Onurun sembolu şeyh said kıyamı /Mevlüt Hönül
Şeyh Said’in Tarihi Sözleri Ve Cevapları:
''Arkamızdan ağlayıp da zalimleri sevindirmeyin. Kıyamımızı iyi anlayın ve bizden sonrakilere anlatın.''
Asılacağı sırada bir kağıdın üzerine Arapça şöyle yazıyor:
“ Değersiz dallarda beni asmanıza pervam yoktur. Muhakkak ki ölümüm Allah ve İslam içindir."
Şeyh Said hazırlığını yapar ve evden çıkacağı zaman hanımı ona şöyle der:
“Sen bizi kime bırakıp gidiyorsun”. Bu soru karşısında Şeyh Said tarihi cevabını şöyle verir:
Eğer ben ve bu bastonum yalnız da kalsak ben yine bu zalimlere karşı çıkacağım. Ne ben Hüseyin’den daha değerliyim ne de benim ailem onun ailesinden daha kıymetlidir. Eğer ben bu zalimlere karşı çıkmazsam zebaniler sarığımdan tutup beni cehenneme atarlar, siz o zaman bana yardım edebilecek misiniz? Onlar bana demezler mi; “Ey Said Allah o kadar mal mülk verdi sana. Sen Allah için ne yaptın? Bunlar Allah’ın emirlerini ayaklar altına almışlar.
İslam’ın temel ölçüsü ‘’LA İLAHE İLLALLAH’’ tüm tağuti düzen ve izim'lere başkaldırının adıdır. Bu hakikat İslam’ın olmazsa olmazıdır. Dikkat çekici bir husus olan, Tağut’u redderek Allah'a inandığımız an sapasağlam olan bir kulpa tutunacağımız hakikati şöyle ifade edilir.
Dinde zorlama yoktur. Doğruluk ile sapıklık birbirinden kesinlikle ayrılmıştır. Kim Tağut'u, azgınlığı reddederek Allah'a inanırsa kopması söz konusu olmayan, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir.
(Bakara-256)
Şeyh Said’in hayatından ziyade Hüseyni kıyamının ne anlama geldiği hususları üzerinde durmaya çalışacağım:
Şeyh Said kıyamında izlenen metoda baktığımızda, o asrın Tağuti güçleri Müslüman Türklere ‘’Kürt Ayaklanması, Batılı ülkelere ‘’Gerici, Yobaz Şeriat ayaklanması’’ olarak lanse ettikleri Şeyh Said kıyamına bizler hakkın şahitliği adına bakacak olursak.
İslam’ın tüm dinamiklerine karşı haklı gerekçelerin zemininin oluşması sonucunda, bu oluşumlara hakkın şahitliği adına dur demenin vaktinin geldiği idraki ile ‘’LA’’ denilmesini haykıran Müminlerin Cihad’ı Ekberidir. İslam Tağut’a başkaldırı olduğu kadar, Allah’a Teslimiyet ile bir boyun eğmedir de.
Bu bilinç ile bulunduğu ortamda tasavvufi yönü ile, zikir evratları ile boş odalarda geçirecek vaktinin olmadığını bilen Alim, Mücahit ve Şehit, Şeyh Said, Allah’a eğilen başların, zulümlere başkaldıracak inanç ile bütünleşmesi sonucu yerinde oturmayarak Cihad’ı Ekber’e karar kılmıştır.
İmam Humeyni’nin Şeyh Said Hakkındaki Sözleri:
‘’Zalimlerin etki alanında olan ülkelere bir bakın; bunlar saldırıya başladıklarında ilk yok etmeye çalıştıkları güçler alimler ve onların öğrencileri olmuştur. Çünkü İslam’ın devrimci özünü halka anlatacak olan yine bu ulemadır. Sadece kendi ülkemize İrana ve zalim Şaha değil doğuda ve batıda halkı Müslüman olan tüm ülkelere bakın, şunu göreceksiniz ki İslam’ın karşısında küfrü ve laikliği yerleştirmeye çalışanlar karşılarına Alimleri almışlar ve onları ya sessiz kalmaya zorlamışlardır yada Şehit etmişlerdir.
Eğer bu şehit olan alimler kanlarını bu yol için dökerlerse, bize düşen de onların kanını ve onların yolunu sürdürmek olacaktır ki bunun bedeli dünyada pek ağır olsada Allah’ın indinde mükafatı sayılamayacak kadar çoktur.
Bu zulüm farklı şekillerde halen müslümanlar üzerinde devam ediyor. Birçok yerde insanların ahırlarda toplu bir şekilde yakıldığı. Dini yerlerin ahırlar olarak kullanıldığı, İstiklal mahkemelerince türkçe bilmiyor diye binlerin asıldığı, bir devrim ile bir gecede on beş milyonun cahil cahillerinde alim olduğu, zalimler için çocuk, ihtiyar, kadın, erkek veya hayvan farkı gözetmeksizin yakıldıkları tarihe şahitlik edenlerin tanıklığı ile sabittir.
Bu kutlu şahadet ve kıyam gününde Şahadete kavuşanlara Allah’tan rahmet diliyor ve bu kutlu mesajlarının takipçilerinin her asırda var olduğunu açıkça beyan ediyoruz. Yaşasın Tüm Zalimler için CEHENNEM.
www.medineweb.net