"İlâh"; "me'lûh" demektir.
"İlâh"; "me'lûh" demektir.
Lâ İlahe İllâ Ente" ifadesini n mânâsı
Hz. Yunus'un " lâ ilahe illâ ente" (yani Senden başka ibadete layık ilâh yoktur) duasına gelince:
Burada "ulûhiyetin tekliğini" ispatı vardır.
"Ulûhiyet" ise; Allah'ın kudretini n, bilgisini n, rahmet ve hikmetini n yetkinliğini içerir. Ayrıca burada Allah'ın kuluna ihsanının da ispatı vardır. Çünkü:
"İlâh"; "me'lûh" demektir.
"Me'lûh" ise; İbâdet edilmeye yegâne hak sahibi olan varlık mânâsındadır.
O'nun ibâdet edilmeye lâyık yegâne varlık olması; aynı zamanda O'nun çokça sevilen yegâne sevgili, çokça saygı duyulan tek saygın varlık olmasını gerekli kılan sıfatlarla sıfatlanmış olması demektir.
Gerçekte İbâdet; çokça, (son derece) sevme (muhabbet) ve çokça, (son derece) acziyet (tezellül) belirtmey i içeren bir fiildir.
(İbadet en yetkin (kamil) sevgiyi ve tazim mânâsını içeren en mükemmel acziyeti (zül) kapsar)
Hz. Yunus (a.s.)'un "Sübhâneke" sözü' O'na tazimi, O'nu zulüm ve benzeri noksanlıklardan münezzeh ve mukaddes tutmayı içerir. Çünkü "tesbih" (Sübhâneke demek) her ne kadar eksiklikl eri olumsuz kılmayı içerdiği söyleniyorsa da, Mûsâb bin Talha'dan "Mürsel" olarak Rasûlullah'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir.
Allah Resulü (s.a.v.) kulun "Sübhânellah" demesiyle ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
"Bu söz, Allah'ın (kula verdiği) kötülükten kurtulma beratıdır" (Hadisi İbn Cerir Taberî, tefsirind e kaydetmiştir, c. 15, s. 2)
Aslında "olumsuzla ma" (nefy) övme anlamı içermez; lakin "ispat" (sübût) anlamını içerdiğinde övme anlamı ifade eder. Şayet içermezse salt nefiyde (olumsuzla ma) övme anlamı yoktur.
Allah'tan eksikliği ve kötü olanı uzaklaştırma (nefyetme), aynı zamanda O'nun kemâl ve güzelliklerini ispatlama yı gerekli kılar. Çünkü en güzel isimler Allah'a aittir.
Bunun gibi Kur'ân'da Allah'tan kötülük ve eksikliği uzaklaştırmak amacıyla gelen âyetlerin tamamı, O'nun güzelliklerini ve mükemmelliğini ispatlama yı içerir.
Şu âyetler buna örnektir:
"Allah ki, O'ndan başka ibadete layık ilah olmayandır. O, Hayy (Diri) ve Kayyum'dur. (gözetip ayakta tutandır) Kendisini uyuklama (sayıklama) ve uyku tutmaz..." (Bakara, 2/255)
O'nu sayıklama ve uyku tutmasını nefyetme, O'nun diriliğinin ve kayyûmiyeti (yaratıklarını gözetip ayakta tutma) nin mükemmeliyetini içerir.
Diğer bir örnek şu âyettir:
"Bize bir usanma, bir yorgunluk da dokunmadı." (A'râf, 50/38)
Bu âyet de Allah'ın kudretini n kemâlini kapsayan bir âyettir.
Bu durumda
Allah'ı kötülükten uzak tutmayı ve eksikliği ondan nefyetmeyi çeren "Sübhânellah" kelimesi aynı zamanda O'na saygı duymaya da şamildir.
Hz. Yunus (a.s.)'un "Sübhâneke" (Senin şanın yücedir) sözü Allah'ı zulümden uzak tutmak, O'nun zulümden uzak olmasını gerekli kılan yüceliğini ispatlama k amacıyla söylediği bir sözdür.
Çünkü zâlim ya zulmetmey e gereksini m duyması ya da bilgisizl iği yüzünden zulmeder.
Halbuki Allah herşeyden müstağni, herşeyi bilen, kendi kendine yetendir. O'nun dışındaki herşey O'na muhtaçtır. Bu, O'nun yüceliğinin mükemmelliğidir.