23 Şubat 2008, 13:59
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 778 Üyelik T.:
03 Şubat 2008 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Yaş:54 Mesaj:
421 Konular:
138 Beğenildi:14 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Gurbet... Gurbet... Ruh, dünya gurbetindedir, ölümle vuslata erer.
Gurbet, garipler mahşeridir. Orada buğulu gözler, ızdırap dolu gönüller sıla hasretiyle inler.
"Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez;
Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez.
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada.
Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez"
N.F
dediği gibi şairin; cânân uğruna, anadan, babadan yârdan kopup gelinen garipler konağıdır.
Gurbet ızdırap dolu bir yoldur. Her kıvrımı çile, her yokuşu elem doludur. Sılaya kavuşabilmek bir sürü varyantların, acı dolu kıvrımların asılmasıyla mümkündür. Sonsuzluğa uzanan yolda her kafile, çilenin paletleri altında sertleşen kaldırımları aşmak zorundadır. Yoksa, sabredemeyip tökezleyenler; şu dünya yurdunu ebedi zannedip konaklamaya karar verenler; ömür ağacından hergün bir yaprağın dökülüşü karşısında, inkisar içinde kalırlar. Evet ömür, zaman seli içine düşmüş bir yaprak gibi süratle kabir uçurumuna doğru yol almaktadır..
"Eyvah! Aldandık. Şu dünya hayatını sabit zannettik. O zân sebebiyle bütün bütün zâyi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur. Bir rü'ya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar gider."
Hayâl, dünya zindanının penceresidir. Ruh, oradan ebedî âlemleri seyrederken biraz olsun dünya gurbetinin acılarından sıyrılır. Yoksa, felâketlerin üzerine çullanması, insana ümitsizlik ağıtları yaktırır.
Kalb ve vicdan iman nuru ile ışıklandığı zaman, kâinattaki her ses İlâhî senfonizmadan birer nağme olarak yankılanır. Yağmurun şıpıltısı, rüzgârın uğultusu, kuşların cıvıldaşmaları ile raksa gelen bütün mevcudat, İnsan ruhundaki ulvî duyguları coşturarak, dünya gurbetinde olan insanı ebedî visâle iştiyakla doldurur. Yoksa inançsızlığın sahnelendirdiği korkunç vahşet, insan ruhunu dayanılması imkânsız bunalıma iter. Her dostun "elveda" deyip meçhûle doğru yol alışı karşısında vicdan, birgün o korkunç çukura kendisinin de düşeceğini hatırlayıp, ayrılık mâteminin feryadını koparır..
"Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Sanki hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol."
Y.K. Engin KARADENİZ
Ağustos 1983
Sızıntı
__________________
Şu an yaptığınız hiçbirrr iş,
Kılınmayı bekleyen vakit namazından
daha önemli değildir!!
|
| |