Kül ve gül denklemi...
Kül ve gül denklemi
"Çıplak çıkarsa söz
Sadra inşirah gerek
Mevsimi sarmışsa güz
Vakte inşirah gerek
Tene saplanmışsa göz
Akla inşirah gerek
Küllenmişse kalbde köz
Ruha inşirah gerek"
Yükselir ve alçalır yürek her tik takla
Ve genişleyip daralır
Bazen yükseklerde teyaran eder de, gün olur açamaz kanatlarını, yer kuşu olur
Daralan ve kendine büzülen yüreği neyle genişletmeli? Kabuğuna saklanan kaplumbağa ve dikenine yumulan kirpi gibi, bunalınca yürüdüğün yolda; nereye kaçmalı ve korumalı kendini hangi silahla?
Oturduğu odalara, yürüdüğü yollara, zamana sığmaz da bazen yürek, sıkışmış, daralmış bir göğüs kafesinde parmaklıklara vurarak çırpınmaya başlar
Göğsün daralması ne büyük bir koyu gece halidir insana
Yürek yaşadığı büyük sıkıntıyla hüzün şarkıları söylemeye başlar
Göğüs kafesi büyük bir baskı yapar kalbin üzerine
Öyle bir hapishane olur ki, duvarları gittikçe üzerine gelen, parmaklıklara geçecekmiş gibi kemikler çıtırdar
Gömleğin yakası açılır, pencere açılır, genişlik aranır bir nebze
Hallolmayan bir iş, ulaşamadığın bir netice, amacına ulaşmayan bir çaba, tıkanmış bir yol, bir kaybediş, bir mahrum kalış, bir sukut-u hayâl
Ve baskı altında sıkışmış bir yürek
Bilirsin her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı olduğunu
Ama gecede ışıksız kalıp, kışta üryan olup üşümekten kurtulamazsın yine de
Bir mutluluk ve muvaffakiyeti satın almak için ödenmesi gereken bir acı bedel
Bir yürek yakınlaşması en merkezinden Rabbine doğru
Yazılacak yeni bir sayfaya, dizilecek yeni matbaa harflerine ve sunulacak yeni anlamlara hazırlık hali
Bir tohum çatlatma, filiz çıkarma sendromu
Aczini ve fakrını, gücünün yetmezliğini ve çaresizliğini ta ciğerinde duyup yüreğinin boş avuçlarını açma, dolmak ve doymak isteme hali
Karnın açlıktan zil çalması, yemek diye
Boşuna değildir bu yürek krampları, bu içsel sancılar, bu kasılma ve büzülmeler, bu yüreğin dışta susup içte feryat figan etmesi
Kendinin her şeyinle yeni bir versiyonunu, biraz daha anlamış, biraz daha olgunlaşmış, biraz daha ibret almış ve hoşgörüsü, ‘Bu da geçer ya Hu’ su çoğalmış halinin ortaya çıkması süreci
[I][SIZE=3][COLOR=red]Evet oldukça hüzünlü, sıkıntılı, bekleyişli olur böylesi daralma zamanları
Tıpkı bahardaki güzel elbiseli, çiçek ve meyveleri bol, ellerini uzatıp herkese tebessümlü ikramları olan, dallarında kuşları sevgi dolu şakıyışlarıyla misafir eden, onlara yuvalık eden ağacın sonbahardaki hüzünlü hali gibi
Kuru kemikleriyle takır tukur, elbiselerinden soyunup üryan, boş ellerine kimsenin dönüp bakmadığı, dallarında kendini büyüten kuşların çoktan terk ettiği, etrafa sunacak iyi bir şeyleri olmadığı için hal hatırı sorulmaz olan, öksüz kalan, darülacezelik olan ağaçlar gibi
Oysa sonbahar, bahar türküsü ve duasıdır[
Bu yürek daralması süreci bir bitiş ve yeni bir oluşuma hazırlanma sürecidir zira
Ne olursa olsun, ortaya eskisinden daha iyisi çıkacaktır mutlaka
Ağrıyan ve ağlayan yüreğini alıp Rabbine gitmektir tek çare
Zira O sığınılacak tek melce, yardım istenecek tek merci, yaslanacak tek dayanak, beklentiler boşa çıkmayacak tek umut kapısıdır[
Güller açmış yerlerinin gün olup küle döneceğini görürsün de, küle dönmüş yanlarından yeni güller açacağını da hatırda tutarak, şimdiye dek böyle olmasının yine böyle olacağının delili sayarak, bu daralma ve inşirahlar bekleme süreçlerini yine de ümitle, şükürle geçirmeli insan
‘Çilem mübarek olsun, gözyaşım helal olsun’ demeli
Zira acılar durduk yere çekilmez
Tik taklarıyla inip çıkarken vücudu besler tepeden tırnağa Orada hayat vardır zira
Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle
Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla