17 Nisan 2008, 11:32
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 89 Üyelik T.:
21 Ağustos 2007 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
555 Konular:
227 Beğenildi:15 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | #Taşıyıcı annelik#Konusuna dair #Taşıyıcı annelik#Konusuna dair İnsanlar ‘amcanın sperminin ya da teyzenin yumurtasının kullanılması’ hususunda ‘
bu da evlatlık gibi bir şey’ düşüncesine itilmek isteniyor…
Halbuki bu düşünce evlatlıkla ilgili İslam dininin hükümlerini bilmemekten kaynaklanıyor.
Evlat edinileni, edinenin çocuğu haline getirmiyor İslam.
Hatta Kur’an-ı Kerim’de onların bizzat anne ve babalarının adıyla çağırılmaları isteniyor.
Batı hukukunda olduğu gibi evlatlık aldığında nesep itibariyle size bağlı olmuyor.
Sizin öz çocuğunuz olmuyor. Annesi babası bellidir.
Hâlbuki taşıyıcı annelikte genetik yapı birbirine karışıyor.
Hiç benzer tarafı yok. İslam dininde nesep bellidir.
Nesep nakledilmiyor. Sadece dünya hukukunda birtakım değişiklikler var.
Biyolojik anne ve baba gibi kavramlar da ortaya çıkıyor.
Taşıyıcı annelikten önce teyzesinin yumurtası ya da amcasının spermiyle çocuk sahibi olunmasında birçok problem çıkar ortaya.
Akrabalık kavramı ortadan kalkar. Annesinin yumurtasıyla çocuk doğuran biri hem kardeşini doğurmuş olur hem de kendi çocuğunu.
Sonuç itibariyle zina da veled-i zina da olmuyor.
Çünkü veled-i zina, zina fiilinden elde edilendir.
Burada zina fiili yok. Yok, ama zina fiiliyle meydana gelen çocuktan daha büyük problemler ortaya çıkarıyor bu.
Çünkü zina yoluyla elde edilen çocuğun annesi babası bellidir.
Bunda dedesi babası olabilir, teyzesi annesi, hatta kendi kardeşini, dedesinin çocuğunu doğurabilir bir kişi.
Teknik olarak adı zina değil ama İslam’ın nesli muhafaza prensibine külliyen aykırı.
Taşıyıcı annelik kesinlikle caiz değil. Kişi sadece rahminde başkasının embriyosunu taşıyor…denemez.
Çünkü embriyoyu taşıyor; ama rahminde gen alışverişi var.
Baskınlık her ne kadar yumurtanın sahibinde gibi görünse de karışma var.
Sütkardeşliğinde de öyle. Bilim tespit etmiş durumda. Sütle dahi bir miktar genetik transfer var.
Bu işler ne tıbben, ne de hukuken etik...
Yardımcı üreme tedavisi bazı ülkelerde yasal. ABD’de bazı eyaletlerde yasak, bazılarında serbest.
Tıbben zor bir işlem değil. Ülkemizde olayın hukukî ve dinî boyutu var.
Spermi ya da yumurtayı veren kişi acaba ne kadar sağlıklı? Yapılıyorsa tamamen kontrol dışı demek.
Genetik geçici hastalıklar olabilir. Bazı kan ve metabolizma hastalıkları.
Donör olan şahıs, ister sperm, ister yumurta versin, AIDS, Hepatit B ve C gibi bazı enfeksiyon hastalıkları taşıyor olabilir.
Genetik hastalıkların bir kısmı bilinmeyebilir. Şizofreni gibi bazı akıl ve ruh hastalıkları da genetik yoldan aktarılıyor.
Bir de miras hukuku var. Sperm ve yumurtayı bazen bildiğiniz şahıstan alıyorsunuz. Yarın öbür gün hak iddia edebilir bu çocuk.
Çünkü genetik anne ya da babası. Ne kadar sözleşme yaparsanız yapın,
dünyada bunun örnekleri, mahkemeler var. Genetik annelik, genetik babalık o çift ve donör olan şahısta bazı psikolojik sıkıntılara sebep olabiliyor.
Kendi çocuğu olmayabiliyor;
ama halbuki kendinden olmuş çocuklar var ortada. Veya kimlerin donör olabileceğini, kaç kişiye bağışta bulunabileceğini iyi ayarlamak lazım.
Aksi takdirde belli bir toplum içinde aynı genetik materyale dâhil kardeş, yarı kardeş,
üvey kardeş gibi ihtimaller de ortaya çıkabilecek. Bu gibi sakıncalar içeriyor.
Tıbbî, hukukî, sosyal sorunlara yol açacağı belli.
Mehmet TALU |
| |