Gelin Olan Kıza Verilen Öğüt
Bu hikâye, çok meşhur, çok ibret dersi veren dinî bir hikâyedir. Akıllı kız annelerinin ve gelinlik kızların ibret dersi alacağı çok yararlı bir hikâyedir.
Bu hikâye, öyle bir kızın hikâyesi ki, babası kabile reisi, bütün insanlar onun emrindedir. Lider, başkan bir babanın kızı. Anası ise, çok akıllı, bilgili, hayatı çok iyi bilen bir İslâm anasıdır. Reis karısı, lider, başkan karısı. Köklü bir aileden gelen akıllı bir ana!
Bu kız öyle bir kız ki, zenginlik bunlarda makam, şöhret, rütbe, mevki hepsi bunlarda!
İşte böyle bir kıza annesi tarafından verilen 10 öğüdün hikâyesini okuyacaksınız.
Yazmak bizden, okuyup ibret dersi almak sizden, tesir halketmek Cenâb-ı Hak'tandır.
Meşhur rivayete göre, haris'in kızı Esma, gelin olup kocaya gideceği gün annesi Ümmame tarafından kendisine şu şekilde nasihat (öğüt) verilir:
"Bak yavrum, sevgili kızım beni çok iyi dinle. Nasihat herkese lazımdır. Öğüt, herkes için yararlıdır.
Eğer bir kimsenin edepli ve terbiyeli olması veya büyük adam evladı olmasıyla herkesin yanında saygılı ve itibarlı bulunmasıyla öğüt ve nasihate ihtiyacı olmasaydı; senin de nasihate hiç ihtiyacın olmazdı.
Lakin öyle değildir. Nasihat herkese lazımdır. Nasihat bilmeyene öğretir. Bilene de hatırladır."
Din nasihatle ayakta durur. Nasihat dinleyenler, dinlerini çok iyi öğrenirler. Nasihat dinleyip de tutanlar dünyada mesut ve mutlu bir hayat yaşarlar.
"Sevgili kızım! Eğer bir ana ve babasının zengin olmasından dolayı bir kocaya varamayacak olsaydı, sen hiçbir zaman kocaya varmaya muhtaç olmazdım. Çünkü baban çok zengin, çok şöhret sahibi, makam ve itibar sahibidir. Sen de böyle olan büyük bir adamın kızısın!
Lakin hayat öyle değildir. Allah, bizleri yaratmış ve bizim için hayat kanunları koymuştur. Her yaşam ve bizim için hayat kanunları koymuştur. Her yaşam Allah'ın koyduğu kanunlar çerçevesinde hayatını (yaşamını) sürdürür.
Allah'ın koyduğu kanuna göre, hayata atılma çağına gelen her kadın bir kocaya, her koca da bir kadına muhtaçtır. Erkekler kadınlar için, kadınlar da erkekler için, yani; bir kadın bir erkekle, bir erkek de bir kadınla müşterek (ortak) bir yuva kurmaya muhtaç bir şekilde yaratılmıştır. Bu Allah'ın kanunundur. Bu kanunu hiç kimse bozamaz. Bu kıyâmete kadar böyle olacaktır.
Bu sebeple kızım artık sen, doğup büyüdüğün ve yetişmiş olduğun yuvadan, gezip dolaştığın, yürüyüp koştuğun yerden çıkıp bilmediğin bir yuvaya gireceksin. Şimdiye kadar görüşüp konuşmadığın bir hayat arkadaşının evine, senin olacak bir eve gidiyorsun."
Ey benim ciğer-parem, biricik kızım, gözümün nuru yavrum! Şimdi sana derim! Sen O zâta (kocana) hizmetçi ol ki, o da sana kul köle olsun. Sen ona yer ol ki, o sana gök olsun. Sen kocana ev ol ki, o sana direk olsun.
Sevgili kızım! Şimdi beni çok iyi dinle. Sana bazı ölçüler vereceğim. Bu ölçüleri çok iyi belleyip ezberleyeceksin. Bunları hiçbir zaman aklından çıkarmayacaksın. Bu ölçüleri zamanı geldikçe gayet itinalı bir şekilde gereği gibi yerine getirip yapacaksın.
Bu dediklerimi yaparsan kocanla güzel bir şekilde mesut bir hayat geçirir. Mutlu ve bahtiyar olursunuz. Bizler de (her iki ailede de hem kocanın ailesi hem bizim aile) huzur içinde sizlerle mutlu oluruz. Aksi halde (yani, dediklerimi, öğütlerimi dinlemez; kendi haline gidersen) her iki aile de huzursuz olur. Sen de Cehennem hayatı yaşarsın.
Kızım! Şimdi sana vereceğim şu 10 öğüde iyi kulak ver. Bunları hiç aklından çıkarma:
1 Kanaât sahibi ol. Kendi haline şükret.
Yani, kocan, eve her ne alıp getirirse, yiyecek olsun, giyecek olsun onu en güzel bir şekilde kabul et.
2 Kocana teşekkür ederek hoşnutluk göster. Zira mutlu bir hayat yaşamanın tek yolu, haline şükretmektir. Haline şükretmeyen, kendi kazancını beğenmeyen gönül huzuru, kalp rahatlığı bulamaz.
3 Kocana itaat et, yap dediklerini yap, yapma dediklerini yapma.
Yani, kocanla sohbet ederken ve konuşurken, ona karşı itaatli olduğunu, onun dediklerini güzel bir şekilde dinleyip yerine getirdiğini, senin konuşma ve dinleme şeklinden anlasın. Bu şekilde hareket edersen Allah-ü Teâlâ senden hoşnut olur ve eviniz saâdetle dolar.
Kocanın göreceği yerlere çok dikkat et.
Yani evinin, içini, dışını çok temiz tut. Sakın kocanın gözüne çirkin bir şey görünmesin.
4 Kokusu alınacak (kokusu gelecek) yerle çok dikkat et. O yerleri iyi araştır.
Yani; kocanın burnuna kokusu gelebilecek yerleri çok iyi temizle. Üstünü başını temiz tut. Kokusu olabilecek yerleri iyi kolla, oraları temiz tut. Kocanın burnuna daima temiz kokular gelsin, kötü bir koku duymasın. Çünkü kötü kokular seni kocanın gözünden düşürür. Senden iğrenmesine neden olur. Şunu iyi bilesin ki, temizlik ve zarifliğin, en iyisi, insanın gözüne en hoş geleni su ile olanıdır.
5 Yemek zamanını iyi kolla.
Yani; yemek yiyeceği zaman hiçbir dakika bile geçirme. Alışkanlığı, yemek saati, ne zamanlar ise, o zaman yemeğini hazır bulundur. Gelince hemen sofrayı kur. Şunu iyi bil ki, açlık insanı ateşlendirip sinirlerini gerginleştirir.
6 Uyku vaktini, uyuyacağı zamanı iyi belle.
Yani, hangi saatte uykuya yatma zamanıysa o saatte yatığını hazırla. Zira uykusuzluk insanı öfkelendirir. Sinirleri bozuk olan öfkeli asabiyetli (asap bozukluğu) olan bir adamda sevgi yavaş yavaş yok olur.
7 Kocanın malını ve eşyasını çok dikkat eyle.
Yani; kocanın malını çok iyi koru. Eşyasını da çok iyi muhafaza eyle. Çünkü onun malı senin malındır. İşte onun için kocanın malını israf etmeden yerli yerince kullanıp muhafaza etmelisin ki, bu da iş bilmek ve kıymet bilmek demektir.
8. Kocanın akraba ve yakınlarına karşı hürmetli ol.
Yani; kocanın akrabaları ve yakınlarına karşı saygılı olman, kocanın itibârını gözetmen demektir. Onlara hürmet göstermen kocana hürmet göstermen demektir. Bu ise, kıymet ve itibar bilmek demektir.
9. Kocanın sırrını kimseye söyleme.
Yani, kocanın bazı sırlarını öğrendiğin zaman sakın ki, bu bildiğin sırrı kimseye söylemeyesin. Eğer söylersen, onu gücendirmiş ve sana olan güvenini kaybetmiş olursun. Böylece aile düzeniniz bozulmuş olur.
10. Kocanın dine uygun her emrini yerine getir.
Yani; kocanın dine uygun bir şekilde sana söylediği her emrini yerine getirmekte tembellik etmeyesin. Hele hele karşı gelmek gibi bir hareketin olmasın. Eğer böyle bir hareketin olursa sana karşı kin besleyip sonunda sana düşmanlık eder. Sana düşmanlık ederse senin zararın çok büyük olur. Ve senin elinden de hiçbir şey gelmez.
Şunu da iyi bilesin ki, kocan kederli olduğu zaman sen neşeli olmaktan; o neşeli olduğu zaman, sen kederli görünmekten son derece sakınasın. Çünkü Onun kederli ve sıkıntılı olduğu zaman senin neşeli görünmen, onun neşeli olduğu zamanlarda da senin üzüntülü görünmen onun dertlerine ortak olamamak gibi bir kusur ve eksiklik ortaya koyar. Bu ise anlayışı kıt olan, terbiyesi eksik bulunan kimselerin yapacağı bir harekettir. Bu senin gibi yüksek bir terbiye görmüş akıllı ve anlayışlı kadınlara yakışmaz.
Hülasa: Yavrum! Kocana ne kadar çok saygı ve hürmet gösterirsen, kendini o kadar sevdirirsin. Ne kadar dediklerini yapa; sözlerini dinlersen, o derece ondan sevgi ve hürmet görürsün.
Yavrum! Bir de şunu çok iyi bilesin ki, bu öğütlerimi yerine getirip gereği gibi hareket edebilmen için, kendi şahsi istek ve arzularını bırakıp kocanın isteklerini yerine getirmen gereklidir. Kocanın isteklerini kendi isteklerinden önce yaparsan o vakit bu öğütlerimi yapmış olursun.