!" (Lokman: 19) mukabelesinde bulundu.
Yürürken şiir okumaya başladım. "Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun!" (Müzzemmil: 20) dedi.
"Şiir okumak haram değil ki!" dedim. "Bu hususu ancak gerçek idrak ve basiret sahipleri düşünüp anlar!" (Bakara: 269) cevabını verdi. Bir süre gittik; sonra evli olup olmadığını sordum. "Ey iman edenler! Cevabı verildiğinde sizi üzecek meselelerden sormayın!" (Mâide: 101) ayetini okudu. Derken kafilesine ulaştık ve "Kafile içinde kimsen var mı?" dedim. "Mal ve evlât dünya hayatının süsüdür!" (Kehf: 46) dedi. Anladım ki, evlâdı var. İsimlerini sordum. "Allah İbrahim'i dost edindi; Allah Musa ile konuştu; Ey Yahya, Kitaba kuvvetle tutun!" (Nisa: 125, 164; Meryem: 12) ayetlerini okudu. Bunun üzerine"Ey İbrahim, ey Musa, ey İsa!" diye kafileye seslendim. Nur yüzlü üç genç "Buyur!" diye çıkageldi. Anneleri onlara para verdi ve çocuklarına: "Bununla içinizden birini şehre yollayın! Yemeklerin helâl ve temiz olanına baksın ve size bir yiyecek getirsin. Dikkatli davransın!" (Kehf: 19) dedi.
Yiyecek gelince bana, "Geçmiş günlerinizde yaptıklarınızın karşılığında şimdi afiyetle yiyip için!" (Hâkka: 24) dedi.
Ben de çocuklara, "Annenizin bu durumunu bana söylemezseniz bu yemekten yemem!" dedim. Çocuklar bu soruma karşılık olarak:
"Annemiz, ağzından Cenab-ı Allah'ın gazabını çekecek yanlış bir söz çıkar korkusuyla 40 yıldır böyle sadece Kuran'la konuşur." dediler.
İbn Mübarek, bu hâdiseyi Kuran'da her şeyin bulunduğuna delil olarak anlatırdı.
Anlatılan bu kıssada olduğu gibi Kuranı hayatımızın bütün alanlarında kullanmaya çalışırsak o zaman sürekli tekrar etmiş olacağımızdan hafızlığımızı unutmayız. Biz bu kadar derin düşünemeyiz fakat konuştuğumuz cümlelere benzer ayetlerin olup olmadığını düşünebiliriz. Söylediğimiz ifadelerimizi Kuran’da geçen cümlelerle eşleştirmeye çalışıp Kuran-ı Kerim’i akılda daha kalıcı hale getirmeye çalışabiliriz. Öyle değil mi? Bende hafız oldum fakat ne yazıkki pişkin bir hafızlığım yok başladım bazı metotları uygulamaya sizlerinde duasıyla olacak inşallah Allah bu yolda olanlara ilk başta azim sonra zihin açıklığı versin |