05 Mayıs 2008, 02:12
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 5587 Üyelik T.:
05 Aralık 2008 Arkadaşları:14 Cinsiyet: Memleket:İstanbul Yaş:35 Mesaj:
2.537 Konular:
2038 Beğenildi:116 Beğendi:0 Takdirleri:270 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cüz Cüz CÜZ' Bir bütünün parçalarından her biri. İslâmî tabir olarak da, Kur'ân'ın okuma ve hıfzını pratik olarak kolaylaştırmak gayesiyle ayrıldığı otuz parçadan her birine verilen isimdir. Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde Kur'ân'ın bölümleri sûrelerden ibaretti. Kur'ân'ın sûrelere bölünmesi tevkîfîdir, yani vahye dayalıdır. İlk dönemlerde Kur'an yazısında bugünkü noktalama işâretleri ve harekeler mevcut değildi. Ancak özellikle Arap olmayanların İslâm'a girmesiyle beraber gündeme gelen noktasız ve harekesiz yazının doğru olarak okunması problemi, kolay aşılacak bir engel değildi. Kur'ân'ın doğru okunmasını sağlamak amacıyla önce harekeleme ve noktalama işaretleri yapıldı. Bunun kolaylık sağladığı görülünce bu amaca yönelik yeni adımlar atıldı. Bilindiği gibi Kur'ân-ı Kerîm henüz Peygamber (s.a.s.)'e indirilirken sahabelerin bazısı tarafından ezberleniyordu. Kur'ân'ı ezberleme geleneği günümüze kadar kesintisiz olarak devam etmiştir. Ayrıca Kur'an okumak bir ibâdet olduğundan, gerek Kur'ân'ı okuyanlar, gerek ezberlemiş olanlar baştan sona Kur'ân'ı okuyor, onu hatmediyorlardı. Kur'ân'ın belli uzunluklarda bölümlere yani cüzlere ayrılması, pratikte hem ezberlenmesine hem de hatm edilmesine kolaylıklar sağlayacaktı. Özellikle belli aralıklarla onu hatm edenler için bu bir ihtiyaçtı. Önceleri birbirinden farklı bölümlendirmeler olduysa da, Kur'ân'ın tedris edildiği medreselerde otuz cüze bölünmesi yaygınlaşıp kabul gördü. (ez-Zerkeşî, el-Burhân fi Ulûmi'l-Kur'ân, I, 250). Bilahare cüzlerin hiziplere bölünmesi de gerçekleşti ve her cüz' dört ayrı hizb'e bölündü. Böylece Kur'ân-ı Kerîm otuz cüz' ve yüz yirmi hizb'e ayrılmış oldu. M. Sait ŞİMŞEK |
| |