Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31 Ocak 2012, 03:49   Mesaj No:16

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: öncesi ve şimdisiyle fetullah gülen..

Selamun aleykum

Kamer Abim La Diyebilmek Kardeşim…

Bakın sizinle hemen-hemen birçok konuda fikir birliği içinde olmama rağmen sizden ayrıldım nokta. İslam tarihinde hatası ve sevabı ile Milyonların sevgisine mazhar olmuş kişilere Küfür, Şirk, Münafık isimlendirmeleridir.

İslam ile tanışmam Malazgirt’teki Medrese dediğimiz Risalelerin benimsendiği ve öğretildiği bir mekan oldu bunlar ile tanıştıktan sonra Fethullah gülen cemaatinden fertler ile arkadaş dost oldum yıllarca derslerine gidip geldim. Saide Kurdinin eserlerinden halen yararlanmakta ve Kur’ana uygun kısımlarını almaktayım. Fethullah gülenin eserlerinden de faydalanmaktayım doğruları yalnızca beni bağlar.

O dönemde Genç insanların bana ilgi alakalarına eğitim amaçlı her tür gayreti sarf ettiklerine de şahit oldum. Kur’an’ı kendi bölge halkımdan öğrenmem/öğretmeleri gerekliiken. bana Kur’anı öğreten tecvidi vb dersleri veren cemaatten bir polis oldu bu emeklerine nasıl vicdansızlık ile karşılık verebilirim.

alıntı
Ah be güzel abim ah..
Ancak içimden ah çekebiliyorum.. Ya sayın abim Allah’mın aşkına bu nasıl mantık.. Bak abime bir örnek vereyim...

Şimdi rasulullah (sav) Ebutalib benim amcazademdir,benim üzerime çok emeği vardır,bana her konuda canı pahasına yardımcı olmuştur,ben şimdi kalkıp Ebutalibe nasıl kafir diyeyim diyebilirmiydi? Bunu bir düşün...

Güzel abim siz olayalara naslar doğrultusunda değil duygusal yaklaşıyorsunuz, sıkıntı bu...
Şimdi gelelim sizinle ayrıştığımız temel hususa:

Bakın değerli kardeşlerim Tasavvuf/Tarikat Şeyh/Efendi Mürşit/Mürit gibi oluşumlara sizden yüzlerce kez daha sert konuşmalarım tartışmalarım olmuştur. Sanal alem nezdinde bunları dillendirmek istemiyorum gerçek hayatta haftada en an az bir gün bu kesimlerden birileri ile oturur sohbet eder Kur’anı hakem kılarak anlamaya anlatmaya çalışırım.

Değerli kardeşlerim emin olun fikri eleştirmek hatayı ortaya koymak çok ayrıhüküm vermek ayrıdır. Sizinle ayrıştığımız nokta Hüküm noktasıdır. Yanlış fikirlerini söylemlerini eleştirin Kur’an ile doğruyu ortaya koyun ama Hükmü siz Değil Allah versin bunu sizden istiyorum.


Evet güzel abim bu sözünüze katılıyorum hükmü Allah versin. Bizlerde Allah’ın hükümlerini tatbik edelim. Allah’ın hükümlerini tatbik etmeyenler kafirlerdir bu ayetlerle sabittir.Daha evvel çokca yazdım yine örnek vereyim.. Cenabbi kuran da domuz eti haramdır demişmidir? Demiştir.


Şimdi bizim görevimiz domuz etine haramdır demek değildir,biz ancak domuz etini haram olduğu için yemeyiz demek doğru bir yaklaşımmıdır? Doğru olan hem domuz eti haramdır demek hemde domuz etini haram olduğu için yememek..

İşte müslüman kafir ayırımıda böyledir. Şimdi ben size yahudilere kafir demek zorunda değilim yada yahudiler kafir değil müslümandırlar desem sizin bana cevabınız ne olur?

Ama yok onlar şirk küfür işleyince kafir. Bizim hemşerilerimiz işleyince müslüman vAllahi, Allah’ın dini bu mantığı kabul etmez..


Tarikatları her daim eleştiririm yerden yere vurulması gereken yerde vururum. Size bir örnek verecem: Şeyh Şamil-Ömer Muhtar Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerlerine olsun ikiside tarikat ehli insanlar değilmiydi?

Bunlarda tarikat ehli diye Küfür isnat edebilirmisiniz? Bunların ortaya koyduğu şanlı direnişleri göz ardımı edeceğiz. Şeyh şamilin İslam’ın esaslarını uygulama noktasında Annesinin bir söyleminden ötürü ona dahi tazir cezasını uygulamak istemesi ve bunu ondan vazgeçirmek istemelerine rağmen günlerce araştırdıktan sonra bu cezayı kendi vücuduna uygulattığını okumuşsunuzdur inşallah bu adalete sahip birine tarikat ehli diye küfür isnat edilebilirmi soruyorum size kardeşlerim.


Sayın abim bu satırlarınız neye delil oldu onu anlayamadım doğrusu. Sözünü ettiğiniz zatların ister tarikat olsun ister başka bir dine mensup olsunlar eğer şirk küfür itikatleri varsa onlara Allah’ın hükmünü uygulamak lazım gelir. Olay bu kadar net.. Kişilerin isimleri ne kadar büyük olursa olsun fark etmez eğer islama muhalif itikatleri varsa hüküm uygulanır.

Usame b. Zeyd’den rivayet edilen bir rivayette Usame şunları anlatmıştır:


“Resulullah bizi bir seriye ile göndermişti. Biz de Cüheyne kabilesinin Hurukat ismindeki koluna sabahleyin bir baskın düzenledik. Ben hemen bir kişiyi yakaladım.

Yakaladığım adam ‘Allah’tan başka tanrı yoktur’ dediği halde onu öldürdüm.
Bunun üzerine beni bir düşüncedir aldı. Dönüşte olayı Resulullah’ a anlattım. Hz. Peygamber bana: ‘Öldürdüğün adam doğru mu söylüyor, yoksa yalan mı söylüyor, kalbini yarıp
baktın mı?’ dedi.”
(Müslim, Sahih, Kitabu’l-İman, 41; Ebu Davud, Sünen, Kitabu’l-Cihad, 95)


Ah be güzel abim,ah..Sayın abim sen ilim ehli bir insansın böyle yapmaman lazım. Olaylara neden böyle bakıyorsun?.Bak sayın abim hiç kimse kalbinde geçene göre hüküm vermemiştir. Bunu müslüman yapmaz.Bizimde böyle bir iddiamız olmamıştır.

Kişi zahiren müslümanlığını ifade ettiği halde,onun bu iddiasında yalancı olup olmadığı beklemeden hüküm verilip öldürülmesi tabiki sakıncalı bir durumdur.

Verdiğiniz rivayetteki olayın günümüz insanları ile ne alakası vardır. Verdiğiniz rivayet bizatihi benim düşüncemi doğrulamaktadır. Yani kişi zahiren küfür ve şirk işler bir halde olsaydı Allah’ın Rasulu sen onun kalbini yarıp baktınmı? Demezdi. Bizde bunu söylüyoruz.

Demokrasi adı altında kendi helal ve haramlarını tayin edenler Allah’ın yasalarını hiçe sayan tağutlar ve yandaşları tabiki zahiren Allah’a savaş açmışlardır.Biz bunlara kalplerindeki durumlarına göre değil zahirlerine bakarak Allah’ın hükmünü uyguluyoruz...Şimdi şu sözlere bakalım bunlar zahirmidir yoksa kalpte geçenle itham etmekmidir?

Senin ruhun benim ruhuma şarabın saf su ile karışması gibi karışmıştır.

Sana herhangi birşey dokunduğunda bana da dokunur

Ey Allah`ım, her durumda sen, benimsin.
..........
Ben sevdiğim O`yum ve sevdiğim O benim,

O yücelikte “Ben, “Biz”, veya “Sen” yoktur,

“Ben”, “Biz”, “Sen” ve “O” hep biziz.


Bu sözlerin sahibini tanıdıınız değilmi? sayın abim. İşte biz zahiren ortaya çıkmış bu sapık dinlerdeki mantıkları tekfir ediyoruz. Hakkı batıldan ayırd etme ferasetini verene rabbime hamd olsun.. Biz müslümanlar bu düşüncelerden,bu düşüncenin sahiplerinden, bu düşünceleri tasvip edenlerden rahman olan rabbimize sığınıyor onların dostluğunu kabul etmiyoruz. Taki onlarla aramızdaki müşterek kelimede (Al-i-imran/64 ) birleşyinceye kadar...


Yada Haricilerin İmam Ali ve taraftarlarını Küfür ehli ilan etmeleri ne kadar mantıklı? Hariciler küfür isnat etti diye bizde mi aynısını yapalım…

İslam tarihine bir bakın Allah Resulünden sonraki dönemlere Müslümanların Müslümanları acımasızca katlettiği zaman dilimleri bize ders olmadımı. Şahıslardan ziyade fikirleri eleştirelim fikirlerin yanlışlığını ortaya koyalım bizler bunu yapmıyor şahısları hedef tahtasına oturtuyor acımasızca hüküm veriyoruz… Hüküm Yalnıza Allah’ındır Ona Aittir hükmünü nasıl anlıyoruz bizler hüküm verince ne konuma düşüyoruz birçok hüküm ayetine göre?

Bu kısma tam cevabımı yarın yazağım inşallah kısaca


Sayın abim şahıs mahıs diye birşey yok şirk ve tevhid vardır. Ve bunların taraftarları vardır. Bu bazen bir kişi olabildiği gibi bazen bir devlet, bazen bir millet, bazende bir cemaat olabilir..Hani ayetlerde her kimki diye başlar ya işte biz müslümanların temel kriteri bu. Kim olursa olsun ister anne, ister baba, ister eş, ister kardeş, Allah’ın yasalarına aykırı itikat ettilerimi hükmü aynıdır..

Mevlüd abim vAllahi sizin gibi yahudi ve hıristiyanları acımasızca kafirlikle itham edip kendi yakınlarımızı kayırmıyoruz. Tevbe suresindeki ayetleri biliyorsunuz. En yakınınız dahi olsa onları Allah’ın dinine tercih edemzsiniz diye buyuruyor,emir bu.....

İman Kalbin tasdiği, Dilin İkrarı, Ameli yönü ile dini vecibeleri işlemektir.
Mevlüd abim bu ne güzel sözler işte doğru olan iman sizin tarif ettiğiniz şekildedir. İmanı diliyle tasdik edip hemen arkasında hayatının hiç bir alanına yansıtmayan yada iman edip hayatının birçok alanında din günün sahibine ortaklar koşan zümreler iman iddialarını yalanlamışlardır.. Dediğiniz iman doğru bilgi, doğru amel ve tasdik etmekten geçer, gerçek iman bu...

Ameli imanın bir parçası olarak ele aldığımızda Büyük günah işleyenler Zina, Adam Öldürme vb fiilleri işleyenler için ne hüküm vermemiz lazım? Eğer hüküm verebiliyor isek Cemel/Sıffinde savaşanlar için buyurun bakalım nasıl bir hüküm vereceksiniz?


Hani hüküm vermek Allah’a aitti neden bu cümlelerinizde hüküm verilmesi gerektiğini söylüyorsunuz... Bak Mevlüd abim hiç kimse, hiç kimseyi büyük günahlar yada küçük günahlardan dolayı dinden çıkarmamıştır. Yorumlarımızı biraz insaflıca yapalım Allah için..

Bizler osmanlı şeyhülislamları değilizki büyük günah küçük günahları tartışalım.. Bu konular islam toplumunda yapılır. Konumuz tevhid şirk küfür....


İman eden mükkeleflerin tamamına yakını hem ibadet hemde günah işlemektedirler. Bu hakikat ile bizler bunların sevabının mı günahının mı ağır geleceğini bilemeyiz. Bu sebeple kimseye Kafirliğini açık-açık söylemedikçe kafir Münafık hükmü veremeyiz İmam Ebu hanifenin Kafire Kafir demeyen sözü açıkça inkar edenler içindir.


Yuh beee...

Güzel abim bu nasıl bir yorum böyle.


Kendi kafirliğini aleni söyleyen bir tane toplum söylermisiniz bana. o halde biz yahudi ve hıristiyanlarada kafir diyemeyiz.

Mevlüd abi hakkını helal et sana bu cümleler hiç yakışmadı...Bu cümleleri henüz yeni islamla tanışan insanlara söyleriz.

1-) Münafıklar kafirdirler
2-) Münafıklar müşrik değildirler bu kavramlar çok önemli
3-) Münafıklar ancak nübüvet deöneminde biliniyorlardı
4-) Daha evvelde söylemiştim münafıklık, müşriklik, müretdilik, kafirlik sıfatlarını tanımlayamdığımız zaman ilmimiz ne kadar çok olursa olsun aynen burda düştüğün hata gibi hata yaparız. Nedeni şu...

Münafıklık: Hayatında zahiren şirk küfür olmayan kalbi durumuyla ilgilidir. Buna hüküm verilmez ancak sende münafıklık alametleri var denilir.

Kafirlik: Bu karakter inkar etme, örtme,nankörlük,kibirlenme, şeklinde tezahür eder. Yani kişi peygamberi inkar ederse müşrik olmaz kafir olur. Yada kişi kuranı inkar ederse yada hükümlerini gizlerse kafir olur. Kişi kafir olabilir fakat müşrik olmayabilir. Yada kişi hem kafir hem müşrik olabilir.

Müşriklik: Günümüz toplumlarının hastalığı işte bu. Bu karakter Allah’a inanır, peygambere inanır, kurana inanır, bununla birlikte başka ilahlar ve rabler edinir.

Örneğin kuranı inkar etmeyip bende kurana benzer bir kitap yazarım derse,yada efendim kim demişki sarhoş edici içecekler haramdır,yada zina haram değil,zina eden fahişe,eğer vergisini veriyorsa ki vergi vermek kutsaldır! Zina helaldir derse müşrik olur.Tıpkı günümüzdeki toplumlar gibi..

Mevlüd abi anlatacağım çok şeyler varda konu çok uzuyor........


Allah’ın Rahman ve Rahim Tevvab isimlerini ve diğer isimlerini neden göz ardı ederek olaylara bakıyoruz İsimlerinin tecillileri mühim değilmi.

Son olarak Tevbe suresi 101 Ayet ne diyor ona bakalım:

Ne var ki, bedeviler arasında ikiyüzlüler ve (Peygamber'in) şehrinde yaşayanlar arasında da ikiyüzlülüğünü küstahlığa vardıranlar var. Sen onları tanımıyorsun. Ama Biz onları biliyoruz. Onlara (bu dünyada) iki kat azap vereceğiz; (öte dünyada ise) onlar çok (daha) zorlu bir azaba terk edilecekler.

(Tevbe-101)


Dikkat ederseniz Münafıkların varlığından bahsedilirken onları Allah’ın açıkça bildiği vurgusu var şimdi biz bu vurgu üzerine sinelerdekini nasıl bilebiliriz?

Mevlüd abim buraya cevap yazmamayım münafaklığın tam olarak kelime manasını çözersen, ki sende o ilim var kendi kendine cevap vermiş olursun inşallah....Mevlüd abim


Rahmet peygamberi Muhammed (s.a.a) örnekliğinde anlatalım yaşayalım derim. Çünkü kişilerin sevdiğine dokunmak emin olun kişilerin ancak ve ancak kaçmasına ve nefretine sebep olur bunun bizlere ne tür bir faydası olacak. Ferasetle tatlı dille anlatmak var iken gazab ile anlatmanın alemi varmı?


Mevlüd abim şuna emin gerek seninle gerek Muhsin hocayla bu forum vesilesiyle tanıştım ve tanıştığımada çok ama çok çok memnun oldum.. Rabbim izin verirse seneye Vana giderken inşallah sizleri ziyaret eder özelliklede Muhsin hocanın kendi elleri ile yaptığı keledoştan yerim..

Bak güzüel abim daha evvel birçok yazımda yazdım islam dini insanlara tebliğ edilirken, elbetteki en güzel şekilde sunulmalıdır. Fakat bizler etten kemikten yaradılmış güçzüs zayıf insanlarız.. Bazen kalbimiz daralır karşımızdaki kişilere sert konuşur bazen onları boğazlamak isteriz.

Bazende hz. Yunus gibi bırakıp kaçmayı isteriz.. Fakat şunu unutmayalımki bizler peygamber değilliz bizlere hemen vahiy inip bizleri hata yapmak üzereyken düzeltmiyor. Bundan dolayı muhatabımıza sen kafirsin bir diğerine sen yahudisin bir diğerine sen hıristiyansın heppiniz şehenneme gideceksiniz gibi söylemlerin yapılmasını asla tasvip etmedim etmemde..

Ancak kanser olmuş kişiyede sen grip olmuşsun sana birşey olmazda demem. Bu muhatabıma haksızlık olur. Adam şirk küfür içerisinde ben kalkıp adama bunlar tefruattır kimizde müslümanız gibi yalan şeyler söylemem. Eğer ona değer veriyorsan bu ona haksızlıktır.

Güzel abim konunun devamını yarın yazayım inşallahh.. Sabah namazına az kaldı biraz kestirmem lazım.. Muhsin sana tavsiyem şimdiden keledoş yapma hususunda yengeden ders almaya başla bence..

Allah’a emanet olun inşallah...
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla