Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31 Mayıs 2012, 16:37   Mesaj No:1

FECR

Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.134
Konular: 555
Beğenildi:1087
Beğendi:252
Takdirleri:10770
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Metin Önal Mengüşoğlu ile Röportaj

Metin Önal Mengüşoğlu ile Röportaj

Metin Önal Mengüşoğlu ile Röportaj

İslam dünyasının zilletinin asıl sebebinin mezheplerimizi ve meşreplerimizi dinimizin üzerinde görmemiz olduğunu söyleyen mütefekkir şair Metin Önal Mengüşoğlu, "Din lokomotif olması gerekirken, mezhep ve meşrepler lokomotif oldu. İslam'ın ana, sahih damarına ihanet ettik. Çok ciddi bir inkılaba ihtiyaç var." diyor.
Yazar, şair, mütefekkir Metin Önal Mengüşoğlu, Bursa'nın sakin ve mütebessim çehresine teslim etmiş kendisini. Derin bir uykuya daldığını düşündüğü Müslümanları uyandırmak, iradelerini ellerine almalarını, şahsiyetlerini bulmalarını sağlamak için yazıyor, il il gezip konferanslar veriyor


Babanız bir şeyhmiş. Nasıl bir ortamda büyüdünüz?
Kendimi idrak etmeye başladığım yaşlarda evimizde babamın dinsel ağırlıklı bir otoritesi vardı. Namaz kılmamızı, oruç tutmamızı, Kur'an okumamızı, dindar kişiler olmamızı isterdi. Babam demiryolcuydu. Kurtalan'a gidip gelirken Siirt'te bir şeyh efendinin isminin duyup ona bağlanmıştı. Bir süre sonra o şeyhten el aldı. Malatya'da o da bir hareket başlattı. O zamanlar 2-3 kişinin bir araya gelip Allah demesi suçtu. Perdeler kapatılıyor, sesin yansımaması için minderlerle kapatılıyor. Ya hadis, Kur'an okunuyor ya da Hu, Allah Ekber, La ilahe illallah diyorlardı. Dışarıdaki devlet, polis bizi gözetliyor, babamı alıp götürecekler, evimize baskın yapacaklar korkusu ile içerideki Allah, La ilahe illallah terennümlerinin arasında yetiştim.
Bu sizi nasıl etkiledi?
Okumalarım, düşünmelerim arttıkça bu ortamın dışarıdaki hayatla mücadele etme gücünün olmayacağını gördüm. İlkokulun ilk üç senesini Diyarbakır'da, son iki senesini Malatya'da okudum. Bir takım dükkanların camekanlarında Büyük Doğu ve Yeni İstiklal mecmualarını asıyorlardı. Bunları dışarıdaki insanların da görmesini isteyen birileri vardı. Okula gidip gelirken o cama asılı gazetenin ilk sayfasını okuyordum. Her gidiş gelişte okuyordum.
Babanızla görüşlerinizi paylaştınız mı?
İlk defa babama eve gelen müritler için "Bu insanlara hizmet etmeyeceğim" dememle başladı. Ailenin büyüğüyüm, biraz isyankar bir yapım var. Orada bir sahtelik hissediyordum. Babamla tatlı sert kavgalar yapıyorduk. Bu kavgalarda babama bir belge sunmak için kitaplara yöneldim, o esnada Kur'an'ı, Türkçe manasını keşfettim. Babama ayetler okuyordum. Böyle tatlı sert tartışmalarımız babamın ömrünün sonuna kadar sürdü.
Edebiyatla tanışmanız da böyle mi oldu?
Edebiyat ve sanatla bundan önce bir bağlantım var. Anneannemin musikiyle birlikte okuduğu Ahmediye, Muhammediye, Kara Davut kitaplarından bazı ezgiler, dayımın okuduğu Harput türküleri, çevrede duyduğum türküler... Nerede bir ezgi, tek bir melodi olarak duymuşsam iki elim kanda dahi olsa o tarafa dönmüşümdür. Böyle bir eğilimim var. Bu aile içinde tarikat, tasavvuf ahengiyle harmanlandı. Bir süre sonra okuma zevkinin aşısının başlamasıyla da eleştirel bir yöne yöneldi.
Hukuk okumanızda babanızın mı etkisi oldu?
Bir süre sonra kendimi bir Müslüman olarak görüyordum ve Müslümanlığım babamdan bana kalan bir miras değildi. Değişik bir tür Müslümanlık tercih etmiştim ve onu seçmiştim. O tarihlerde kitap okuyanları tutuklayıp içeri atıyorlar, babam ve onun gibileri takip ediyorlardı. Bu nedenle hukuk okumak, bu kişilerin avukatlığını yapmak anlamlı geliyordu.
Bitirince neden mesleğinizi yapmadınız?
Okulda birinci gün, birinci derste, Hüseyin Nail Kubalı diye bir hocamız Hukuk Tarihi'nden başlayarak ilk dersi verdi. Dinledim, dinledim hiç İslam Hukuku'ndan bahsetmiyor. "Efendim hukuk tarihinden bahsediyorsunuz, Hamurabi, Roma ama bir de İslam Hukuku var" dedim. "Otur yerine" dedi. Ben ısrar ettim. Yine sert bir şekilde "Otur yerine" dedi. O gün anladım ki burada hukuk yok, numara yapıyorlar. Sonra ben fakülteye kerhen ve babamın bir fakülteden mezun olmamı istediği için gittim. 9 yılda bitirdim. Mezun olduktan sonra da diplomamı yırttım.
Orta ve liseyi de geç bitirmişsiniz?
Ortaokul ve lise toplamda 6 yıl, ben 11 yılda bitirdim. 2-3 seferinde babamla kavgalarımız sonucu Ankara'da amcamlara kaçtım. 2-3 sefer de okuldan uzaklaştırıldım. Bütün bunların sebebi okul dışı meşguliyetlerimdir. Necip Fazıl'ın konferanslarına gidiyordum, dergi çıkarıyordum, arkadaşlarla toplanıp şiir okuyorduk, İslami nutuklar atıyorduk, İslami bilinçlenme için bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. Malatya Fikir Kulübü'nün etkinliklerine katılıyordum. Sabaha kadar sürüyordu, sonra uyanıp okula gidemiyordum. Bir süre sonra okuldan uzaklaştırılıyordum.
Şiirinizde eşinize, "Başını bağla, düş peşime" demişsiniz. Bu sizin evlenme teklifiniz miydi?
Çok genç, nişanlı olduğum dönemlerdi. Murat Kapkıner'e yazdığım özel bir mektuptaydı o ifade. O kasete okudu bunu okumuş. Sonra herkes okumaya başlayınca sahiplendim. 27 yaşında geldim hala evlenmemiştim, hala okuyordum, işim yoktu. Günah da işlemeyecek bir mümindim. Annemler seni evereceğiz diye bir kız buldular. Babam bir şeyh olmasına rağmen savcı olursam başörtüsüz olabileceğine göz yumabilecek bir yapıdaydı. Başörtülü olsun dedim. Tamam dediler. Hanımı bulmuşlar. Bana göstermek için yalandan başını örtmüşler. Bana gösterdiler. Nişanda karşıma başı açık çıkardılar. Baktım baş edemeyeceğim "Gel konuşalım" dedim gelmedi. "O zaman toplum içinde söylüyorum. Şu anda başını örteceksin, sana kitaplar göndereceğim okuyacaksın. Namazını kılacaksın. Yaparsan evleniriz, yapmazsan olmaz" dedim. Hemen örttü. O günden bu yana İslami çizgisini de muhafaza etti Elhamdülillah. Ben ona eziyet ettim o bana etmedi.
Malatya Fikir Kulubü'nün faaliyetleri nelerdi?
Dünyada bile eşi benzeri olamayan bir kulüptü. Said Çekmegil'in moderatörlüğünde sürdürülüyordu. Herkesin katılabildiği, herkesin o gün konuşmak istediği konuyu teklif edebildiği, herkesin herkesi o gün için başkan teklif edebildiği özgürlükçü bir çalışmaydı. Katılan herkesin seçilen reisin sağından başlamak üzere konuşma mecburiyeti vardı. Genelde konu olarak İslami meraklar seçiliyor ama zaman zaman medeni cesareti, bir toplumu yönetme, disiplinli konuşmayı öğrenme, sabrederek dinlemeyi öğrenmek için 'maydanozun faydaları' gibi konular da seçilebiliyordu. Bu aslında Ebu Hanife'nin yöntemidir.

-----------------devamı var-------------------
__________________
Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir
(Müslim)
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi FECR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Eskiden Hayat Daha Güzeldi... Gönülden Dökülen Nağmeler FECR 0 70 12 Ekim 2024 10:01
Prof. Dr. Mehmet Görmez'den Önemli Açıklamalar Muhtelif Konular FECR 0 101 07 Ekim 2024 20:33
Müslüman Bir Toplumu Çökertmek İstiyorsanız Muhtelif Konular FECR 0 84 23 Eylül 2024 11:06
Şehit Haniye İçin Ezgi MultiMedya-İzleme Vb Esma_Nur 1 100 03 Ağustos 2024 22:38
NELERİ BİLMELİYİZ? Kurân-ı Kerîm FECR 0 117 01 Ağustos 2024 17:31