24 Ocak 2012, 21:20
|
Mesaj No:19 |
Durumu: Medine No : 11916 Üyelik T.:
02 Mart 2010 Arkadaşları:2 Cinsiyet: Yaş:55 Mesaj:
487 Konular:
102 Beğenildi:6 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
| Cevap: 2012 4. hafta'nın misafiri YASEMİN ATAMAN Alıntı: la diyebilmek Üyemizden Alıntı
misafirliğiniz hayırlı olsun,sayın abalam size bi srum olacak..
Anlamak diyoruzya bunu derken kuranı anlama manasında bi anlamaktan bahsediyorum sizce ANLAMAK nedir.yani şöylede izah edeyeim doğru anlamada,
ANLATAN
ANLATILAN
ANLAŞILAN
ANLAYAN,anlatan ve anlayan arasında nasıl araçlar olmalı ki anlatanın MAKSADI anlayan tarafındanda doğru anlaşılsın.ve bu sorunun ışığında size göre tevhid anlaşılmışmıdır türkiyede,çünkü vahdet yoksa tevhid de yoktur yani tevhid vahdede götürür,bu durumda türkiyedeki tevhidi dediklerimiz neden vahdette değillerdir,tevhidi düşünenler arasında vahded yoksa bunlara rasında tevhid doğru anlaşılmamıştır diye bilirmiyiz......sağlıcakla kalın.. | Sorunuzdan net bir şey anlayamadım.Daha açık ve sarih olsaydı daha iyi olurdu.
Ama sanırım vahdet konusundaki sorunuzun özeti Bakara 256 ve casiye 17. ayette mevcuttur.Ayetleri aşağıya yazdım. "İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi. Oysa kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra, birbirlerine karşı olan 'azgınlık ve kıskançlıkları’ yüzünden anlaşmazlığa düşenler, o, (kitap) verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, iman edenleri, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe Kendi izniyle eriştirdi. Allah, kimi dilerse onu doğruya yöneltir." (Bakara Suresi, 213)
"Ve onlara bu emirden açık belgeler verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'hakka tecavüz ve azgınlıktan' dolayı ihtilafa düştüler. Şüphesiz Rabbin, hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir." (Casiye Suresi, 17) |
| |