Cvp: Cennet ile ilgili ayetler Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dünya) Yurdun(un) sonu ne güzel. (13/24) İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara. Varılacak yerin güzel olanı (onlarındır). (13/29) Takva sahiplerine vadedilen cennet; onun altından ırmaklar akar yemişleri ve gölgelikleri süreklidir. Bu korkup-sakınanların (mutlu) sonudur inkâr edenlerin sonu ise ateştir. (13/35) İman edip salih amellerde bulunanlar Rablerinin izniyle altından ırmaklar akan içinde ebedi kalacakları cennetlere konulmuşlardır. Orada birbirlerine olan dirlik temennileri: "Selam"dır. (14/23) Gerçekten takva sahibi olanlar cennetlerde ve pınar başlarındadır. (15/45) Oraya esenlikle ve güvenlikle girin. (15/46) Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp-çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar. (15/47) Orda onlara hiçbir yorgunluk dokunmaz ve onlar ordan çıkarılacak değildirler. (15/48) Adn cennetleri; ona girerler onun altından ırmaklar akar içinde onların her diledikleri şey vardır. İşte Allah takva sahiplerini böyle ödüllendirir. (16/31) Ki melekler güzellikle canlarını aldıklarında: "Selam size" derler. "Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere cennete girin." (16/32) Onlar; altından ırmaklar akan Adn cennetleri onlarındır orada altın bileziklerle süslenirler hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler giyerler ve tahtlar üzerinde kurulup-dayanırlar. (Bu) Ne güzel sevap ve ne güzel destek. (18/31) İman edip salih amellerde bulunanlar... Firdevs cennetleri onlar için bir 'konaklama yeridir.' (18/107) Onda ebedi olarak kalıcıdırlar ondan ayrılmak istemezler. (18/108) Ancak tevbe eden iman eden ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır); işte bunlar cennete girecekler ve hiçbir şeyle zulme uğratılmayacaklar. (19/60) Adn cennetleri (onlarındır) ki Rahman (olan Allah onu) kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz O'nun va'di yerine gelecektir. (19/61) Onda 'boş bir söz' işitmezler; sadece selam (ı işitirler). Sabah akşam onların rızıkları orda (bulunmakta)dır. (19/62) O cennet; biz kullarımızdan takva sahibi olanları (ona) varisçi kılacağız. (19/63) İçlerinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan Adn cennetleri de (onlarındır). Ve işte bu arınmış olanın karşılığıdır. (20/76) Bunun üzerine dedik ki: "Ey Adem bu gerçekten sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın sonra mutsuz olursun." (20/117) Böylece ikisi ondan yediler hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi üzerlerini cennet yapraklarından yamayıp-örtmeye başladılar. Adem Rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp-kaldı. (20/121) Onun uğultusunu bile duymazlar. Onlar nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebedi kalıcıdırlar. (21/102) Onları o en büyük korku hüzne kaptırmaz ve: "İşte bu sizin gününüzdür size va'dedilmişti" diye melekler onları karşılayacaklardır. (21/103) Hiç şüphesiz Allah iman edenleri ve salih amellerde bulunanları altından ırmaklar akan cennetlere sokar orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler; ordaki elbiseleri ipek(ten)tir. (22/23) Onlar sözün en güzeline iletilmişlerdir ve övülen doğru yola iletilmişlerdir. (22/24) İşte (yeryüzünün hakimiyetine ve ahiretin nimetlerine) varis olacak onlardır. (23/10) Ki onlar Firdevs (cennetlerin)e de varis olacaklardır; içinde de ebedi olarak kalacaklardır. (23/11) Dilediği takdirde sana bundan daha hayırlısı olarak altından ırmaklar akan cennetler veren ve senin için köşkler kılan (Allah) ne yücedir. (25/10) De ki: "Bu mu daha hayırlı yoksa takva sahiplerine va'dedilen ebedi cennet mi? Ki onlar için bir mükafat ve son duraktır." (25/15) İçinde ebedi kalıcılar olarak orada her istedikleri onlarındır; bu Rabbinin üzerine aldığı istenen bir vaaddir. (25/16) O gün cennet halkının kalacakları yer daha hayırlı dinlenecekleri yer çok daha güzeldir. (25/24) İşte onlar sabretmelerine karşılık (cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar. (25/75) Orda ebedi olarak kalıcıdırlar; o ne güzel bir karargah ve ne güzel bir konaklama yeridir. (25/76) (O gün) Cennet takva sahiplerine yaklaştırılır. (26/90) İman edip salih amellerde bulunanlar; onları içinde ebedi kalıcılar olarak altından ırmaklar akan cennetin yüksek köşklerine muhakkak yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir. (29/58) Böylece iman edip salih amellerde bulunanlar; artık onlar 'bir cennet bahçesinde' 'sevinç içinde ağırlanırlar'. (30/15) Kim inkâr ederse artık onun inkârı kendi aleyhinedir; kim salih bir amelde bulunursa artık onlar kendi lehlerine olarak (cennetteki yerlerini) döşeyip hazırlamaktadırlar. (30/44) (Ancak) Gerçekten iman edip salih amellerde bulunanlar ise; onlar için nimetlerle-donatılmış cennetler vardır. (31/8) Orada ebedi olarak kalıcıdırlar. Allah'ın va'di haktır. O üstün ve güçlü olandır hüküm ve hikmet sahibidir. (31/9) İman eden ve salih amellerde bulunanlar ise artık onlar için yaptıklarınıza karşılık olmak üzere bir ağırlanma konağı olarak barınma cennetleri vardır. (32/19) Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler. Ve orada onların elbiseleri ipek(ten)dir. (35/33) Derler ki: "Bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamdolsun; şüphesiz Rabbimiz gerçekten bağışlayandır şükrü kabul edendir." (35/34) Ki O bizi kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi; burada bize bir yorgunluk dokunmaz ve burada bize bir bıkkınlık da dokunmaz. (35/35) Gerçek şu ki bugün cennet halkı 'sevinç ve mutluluk dolu' bir meşguliyet içindedirler. (36/55) Kendileri ve eşleri gölgeliklerde tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. (36/56) Orada taptaze-meyveler onların ve istek duydukları herşey onlarındır. (36/57) Çok esirgeyen Rabb'dan onlara bir de sözlü "Selam" (vardır). (36/58) İşte onlar; onlar için bilinen bir rızık vardır. (37/41) Çeşitli-meyveler. Onlar ikram görenlerdir. (37/42) Nimetlerle donatılmış (naim) cennetlerde. (37/43) Birbirlerine karşı tahtlar üzerinde (otururlar). (37/44) Kaynaktan (doldurulmuş) kadehlerle çevrelerinde dolaşılır. (37/45) |