Ölü Kent.. /İbrahim İnecik
Bir yüzük, bir rüya ve sen…
Anımsıyorum şimdi o günü
Hani rüzgarlı bir gündü.
Gökyüzü ikindiye galebe çalıyorken,
Senden başka hiçbir şeyi olmayan bir ben vardım.
Seni seviyorum diye bakıyordu gözlerimiz gökten inerken,
Gülüyorduk.
Heyecanlıydık, masumduk.
Temizdi o zamanlar Aşk.
Mertti; bir kuru soğana razıydık beraber.
Mavi’m demiştim, utangaç bir edayla,
Yüzümden boşalan terlere inat
Söyleyeceklerimi bir bir nakşediyordum ruhuma.
Ey Mavi’m ile başlayan cümleler kurmak için uğraşıyordum
Hep filmlerde görmüştük o sahneleri,
Çok kolay sahnelerdi.
Basit senaryolar;
Erkek alır eline bir demet çiçek,
Geçer kızın karşısına,
Gözlerine bakar ve:
“Benimle evlenir misin” der.
Her şey bu kadardır işte.
İki kelimeye bakar,
Bense şurada, bize şahitlik eden denize
Ve sicim sicim yağan yağmura,
Ve serçe yüreği gibi ürkek ellerimde,
Bir demet papatya,
Bana eşlik eden iki üç çılgın serçe…
Böyle bir hal içinde.
Benimle ölür müsün dedim,
Ölürüm dedin;
Ölmedin.
Gittin…
Ölen sadece bendim,
Ve elimde kalan Ölü Kent’im…
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]