Gelecek neslin yoksun kalacağı mevzu haya!
Gelecek neslin yoksun kalacağı mevzu haya!
Hayâ, utanmak demektir. İnsanın, kınamayı gerektirecek söz ve davranışlardan dolayı Allah (celle celalüh)'a ve insanlara karşı mahcubiyet duyması, üzüntü yaşamasıdır.
Hayâ ve edeb mükemmel bir ahlak için en güzel ölçüdür. Her işte haddini bilmesi, utanılacak bir işten veya sözden dolayı yüzünün kızarması, insan için büyük bir fazilettir.
Bu üstün değer, insanı her türlü kötülükten uzak tutar. Güzel bir hayat yaşamasına sebep olur.
İnsanda, bir doğuştan gelen, yaratılışında var olan hayâ duygusu, bir de inancından kaynaklanan hayâ duygusu vardır.
Doğuştan gelen hayâ duygusu, insanı pek çok ar ve ayıp sayılan şeyi işlemekten alıkoyar.
İnancından kaynaklanan hayâ duygusu ise; o İslam dininin ayrı bir özelliğini ve güzelliğini temsil eder. Doğuştan gelen hayâ duygusu; güzellikler için bir tohum gibidir. Bu hayâ tohumu, imanla, ilahi bilgilerle, her an Rabbinin huzurunda olduğu şuuru ile beslenmelidir. Yoksa bu tohum çürütülür, hayâ perdesi yırtılırsa, fert ve toplum hayatında insanı insanlığından utandıran hayat tarzları meydana gelir. Onun için Peygamber Efendimiz(aleyhissalatu vesselam) s.a.v. ''Hayâ tümüyle hayırdır. (yani hayâ ancak hayır getirir)'' buyurmuşlardır.Kardeşini utangaçlığından dolayı uyaran ensardan birinin yanından geçerken de, uyaran kişiye: ''Onu bırak, varsın utansın. Çünkü hayâ (utanma duygusu) imandandır.'' diye ikazda bulunmuştur. Hayâ duygusuna sahip olan bir insana; ''Utanmiyormusun?'' demek, o insanı fenalıklardan uzaklaştırmak için yeter. Utanma duygusu kalmamış bir insana ise ne söylense boşunadır. Zira o, bildiğini yapacaktır. Sevgili Peygamber Efendimiz(salluallahu aleyhi vesellem) s.a.v. ''Utanmazsan dilediğini yap'' sözünün, geçmiş peygamberlerin sözlerinden olduğunu ve zamanımıza kadar da bütün insanların bunu böyle bildiklerini haber vermiştir.Hayâ konusunda, başta Peygamber Efendimiz(aleyhissalatu vesselam) s.a.v. i Sahabe-i Kiram-'ı, onları örnek almış ve mümtaz bir hayat yaşamış İslam Büyüklerini örnek alalım... Alalım ve neslimize de onları örnek verelim. Çünkü edeb ve hayâ denilen üstün değerlere sahip olanlar, kınanmaya ve ayıplanmaya sebep olacak şeylerden kaçınırlar. Hayânın ve hayâ sahibi insanların olmadığı yerde ise her tip kötülük boy gösterir, şerler ve şerliler meydana çıkar. Mehmet Akif merhumun bu hususu: ''Hayâ sıyrılmış, inmiş öyle yüzsüzlük her yerde, Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde'' diyerek çok güzel ifade etmişdir.
ÖZETLE
Hayâ, iman bahçesinde yetişen bir güldür.
Hayâ, insanın derlenip toparlanması, kınanmaktan çekinebilmesidir.
Hayâ, inancın gereği, inanan insanın ziyneti, olgun insanın yüzsuyu, mükemmel insanın karekteridir.
Hayâ, kötülüklere set, ayağa pranga ele kelepce, göze de perdedir.
Hayâ, kötülüğe karşı fren, iyilik içinse gaz pedalı gibidir.
Hayâ, Allah (celle celalüh)'ın c.c verdiği nimetler karşısında kendi kusurlarına bakıp kalp'de meydana gelen sıkılma duygusudur.
''Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!''
...alıntı...