Kuran'ın İnşa Etmediği Akıl,"sefih akıldır!"/Muhsin Arslan
İslam dini,insan dışında hiç bir canlıya verilmeyen
akla büyük önem vermektedir.Akıl her insanda vardır ama,islam'ın benimsediği akıl,
Vahyin inşa ettiği,terbiye ettiği,kuran atelyesinden geçtiği akıldır.
Kuran ile muhatap olan,Allah'ın gör dediği noktada bakan,yürü dediği çerçevede yürüyen,düşün dediği çerçevede düşünen bir akıl,dur dediği yerde duran,Kuranın"
eşrefi mahluk" mertebesini verdiği akıl sahipleridir.
Kuranın düşün dediği çerçevede tefekkür eden,kendisini "teşekküre" mahkum bir konumda bulur.
Allahın değilde,şeytanın gör dediği noktaya endekslenen akıl
,"...Allah, aklını kullanmayanları en yüz kızartıcı iğrençliğin kucağına atar."(yunus 100).Ayeti kerimesi Kuran'ın akla bakışını,inşasını,çerçevesini özetler.
Kuran aklı kullanırken,"
ifrat" ve "
tefrit" sınırlarına dikkat edilmesini emretmektedir.Kuranın inşa-terbiye ettiği akıl örneği Hz Resulullah;
"
gündüzü oruçlu gecesi namazla geçen bir sahabi eşinin şikayeti üzerine,ibadetin bile aşırısını yasaklayan bir akıl örneğini önermektedir."
Yani
ibadetin bile aşırısını yasaklayan bir islam ile karşı karşıyayız.Her türlü günahı yasakladığı gibi,gizli saklı işlenen bir günahın deşifresini,"
fitne kapısını kapamayı" kötü örnek teşkil etmemesi için haydi haydi yasaklamıştır.
Dünyası için ahiretten,ahireti için dünyadan vazgeçmeyı yasaklamıştır.yaşarken "
mükemmel" yaşamayı,tefekkürü,teşekkürü önerirken,"
berbat" yaşantıyı,ahlaksız tefekkürü,şeytani tekkebürü,firavuni tahakkümü,mürai kişiliği yasaklamıştır.
Helal olan kurban kesiminde bile merhametli bir kesimi,kıssas yapılacak kişiye bile insaflı davranmayı,tazir uygulanacak zaniye bile öldürücü darbeden uzak kalınmasını önermiştir.
eleştirirken yerin dibine sokmamayı,övgüde yergide,yüceltmeyı,aşağılamayı
ifrat- tefrite dikkat etmeyı önermiştir.
her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye,her mutefekkiri hadım etmeye,her konuşanı susturmaya,her alimi eleştiri psokolojisiyle okumaya,herkese tepeden bakmaya,kendisinden başkasını cennete layık görmemeye,düşene "
sende vur" vicdansızlaşmaya,amacı muhatabını kazanmak değilde alt etmek olan tartışmaya yeltenen akıl "
hastalıklı akıldır".
her farklı sese hasımkarane,buğzane yaklaşım hastalıklı akıl ürünüdür.eleştirirken yerin dibine sokmak,överken göklere çıkarmak...toptancı yaklaşmak,bir alimi cımbızla çekip bir cümlesi ile bir eserini çöplemek kuran'ın inşa etmek istediği "
ahlaklı akıl" değildir.
yan odada filistini kurtarmaya,dünyayı fethetmeye,hararetli edebiyatlar parçalamaya,"
ben varya ben" ile başlayan icraatsız nutuklara,nursuz sorumsuz yaşantılara kapılan "
mucahid efelere" ; "
diğer odada hakkına hukukuna riayet etmediğin, ihmal ettiğin gözü yaşlı eşin,sokaklara saldığın terbiyesini eğitimini vermediğin çocuğun seni yalanlıyor denildiğinde","
haklısın kendimi düzeltmeliyim" diyemeyen akıl "
marazlı akıldır".
cahil ve hastalıklı akıl eleştirirken,yererken;"
ya mukemmel yapma sevdalısı yada berbat etme pskilojisini taşır".seviyorsa göklere çıkarır,hakketmediği makamlara oturtur.sevmiyorsa yerin dibine sokar,yetmedi zikir niyetine bir ton da küfür sayar..
Müslüman İnsan Kuranın önerdiği akla,yaşantıya,tefekküre,teşekküre,ihlasa endeksilidir.hedefimiz Allah rızası ise,bize bakan Resulullah'ı(sav) hatırlamalı...İşte bu Kuran'ın İnşa ettiği Müslüman dedirtmeli..
Çevremizde yaşantımızla,aklımızla,marifetimizle kimi hatırlatıyoruz sizce ?soralım kendimize,bir gün sorulmadan!...
Muhsin Arslan [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] 9.6.2012